GENEL - 11 Haziran 2019 Salı 18:58

Söke’de 473 çocuk yazar imza günü heyecanı yaşadı

A
A
A
Söke’de 473 çocuk yazar imza günü heyecanı yaşadı

Söke’de İlçe Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Çocuk Yazarlar Projesi her geçen yıl çıtayı yükseltiyor.

Söke’de İlçe Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Çocuk Yazarlar Projesi her geçen yıl çıtayı yükseltiyor.


2017’de 90, 2018’de 301 çocuk yazarın hikayeleri kitaplaştırılırken, 2019 yılında ise 473 çocuk yazarın kitabı basıldı. 3 yılda toplam 864 çocuk yazarın ISBN numaralı ve bandrollü kitabı oldu.


Kitap sevinci yaşayan çocuk yazarların imza günü gerçekleştirildi. Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi salonunda yapılan çocuk yazarlar imza günü etkinliğine Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, ADÜ Söke İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Neval Genç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Yapıcı başta olmak üzere davetliler, öğrenciler, öğretmenler ve velileri katıldı.


Proje ekibi eğitimciler Cemal Tarık Yaman ve Hasan Cüneyt Bozkurt’un koordinatörlüğünde Erol Barut, Oyhan Hasan Bıldırki, Nurullah Göçek ve Ünsal Dinçer’den oluşuyor.


Halk oyunları gösterisi ile başlayan etkinlikte Proje sorumlusu Sadullah Kuşada İlkokulu Müdürü Cemal Tarık Yaman, proje ile ilgili bilgi verdi. Projenin 2016-2017 eğitim yılında 21 öğretmen ile 2 ve 4. Sınıfları hedef alarak başladığını belirten Yaman, üç yılda proje kapsamında 142 öğretmenin görev aldığını, çalışmaların 4 Binin üzerinde öğrenciye ulaştığını söyledi.


Söke İlçe Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu; “Çocuklarımız güzel hikayeler yazdılar, onların her bir hikayesini İSBNM numaralı, bandrollü kitaplar haline getirdik. Bugün bu salonda gelecekte yazar olmalarını ümit ettiğimiz 473 çocuk yazar var. Ben öğrencilerimiz ve velilerini kutluyorum. Öğretmenlerimiz çok emek verdiler onları kutluyorum. Ayrıca proje ekibimizi kutluyorum, bir yıl boyunca öğretmenlerimize sürece dayalı yazarlık eğitimleri verildi” dedi.


Çocuklarımızın daha çok okumalarını ve yazmalarını istiyoruz diyen Söke Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu; “Bu çalışmalar çocuklarımızın Türkçemizi doğru ve güzel kullanmaları temine edecek. Özgüvenlerini ve kendilerini ifade edebilmelerine katkı sağlayacak. Çocuk yazarlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzle yürüttüğümüz 29 projeden birisi” diye konuştu.


