ÇEVRE - 12 Ocak 2021 Salı 10:08

BM desteğiyle deniz çayırları için mücadele ediyorlar

A
A
A
BM desteğiyle deniz çayırları için mücadele ediyorlar

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, hayalet ağlar ve kaçak avcılık malzemeleri ‘su altının ormanları’ olarak bilinen ve ekolojik dengeyi koruyan deniz çayırlarının tehdit altında olması üzerine harekete geçen Ege Ekoturizm Derneği, “Su altının ormanları” olarak bilinen ve yerkürenin müthiş dengesinin temeli deniz çayırlarının korunması için, BM Küresel Çevre Fonu desteğiyle bir proje başlattı.

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, hayalet ağlar ve kaçak avcılık malzemeleri ‘su altının ormanları’ olarak bilinen ve ekolojik dengeyi koruyan deniz çayırlarının tehdit altında olması üzerine harekete geçen Ege Ekoturizm Derneği, “Su altının ormanları” olarak bilinen ve yerkürenin müthiş dengesinin temeli deniz çayırlarının korunması için, BM Küresel Çevre Fonu desteğiyle bir proje başlattı.


19 Ayvalık adasını kapsayan ve 700’den fazla deniz canlısını barındıran Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın derinlerine inen uzmanlar, deniz çayırlarının üzerinde buldukları hayalet ağ ve kaçak avcılık av malzemelerini temizledi.


Deniz çayırlarının, tropikal ormanlardan fazla organik madde ürettiği öğrenilirken, besin zincirinin üst sırasındaki deniz çayırlarının yüzlerce omurgasız ve alg türüne ev sahipliği yaparken pek çok balığın da barınağı olduğu belirtiliyor.


Suyu zenginleştirirken metrekareye günde 10 litre oksijen sağlayan deniz çayırlarının; plansız kentleşme, liman inşaatları, kirlilik, kentsel ve endüstriyel atıklar, trol ağları ve tekne çapalarının tahribatıyla yok olması üzerine Ege kıyılarında tahribata uğrayan deniz çayırlarının korunması için harekete geçen Ege Ekoturizm Derneği’nin biyologları, Ege’yi zenginleştiren deniz çayırlarına balıkçılık faaliyetlerinin verdiği zararı belgeledi.



"Hayalet ağlar tedirgin ediyor"


2021 yılında deniz çayırlarındaki görüntüleri toplumsal farkındalık için kullanacaklarını söyleyen Proje Koordinatörü ve su altı eğitmeni Koray Gerçe, merkezi Ayvalık’ta bulunan Ege Ekoturizm Derneği’nin 2019 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Fonu’nda destek temin ederek, bu destekle Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’ndaki deniz çayırlarının haritalanması, sağlık durumlarının yanı sıra çevreye, ekonomiye ve ekolojiye etkisini araştıran bir projeyi hayata geçirdiklerini anlattı.


Deniz çayırlarına halk dilinden “Erişte” denildiğini hatırlatan Gerçe, “Ege kıyılarında bol rastlanılan bir canlı türüdür bu. Birçok hayvan türü ve alplere ev sahipliği yapmaktadır. Balıkların barınma alanıdır. En önemli özelliği de karbon emilimi tutarak metrekare başına günde 10 litre oksijen sağlıyor. Adeta denizlerin ormanı konumundadır. Ayvalık, denizindeki bu kadar bol bir biyoçeşitliliğe sahip olmasını bu deniz çayırlarına borçludur” dedi.



Balıkçılardan düşürdükleri ağlar hakkında bilgilendirilmek istiyorlar


Proje kapsamında akademisyenlerle birlikte çalıştıklarını kaydeden Koray Gerçe, “Doğu Akdeniz Üniversitesi Deniz Biyologu Doç Dr. Burak Ali Çiçek hocamızla birlikte çalışıyoruz. O’nunla beraber Ayvalık Adaları Tabiat Parkı içerisinde 93 dalış gerçekleştirildi. Bu dalışlar içerisinde kaçak avcılıkta kullanılan av malzemeleri ve ‘hayalet’ olarak da nitelendirdiğimiz ölü ağları tespit ettik. ’Ölü ağ’ dediğimiz, balıkçıların suya çöp olarak bıraktıkları ağlardır. Bu ölü ağların içerisinde de birçok canlıların mahsur kaldığını, mercan resiflerine zarar verdiğini, deniz canlılarının yaşamını olumsuz yönde etkilediğini ve deniz dibi habitatını bitirmeye başladığını gördük. Bizde yaptığımız dalışlarla bu ağları temizledik. Bu dalışlarımızda birçok canlıyı mercek altına aldık. Ahtapotlar, böcekler ve köpek balıklarına denk geldik. Hem o hayalet ağları bulundukları yerlerden çıkardık, hem de şamandıralayıp, markalayarak bunları ilerleyen zamanlarda çıkarabilmek için programlarımızı hazırladık. Bu noktada Cunda Adası’nda bulunan Ayvalık Su Ürünleri Kooperatifi bünyesindeki balıkçı arkadaşlarımızdan tek istediğimiz; kazara kayalıklara takıldığı için denize bir ağ düşürdüklerinde bizlere haber vermeleri halinde o bölgeye gidip dalarak bu ağları bizler çıkarmaya hazırız. Bu konuda balıkçı dostlarımızın duyarlı olacaklarına ve bu sayede de deniz canlılarının yaşamda kopmadan kurtarabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.



