GENEL - 22 Ocak 2020 Çarşamba 16:54

Aysun Aykan: “Kanal İstanbul depremi tetiklemez”

A
A
A
Aysun Aykan: “Kanal İstanbul depremi tetiklemez”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan, Kanal İstanbul Projesi’nin depremselliğe etkisini değerlendirdi.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan, Kanal İstanbul Projesi’nin depremselliğe etkisini değerlendirdi.


TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan Kanal İstanbul Projesi’nin birçok boyutu olduğunu ifade ederek, “Sosyolojik, jeolojik, depremsellik, güvenlik gibi boyutları var. Sadece bir tek açıdan değerlendirmek doğru olmaz” dedi. Aykan, “Depremsellik anlamında Kanal İstanbul depremi tetiklemez. ’Kanal yapıldı’ diye deprem olmaz. Kazılacak derinlik ve buraya dolacak su miktarı depremi tetiklemez. Çünkü deprem yerin yaklaşık 7-20 kilometre altında meydana geliyor. Açılacak kanalın derinliğinin yaklaşık 21 metre civarında olduğu söyleniyor. Dolayısıyla açılacak olan kanalın depremi tetiklemesi mümkün değil” dedi.



“Marmara fayının orta kolu çok uzun zaman süren sessizliğini bozdu”


Aykan, 26 Eylül ve 11 Ocak’taki depremler ile Marmara fayının orta kolunun çok uzun zaman süren sessizliğini bozduğuna dikkati çekerek, “Marmara Denizi’ndeki son depremler bize, Marmara Denizi’nin deprem açısından aktif olduğunu, diri olduğunu, deprem üretme potansiyelinin olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ulusal ve uluslararası yapılmış bilimsel çalışmalar, bu bölgede 7’nin üzerinde büyüklüğe çıkabilecek bir depremin olacağını göstermektedir. 26 Eylül ve 11 Ocak’taki Marmara Denizi içerisinde Silivri açıklarında meydana gelen deprem, Kuzey Anadolu fayının Marmara Denizi içine giren Marmara fayında olmuştur. Bu depremler farklıdır ve bu depremlerle dikkati çeken durum ise hiç hareket etmeyen, Silivri açıklarından geçen Marmara fayının orta kolunun, çok uzun zaman süren sessizliğini 26 Eylül ve 11 Ocak’taki depremlerle bozmasıdır. Bu deprem, belki kırığın harekete geçtiğini, kırık sürecinin başlamış olabileceğini gösteriyor. Bu deprem uzun süre sessiz kalan faydaki gerilimi arttırdı. Bu yüzden de beklediğimiz büyük depremin biraz daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar depremin ne zaman olacağını tam net olarak bilemesek de, yapılan bilimsel çalışmalara göre 7 ve üzeri büyüklükteki büyük bir deprem ile, Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm şehirler; İstanbul, Balıkesir, Yalova, Bursa, Kocaeli, Çanakkale ve Tekirdağ ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir” dedi.


Aykan, 1766 yılında Marmara Denizi’nde meydana gelen depremin, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olduğuna ve tüm Marmara Bölgesinde tahribata yol açtığına dikkat çekti. Aykan, “Dünya’nın ve Türkiye’nin en önemli aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu fayının, Marmara Denizi içerisinden geçen Marmara fayı üzerinde en son büyük deprem 1766 tarihinde meydana gelmiştir ve bu depremden 257 yıl önce 1509 yılında ’küçük kıyamet’ dediğimiz büyük bir deprem olmuştur.1766 yılından beri 254 yıldır bu fay hattında büyük bir deprem meydana gelmemiştir” dedi.