İlçe Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu ve diğer katılımcılar stantları tek tekj gezerken, çocuk yazarlarda imzalı kitaplarını aldılar, çocuk yazarlarla hikayeleri üzerine sohbet ettiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İzmit Körfezi’nde biyoçeşitlilik araştırması sürüyor İzmit Körfezi’nde dip çamuru temizliği yapan Büyükşehir, İstanbul Üniversitesi ile birlikte biyoçeşitliliğin ortaya çıkarılması çalışmalarını sürdürüyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen ve İzmit Körfezi Dip Çamuru Temizliği projesinin bir ayağı olan dip çamurunun biyoçeşitliliğe etkisi araştırılmaya devam ediliyor. Bu kapsamda İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesine bağlı ‘Yunus S’ isimli araştırma gemisi ile 2024 yılında ikinci örnekleme çalışması yapıldı. 5 yıl sürmesi planlanan İzmit Körfezi Dip Çamuru Temizliği projesi ile toplam 8,5 milyon metreküp çamur, dipten çekilerek bertaraf edilecek. Bu güne kadar yüzde 60 kuruluğa ulaşarak denizden çıkarılan çamurun miktarı 430 bin metreküpü buldu. 4 noktada çalışma 2023 yılının şubat ayında başlatılan örneklemeler aylık periyotlar dâhilinde sürdürülüyor. Bu kapsamda araştırma görevlileri nisan ayı örneklemelerini aldı. Araştırma gemisi İzmit Körfezi’nde belirlenen noktalardan örnekleme çalışmaları yapıyor. Buna göre dip çamuru çekilecek alanda 3 örnekleme noktası ve çalışma alanının biraz dışarısında ise 1 adet referans örnekleme noktası olmak üzere toplam 4 noktada çalışma yürütülüyor. Çalışma dahilinde deniz suyundaki değişken parametreler, besin tuzları, klorofil-a, bakteriyolojik analizler, fitoplankton analizleri, zooplankton analizleri, balık ve bentik organizma çalışmaları yürütülüyor. Bu çalışma ile mevcut denizel biyoçeşitliliğin ortaya çıkarılması sağlanacak. Dip çamuru çekme işlemi öncesinde başlatılan biyoçeşitlilik izleme çalışmasının, dip çamurunun çekildiği dönem ve sonrasını kapsayacak şekilde ileriki dönemlerde de devam ettirilmesi planlanıyor. Böylece İzmit Körfezi Dip Çamuru Temizliği çalışmalarının muhtemel olumlu etkilerinin ortaya konması sağlanacak.
Ankara Bakan Uraloğlu, Dünya Bankası’nın etkinliğinde doğu-batı ve kuze-güney aksındaki ulaşım projelerini anlattı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Asya’dan ve Orta Doğu’dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz şekilde sağlamak için Marmaray’dan sonra Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Çatalca Demiryolu Projesi’ni hayata geçirmeyi planladıklarını belirterek, Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta Asya’ya bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi’nin de büyük önem taşıdığını söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Bankası tarafından düzenlenen Orta Koridor’un Ticaret ve Lojistik Potansiyelinin Gerçekleştirilmesi Etkinliği’ne videokonferans yöntemi ile katıldı. Doğu ile batı arasındaki önemli bir kara ve su köprüsü olarak hizmet veren Orta Koridor’un Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri, hatta Orta Doğu ülkeleri için de eşsiz bir ekonomik büyüme vaadi taşıdığının altını çizen Uraloğlu, “Bugün üzerinde konuştuğumuz Dünya Bankası çalışması, stratejik politikalar, hedefli yatırımlar ve iş birliği çabalarının Orta Koridor’da ticaret hacmini üçe katlama ve taşıma sürelerini 2030’a kadar yarıya indirme gücünü vurgulamaktadır” ifadelerini kullandı. “Orta Koridor potansiyelini gerçekleştirmek için kararlı eylemler şart” Orta Koridor’da ticaret ve lojistik potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmek için kararlı eylemlerin şart olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, bu çalışmanın atılması gereken adımları önceliklendirmeye ışık tutacak nitelikte olduğunu söyledi. Türkiye’nin demiryolu altyapısının halihazırdaki talebi karşılamakta yeterli olduğunu söyleyen Uraloğlu, “Bakü-Tiflis-Kars hattından gelen yükün Edirne’ye kadar sevkiyatında herhangi bir kapasite problemi ile bugüne kadar karşılaşmadık. Ulusal taşıyıcımız TCDD Taşımacılık, Kars’ta çeken ve çekilen araçların doğudan gelecek yük akışını karşılayacak şekilde daima hazır olmalarını sağlamaktadır. Değerlendirmenin aksine Kars’ın batısında altyapı ve araç arzının altında bir yük akışı olduğunu yeri gelmişken belirtmek isterim” dedi. “Orta Koridor’un kapasitesini arttıracak ve darboğazları ortadan kaldıracak önlemleri ele alıyoruz” Orta Koridor paydaşlarının bir araya gelerek pürüzleri gidermenin yoluna bakmaları ve çözümleri önceliklendirmeleri gerektiğini belirten Uraloğlu, “Bu anlayışla Orta koridor ülkeleriyle sıkça bir araya geliyor, üçlü mekanizmalar çerçevesinde koridorun kapasitesini arttıracak ve darboğazları ortadan kaldıracak önlemleri ele alıyoruz. Azerbaycan-Kazakistan veya Azerbaycan-Gürcistan ile kurduğumuz mekanizmalar buna birer örnektir. Diğer taraftan bu ülkelerle çeşitli uluslararası örgüt çatısı altında bir araya geliyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı, TRACECA, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu çerçevesinde taşımaların, gümrük işlemlerinin, lojistik duraklardan geçişin kolaylaştırılmasına yönelik uyumlaştırma yöntemleri arıyoruz” şeklinde konuştu. “Ortak anlayışa vararak engelleri kaldırmak mümkün olacaktır” Koridor boyunca yakından koordinasyonu sağlayacak yeterli platformun