GENEL - 09 Temmuz 2020 Perşembe 11:25

Prof. Dr. Selçuk Hazır, “Virüsün yarasa kaynaklı olduğunu inananlardanım”

A
A
A
Prof. Dr. Selçuk Hazır, “Virüsün yarasa kaynaklı olduğunu inananlardanım”

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Hazır dünyayı kasıp kavuran Korona virüs hakkında merak edilen sorulara açıklık getirdi.


Omurgasız hayvanlar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan ve dünyaca ünlü dergilerde makaleleri yayımlanan Prof. Dr. Hazır, dünyayı yangın yerine çeviren Kovid-19’un yapısı, işleyişi, bulaşma yollarını ve etkisini anlattı. Hazır, Kovid-19 virüsünün bir laboratuvarda hazırlanmış bir virüs olduğuna değil yarasalardan yayıldığına inandığını söyledi.


Günümüzde insanların virüslerin neden olduğu salgın hastalıklarla mücadele ettiğini belirterek bu organizmalar hakkında bilgiler veren ADÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Hazır, “Aslında virüsler basit yapılı organizmalardır ve kendi kendilerine üreyebilme yetenekleri yoktur. Bunun için mutlaka canlı bir hücreye ihtiyaç duyarlar. Birçok biliminsanı dahi virüslerin canlı mı cansız mı oldukları konusunda kesin bir şey söyleyememektedir. Ancak benim kişisel görüşüm, içerisinde kendisine özgü genetik materyale (DNA, RNA) sahip organizmalar canlıdır. Yeryüzündeki tüm canlıların ortak amacı üremektir. Virüsler de her türlü canlıyı üremeleri için kullanmak isterler. Bu nedenle sadece insanları ve diğer hayvanları değil, bitkileri, mantarları hatta bakterileri dahi üremek için kullanırlar. Biz insanların vücudunda dahi pek çok virüs vardır. Örneğin dudağımızda çıkan uçuk virüsü (Herpes Virüsü) ömür boyu bizimle yaşar ve bağışıklık sistemimiz zayıfladığında o bölgedeki hücreler içerisinde çoğalarak tekrar ortaya çıkarlar” diyerek zekası sayesinde her şeyin anahtarını bulan insanoğlunun bu virüse karşı da aşı bulacağını ancak diğer canlılara yaşam hakkı tanımayan insan türünü kontrol altına alabilmek için tabiatın bu silahını kullandığını inandığını söyledi.


Daha önceki dönemlerde yaşanan Kuş gribi, Domuz gribi, Sars, Mers, Ebola, AIDS gibi hastalıkları hatırlatan ve bu hastalıkların tamamının virüs kökenli olduğunu belirten Prof. Dr. Selçuk hazır, “Şimdi de Covid-19 adını verdiğimiz yeni tip Korona virüsle aynı şeyi denemektedir. Bugün karşı karşıya kaldığımız bu pandemi aslında doğal seçilim mekanizmasının bir ürünüdür. Çünkü virüs, toplumdaki yaşlı ve hastaları öldürürken, sağlıklı genç ve çocukları çok az etkilemektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi Kovid-19 virüsünün tüm insanlığı ortadan kaldırmak gibi bir hedefi yoktur. Olayın bir diğer yönü ise üremek için canlı hücreye ihtiyaç duyan virüslerin sayıca bu kadar çoğalmış değerli bir kaynağı ele geçirmişken kullanmaması beklenemez. İnsanlar bilimin gücünü kullanarak bir şekilde bu virüsün üstesinden gelecektir. Ancak doğa da boş durmayacak ve daha güçlü virüslerle bunu tekrar deneyecektir” diye konuştu.


“Ben yarasa kaynaklı olduğuna inanıyorum”