BM’nin yanı sıra yerel yönetimlerden de destek alacaklar


Asıl amaçlarının ise deniz çayırları olduğunu vurgulayan Koray Gerçe, "Deniz çayırlarının hem ekolojiye hem de ekonomiye olumlu katkıları var. Ayvalık’ın temiz bir havaya sahip olmasının bir sebebi de deniz çayırlarıdır. Bu kapsamda Ayvalık Adaları içerisinde haritalandırmalar yapıyoruz. Kaçak avcılık yapanların kullandıkları atıl durumda ve deniz tabanına yayılmış av araçlarının tespit edilmesi, adalar çevresinde bulunan bu deniz çayırlarının nitelikleri hakkında yaptığımız bu çalışmalar bir sonraki etapta bizlere önemli veriler sağlayacaktır" diye konuştu.


Hazırladıkları proje kapsamında özellikle Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu‘ndan önemli bir destek aldıklarını kaydeden Gerçe, ayrıca yerel yönetimlerden destek aldıklarını ilerleyen aşamalarda Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Ayvalık Belediyesi’ni de proje katacaklarını sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Toplu ulaşımda örnek şehir Konya Konya Büyükşehir Belediyesi, toplu ulaşımda hizmet kalitesini artırmak amacıyla teknolojik imkanlardan yararlanarak harita tabanlı uygulamalar geliştiriyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’da toplu ulaşımın güçlenmesi için bir taraftan 181 yeni otobüsü Büyükşehir Belediyesi’nin filosuna dahil ettiklerini, bir taraftan da yeni köprülü kavşaklar ve caddeler açtıklarını hatırlattı. Justice Projesi Avrupa’da Konya ile birlikte 3 şehirde uygulanıyor Şehir içi toplu ulaşım hizmetlerinde hayata geçirdikleri uygulamalarla Türkiye’ye model olmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Avrupa Birliği’nin desteklediği ve TÜBİTAK tarafından finanse edilen Justice Projesi’ne Konya Büyükşehir Belediyemiz ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında toplu ulaşım erişilebilirliğini ve kapsayıcılığını artırmaya yönelik geliştirilen uygulamalardan biri de harita tabanlı analiz çalışmaları. Avrupa’da Brüksel ve Strazburg’la birlikte projenin uygulandığı şehirlerden birisi de Konya’mız. Hazırlanan yazılımla şehir merkezlerinde toplu ulaşım araçları kullanılarak belirli noktalara ulaşımla alakalı analizler gerçekleştiriliyor. Projede harita üzerinde oluşturulan ulaşım süreleri ile kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçlarıyla ne kadar sürede ulaşabileceği tespit ediliyor. Çalışmada ayrıca fiziksel ve görme engellilere yönelik de analizler bulunuyor” dedi. Projenin şehir içi ulaşımın verimliliğini artıracağını ve trafik yoğunluğunun azalmasında etken olacağını vurgulayan Başkan Altay, “Proje şehrin toplu taşıma ağının daha etkin ve erişilebilir hale gelmesine de katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği destekli Justice Projesi Proje çerçevesinde harita üzerinde ulaşım süreleri farklı renk tonları ile gösteriliyor. 0-10 dakika, 10-20 dakika, 20-30 dakika gibi 10 dakikalık ulaşım sürelerine göre oluşturulan harita çalışmalarında, kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Konya Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşımda kullanılan otobüs ve tramvayları ile ne kadar bir sürede ulaşabileceği gösteriliyor. Bu çalışma, hem mevcut durumun daha da iyileştirilmesi hem de yeni yapılacak toplu ulaşım yatırımlarının, şehir ulaşımında nasıl bir etki oluşturacağına dair projeksiyonlar ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Proje, dezavantajlı grupların toplu ulaşıma erişilebirliğini artıracak Üç şehirde 36 ay sürecek Justice Projesi, temelde dezavantajlı grupların toplu ulaşım imkanlarına erişilebilirliğini artırmak ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla toplu ulaşım sisteminin dizaynını amaçlıyor. Bu sebeple katılımcı bir anlayışla sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile fiziksel engelli, görme engelli, yaşlılar ve düşük gelir sahipleri ile birlikte toplu ulaşım yolculukları yapılarak onların da görüşleri proje çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturuyor.
Ankara Dışişleri Bakanlığından ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu’na tepki Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında “Asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verilmektedir” açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2024 tarihinde yayımladığı ve 200’e yakın ülke hakkında bölümler içeren “2023 İnsan Hakları Raporu”nda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’ye yönelik asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verildiği belirtildi. Bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ile terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin söylemleri temelinde hazırlanmış olan bu rapora itibar etmediğimizin bir kez daha vurgulandığı açıklamada, “Ülkemiz, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını, karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerine rağmen kararlılıkla sürdürmektedir. Meşru müdafaa hakkımız temelinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları tamamen terörist unsurlar ile bunların terör faaliyetlerinde kullandıkları yeteneklere yöneliktir. ABD’nin, terörün her türüne karşı sürdürdüğümüz haklı ve meşru mücadelenin kapsamını iyi bilen bir müttefik olarak gerçekleri çarpıtan tutarsız iddialarda ısrarını anlamak mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca raporda, Gazze’de devam eden ve yalnızca Filistin halkının asli haklarına değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vuran insanlık dışı saldırılara layıkıyla yer verilmemesini büyük endişeyle karşılandığı ifade edildiği açıklamada, sözkonusu raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak bir şekilde, siyasi saiklerle hazırlandığını açıkça gösterdiği aktarıldı. Açıklamada, ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle kurduğu ortaklıklar ile insan hakları konusunda izlediği çifte standartlı politikayı sonlandırması çağrımızı yinelendiğinin altı çizildi.