“Kıyı ilçeler kadar kalitesiz yapılar da etkilenecek”


Açıklamalarına devam eden Aykan, “Marmara Denizi’nin içinde olacak depremi İstanbul depremi diye adlandırıyorlar fakat bu söylem kamuoyunda yanlış algılanmasına da neden oldu. Bu depremden sadece İstanbul etkilenecekmiş gibi yanlış algılama da oluşmuştu. Bu depremden Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm şehirlerin ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir. Bu yüzden de Marmara depremi dememiz daha doğru olur. Bu sadece İstanbul’u, Balıkesir’i etkilemez. Marmara Denizi içerisinde beklenen ve bilimsel çalışmalara göre 7 ve üzeri büyüklükte deprem, öncelikle Marmara Denizi’ne kıyısı olan ve fay hattına en yakın olan ilçeleri önemli derecede sarsacak ve hasarlara neden olacaktır. Fakat, kıyıdan uzak olmak depremden uzak olmak anlamına gelmiyor; mühendislik hizmeti almamış binalarda ve zemin özelliklerine bağlı olarak, depremin tahribat gücü artmakta olup, mesafe uzak da olsa bu kalitesiz binaların yıkılabileceğini unutmamamız gerekir. 26 Eylül ve 11 Ocak’taki Silivri açıklarında meydana gelen depremler, vakit geçirmeden gerekli önlemleri almamız gerektiğini bir kez daha söylemektedir. Aslında bu depremler bizim eksiklerimizi görmemiz ve tamamlamamız için bir fırsattır. Okul, hastane, konut gibi yapılarda hasara neden olan 5.8 büyüklüğündeki orta büyüklükteki deprem bize; depreme dayanıksız yapı stokunun, süratli bir şekilde depreme dayanıklı hale getirmemiz gerektiğini ve bu depremde gördüğümüz eksikleri; trafik kilitlendi, telefonlar çalışmadı, ulaşım ve iletişim gibi eksikliklerin çok önemli problemlere sebep olacağını düşünmemizi gösterdi. Bu yüzden gerekli önlemleri şimdiden planlamamız gerekiyor. Marmara Denizi’nde meydana gelen son depremler ile birlikte, Türkiye’deki yapı stokunun depreme dayanıklı olup olmadığı tekrar gündeme geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verilerine göre; Türkiye’de 20 milyon konut olduğu ve 6-7 milyonunun deprem açısından riskli olduğu belirtiliyor. Depreme dayanıksız konutların bir an önce depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çalışmalar yapılmaktadır. Umarım bu çalışmalar Türkiye’nin bütün illerini kapsayacak şekilde tamamlanır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mustafa Bozbey: “İnegöl’ün raylı sistemle tanışmasını istiyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “İnegöl’ün sanayi ile merkezi arasında raylı sistem ile tanışmasını istiyoruz. İnegöl-Kestel arasında da banliyö treninin işliyor olması gerekiyor” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, İnegöl Posof Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti. Burada İnegöl’ün sorunlarına değinen Bozbey, “Mobilya sanayisi önemli. 2019’da da söyledim ama o günden bugüne hiçbir değişiklik olmadı. Nitelikli ve İnegöl’e yaraşır bir fuar alanı ihtiyaç var. Uluslararası rekabet üst düzeyde. Mobilyacı esnafımızın bu konuda büyük emeği ve çabası var. Uluslararası ilişkiler kurarak burada gençlerin yetişmesini sağlamamız gerekiyor. Bu konuda da projemiz var. Bugüne kadar bu konuda adım atan bireysel bazı fabrikalar oldu ama bunu bütünsel düşünmek lazım” şeklinde konuştu. “Kimseyi ötekileştirmeden hizmet edeceğiz” “Gençlerin dizayn ve tasarım konusunda daha ön plana çıkacak bilgi birikimine sahip olması gerekiyor” diyerek sözlerini sürdüren Mustafa Bozbey, “Bu sayede de çok daha farklı ürünlerin ortaya çıkması söz konusu olacak ve daha fazla ihracat yapacağız. Daha fazla ihracat demek bu ülkeye daha fazla döviz girmesi demektir. Birçok gencin de daha fazla kazanması demektir. Bunları yapmak zorundayız. Onun için sizlerden