SAĞLIK - 16 Ekim 2020 Cuma 14:40

"Vaka sayısının en yüksek aşamasındayız"

A
A
A
"Vaka sayısının en yüksek aşamasındayız"

Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, İçişleri Bakanlığı koordinesinde “Sağlık İçin, Hepimiz İçin” sloganıyla gerçekleştirilen korona virüs denetimlerine katıldı.

Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, İçişleri Bakanlığı koordinesinde “Sağlık İçin, Hepimiz İçin” sloganıyla gerçekleştirilen korona virüs denetimlerine katıldı. Şıldak, "Balıkesir ili genelinde şu ana kadar yaşadığımız vaka sayısının en yüksek aşamasındayız" diyerek vatandaşlara uyarıda bulundu.


Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda Karesi Kaymakamı Abdulkadir Demir, İl Emniyet Müdürü Hasan Onar ve denetim ekipleriyle buluşan Vali Hasan Şıldak, daha sonra şehrin en işlek caddeleri arasında bulunan Milli Kuvvetler Caddesi’nde iş yeri denetimlere katıldı. Vatandaşlara kurallara uymaları konusunda uyarılarda bulunmaya devam eden Vali Şıldak, rehavete kapılmadan tedbirlere uyulmasının vaka sayılarının azalmasında önemli rol oynayacağını dile getirdi.


Balıkesir’de vakaların yoğun olduğu Altıeylül ve Karesi ilçelerine dikkat çeken Vali Hasan Şıldak, özellikle kırsal mahallelerde tarımsal üretim yapılan iş yerlerinde vakaların yaygın olduğunu ifade etti. Balıkesirlilere seslenen Vali Şıldak, “Vatandaşlarımızın bütün bu hususları göz önüne alarak gereğini yapacağını, şimdi tedbir zamanı olduğunu, artık başka seçeneğimiz olmadığını ve ilimizin tekrar eski düzeyine döndürülmesi için toplumsal bir seferberliğe ihtiyacımız olduğunu tekrarlamak istiyorum” diye konuştu.



"Hiçbir zaman Balıkesir iyi durumda mesajı vermedik”


Balıkesir’de korona virüs tedbirlerinin uygulanması noktasında düzenlenen denetimlere katılan Vali Hasan Şıldak yaptığı değerlendirmede şunlara dikkat çekti:


“Gördüğümüz tablo gerçekten artık işletmelerimizin, iş yerlerimizin, sokaktaki vatandaşımızın dış ortamlarda bulunan herkesin daha dikkatli olduğu şeklinde bir izlenime sahibiz. Bu bizi memnun ediyor. Ancak demek ki içinde bulunduğumuz durumu değerlendirirsek; bu kadar dikkatli olmak bile yetmiyor, daha fazlası gerekiyor. Çünkü geçen hafta vaka sayılarındaki artışa geçtiğimiz hafta işaret etmiştim, artış devam ediyor. Balıkesir ili genelinde şu ana kadar yaşadığımız vaka sayısının en yüksek aşamasındayız. Vatandaşlarımızdan duyarlılık derecelerini en üst seviyeye çıkarmaları gerektiğini, artık tedbirin de ötesine geçip, tedbirlerle yaşamak gerektiğini hatırlamak durumundayız. Yani bu şu demek oluyor; evet, biz Haziran ayında iyiydik, Temmuz ayında vakalarımız yükselmeye başladı, Ağustos, Eylül’de bu devam etti. Vaka sayıları zaman zaman yatay seviyelere gelmekle beraber hiçbir zaman istediğimiz oranda bir vakasızlık durumu yaşamadık. Bizde hiçbir zaman “Balıkesir vaka sayılarında çok iyi, Balıkesir çok iyi seviyede” ifadelerini kullanarak halkımıza bu yönde bir mesajımız olmadı."



