- 08 Ekim 2019 Salı 11:41

(Özel) Cisimlerin 4. boyutunu bulduğunu iddia etti

A
A
A
(Özel) Cisimlerin 4. boyutunu bulduğunu iddia etti

Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşayan Araştırmacı-Yazar ve emekli fen bilgisi öğretmeni Hüseyin Ergül, bugüne kadar bilinmeyen ve yüzyıllardır bilim adamlarının üzerinde çalışmalar yürüttüğü ama sonuç alamadığı, cismin dördüncü boyutunu keşfettiğini savundu.

Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşayan Araştırmacı-Yazar ve emekli fen bilgisi öğretmeni Hüseyin Ergül, bugüne kadar bilinmeyen ve yüzyıllardır bilim adamlarının üzerinde çalışmalar yürüttüğü ama sonuç alamadığı, cismin dördüncü boyutunu keşfettiğini savundu.


Uzun yıllar matematik ve fizik kuramları üzerinde araştırmalar yaptığını söyleyen Hüseyin Ergül, bilim adamlarının normal 3 boyutun yanında daha fazla boyut olabileceğine ilişkin teorik araştırmalarının dışında kendisinin keşfettiği “Köşegen Boyut” adını verdiği ’4. boyut’ sayesinde özellikle depremlerde binaların zarar görmesinin önüne geçilebileceğini ve bununla birlikte de can kayıplarının neredeyse sıfıra indirilebileceğini iddia etti.


Bugüne kadar yayınlanmış 8 kitabı bulunan Araştırmacı-Yazar Hüseyin Ergül, “Şu ana kadar bildiğimiz bilimsel gerçekler, matematiksel ve geometrik olarak cisimlerin üç boyutunun olduğunu ifade eder. Bunlar; uzunluk, yükseklik ve genişlik olarak adlandırılır. Bu üç boyut, cisimlerin bir köşesinden çıkar. Dördüncü boyut için söylenmiş bir takım kavramlar geçmiş dönemlerde de olmuştur. Ama bunlar yersiz ve gereksizdir. Boyut kavramıyla da uyuşmamaktadır. Mesela, Litvanyalı Matematik Profesörü Hermann Minkowski; zamanı dördüncü boyut olarak göstermiştir. Ama bu tez tutmamıştır. Tutmayacaktır da. Çünkü uzunluk, yükseklik ve genişlik gibi özellikleri taşıyan şey, boyuttur. Ama benim sözünü ettiğim ve ‘Köşegen Boyut’ ismini verdiğim Dördüncü Boyut; uzunluk, yükseklik ve genişlik gibi özellikleri taşıyan bir boyuttur” dedi.



“Savunduklarım son derece net bilgilerdir”


Madde ile cismi birbirinden ayırabilen düşüncelerin boyut hakkında rahatlıkla fikir yürütebileceğini savunan Hüseyin Ergül, “Ama bu ayrımı yapamayanlar için bunu anlayabilmek zordur. Ben; cismin dördüncü boyutunu buldum. Ama bundan sonraki çalışmalarımda, maddenin dördüncü boyutunu, hatta maddenin derinliklerinde, molekül ya da atom yapısına ait dördüncü boyutu zaten araştırmaya başladım. Ama bugün için o konuda herhangi bir şey söyleyemiyorum. Ancak, cisimler için dördüncü boyut konusunda rahatlıkla tezlerimi savunabilirim. Savunduklarım son derece net bilgilerdir” ifadelerini kullandı.


Herhangi bir karton kutu ile yaptığı çalışmayı ispatlayabileceğini belirten Ergül, “Mesela bir karton kutu, aslında geometrik olarak bir prizmadır. Bir prizmanın, bir köşesinden çıkan üç ayrı nokta vardır. Bu noktalarda yapılacak ölçümlerde; uzunluk, genişlik ve yükseklikleri bulabilmek mümkündür. Ama bu prizmanın iç hacmine ve iç yapısına baktığımızda, tabanın alt köşesinden yani o üç boyutun çıktığı noktadan, iç hacimdeki karşı taraftaki köşeye doğru bir ölçüm yaptığımızda cismin Köşegen Boyutu’nu bulabiliyoruz” dedi.