ricam tanıdıklarınıza, iş insanlarına, dostlarınıza bizi anlatın. Bizim niyetimiz kimseyi ötekileştirmeden hizmet etmek. Nilüfer’de bunu nasıl başardıysak hiç merak etmeyin İnegöl’de de başaracağız. Ali başkan ile birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Sanayi ile merkezi arasında raylı sistem İnegöl’ün sanayi ile merkezi arasında raylı sistem ile tanıştıracaklarını dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “İnegöl-Kestel arasında da banliyö treninin işliyor olması gerekiyor. BursaRay’a binecek Kestel’e gelecek, Kestel’den İnegöl’e gelecek. Bunun gibi projeler ile İnegöl daha fazla gelişecek. İnegöl insanı daha fazla ve ucuza hareket etme kabiliyeti olacak ve Görükle’ye kadar kesintisiz ulaşımı da sağlamış olacağız. Projelerimiz hazır. İnegöllülerden destek bekliyoruz. Sizlerden isteğimiz bu değişimi yapalım. Bu değişim İnegöl’den başlasın. Bursa’yı sarsın istiyorum. Bursa 4 milyon nüfusa yaklaşmış ama üretim kabiliyeti ve önemli gelirlere sahip bir kent. Yeter ki siz çalmayın çırpmayın. Çünkü çocuklar için yapılan her proje, her hizmet büyükler için de geçerlidir. Çocuklar bizim geleceğimizi oluşturuyor. Onların iyi yetişmesi, nitelikli mahallelerde oturması, sosyal, kültürel ve spor alanları olan yerlerde yetişmesi bizi en büyük arzumuz ve isteğimiz” diye konuştu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli İlçe Mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Erdoğan, "Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sultanbeyli İlçe Mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe katıldı. "Gazze’deki mazlumlara her türlü yaptığımız yardım için mimlendik" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde Sultanbeyli milletvekilliğinde yüzde 64, cumhurbaşkanlığında yüzde 67 oy oranıyla destek verdi. Ahde vefanız için sizlere teşekkür ediyorum. Buraya gelen insanlarımız hep sahipsiz bırakıldı. Bu ilçemiz bir dönem ülkemizdeki hak ve özgürlük gasplarının adeta sembol yeri haline getirildi. Sultanbeyli vakur duruşuyla bu badireleri geri bıraktı. Bugün Sultanbeyli İstanbul’un yıldızı parlayan ilçelerinden biri olarak kendini istismar edenlere adeta nazire yapıyor. Bizim hikayemizde Sultanbeyli’nin durumuyla farklı değil. Emperyalistlerin uzantıları, vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için önümüze tuzak üzerine tuzak kuruldu. Dünyadan 5’ten büyüktür diyerek küresel sistemin çarpıklıklarına itiraz ettiğimiz için ambargolara uğradık. PKK, DEAŞ gibi örgütlere teslim olmadığımız için pek çok acıyla sınandık. Gazze’deki mazlumlara her türlü yaptığımız yardım için mimlendik. Milletimizden aldığımız güçlü hepsinin üstesinden geldik, geliyoruz. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Belediyecilik hizmetlerinde yapacağımız tarihi hamlelerle şehirlerimizin de yüzyılı olacak" dedi. "30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş" Erdoğan, "İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetenler İstanbul’dan başka her şeyle uğraştıkları için devraldıkları sorumlulukları yönetememişlerdir. Büyükşehir Belediyesi’nden ne diyor tam ileri, sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi hiçbir zaman sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta. İstanbul’un yönetimi yarı zamanlı işle olacak değil. Bu şehir hiç kimsenin şahsi ihtirasları, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez. İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına müsaade edemeyiz. Bunun için Yeniden İstanbul diyoruz" dedi. "650 bin konutu dönüştüreceğiz" Erdoğan, "Bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı çoktur. Ama bazı öncelikleri vardır. Birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu ve bir yere götürülüyor. Depreme hazırlık için gereken vakit DEM’le pazarlıkta, kazanma değil kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekle harcanıyor. Bilim insanları İstanbul’u her gün depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Şimdi de emin eller Murat Kurum kardeşimle ve tüm ilçe belediyeleriyle gerçekleşecek. Önümüzdeki 5 yılda İstanbul’da depreme dayanıksız yapıların hepsini dönüştürecek. 