halihazırda mevcut olduğunu söyleyen Uraloğlu, ortak anlayışa vararak engelleri kaldırmanın hızlıca mümkün olacağını ifade etti. Usul ve işlemlerin kolaylaştırılması noktasında transit yükün olabildiğince engellere takılmaksızın hedefine ulaşması için idari birtakım prosedürleri geride bırakmanın gerekliliği konusunda ortak anlayışa varılması gerektiğinin altını çizen Uraloğlu, doğu-batı yük potansiyeli demiryolu kapasitesinin çok üzerindeyken demiryolunun da tamamlayıcı niteliğindeki karayolu için kotaların liberalleştirilmesinin önemli olduğunu ifade etti. Orta Koridor’un bölge ülkeleri için önemli bir ticari ve ekonomik potansiyele sahip olduğunun altını çizen Uraloğlu, koridorun Asya ve Avrupa arasında stratejik bir bağlantı sağlayarak ticaretin artmasına, ekonomik büyümeye ve kalkınmaya katkı sağlayacağını söyledi. Türkiye olarak Orta Koridor’un geliştirilmesi ve güçlendirilmesi konusundaki kararlılığı sürdürdüklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ve iş birliğinin artması için çaba gösterdiklerinin altını çizdi. “Demiryolu yük taşıma payını yüzde 22’ye çıkarmayı hedefliyoruz” Raporda 2021 yılına kıyasla 2030 yılına gelindiğinde Türkiye üzerinden konteyner yüküne olan talebin artacağının öngörüldüğünü belirten Bakan Uraloğlu, “Bunun oldukça yerinde bir tespit olduğunu ve 2053 vizyonumuzla örtüştüğünü düşünüyorum. Ulaştırma alanında 2053 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz yatırımlarımızın önemli bir kısmını demiryolu sektöründe yapmayı planlıyoruz. Demiryolu üzerinden yük taşıma payını 2053’e kadar yüzde 22’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla karayolundan demiryoluna yükün kaymasını sağlamış olacağız. Orta Koridor’da yükün konteyner olarak taşınması için gereken ilave kapasiteyi de sağlamış olacağız” dedi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile demiryolu bağlantısı 2053 vizyonu doğrultusunda Asya, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu arasında artan ticarete daha fazla ulaşım altyapısı sağlamayı ve ulaştırma bağlantısallığını artırmayı hedeflediklerini açıklayan Bakan Uraloğlu, “Gerek Asya’dan, gerekse Orta Doğu’dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz bir şekilde sağlamak için Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ve Avrupa kıtaları arasında Marmaray’dan sonra ikinci demiryolu bağlantısını tesis ediyoruz. Bu kapsamda Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Çatalca Demiryolu Projesi’ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Buna ilave olarak şu anda inşa edilmekte olan Halkalı-Kapıkule Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi tamamlandığında İstanbul ile Türkiye-Bulgaristan sınırı arasında yüksek hızlı tren işletmeciliğine başlanacaktır. Böylece bölgeler arasında kesintisiz ticarete daha yüksek kapasite ve hız ile katkıda bulunacağız” şeklinde konuştu. Divriği-Kars Demiryolu Rehabilitasyon Projesi hayata geçiyor Ayrıca Bulgaristan ile artan demiryolu potansiyelini de dikkate alarak ikinci bir demiryolu geçiş noktası kurulması konusunda Mutabakat Zaptı imzaladıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, ikinci demiryolu hattı ile doğu-batı yönlü yük taşıma kapasitesinin artacağını, bunun Orta Koridor’un demiryolu potansiyeline de önemli ölçüde katkıda bulunacağını ifade etti. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun devamı olan Divriği-Kars Demiryolu Rehabilitasyon Projesi ile mevcut demiryolu altyapısını modernize ederek doğu-batı bağlantılarını güçlendireceklerini, ayrıca kapasite artışı da sağlayacaklarını söyleyen Uraloğlu, “Diğer taraftan açık denizlere erişimi olmayan Orta Asya ülkelerinin kendi aralarındaki yük akış artışının yanı sıra, küresel ticarete erişim noktaları çeşitlendirilmiş olmaktadır. Ülkemizin doğusunda yeni bir bağlantı olarak Zengezur Koridoru’nu ulusal ağımıza bağlamak için yeni bir demiryolu inşa edeceğiz. Bu bağlantı, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ile birlikte Orta Koridor’u tamamlayacak bir hat niteliğinde olacaktır” dedi. Kalkınma Yolu ile yeni hat Uraloğlu, sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey-güney aksında da planlamaların devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta Asya’ya bağlayacak olan Kalkınma Yolu Projesi büyük önem taşıyor. Bu yeni güzergâh, bölgedeki yüklerin Avrupa ve Orta Asya’ya erişiminde ciddi kolaylıklar sağlayacak. Kalkınma Yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergâh Irak tarafında yaklaşık bin 200 kilometrelik hem çift hat demiryolu hem de otoyol yapımını içeriyor. Türkiye tarafında ise ulusal demiryolu ve karayolu ağımıza yaklaşık 130 kilometrelik demiryolu ve 300 kilometrelik otoyol ile bağlamak için gerekli teknik çalışmaları tamamladık. Kalkınma Yolu, Orta Doğu ülkeleri ile Orta Koridor ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaretin çeşitlendirilmesi ve yeni pazarlara erişimi destekleyici ve tamamlayıcı bir girişim olması açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Görüleceği üzere artması beklenen yük hacmine göre gerekli kapasite artışlarımızı planlıyor ve çalışmalarına başlıyoruz. Türkiye olarak bölgesel planlamalara ve düzenlemelere çok önem veriyoruz. Ulaştırma sektörüne yapılan yatırımların etkin kullanımı için bölgesel iş birliklerine ihtiyaç var.”