GENEL - 15 Nisan 2019 Pazartesi 10:35

(Özel) Türk boksör Belçika’da darp edildi

A
A
A
(Özel) Türk boksör Belçika’da darp edildi

Balıkesirli Boksör Enes Refik Çiftçi Hollanda’daki hazırlık maçı için gittiği Belçika’da polis tarafından darp edildiği iddiasıyla savcılığa başvurdu.

Balıkesirli Boksör Enes Refik Çiftçi Hollanda’daki hazırlık maçı için gittiği Belçika’da polis tarafından darp edildiği iddiasıyla savcılığa başvurdu.


Birçok kez yurt dışına bordo pasaportuyla çıkmasına rağmen sıkıntı yaşamadığını belirten Balıkesirli boksör Enes Refik Çiftçi, Belçika Charleori Havalimanı’nda gri pasaportu olduğu için gözaltına alındığını ve ülkeden sınır dışı edildiğini ileri sürdü. Avukatıyla birlikte İhlas Haber Ajansı’na (İHA) konuşan Boksör Enes Refik Çiftçi, yaşanan olayı siyasi olarak nitelendirdiğini belirtirken, yetkililerden de yardım istedi. Çiftçi’nin avukatı Fatih Erkol ise müvekkilinin Belçika polisi tarafından darp edildiğini ve uygulanan kötü muamele neticesinde olayı yargıya taşıdıklarını ifade etti.



"Gri pasaport nedeniyle gözaltına alınıp sınır dışı edildim”


Boks sporunda birçok başarıya imza attığını söyleyen Balıkesirli boksör Enes Refik Çiftçi, Belçika’da kendisine kötü muamele edildiğini ileri sürerek, “Şimdiye kadar üç kez Türkiye Şampiyonu oldum, yurt dışına defalarca giriş çıkış yaptım. 13 Nisan’da Hollanda Amsterdam’da yapılacak hazırlık maçı için Brüksel Charleori Havalimanı’na indim. Orada menajerimle birlikte buluşup, karayoluyla Amsterdam’a gidip, ardından maça katılacaktık. Fakat Charleori Havalimanı’nda gri pasaportumla birlikte giriş yaptığım zaman beni ülkeye almadılar. Ardından gözaltına alıp 24 saat sığınmacıların bulunduğu yerde tutarak kafesli araçlarla transfer ederek tekrar kendi ülkeme geri gönderdiler, beni sınır dışı ettiler. Bu süre zarfında çeşitli darp olayları oldu. Bununla ilgili Balıkesir’e geldikten sonra hastaneden darp raporu aldıktan sonra olayı gerekli yerlere suç duyurusunda bulunduk. Bu olay benden çok ülkemle alakalı bir olay olduğunu düşünüyorum. Kendime ait bordo pasaportla Belçika’ya giriş-çıkış yaptığım zaman herhangi problem olmadı şimdiye kadar. Bu olayın gri pasaport nedeniyle yaşandığını düşünüyorum. Bu olay tamamen benden çok siyasi bir olaydır. Bununla ilgili yetki ve görevli büyüklerimin müdahalelerini bekliyorum. Aynı zamanda bir sonraki çıkacağım maçlar için de bana destek vermelerini ve yurt dışına giriş-çıkışlarda bir daha böyle bir olay yaşanmaması için katkıda bulunmalarını önemle rica ediyorum. Belçika’da gözaltına alındıktan sonra bana ne içeriden ne de dışarıdan haber geldi. Bunun yanında benim de kimseye haber vermeme imkan olmadı. Telefonum, cüzdanım, kıymetli eşyalarımın hepsi alındı. Olayın tehlikeli bir hale geldiğini hissettiğim anda sadece menajerim Cebrail Kaşkaya’ya mesaj attım. Ardından telefonla olan bağım komple kesildiği için hiçbir yetkiliye ulaşamadım” dedi.



"Sahada kazanıp masa başında kaybetmekten bıktık”