“Tedbirli olalım demiyorum, tedbirli olmak zorundayız”


Vali Şıldak konuşmasının devamında, "Şu aşamada her zaman tekrarladığımız “tedbirli olalım” çağrısını yapmıyorum, tedbirli olmak zorundayız diyorum. Tedbirli olalım demiyorum, tedbirli olmak zorundayız, bütün tedbirleri harfiyen uygulamak zorundayız. Vatandaşlarımız paniğe kapılmadan bu yükselişin farkında olarak gereğini yapsınlar. Yani sosyal hayatlarını gerçekten kontrollü hale getirsinler. Kurallara uymayan işletmelerden hizmet almasınlar, kuralların mutlaka uygulanması noktasında en yüksek hassasiyeti göstersinler" ifadelerini kullandı.



"Hastalıkta bulaşı sosyal hayattan resmi ortamlara taşınıyor”


Vali Hasan Şıldak, "Son günlerde ayrıca kamu hizmeti yürüten kurum ve kuruluşlarımızın personeli arasında vakalarda bir artış görüyoruz. Bütün kamu kurumlarımızı bu konuda uyardık. Resmi dairelerdeki hizmet ortamlarına çok dikkat ediyoruz, kuralları bire bir uyguluyoruz. Ancak görünen o ki; bu çalışanlarımız da, personelimizde daha çok dış ortamlarda, sosyal ortamlarda hastalığa kapılıyor. Hastalık bulaşı oralarda gerçekleşip daha sonra resmi ortama taşınıyor. Bu yönde bir gözlememiz var" diye konuştu.



“Temaslılara yansıma oranı yüzde 40’dan yüzde 60’a yükseldi”


Vali Şıldak, konuşmasının devamında şunları kaydetti:


"Yine geçen hafta yaptığımız bir başka tespiti de tekrarlamak istiyorum; vakanın etrafındaki kişilere vakanın ulaşması, sirayeti güçlendi. Yani temaslılar da hastalanıyor. Temaslılar demek ki yeteri kadar dikkat etmiyor. Temaslı vatandaşlarımız kesinlikle evlerinde kalsınlar, evde kendilerini izole etsinler. Onların dışındaki diğer ev halkıyla, aile fertleriyle irtibat kurmasınlar. Bir kişinin hastalanması, başka bir şey, o ailede 5 kişinin hastalanması başka bir şey. Bu konuda da biz hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim Balıkesir’de temaslılara yansıma oranımız yüzde 40’larda iken şu an yüzde 60’ların üzerine çıktı. Vakaların genişlemesi biraz da bundan kaynaklanıyor."



“En yoğun vaka sayıları Altıeylül ve Karesi’de”


Şıldak, "Bütün ilçelerimizde vakalara rastlıyoruz. Ancak Balıkesir merkezin en yoğun noktalar olduğunu söylemek istiyorum. Köyleriyle, mahalleleriyle birlikte Altıeylül ve Karesi ilçelerimiz yoğunluğun en fazla yaşandığı bölgeler. Vatandaşlarımızın bütün bu hususları göz önüne alarak ben gereğini yapacağını, şimdi tedbir zamanı olduğunu, artık başka seçeneğimiz olmadığını ve ilimizin tekrar eski düzeyine döndürülmesi için toplumsal bir seferberliğe ihtiyacımız olduğunu tekrarlamak istiyorum. Bu konuda tüm vatandaşlarımızdan destek bekliyorum. Biz kamu kurum ve kuruluşları olarak, sağlık personeli olarak, kolluk personelimiz olarak gereğini yapıyoruz. Onları en iyi şekilde koordine ediyoruz. O arkadaşlarımıza da o personelimize de bir moral desteği verelim, artık vakalara dur diyelim. Balıkesir’de daha fazla ciddiyet ve hassasiyet oluşturalım ve bunu hep birlikte başaralım" dedi.



“Eğitime ara verdiğimiz okul yok”


Vali Hasan Şıldak şöyle devam etti:


"Balıkesir’de tamamen karantina uyguladığımız yani eğitime ara verdiğimiz okulumuz yok. Çocuklarımızda, öğrencilerimizde veya öğretmenlerimizde zaman zaman vakalar yaşanıyor, çok yüksek seviyede değil. Bunların sayısı sınırlıdır. Buralarda en fazla sınıf bazında tedbir alıyoruz. Eğitime ara verme söz konusu değil. Ancak okullarımızda neticede toplu bulunulan ortamlar. Biz her ne kadar oralarda Milli Eğitim Bakanlığımızın belirlediği kuralları bire bir uygulamakta isek de her şekilde gerek öğretmenlerimiz, gerek velilerimiz çok dikkat etmek durumundalar. Buralarda da daha fazla vaka olmaması için hassasiyetin oluşması ve yükselmesi gerekiyor.