650 bin konutun dönüşümünü 5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlayacak. İstanbul’un ikinci gündemi artı hayatı çekilmez hale getiren trafiktir. Mevcut yönetim bizden devraldığı metroları yapamadığı, yeni metrobüsler alamadığı için şehir adeta kilitlendi. Bir de ne diyor ‘akıllı belediyecilik tam ileri’ nasıl tam ileri? İstanbul bu sizin zevkinizi çekmek zorunda mı?" dedi. "İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir" Erdoğan, "Sultanbeyli’ye kadar ilerlemedikleri gibi uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler. Diğer pek çok proje gibi metro hatlarını da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Beceriksizliklerini hafriyat alanına çevirdikleri metro hatlarını saymıyorum. Boğaz’ın altına yapacağımız yeni tünelle iki yaka arasındaki raylı sistem geçişlerini bir araya toparlayacağız. İstanbul’un yeni gündemi bu şehrin dezavantajlı kesimlerinin sahipsiz kalması. Biz Murat Kurum kardeşimle merkezi irade de yaptığımız gibi kimsesizlerin kimsesi olacağız. İstanbul’un diğer anlayışı insani vizyonla çalışmasıdır. Haliç’i biz temizledik. İstanbul havalimanına faaliyete geçirip, Çamlıca Cami’yi yaparak şehre birçok eser kazandırarak bunun adımlarını attık. Biz böyle şu andaki belediye başkanı gibi değil Cumhurbaşkanınız olarak tüm bakan arkadaşlarımla hep beraber bu adımları attık, atıyoruz, atacağız. Önümüzdeki dönemde yeniden kendine değer katan böyle bir iradeye kavuşacaktır. İstanbul’u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Başka amaçlar için deste deste para savurmak bu şehri üzer. İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir. İstanbul’a bu kötülüğü yapmamak gerekir. Tüm bunları ve daha fazlasını 1 Nisan itibarıyla hemen hayata geçirmeye başlayacağız. Bunun için sizlerden 31 Mart’ta sandıkları sıkı tutmanızı, en küçük bir kayıp kaçağa meydan vermemenizi istiyorum" dedi. "Biz milletimize gitmekte yorulmuyoruz, adeta huzur buluyoruz" Erdoğan, "Bir dönem bizim yanımızda olup bize kaybettirmek için CHP’nin yanında olanlara itibar etmeyin. Geçtiğimiz 2 ayda 52 il ziyareti yaparak vatandaşlarımızla buluşarak hasbihal ettik. Çoğu zaman bu sayı 60 bini buldu. Biz ister genel seçim ister mahalli seçim olsun tüm seçimlere milletimizle ruberu, yüz yüze gelme fırsatı olarak bakıyoruz. Haksız halkçılık, yeşilsiz çevre peşinde koşanlar milletimizle aramızdaki muhabbeti elbette anlayamaz. Biz milletimize gitmekte yorulmuyoruz, adeta huzur buluyoruz. Her vatandaşımızla aramızda bir gönül köprüsü kurulur. Biz, o gönül vasıtasıyla insanımızın derdini anlarız, sevincine ortak olur, heyecanını paylaşırız. Tüm dünya gibi bizim de sorunumuz olan enflasyonun yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Sancaktepe’yi kaybedemeyiz, orayı da alacağız. Aynen yola devam edeceğiz. Dünden itibaren kamu bankalarımız başvuran emeklilerimizin yeni banka promosyonunu ödüyor. Sizler de 2 Nisan’dan itibaren bunu alma imkanına sahipsiniz. Bu emeklerimiz için önemli bir kaynak olacak. Biz Murat Kurum’u bir kenardan bulup getirmedik. Bakanlıklarının dışında bu süreç içerisinde adımlar var mı? Dolayısıyla onlar kayağa gitsin, başka işleri yok" dedi.