- 07 Temmuz 2020 Salı 12:41

Türkiye’nin ilk Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü ADÜ’de kuruluyor

A
A
A
Türkiye’nin ilk Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü ADÜ’de kuruluyor

Modern hayatın tüm evresine dokunan robotların üretimine ve gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü kuruluyor.

Modern hayatın tüm evresine dokunan robotların üretimine ve gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü kuruluyor. Kurulacak olan enstitü, dünyada ikinci Türkiye’de ise ilk olma özelliğine sahip olacak.


11. Kalkınma Planında yer alan üniversite ve sanayi iş birliğinde, sanayinin ihtiyacı olan bu alandaki istihdamın sağlanmasında da önemli rol oynaması bekleniyor. “Hedefimiz ADÜ’nün Türkiye’de öncü olması” diyen ADÜ Rektörü Osman Selçuk Aldemir, “Sanayi-üniversite iş birliği noktasında açılımlarımızı son noktaya getirdik. Milli ve yerlilik esasına dayalı hamlelerimiz başladı. Bu haber bizi çok mutlu etti” diyerek emeği geçen herkese teşekkür etti.


Hızla gelişen teknoloji sayesinde robotlar, tüm hayatımızın birer parçası olmaya devam ediyor. İşletme, mühendislik, iletişim, ulaşım, tarım, tıp ve savunmaya kadar birçok alan robotik sistemler ile büyük değişimler geçirdi. Türkiye de gelişen robot teknolojisinde söz sahibi olmak için adım atıyor. Bu doğrultuda Aydın Adnan Menderes Üniversitesi bünyesinde robotların üretimine ve gelişmesine katkı sağlamak için Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü kuruluyor. Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip olacak enstitünün 11. Kalkınma Planında yer alan üniversite ve sanayi iş birliğinde, sanayinin ihtiyacı olan bu alandaki istihdamın sağlanmasında da önemli rol oynaması hedefleniyor.



“Satın alarak adapte olmak değil üretebilmek”


Dünya çapında robot satışları uzun yıllardır çift haneli rakamlı yüzdelerde ifade edilirken bazı endüstrilerin robot satışlarında ise yıllık büyüme oranları yüze 50’lik seviyelere ulaştı. Bu teknolojiyi üretemeyen ülkeler, üreten ülkelere oranla ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerde geride kaldığı yayınlanan istatistik raporlarında yer aldı. Bu doğrultuda Adnan Menderes Üniversitesi, Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü’nün kuruluş amacını önemli olanın teknolojiyi satın alarak adapte olmadığını teknolojiyi üretebilmek olduğuna vurgu yapıyor.



“Cumhurbaşkanımızın söylemi Üniversitemizin milli teknoloji dönüşümünde vizyonunu oluşturdu”


Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü’nün kuruluşuna ilişkin yaptığı değerlendirmede “Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği ‘teknolojilerin pazarı değil üreticisi olmak istiyoruz’ söylemi üniversitemizin milli teknoloji dönüşümünde vizyonunu oluşturdu. Bir buçuk yıl önce mühendislik fakültemizdeki arkadaşlarımıza yapay zeka ve robotik endüstrisi konusunda çalışmaları başlatması talimatını verdik. Muazzam üretimler ortaya çıktı, üniversitemizle, çalışma arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.


İnsansız kara araçları ve insansız hava araçlarını ürettiklerini belirten Aldemir, “Robotlarımız halihazırda tarım sektöründe, eğlence sektöründe, güvenlik sektöründe işlevsel çeşitli kabiliyetlere sahipler. Yapay zeka yazılımlarıyla ilaçlama, ölçümleme, dijital kayıt tutma, fotoğraf ve video arşivleri oluşturma gibi yeteneklere kavuştular. Otonom sürüş katiyetlerinde beklediğimizin ötesinde kazanımlar elde ettik. İnsansız deniz araçlarını da üretmek için fizibilite çalışmalarına başladık” dedi.



“Ektiğimiz tohum büyüdü meyve vermeye başladı”


Açıklamasına “Girişimimiz olgunlaştı ve ektiğimiz bu tohum büyüdü, meyve vermeye başladı” sözleri ile devam eden ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, “Dünyada ikinci Türkiye’de ise ilk defa Yapay Zeka ve Robotik Enstitüsü’nü Aydın Adnan Menderes Üniversitemizde kuracağız. Enstitünün kuruluş dosyasını Yüksek Öğretim Kurumuna gönderdik, ilgili sunumlarımızı gerçekleştirdik. Ekibimiz şu an insansı robot üretimi noktasında da çalışmalara başladı. Büyük ve güçlü Türkiye için üniversitemiz tüm birimleriyle tüm personeliyle, gece gündüz kendini adayarak üretmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.


