EĞİTİM - 12 Şubat 2019 Salı 11:12

Kılıbık değil ‘sertifikalı baba’ oldular

A
A
A
Kılıbık değil ‘sertifikalı baba’ oldular

Aydın’da eğitim öğretim veren Dr.

Aydın’da eğitim öğretim veren Dr. Fevzi Mürüvet Uğurluoğlu okulunda öğrencileri bulunan babalara AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) işbirliğiyle düzenlenen programla eğitim verildi. 10 hafta süren Baba Destek Eğitim Programını başarı ile tamamlayan babalara sertifikaları Aymira Otel’de düzenlenen yemekli gecenin sonunda verildi.


Programa, Okul Müdürü Doğan Bakır da katılarak bilinçli babalara ve bilinçli baba olmak için gayret gösterenlere teşekkür etti. Aymira Otel Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen programın açılışında konuşan Okul Müdürü Doğan Bakır, dünyanın en önemli ve en değerli varlıkları olan çocukların daha iyi yetişmesi için ne yapılsa az olduğunu belirtti. 1996 yılından beri babaların çocuklarının bakımında sorumluluk üstlenmeleri, çocukları ile demokratik bir ilişki kurarak, onların gelişimlerini etkin bir şekilde desteklemeleri için “Baba Destek Programı”nın uygulandığını kaydeden Okul Müdürü Bakır, “Hedefimiz, aile içindeki demokratik davranışların gelişmesiyle birlikte, babaların çocuklarıyla daha çok vakit geçirerek, sağlıklı bir iletişim kurabilmesine, onların ihtiyaçları konusunda bilgilenip, şiddet içeren davranışlarını değiştirmesine aracılık etmek. Okul olarak bu konuda adeta seferberlik başlattık. Oldukça da başarılı sonuçlara ulaştık” diyerek eğitimi başarı ile tamamlayıp sertifika almaya hak kazanan velilerine teşekkür etti.


Bilimsel gelişmeler ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda guncellenen eğitim programı, babaların çocuk yetiştirme tutumlarında olumlu değişiklikler oluşturduğu gibi, çocuklarının gelişimini destekleme konusundaki bilgi seviyelerini de anlamlı şekilde yükselttiğini kaydeden Baba Destek Programı Eğitimcisi Barış Kubilay ; “Çocuğun gelişiminde anneler ve babalar ortak sorumluluk almalılar. Şiddetin olmadığı, barış içinde bir aile ortamı çocukların hakkıdır. Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek isteyen her ailede babaların da çocuğun bakımında, eğitiminde, beslenmesinde, zihinsel, bedensel, sosyal gelişiminde etkin rol alması, onlara fırsatlar sunması beklenmektedir. Çocuklarımız kucağımızda bir bebekken büyüyüp çocuk, ergen ve daha sonra da yetişkin oluveriyorlar. Şu soruyu sormamız gerekiyor ‘Biz babalar olarak bu süreçte ne kadar varız? Bu sorunun cevapları bizde ‘bir şeyleri değiştirmeliyim, çocuğum büyüyor ve ben onun bu gelişim yolculuğunu kaçırmamalıyım, çocuğumla daha fazla vakit geçirmeliyim, ilgili bir baba olmak için bir şeyler yapmalıyım’ hissi uyandırıyorsa ve bir yardım arıyorsak, Baba Destek Programı’na katılmalıyız” diyerek çocukları doğru yetiştirmenin dünyanın en mühim meselelerinin başında geldiğini kaydetti.


Dr. Fevzi Mürüvet Uğuroğlu Ortaokulu’nda uygulanan Baba Destek Programında 5. sınıf velilerinden olan 15 baba eğitimi başarıyla tamamladı. Eğitimin son 2 oturumu annelerle gerçekleştirilirken, eğitimin eve yansımaları ve babalarındaki etkisi de öğrencilerle konuşuldu.