“4. boyut, depreme dayanıklı mimarilerin inşa edilmesini sağlayabilir”


Buluşunun, başlangıçta insanlığa ne kazandığını düşünmediğini ama daha sonra bulunduğu odanın yapısı ve alt köşeden, üst köşeye doğru olan dördüncü boyutunu gözlemlediğinde, aklına deprem dalgalarının geldiğini anlatan Hüseyin Ergül, “Deprem kuvvetlerini; uzunluk, yükseklik ve genişlik boyutlarının üç boyut olarak karşıladığını fark ettim. Ancak benim bulduğum Köşegen Boyut’u da hesaba kattığımızda, örneğin 100 birimlik bir deprem kuvvetine 3.33’lük bir güç düşerken, dördüncü boyutun da bu dirence katıldığında depremin gücü yüzde 25 ‘lik bir birime düşüyor. Deprem kuvvetlerinin yada dalgalarının sönümlendirilmesi için dördüncü boyut fevkalade bir yoldur. Özellikle binaların yapımı sırasında bu metot kullanılabilir. Tabi bunu uygulayacak olan mühendisler, bilim adamları ve uzmanlardır” diye konuştu.



“Daha az malzeme ile daha sağlıklı sonuç alınabilir”


Keşfettiği Köşegen Boyut’un sadece binalar için değil; yollar, köprüler, viyadükler ve benzeri mimari alanlarda daha az bir masrafla rahatlıkla kullanılabileceğini söyleyen Hüseyin Ergül şöyle devam etti:


“Daha gerçekçi hesaplarla, deprem ve doğal afetlerde meydana gelecek olumsuzluklardan da böylelikle kurtulmuş oluruz. Belki de kullanılan malzemelerin aşırı kullanımlarından da kaçınılmış oluruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvan’da gerçekleştirildi Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi. Tatvan Devlet Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, hastane ve bölgede ilk olan bir operasyonu gerçekleştirdi. Özel hastanelerde yüksek maliyetlerle yapılan kapalı yöntemle tüp açma operasyonunu Tatvan Devlet Hastanesinde gerçekleştiren Op. Dr. Ceylan, büyük bir başarıya imza attı. Yaklaşık bir yıldır takipli hastası olan 34 yaşındaki 3 çocuk annesi H.E.’nin doğal yollarla yeniden gebe kalması için hastayla birlikte operasyon kararı alan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, devlet hastanelerinde nadir gerçekleştirilebilen bir yöntemle önemli bir operasyon gerçekleştirdi. Daha öncesinde tüpleri bağlanan hastasına kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştiren Ceylan, hastasının yeniden doğal yollarla gebe kalmasına imkan sağlamış oldu. Gerçekleştirilen operasyon sonrası hastasını serviste ziyaret eden Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, yapılan operasyon ve süreçle ilgili hastasını bilgilendirdi. Yapılan operasyon ve operasyonun önemiyle ilgili bilgi veren Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, bölgenin kapalı yöntemle yapılan ilk tüp açma operasyonunu başarılı şekilde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Yapılan başarılı operasyon sayesinde son doğurduğu bebeğini kaybeden annenin yeniden doğal yollarla gebe kalabileceğini anlatan Ceylan, “Hastamız bize daha önce geçirmiş olduğu sezaryen sırasında tüplerinin bağlanması sonucu doğal yollarla çocuğu olmayacağı için başvurdu. Son doğurduğu bebeği maalesef hayatını kaybetmişti. Bebeğini kaybetmesi üzerine tekrar çocuk istemiyle bize başvurdu. Önceki sezaryenının üzerinden iki yıl geçmesi gerektiğini daha öncesinde iletmiştik. Bu hastamız benim bir yıldır kontrollerine gelen takipli hastamdı. Ardından da son sezaryenının üzerinden iki yıllık süre geçince birlikte tüpleri açma operasyonu yapmaya karar verdik. Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette vardı. Tüp bebekle de gebe kalabilirdi. Biliyorsunuz ki yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalmak, gebeliğe bağlı bütün hastalık risklerini arttırmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz ameliyatta da elbette riskler vardı. Çok şükür sorunsuz ve başarılı şekilde yaptık. Biz hastamıza kapalı yöntem ile tüp açma operasyonu gerçekleştirdik. Operasyon sonrası 48 saatlik sürecin ardından hastamızı taburcu edeceğiz. Altı hafta sonra belli kontrollerini yapacağız. Hastamızı bu bir yıllık süreçte de takibe devam edeceğiz. Yine iletişim halinde olacağız kendisiyle. Yapmış olduğumuz operasyon ile hastamızın fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık” dedi. “Kapalı yöntemde cerrahi riskler azalıyor, iyileşme süreci hızlanıyor” Kaplı yöntemle yapılan tüp açma operasyonunun açık ameliyatlara nazaran daha üst bir cerrahi beceri ve tecrübe gerektirdiğini kaydeden Ceylan, şöyle konuştu: “Bu ameliyat bölgede açık yöntemle çok sık yapılabilen bir ameliyat. Ancak biz bunu daha üst bir cerrahi beceri gerektiren kapalı yöntem ile gerçekleştirdik. Bu operasyonu yapmak için sadece yeterli imkan olması yetmiyor aynı zamanda cerrahi beceri de gerekiyor. Nerdeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat ve bu ameliyat cerrahi el becerisi ve tecrübe gerektiriyor. Çünkü kapalı olarak yaptığımızda orta çaplı bir damar büyüklüğünde kesilmiş bir organı yerinden tekrar açıp uç uca dikmemiz anlamına geliyor. Kapalı yöntemin önemine gelecek olursak, tabi ki açık cerrahiye göre karnın bütün kaslarını kesmemize gerek kalmıyor. Sadece küçük üç tane delikle bu ameliyatı yapabiliyoruz. Bu yöntemde hastaların operasyon sonrası iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. Çünkü herhangi bir kesik olmuyor, ağrıya neden olabilecek bir durum olmuyor. Bizim hastamız da ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalktı ve yürüdü. Günümüzde artık en az kesi ile ameliyatları yapmaya çalışıyoruz. Bu hastamız için de fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık. Ameliyatı kapalı yöntem ile yapıp kesi olayını ortadan kaldırdık, ağrı ve cerrahi risklerini azalttık, cerrahi süresini azalttık. Bu imkanı bize verdiği için hastamıza ve devletimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca, bu beceriyi kazanmamda emeği geçen İstanbul’dan Onkolog Alpaslan Kaban Hocam başta olmak üzere tüm hocalarıma teşekkür etmek istiyorum.” “Tüplerin bağlanması yumurtalık kanseri riskini azaltıyor” Tüplerin bağlanmasının yumurtalık kanseri riskini azalttığının kanıtlanmış bir durum olduğuna işaret eden Ceylan, “Normalde tüplerin bağlanmasını, tüplerin bağlanmasıyla korunmayı çok faydalı görüyorum. Sezaryenler sırasında ya da sezaryenlerden sonra ailelerini tamamlamış çiftler tarafımıza başvurarak tüplerini bağlatarak korunmayı talep ediyorlar. Bu en konforlu olanı ve üstelik çok kolay bir ameliyat. Tüpleri bağlamak neden faydalı diye soracak olursak; tüpleri bağlamanın kanıtlanmış bir şekilde yumurtalık kanseri riskini azalttığı bir gerçek var. O yüzden eğer kadınlarımız artık çocuk sahibi olmak istemiyor ve doğal yollarla korunmak zor geliyorsa tüplerini bağlatmayı tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
İstanbul Yurtta hava durumu Yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar, genellikle güney, güneydoğu kesimlerinde kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına (40-80 km/saat) şeklinde esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde ve akşam saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu 23 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 26 Adana: Parçalı ve az bulutlu 38 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 Samsun: Parçalı ve az bulutlu 27 Trabzon: Parçalı ve az bulutlu 29 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 32