Hastalığa neden olan virüslerin bazı ilaç firmalarınca laboratuvar ortamında üretildiğine dair iddialara yönelik soruları da cevaplayan Prof. Dr. Selçuk Hazır bu konudaki düşüncelerini “Ben bu virüsün yarasa kaynaklı olduğuna inanıyorum. Çünkü elimizdeki genetik veriler bunu gösteriyor. Ancak bu virüsün Çin’deki bir hayvan pazarından kaynaklı bulaşma yoluyla yayıldığı konusunda ciddi şüphelerim var. Bahsi geçen hayvan pazarının bulunduğu bölgedeki laboratuvardan bu virüsün kazara kaçırılmış olma ihtimali de en az hayvan pazarı ihtimali kadar yüksektir. Ayrıca bu virüsün laboratuvarda üretilmiş olduğunu iddia eden Nobel ödüllü Fransız biliminsanının da görüşünü görmezden gelmek doğru bir yaklaşım olmaz. Bence bu her üç ihtimal de masadadır. Bunu bir ihtimal ileriki yıllarda öğrenebileceğiz, belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz” ifadeleri ile açıkladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Girdi maliyetleri yüzünden çifti üretimden vazgeçmektedir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, finansal sorunlarla mücadele eden çiftçinin girdi maliyetleri nedeniyle üretimden vazgeçtiğini söyledi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, temel gıda ürünlerinin üretimiyle doğrudan ilişkili olan ve küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kritik bir role sahip olan tarım sektörünün sorunlarına değindi. Doğan, "Gübre, tohum, ilaç ve yakıt gibi girdi maliyetlerindeki artış, tarımsal üretim maliyetlerini yükseltmekte ve üreticilerin kar marjlarını azaltmaktadır. Finansal sorunlarla mücadele eden çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte yaşanan kuraklık ve yanlış su kullanımı, özellikle sulama gerektiren tarım alanlarında verim kayıplarına neden olmaktadır. Toprak erozyonu, arazi parçalanması ve mülkiyet sorunları gibi arazi sorunları tarım arazilerinin verimli kullanımını engellemektedir. Adil fiyatlarla pazarlanmayan ürünler ve dağıtım kanallarına erişimde yaşanan zorluklar gibi pazarlama ve lojistik sorunlardan dolayı üreticiler ürünlerini satmakta zorlanmaktadır. Yaşanan finansal sorunlarla modern tarım teknikleri ve makineleşmeye kaynak ayıramayan üretici, üretim verimliliğini ve kalitesini arttıramamaktadır" dedi. Doğan, şöyle devam etti: "Tarımsal üretimin büyümesi için devlet destekleri ve tarım sigortası gibi mekanizmalar güçlendirilmeli, üreticiler piyasa dalgalanmalarına karşı korunmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik adımlar atılmalı, su yönetimi ve sulama tekniklerinde iyileştirmeler yapılmalı, su tasarrufu teşvik edilmelidir. Toprak koruma uygulamaları ve arazi planlaması gibi alınacak önlemler tarım arazilerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Tarım ürünlerimizin ulusal ve uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştıracak lojistik ve pazarlama altyapısının geliştirilmesi için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim tekniklerinin modernizasyonu için verilecek destekler ve üreticilere yönelik eğitim programları, sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Tarım sektörünün karşılaştığı sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanması için tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir."
Uşak Bakan Bayraktar açıkladı: "Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraklar, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraklar, bir dizi ziyaret ve inceleme için Uşak’a geldi. Sektör Temsilcileri ile İstişare Toplantısı’na katılan Bayraktar, yaptığı konuşmada “2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini çok şükür yaptık. Sakarya gaz sahasında bugün 3,7 milyon metreküp günlük gaz üretiyoruz ama daha yolun başındayız. İnşallah oradaki gaz üretimimizi günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız. Bu sayede bugün 1,4 milyon haneye yeten oradaki doğal gaz üretimimiz 15 milyon haneye kadar çıkacak yani nerdeyse 60 milyonluk nüfusun kullanabileceği doğal gazı kendimiz üreteceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, Sakarya gaz sahası yakınlarında yeni keşfedilen gaz kuyusundan bahsederek, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Ramazan ve Uşak’ın bereketiyle, bu kuyumuzdan önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yeni bir keşif ve ilave bir rezerv inşallah buluruz. Bütün çalışmamız, gayretimiz bu yönde olacak. Dolasıyla Göktepe 1 kuyumuz da bu anlamda hayırlı olsun. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık. İlk kez kamuoyunda sizlerle paylaşmış olduk” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek" dedi. Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Nikah Sarayında Doğu ve Güneydoğu iftar programı düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, İlçe Başkanı Salim Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Büyükşehirler arasında yatırım oranı en fazla azalan ilin İstanbul olduğunu ifade etti. “Kimlikleri siyasetin malzemesi haline dönüştürmüyoruz” Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hiçbir zaman kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimlikleri siyasetin malzemesi haline de dönüştürmüyoruz. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimliklerimizin ve farklılıklarımızın ötesinde geniş bir ortak zeminimiz var. Aynı tarihten gelen, aynı değerleri paylaşan ve aynı gelecek ufkuna sahip, kederde, tasada ve sevinçte bir olan bir milletiz” ifadelerini kullandı. “Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı” Cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan muhalefet masasına değinen Cevdet Yılmaz, “Tabiri caizde 7 düvel birleşti, olmadık masalar kuruldu. Ne oldu seçimden sonra? Masa kaldı mı ortada? Dağıldı gitti. Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı. Hatta bazı insaflı muhalifler seçimden sonra ‘iyi ki biz kazanmamışız’ dediler” ifadelerini kullandı. “İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” 31 Mart seçimlerine değinen Yılmaz, “Büyükşehirler arasından yatırım oranı en fazla azalan il hangisi olmuş biliyor musunuz? İstanbul. Bir önceki dönem AK Parti döneminde yatırımların toplam harcamalar içinde oranı yüzde 55. Bu dönemde ne olmuş diye baktığınızda yüzde 38’e düşmüş. Tam 17 puan yatırımlarda bir düşüş olmuş. Bundan daha güzel bir gösterge olamaz. Laf ile bunu kapatabilir misiniz? Şovlarla, polemiklerle, kutuplaştırıcı bir takım söylemler ile bu gerçeğin üstünü örtebilir misiniz? Örtemezsiniz. İstanbul’un çok ciddi anlamda yatırıma ihtiyacı var. 5 sene yatırım yapmadan idare edebilirsiniz. Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.