“Rehavete kapılmayalım”


Aslında şu an diğer illerle de kıyasladığımız zaman bizim bazı tedbirler yönünden daha ileri uygulamalar yaptığımız, bu konuda bir eksiğimizin olmadığı açıktır. Mesela, kamu kurumlarımızda HES kodu uygulaması çok fazla ilde yok. Biz ise bunu yaklaşık bir aydır hayata geçirdik. Bunun yanında başka tedbirlerimizde oldu. Ancak burada bazı hususlar var ki devlet olarak, kurumlar olarak aldığımız tedbirler bir yere kadar işe yarar. Önemli olan asıl nokta her bir insanımızın, vatandaşımızın bu konuda tedbir almasının ve salgına karşı mücadele edilmesinin bir vatandaşlık görevi olduğu bilincine ulaşmasıdır. Vatandaşlarımız inanıyorsa gereğini yaparlar. İnanmak durumundayız. Mücadele etmek, tedbir uygulamak zorunda olduğumuzu bilsek ve bunu bire bir hayata geçirsek sorun kalmayacak. Esas kural maske, mesafe ve temizlik kuralıdır. Her bir iş yerinin uyması gereken detaylı kurallar var. Bunları gerçekleştirmek yeterli olacaktır, başka bir şeye gerek yoktur. Hayatımız devam ediyor, sosyal hayat devam ediyor. Ama hayatın kontrollü yaşanması önemlidir. Sosyal hayatta kontrolle ilgili bütün kurallar da konulmuştur. Gevşememek lazım, rehavete kapılmamak lazımdır. Balıkesir’in en iyi il olma gibi bir iddiası yok. En iyi il gibi bir tanımlamayı da ben kabul etmiyorum. Korona virüs mücadelesi dinamik, canlı bir süreçtir. Bugün iyi olan, yarın, üç gün, beş gün sonra kötü olabilirsiniz. Şu an da yaşadığımız budur. Rehavete kapılmayalım. Tedbirleri hiçbir zaman gevşetmeyeceğiz. Biz denetimlerimizi, ceza uygulamalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu konuda bütün vatandaşlarımızdan, bütün esnafımızdan destek ve duyarlılık istiyoruz.



“Tarım sektöründe vaka artışı dikkatimizi çekiyor”


Vaka çıkışlarının yoğun yaşandığı yerler, tarım sektöründe de karşımıza çıkmaya başladı. Bilhassa tarımsal üretim yapan bazı imalathaneler, işletmelerde yaşadığımız vakalar üzerine biz bütün ilçelerimizde çok planlı bir şekilde habersiz denetimler gerçekleştirdik. Gıda üretim iş yerlerinde yapılan denetimlerde de tespit ettiğimiz bütün hususlara ilişkin cezai yaptırımlar uyguladık. Aynı zamanda okullarımızı çok yakından takip ediyoruz. Bütün ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz tarafından denetim ekipleri oluşturduk. Bu denetim ekiplerimiz okullarımızı sürekli mercek altında tutuyor ve günlük denetim yapıyor. Bütün bunlar aslında her kurumun ciddi bir şekilde konunun üstüne gittiğini ve valiliğimizin koordinasyonu altında ilimizde çalışmaların son derece planlı ve düzenli şekilde yürütüldüğünü gösteriyor. Tek ihtiyacımız olan vatandaşlarımızın, esnafımızın, işletmelerimizin hiçbir zaman gevşemeden kurallara tam olarak riayet etmeleridir. Onlara da bu konuda gösterecekleri sabır, duyarlılık için şimdiden teşekkür ediyorum. Bunların karşılığını göreceğiz. Hep beraber inanalım ve gerçekleştirelim.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.