Kurulacak enstitü bünyesinde; tasarım, algılama ve tahrik yöntemleri, kinematik, dinamik, kontrol, bilişsel süreç (planlama, öğrenme, karar alma vb), etkileşim (insan-robot ve robot-robot), makine öğrenmesi, yapay zeka ve akıllı sistemler konularında çalışmalar yapılması planlanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Göz ovuşturmak retina hasarına yol açabilir” Göz ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir” dedi. VM Medical Park Maltepe Hastanesi’nden Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, göz ovuşturmanın neden olabileceği sağlık problemleri ve keratokonus (kornea hastalıkları) hakkında açıklamalarda bulundu. “Göz enfeksiyonlarına neden olabilir” Gözlerimizi ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine değinen Op. Dr. Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna, göz yüzeyinde travmalara sebep olabilir. Aynı zamanda korneanın şeklini değiştirdiği için astigmata da neden olabilir” şeklinde konuştu. “Keratokonus zamanla görme kaybına sebep olabilir” Göz ovuşturmanın ayrıca keratokonus adlı kornea hastalığına da yol açabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus, gözümüzün ön kısmında bulunan ve şeffaf bir yapıya sahip olan korneanın öne doğru sivrilerek koni şeklini almasıdır. Sebebini tam olarak bilmediğimiz bu hastalığın yapılan bilimsel çalışmalarla genetik geçiş sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bazı bağ dokusu hastalıkları ve gözü ovalamak, risk faktörleri arasında gösterilebilir. Korneanın şeklinin bozulmasıyla gözün kırıcılık gücü değişir ve ilerleyici miyop ve astigmat oluşur. Bu da kişinin görme kalitesini bozarak ilerleyen zamanlarda görme kaybına sebep olabilir” diye konuştu. “En sık 10-20 yaş arasında görülüyor” Hastalığın görülme yaşlarından bahseden Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus değişkenlik göstermekle birlikte en sık 10-20 yaş arasında görülmektedir. Hastalık 10-20’li yaşlarda daha sık görülüyor. Bu yaşlarda daha sık görülmesinin sebebi, gözün gelişiminin ve büyümesinin devam etmesi ve 40 yaş sonrası vücudun doğal olarak korneayı güçlendirerek hastalığı stabil hale getirmesidir” dedi. “Her iki gözü de etkiler” Keratokonus hastalığının belirtilerini anlatan Op. Dr. Yamiç, “Genellikle her iki gözü de etkiler. İki göz arasında çok farklı sorunlara neden olabilir. Belirtiler her gözde farklı seyredebilir ve zaman içinde değişiklik gösterir” dedi. “Gözde kızarıklık ve görüşte bulanıklık belirtilerine dikkat” Op. Dr. Yamiç, erken aşamadaki keratokonus belirtilerini şöyle açıkladı: “Görüşte hafif bulanıklık, düz çizgilerin bükülmüş veya dalgalı görünmesi nedeniyle görmede hafif bozulma, ışığa ve parlamaya hassasiyet, gözde kızarıklık veya şişme.” “İleri aşamalarda kontakt lensler göze uymayabilir” İleri aşamalarda belirtilerin daha belirgin hale geldiğini dile getiren Op. Dr. Yamiç, ileri aşama keratokonus belirtilerinin ise görme bozukluğu ve bulanık görmede artış, miyop veya astigmatizm bulgularında artış ve gözlük gereksinimi, korneada çıkıntı yaptığı için kontakt lenslerin göze uymaması ya da rahatsızlık vermesi şeklinde olduğunu ifade etti. “Kornea aniden şişebilir” Keratokonusun erken evreden geç evreye geçişinin genellikle yıllar sürdüğünü aktaran Op. Dr. Yamiç, “Fakat bazı insanlarda kötüye gidiş daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Kornea aniden şişebilir ve korneada skarlaşma adı verilen kalıcı sertleşme başlayabilir. Kornea; skar adı verilen bu yara dokusu ortaya çıktığında, yumuşaklığını ve berraklığını kaybeder. Sonuçta görüş daha da bozuk ve bulanık bir hale gelir” dedi. “Göz numaraları çok sık değişir” Keratokonus hastalığında, ilerleyici miyop ve astigmat oluşturduğu için hastanın bulanık gördüğünü belirten Op. Dr. Yamiç, “Göz numaraları çok sık değişir, hastalar gözlük kullanmasına rağmen uzağı net göremez. Keratokonus hastalığı tamamen ortadan kaldırılamasa da, hastalık belli başlı tedavilerle durdurulabilir. 40 yaş sonrası ilerleme olmaz” diye konuştu. “Tedavisi hastanın yaşına göre değişir” Keretokonus hastalığının, tedavi edilmediği takdirde ilerleyici görme kaybına neden olabileceğini vurgulayan Op. Dr. Yamiç, hastalığın tedavisinin, hastalığın düzeyine ve hastanın yaşına göre değiştiğini söyledi. Op. Dr. Yamiç, uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı: “Cross-linking (korneal çapraz bağlanma), korneal halka, PTK lazer, hibrit lazer, kontakt lens, sert kontakt lens, hibrit lens ve jornea nakli.”
