EĞİTİM - 20 Kasım 2020 Cuma 22:06

Bartın Üniversitesi "2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni” gerçekleştirildi

A
A
A
Bartın Üniversitesi "2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni” gerçekleştirildi

Bartın Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni pandemi dolayısıyla alınan önlemlerle birlikte çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.

Bartın Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni pandemi dolayısıyla alınan önlemlerle birlikte çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Yoğun katılımın olduğu akademik yıl açılış töreninde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin tarafından “Yükseköğretimde Kalite Standartları” konulu açılış dersi verildi.


Geçtiğimiz akademik yılda Türkiye’nin en başarılı üniversiteleri arasında yerini alan Bartın Üniversitesi’nin 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Tören Bartın Üniversitesi web sayfası ve sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.


“Sorun küresel, mücadele ulusal”


Akademik yılın açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun zorlu günleri birlikte aşıp, başaracaklarını kaydederek “Bizimle yol arkadaşlığı yapan tüm öğrencilerimizle birlikte akademik ve idari insan kaynağımızın tüm bileşenlerine de yeni akademik yılın hayırlı olmasını diliyorum. Bir yandan ‘Sorun küresel, mücadele ulusal’ diyerek devletimizle birlikte salgına karşı önemli bir mücadele ortaya koyarken diğer yandan ‘Her anını birbirimizden öğrenerek’ sürdürdüğümüz eğitim-öğretim faaliyetlerimize devam ediyoruz. İnanıyorum ki bu zorlu günleri birlikte aşacak ve birlikte başaracağız” dedi.


“Tüm imkânlarımızla çalışmaya devam ediyoruz”


Rektör Uzun, Bartın Üniversitesi ailesinin her geçen daha da büyüdüğüne dikkat çekerek “Üniversitemiz 9 fakülte, 3 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokul ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ile Araştırma ve Uygulama Merkezlerinde gerçekleştirdiği faaliyetlerle bölgemizden başlayarak ülkemizin yükseköğretim alanına katkı sunmaktadır. 617 akademik ve 419 idari insan kaynağımızla 81 ilden ve 64 farklı ülkeden Bartın’a gelerek bizleri tercih eden 18 bini aşkın öğrencimizi geleceğe hazırlamaktayız. Ülkemizin muasır medeniyetler üzerine çıkmasında en büyük görevin üniversitelere düştüğünün bilinciyle bu yolda tüm imkânlarımızla çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu.


“Başarılarla dolu bir akademik yılı daha geride bıraktık”


Bartın Üniversitesi’nin her alanda sürdürülebilir bir yükseliş kaydettiğini de ifade eden Rektör Uzun, konuşmasına şöyle devam etti:


“İki günü aynı geçirmemek adına gayret gösteriyoruz. Sürekli iyileşme anlayışıyla büyüyor, gelişiyor ve yeni tecrübeleri dağarcığımıza ekleyerek geleceğe kararlı adımlarla yürüyoruz. Bu heyecanla geride bıraktığımız yıla birçok başarıyı sığdırmayı başardık. URAP 2020-2021 akademik yılı performanslarının değerlendirildiği üniversiteler Türkiye sıralamasında Üniversitemiz, 166 üniversitenin değerlendirildiği makale puan sıralamasında 39’uncu oldu ve 30 basamak birden yükselmeyi başardık. Dünyada yer alan yükseköğretim kurumlarını boyut, görünürlük, açıklık ve mükemmeliyet göstergeleri üzerinden değerlendiren Webometrics Dünya Üniversite Sıralamalarında ise 2017’den itibaren 3 yılı kapsayan değerlendirmede 3 bin 879 basamak birden yükselmeyi başardık. SCImago Kurumlar Sıralamasında ise bu yıl ilk defa sıralanmaya değer bulunduk. Üniversitemiz, sıralanan 3 bin 897 yükseköğretim kurumu arasından Amerika, Rusya ve Çekya gibi ülkelerden 12 üniversite ile birlikte 605’inci sırayı paylaştı. Araştırma performansında ise 389’uncu sırada yer aldık. Oluşturmaya gayret gösterdiğimiz ekosistemin bir sonucu olarak Üniversitemiz, TÜBİTAK 1001 desteklerinde kabul edilen 3 projesi ile üst sıralarda yer aldı. İhtisaslaşan üniversiteler arasında ilk sırada yer alan Üniversitemiz, 2000 yılından sonra kurulan üniversiteler arasında 2’nci ve tüm üniversiteler arasında ise 16’ncı oldu. Bir başarı haberi ise ABD’den Dünya’nın en saygın üniversitelerinden birinden geldi. Stanford Üniversitesi’nin koordinatörlüğünde ABD ve Hollandalı bilim insanlarından oluşan bir ekip tarafından yapılan çalışmayla oluşturulan ‘‘Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’’ listesine 2 öğretim üyemiz girmeyi başardı.”