Boksör Enes Refik Çiftçi’nin avukatı Fatih Erkol da Belçika’da yaşanan olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, “Belçika’da 11 Nisan’da başımıza çok tatsız bir olay meydana geldi. Boksörümüz Belçika Polisi tarafından havaalanında gözaltına alınıp, 24 saat gözaltında tutuldu. Kendisine darp, psikolojik işkence ve her çeşit şiddet uygulanmıştır. Kendisi Türkiye’ye döner dönmez ben aldım ve Kuvayı Milliye Polis Karakoluna gidip Belçika polisi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Polis karakolunun hastaneye sevk etmesi üzerine de Devlet Hastanesinden uğradığı darp ile ilgili rapor almış bulunmaktayız. Kendisi Türk vatandaşı olduğu için, Türk vatandaşına kanunen dünyanın neresinde olursa olsun işlenen suçlarda bizim ülkemizin yargı yetkisi vardır. Bu nedenle umuyoruz ki olay savcılığımıza intikal etmiş durumdadır ve Belçika polisi hakkında gerekli kamu davası açılacaktır. Tamamen bunun takipçisi olacağız. Boksörümüz orada uğradığı haksız muamele sonucu maalesef grip olarak hastalığa da yakalanmıştır. Kendisi çok başarılı bir boksördür. Bilindiği üzere yeni profesyonel olmuştur. Yaptığı profesyonel maçların ilk beşini nakavtla kazanmış, daha sonra altıncı maçındaysa dünya şampiyonunun kendisinden kemer maçı teklifi gelmiştir. Orada da baştan sona üstün götürdüğü maçı altıncı rauntta omuzunun sakatlanması nedeniyle kaybetmiştir. Biz artık millet olarak böyle sahada kazanıp, masa başında kaybetmekten bıktık. Lütfen, yetkililerimize buradan sesleniyoruz; bu kadar başarılı, önü açık boksörümüzün bu şekilde ayak oyunlarıyla mağlup ve zaferlerden mahrum kalmasının önüne geçilmesini talep ediyoruz. 25 Nisan’da yine kendisinin Belçika’da maçı bulunmaktadır. Buradan Belçika’daki Türk Konsolosluğumuza sesleniyoruz; lütfen boksörümüze orada sahip çıkın. Bu değerli boksörümüz oraya sadece karşılaşma, müsabaka için gitmektedir. Gri pasaport sahibidir. Belçika Hükümeti gri pasaporta vize uygulamamaktadır. Hukuki süreçle ilgili olarak şunu da söyleyeceğim; bu olan olaydan dolayı Belçika makamları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruda bulunacağız” diye konuştu.



"Oğlum çok başarılı bir sporcu”