“Hem eğitim aldılar hem de kaynaştılar”


Yıllar sonra adeta yeniden öğrencilik hayatına başlayan ebeveynler aldıkları eğitim sayesinde kocaman birer aile oldular. Eğitim son gününde Aymira Otel’de gerçekleştirilen sertifika töreninde aileler yaşadıkları süreçleri ve program sonunda gördükleri değişim ve gelişmeleri aktardılar.


Eğitimi başarı ile tamamlayan; Muhsin Yağcı, Suat Günaydın, Salih Ungan, Mirbek Tektaş, Kürşat Osal, Abdulkadir Onaldı, Çayan Kandur, Faruk Kaya, Kamil Tektaş, Yusuf Baykal, Recep Kibar, Tuncay Kandur, Engin Atmaca, Hakan Karakaya ve Fatih İçdağ’a sertifikaları verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BTM girişimi Almanya’dan yatırım aldı Otomotiv endüstrisinde kalite kontrolü yapay zeka destekli kameralarla sağlayan Academic Sight, otomasyon sektörünün önde gelen firmalarından Alman Robodex’ten yatırım aldı. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Academic Sight’a Almanya’dan yatırım geldi. Otomotiv endüstrisinde gerçekleştirilen manuel insan gözlemine dayalı kalite kontrol sistemlerini, yapay zeka ile insan gözleminden kamera gözlemine taşıyan program geliştiren Academic Sight’a Almanya’da otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Robodex firması yatırım yaptı. Yatırım tutarı hakkında bilgi verilmezken, Robodex ile gerçekleştirilen işbirliğinin, maddi yatırım ve Academic Sight’ın Almanya’da yeni bir marka oluşturmasını kapsadığına dikkat çekildi. Alınan yatırım hem maddi hem de ayni olarak gerçekleşeceğini belirten Academic Sight Kurucu Ortağı Bünyamin Bingöl de yaptığı açıklamada, “Ayni yatırım yeni marka oluşturulması ve Almanya’daki tüm operasyonel maliyetlerin karşılanmasını kapsıyor. Bu işbirliği sayesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki varlığımızı güçlendirecek ve yapay zeka destekli dijital dönüşüm teknolojileri alanında daha fazla firmaya ulaşabileceğiz. Bu yatırım hem Academic Sight’ın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası hem de Almanya’daki endüstriyel firmaların kalite kontrol süreçlerine dijital bir çözüm sunma imkanı oluşturuyor” dedi. BTM sayesinde birçok yatırımcı ulaştı BTM kapsamında daha fazla network ve iş olanağının kendilerine ulaştığını kaydeden Bingöl, “Bu kapsamda çok değerli görüşmeler sağladık ve işimizi tanıtma konusunda BTM’nin bize çok fazla desteği oldu. Almanya menşeili teknoloji firması Robodex ise vizyonumuzu ve potansiyelimizi tanıyarak bize önemli bir yatırım yaptı” diye konuştu. Academic Sight’ın geliştirdiği program, presten çıkan parçaların yüzeylerinde bulunan çizik, göçük ve yırtık gibi yüzey kaynaklı kalite kusurlarının insan gözüyle değil, yapay zeka destekli kameralarla tespit edilmesine olanak sağlıyor.
Sakarya SETA Genel Koordinatörü Duran: “Terörün tamamen biteceği bir sürece girdik” ’Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı olan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye ve Irak arasında yeni bir dönemin başlayacağına işaret etti. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı ‘Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen’in üstlendiği söyleşide; bölgesel bazlı yaşanan çatışma ve gerilimler, sürekli değişen dengeler, siyasi konjonktürdeki dalgalanmalar ve Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik müzakereler ile dış politikasındaki muhtemel rotalar konuşuldu. “Hem sert hem yumuşak güç” Dünyada belirsizlikler ve bir dizi krizle boğuşulan bir süreçten geçildiğini kaydeden Duran, “Özellikle pandemiden sonra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş durumu Batı ve Rusya arasındaki gerginliği artırdı. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin başta olmak üzere büyük güçler arasındaki rekabetler hızlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu yükselen güçler ise kendi inisiyatiflerini oluşturdu. Böyle bir dönemde çok sayıda kriz ve çok sayıda riskin olması, dünyadaki düzenin bozulmuş olmasının başlıca faktörleri. Dış krizlerle boğuşan ve aynı zamanda iç türbülanslara cevap vermeye çalışan Türkiye, dünyadaki değişeme de güçlü bir şekilde adapte oldu. Bundaki en önemli etken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğidir. Türkiye hızlı hareket edebildiği için krizlere etkili cevaplar verebiliyor. Bu durumu örnekleyecek olursak; Türkiye, Suriye ve Irak’ta tampon bölge oluşturdu. Yine Libya’da iç savaşı durduran askeri bir varlığı oldu. Somali’de Türkiye bir askeri varlık göstererek oranın istikrarına ve ticaretine katkı vermeye çalışıyor. Bu örnekleri ortaya koyduğumuzda şu görünüyor ki Türkiye sert gücünü ve yumuşak gücünü aynı anda kullanabilen bir ülke. Türk Hava Yolları, Yunus Emre Enstitüsü, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) gibi kuruluşlarıyla yumuşak gücünü de kullanıyor. Bu şekilde Türkiye ‘Akıllı Güç’ denilen bir konumu üretmeye çalışıyor” dedi. “PKK’yı bitirecek bir sürece girdik” İzleyicilerden gelen “Cumhurbaşkanı ile Savunma Bakanı Güler’in, yaz aylarında terörün biteceğine yönelik ifadelerini nasıl değerlendirebiliriz?” sorusunu cevaplayan Duran, “Türkiye 2016’dan sonra PKK’nın Suriye ve Irak’ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye’de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik. Özellikle Irak ve Suriye’deki askeri varlığımız ve operasyonlarımızla bu süreci destekledik. Bu sadece bizim çabamızla olacak bir şey değil. Biz 10-12 kilometrelik bir derinliğe girdik. 30-40 kilometre daha girmemiz gerekecek ama bu da yetmiyor. Çünkü biz girdikçe terör örgütü geri çekilerek konumlanıyor. Bu konuyla ilgili hem Bağdat hem Erbil ile görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerin sonucunda terör örgütünün ortadan kalkacağı bir düzlem oluşturulmak isteniyor. Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.
Van Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı eski günlerine kavuştu Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eski günlerine döndü. Van Gölü’nü besleyen 102 derenin arasında bulunan Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eskisi gibi akmaya başladı. Birçok yabani kuşa ev sahipliği yapan çay, inci kefali göçünde önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan küresel ısınma sonucu kuruyan Karasu Çayı’nın bu yıl bol yağış almasıyla eski günlerine dönmesi uzmanları sevindirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan an YYÜ Su ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Ülkemizde özellikle 2020 yılından sonra yağışların azalmasına bağlı olarak çok ciddi kuraklık yaşadıklarını söyledi. Bu noktada Van Gölü havzasının kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü havzası kapalı bir havza. Dışarıdan hiçbir su girdisi yok. Son 4 yıldır yaz mevsimlerine geldiğimiz zamana kadar su debilerinde ciddi bir oranda üşüş yaşanıyordu. Bazı akarsular Van Gölü’ne ulaşmakta zorluk çekiyordu. Şuanda Karasu Sulak alanındayız. Bu havzasın suyla doluluğunu yıllardır hiç görmemiştik. Son kar yağışı ve yağmurla beraber akarsuyun taşması neticesinde tekrar burası suyla buluştu. Özellikle Karasu Çayı’nın debisinin düşük olması nedeniyle hemen etrafında birçok tarla oluştu. Fakat akarsu tekrardan taştı buraları geri aldı. Bizler akarsulara yakın yerlerde ne yaparsak yapalım akarsu bir gün kendisine ait olan yeri geri alacak. Şu anda bunu bariz bir şekilde görüyoruz. Akarsu yatakları suyla dolduğu zaman güzel. Hem balıklar için hem de etrafımızdaki birçok canlı için. Umut ediyoruz ki bu sene geçen yıllara göre suyun bolluğu bereketi devam eder" dedi.