Adana Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz : “Kanser oluşumunda beslenme şekli çok önemli” Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, çağın hastalığı kanser riskini düşürmek için sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerek balık, üzüm ve kurubaklagiller gibi besinlerin sıklıkla tüketilmesini tavsiye etti. Her 5 kişiden 1’inin hayatı boyunca kansere yakalandığını ve kanser oluşumunda beslenme şeklinin önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz kansere yakalanma riskini düşürmek için hangi besinlerin tercih edilebileceğini anlattı. Diyetisyen Gündüz sağlıklı ve dengeli beslenmenin sadece formda ve zinde kalmaya değil aynı zamanda kanserden korunmaya da katkı sağladığını vurguladı. “Kadınlara günde 2, erkeklere 3 porsiyon meyve” Meyveleri kabuğu ile birlikte tüketmenin posa içeriğini arttırarak sindirim kanalının daha düzenli çalışacağını belirten Diyetisyen Gündüz “Vitamin ve minerallerden zengin meyveler bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olur. Erkekler için günlük 3 porsiyon, kadınlar için ise günlük 2 porsiyon meyve tüketimi uygundur. Bunun yanında mevsimde olan sebzelerden mutlaka öğle ve akşam öğünlerinde salata yapılıp tüketilmelidir. Ancak tüm meyve ve sebzeleri çok iyi yıkadığınızdan emin olmalısınız” dedi. “Balığı kızartarak değil ızgara veya buğulama yaparak yiyin” Balığın A, D, K ve B grubu vitaminlerden ve iyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko minerallerinden zengin olduğunu ve bu sayede bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu söyleyen Diyetisyen Gündüz “Omega-3 yağ asitlerinden zengin balık aynı zamanda bu özelliği ile kansere karşı koruyucudur. Ancak pişirme yöntemi oldukça önemlidir. Balık, kızarma yöntemi ile pişirildiği zaman yüksek sıcaklıktaki yağın içerisindeki sağlığa zararlı toksik maddeler nedeniyle önerilmemektedir. Bunu yerine, ızgara veya buğulama yöntemi tercih edilebilir” diye konuştu. Diyetisyen Gündüz kırmızı üzümün özellikle kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan “resveratrol” maddesinin sağlık açısından zararlı serbest radikallere karşı vücudu kanser oluşumundan koruduğunu; bunun yanında kırmızı üzümün, B vitaminlerinden ve demir, potasyum ve magnezyum mineralinden de zengin olduğunu ifade etti. “Yoğurt bağırsak sağlığını korur” Yoğurdun probiyotik besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduğuna değinen Diyetisyen Gündüz “Probiyotikler bağırsaktaki yararlı bakterilerin sayısını arttırarak sağlıklı bir mikroflora oluşumuna katkıda bulunur. Bu sayede sindirim sisteminde görülebilecek kanser gibi birçok hastalığa karşı önlem almış oluruz. Aynı zamanda kilo kontrolünü sağlamaya yardımcı olur. İçeriğindeki selenyum sayesinde antioksidan özellik gösterir ve bu sayede kanserden korunmaya yardımcı olur” dedi. Yüksek posa içeriği sayesinde sindirim kanalının düzenli çalışmasını sağlayan kurubaklagillerin faydasının altını çizen Diyetisyen Gündüz şunları söyledi: “İçerdiği vitamin ve mineraller; kemik gelişimi ve sağlığı için gerekli olan kalsiyum, sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan B vitaminleri, kan yapıcı demir ve potasyum, magnezyum, vitamin E içeriği sayesinde sayesinde vücudumuzu korur. Aynı zamanda kan şekerini dengeleyici özelliği de bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.