Enes Çiftçi’nin antrenörü ve babası Resul Çiftçi de oğlunun boks sporunda gelecek vadeden bir sporcu olduğunu belirterek, “Enes’in hem antrenörü, hem de babasıyım. Enes miniklerde, yıldızlarda, gençlerde hem de büyüklerde her branşta çok başarılı bir sporcu. Yaptığı işlerde Türkiye’ye çok güzel madalyalar getirdi. Son zamanlarda yaptığı başarılarda basınımız tarafından iyi bir şekilde takip ediliyordu. Her yaş grubunda başarılı olmuş bir sporcumuzun devlet tarafından desteklenmesi gerekir. Biz elimizden geldiğince destek oluyoruz. Sporcumuz gelecekte çok daha başarılı dereceler elde edecek. Yapılacak olan küçük katkılarla büyük başarıları ülkemize getireceğiz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 786 Milyon Euro hibe desteği sağlanacak DÜZCE(İHA) –Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Düzce’de çiftçilere hibe desteği imkanları anlatıldı. Düzce Valiliği Toplantı Salonu’nda ki toplantıya Vali Selçuk Aslan, TKDK Ankara İl Koordinatörü Dr. Mehmet Ali Çakal ve Tarım Orman İl Müdürü Esra Uzun, İl protokolü, sivil toplum örgütleri temsilcileri, üreticiler ve girişimcilerin katıldığı bu toplantıda bölgedeki çiftçilere ve yatırımcılara yeni hibe imkanları hakkında bilgi verildi. IPARD III, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak fonundan finanse edilen bir program olduğu ve 81 ilde uygulanacağı ve toplamda 786 milyon Avro hibe desteği sağlanacağı bildirildi. Vali Selçuk Aslan, toplantıda yaptığı konuşmada "IPARD III programı ile ilimizde kırsal kalkınma ve tarım sektöründe ek bir destek başlatmış oluyoruz. Düzce’nin bu programdan iyi fayda sağlayacak iller arasında yer alacağına inanıyorum" dedi. Dr. Mehmet Ali Çakal, programın yalnızca tarımsal üretimi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve yenilenebilir enerji kullanımını da teşvik ettiğini belirtti. Çakal, "Yeni irtibat ofisimiz aracılığıyla, Düzce’den gelen projelerin değerlendirilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu. İl Müdürü Esra Uzun ise, Düzce’nin tarımsal potansiyeline vurgu yaparak, IPARD III’ün kırsal altyapı modernizasyonuna büyük katkı sağlayacağını ifade ederek "Bu desteklerle, ilimizdeki kırsal altyapımız daha modern hale gelecektir" dedi. Toplantı TKDK uzmanlarının IPARD III programının içeriği hakkında bilgi vermesinin ve soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. IPARD III Programıyla; Tarım işletmelerinin rekabet gücünün artırılması, Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Gıda güvenliği, hijyen, çevre koruması ve hayvan refahı standartlarına uyum sağlanması, Yeni pazar fırsatları ve teknolojiye dayalı inovasyonun teşviki, AB standartlarına uyum, çevre dostu yatırımlar ve istihdamın artırılması ve Kırsal alanlarda ekonomik faaliyet düzeyinin yükseltilmesi ve kırsal nüfusun desteklenmesi gibi konularda projeler beklenmektedir.
İstanbul KAMİAD ‘Şehir Toplantıları Etkinliği’ni İstanbul’da gerçekleştirdi Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği paydaşları İstanbul’da düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) paydaşları, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Toplantıya KAMİAD Genel Başkanı Ali Adıgüzel, İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ve bir çok müteahhit katıldı. Etkinlik, dünyadaki 5 büyük yapı fuarından biri olan ’46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle yapıldı. Başkan Adıgüzel toplantıda yaptığı konuşmada 6 Şubat’ta meydana gelen depremde inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğuna değindi. Adıgüzel, kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da yer verdi. Başkan Adıgüzel, toplantıda yaptığı konuşma sonrasında ise katılımcıları dinleyerek sorularını da yanıtladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ile gerçekleşen toplantıda konuşan KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, “KAMİAD ailesi olarak şehir toplantılarımızın ilkini 6 Şubat depreminin yıl dönümü vesilesiyle 16-17 Şubat tarihleri arasında orada gerçekleştirdik. Toplantılarımızın ikincini ise ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ‘46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle İstanbul’da yapmaktayız” dedi. “Kamu müteahhitliği, istisna bir meslek gurubudur” Kamu müteahhitliğinin, altyapı ve yapı projelerinde devletin doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığı bir yapılanma türü olduğunu kaydeden KAMİAD Başkanı Adıgüzel, “Kamu müteahhitliği, büyük ölçekli projelerin finansmanını sağlamak, teknik becerileri ve deneyimi kullanmak, kalite standartlarını sağlamak ve toplumun genel refahına katkıda bulunmak gibi önemli avantajlar sunan istisna bir meslek gurubudur. Ancak mesleki alanda uzun yıllardan beri karşılaştığımız ve çözüm aradığımız sıkıntılarımızın olduğu da su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu. "Fiyat farkı hesabı reel piyasa artışlarını karşılamıyor" Kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Adıgüzel, “Kamuya ait binaların yapım işinin asgari bir yıldan fazla sürmesi ve buna karşın anahtar teslimi götürü bedel işlerin yüksek enflasyon karşısında yapılamayışı, sözleşmelerde verilen fiyat farkı hesabının reel piyasa artışlarının karşılamaması. Kamu kurumları ile imzalanan sözleşmelerde her ne kadar yüklenici bir işin tarafı kabul edilse de ihale kanununun yükleniciyi koruyan hükümlerinin neredeyse hiç olmayışı ve tarafların eşitlik ilkesinin olmayışı sebebiyle hep alttan alan kurumun kamu müteahhitleri olmasıdır. Üçüncü en önemli problem, ihale kanunu uyarınca en düşük teklife işin verilmesi ve ülkemizde yüklenici bolluğu yüzünden yaşanan aşırı rekabet ortamı nedeniyle, işlerin çok düşük fiyatlarla ihale edilmesidir. Dördüncüsü yüklenici hak edişlerinde yaşanan ödeme gecikmeleri, altyapı eksiklikleri ve kamu ihale süreçlerindeki karmaşıklık. Beşinci en temel sorun ise kamu kurumlarının eksik proje ve şartnamelerle işleri ihale etmesi ve yapım süreçleri içinde bu eksikliklerin giderilmesi nedeniyle geciken süre ve olumsuz şartların yüklenicinin aleyhine işlemesidir” ifadelerini kullandı. “Kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması bizler için kaynağı olmuştur” İnşaat sektörünün 6 Şubat’ta meydana gelen depremde ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Adıgüzel, “Ülkemizde 6 Şubat depremi, inşaat sektörünün ne kadar önemli bir iş kolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Depremin yıkıcı etkisi ne kadar büyük olsa da; kamu müteahhitleri tarafından yapılan binaların çok az oranda hasar görmesi, afet bölgesinde özellikle Toplu Konut İdaresi tarafından yapılmış konutların nerdeyse hasarsız olarak ayakta kalması, elbette doğru yapılan uygulamaların bir sonucudur. Bölgede kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu binalarda ağırlanması, yaşadığımız büyük acıyı dindirmese de bizler için bir nebze gurur kaynağı olmuştur” diye konuştu. “Sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz” Adıgüzel konuşmasının devamında ise, “Biz KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 ve 4735 sayılı yasanın bazı eksikliklerin giderilmesini, sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz. Özellikle son yıllarda yüksek enflasyon ile birlikte iş yapamaz bir hale gelen yüklenicilerin ve devlet ihalelerinin uygulamadaki sorunlarını içeren sektörel raporlarımızı başta Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunmuş bulunmaktayız. Sonuç olarak; bizler bu çalışmaları yaparken siz meslektaşlarımızdan bize destek vermenizi, bir araya gelmenin ne kadar büyük bir güç oluşturduğunu görmenizi istiyoruz” diye konuştu.