“Salgınla mücadelemize önemli katkılar sunduk”


Küresel bir sorun haline gelen Koronavirüs salgınına karşı verilen bilimsel mücadelenin önemine değinen Rektör Uzun, Bartın Üniversitesi’nin tüm bileşenlerinin pandemiyle mücadeleye katkı sunmaya gayret gösterdiklerini söyledi.


Rektör Uzun, “Ülkemizde, Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda Koronavirüs pandemisinin önlenmesine yönelik ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Yükseköğretim Kurulumuz ile birlikte TÜBİTAK’ın da destekleri ve koordinasyonunda üniversitelerimiz çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların ilkinde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ile birlikte Covid-19 tanı kitinde kullanılan enzimlerin yerli olarak üretilmesi sağlanmıştı. Yeni proje kapsamında ise öğretim elemanlarımız Covid-19 için üretilecek ilaçların klinik deneylerinde kullanılacak enzimi yerli olarak üretmeyi başardılar” şeklinde konuştu.


“Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz”


Bartın Üniversitesi öğrencilerine teşekkür ederek konuşmasına devam eden Rektör Uzun, “Öğrencilerimiz de aldıkları başarılarla bizleri gururlandırmaya devam ediyor. Üniversitemizin ilk elektrikli otomobilini ile insansız hava aracını üreten ve yerli imkânlarla roket tasarlayan öğrencilerimiz TÜBİTAK 2209-A Öğrenci Projeleri 2020 – 1. Çağrı Döneminde 99 üniversite arasında kabul edilen 27 projesiyle ikinci oldu. Milli sporcularımız da bu süreçte üniversitemizi en iyi şekilde temsil ettiler. Aldıkları derecelerle göğsümüzü kabarttılar. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından geçtiğimiz yıl yapılan üniversitelerarası genel madalya sıralamasında 57 madalyayla Türkiye birincisi olan Üniversitemiz, uluslararası müsabakalarda alınan madalyalarla da kamuoyunun ilgisini çekmeyi başardı” dedi.


“Bölgemizden başlayarak ülkemizin kalkınmasına değer katıyoruz”


Rektör Uzun, Bartın Üniversitesi’nin büyük bir kararlılıkla “Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları” ihtisaslaşma alanına yönelik çalışmalar yaptığını belirterek “Geçtiğimiz yılın belki de en önemli gelişmesi ‘Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları’ alanında Üniversitemizin ihtisaslaşması olmuştur. Yükseköğretim Kurulu tarafından ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi’ kapsamında ihtisaslaşmaya hak kazanan Üniversitemiz, geleceği gören ve stratejilerini hayata geçiren bir üniversite olarak öne çıkmaya devam edecektir. Bir sonucun değil başlangıcın temsili olan ihtisaslaşma başvurumuzun kabul edilmesi ile artık daha fazla çalışacak ve bölgemizin kalkınmasına değer katmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle, Yeni YÖK vizyonuyla tüm yükseköğretim kurumlarımızda olduğu gibi bizleri de kalite eksenli yolculuğumuzda daima destekleyen YÖK Başkanımız Yekta Saraç’a ve YÖK üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca Bartın Üniversitesi kurumsal kimliğini her geçen gün daha iyiye ulaşmasını sağlayan, bu doğrultuda fedakârca çalışan tüm çalışma arkadaşlarıma, bizlere her zaman destek olan Bartın Valimiz Sayın Sinan Güner’e ve şahsında kamu kurum ve kuruluşlarımızın tüm yöneticilerimize ile özel sektör temsilcilerimize teşekkür ediyorum” şeklinde ifadelere yer verdi.


" Yükseköğretimde Kalite Standartları


Açılış konuşmasının ardından Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin tarafından “Yükseköğretimde Kalite Standartları” adlı açılış dersi verildi.


TSE’nin 16 Ekim 1954 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde kurulduğunu ifade eden Şahin, “TSE olarak ülkemizin rekabet gücünü arttırmak, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaretini kolaylaştırmak ve toplumun yaşam düzeyini yükseltmek için; standardizasyon, uygunluk değerlendirme, deney ve kalibrasyon faaliyetlerini tarafsız, bağımsız, etkin ve güvenilir olarak sağlamayı hedeflemekte ve bu yönde çalışmaktayız” dedi.


“Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Standardını geliştirdik”


TSE olarak TS 13811 Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Standardı’nı geliştirdiklerinin de altını çizen Şahin, “Değişme ihtiyacı hissedilen hijyen ve sanitasyon alanında uluslararası uygulaması olan bir yönetim sistemi standardı yaklaşık 3 yıl öncesine kadar bulunmamaktaydı. Bu ihtiyaca binaen TSE, insan sağlığını doğrudan etkileyen ürün/hizmet üreten kuruluşlarda, hijyen ve sanitasyon uygulamalarını bir sistem dahilinde yönetmek üzere TS 13811 Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Standardı’nı geliştirdi. Standart, 2018 yılı Ocak ayında milli standart olarak yayımlandı. Akabinde Entitümüz, bu alanda eğitim ve belgelendirme faaliyetlerine başladı. TSE bu alanda öncü yaklaşımı ile pandemiden çok önce bir ilke imza atmış bulunmaktadır” diye konuştu.


“COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzunu hazırladık”


Şahin, Covid-19 salgınına yönelik çalışmalardan da bahsederek “Toplum sağlığını korumak amacıyla hazırladığımız TS 13811 Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Standardı tecrübemiz ile Enstitümüzün misyonu gereği; sanayi altyapımızın, üretim gücümüzün salgın sürecinde de devam edebilmesi için de çalışma yürüttük. İhracatımızın bel kemiğini oluşturan sanayi sektöründe üretimin aksamaması için COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzunu hazırladık ve yayımladık. Bu kılavuzu hazırlarken en büyük önceliğimiz, yani kırmızı çizgimiz çalışanların sağlığını korumak oldu. İlgi ve takdir gören, olumlu geri dönüşler aldığımız kılavuza yeni çalışma alanları ekleyerek; hizmet sektörü, AVM’ler, eğitim kurumları gibi sektörlere yönelik de kılavuzlar hazırlayarak belgelendirme modeli başlattık” diye konuştu.


“Bartın Üniversitesi HSYS Belgesi alan 2 devlet üniversitesinden biri oldu”


Açılış dersinin sonunda Bartın Üniversitesi’nin Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Belgesi’ni almaya hak kazandığını açıklayan Şahin, Bartın Üniversitesi’nde salgın ile mücadele kapsamında yapılan çalışmaların önemine değindi.


Bartın Üniversitesi’nin örnek bir hassasiyet sergilediğini de vurgulayan Şahin, “Bartın Üniversitesi bugün, TS 13811:2018 Hijyen ve Sanitasyon Yönetim Sistemi Belgesi ile toplum sağlığı açısından gerekli hijyen ve sanitasyon şartlarına uygun hizmet sunduğunu belgeliyor. Üniversitemiz sürdürülebilir kılacağına dair beyanda bulunuyor. Bartın Üniversitesinin toplum sağlığına göstermiş olduğu duyarlılığın tüm üniversitelerimize örnek olacağına inanıyorum. Böylece Bartın Üniversitesi Aksaray Üniversitesi ile birlikte bu belgeyi almaya hak kazanan 2 devlet üniversitesinden biri olmuştur. Ayrıca KTO Karatay Vakıf Üniversitesi de bu belgeye sahiptir” ifadelerini kullandı.


Bartın Üniversitesi ailesi büyüyor


Bartın Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni kapsamında geçtiğimiz yıl öğretim üyesi kadrolarına atananların isimleri de açıklandı. 2019-2020 Akademik Yılında Bartın Üniversitesi’ne ikisi profesör, 34’ü doçent ve 36’sı Doktor Öğretim Üyesinden oluşan 72 öğretim üyesinin atamasının yapıldığı bildirildi.


Bartın Üniversitesi’nin kurumsal sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlanan etkinlik yoğun ilgi gördü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya AK Parti İl Başkanı Ali Çetin: "Teleferik kazası adli bir olaydır" AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, Antalya’da gerçekleşen teleferik kazası hakkında yaptığı basın toplantısında, kaza sonrası verilen tutuklama kararlarının siyasi olmadığını söyledi. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, il başkanlığı binasında geçtiğimiz Cuma günü Tünektepe Teleferik ve Sosyal Tesisleri’nde yaşanan teleferik kazası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çetin, konuşmasına kaza alanında görev yapan ekiplere teşekkür ederek başladı. Başkan Çetin, "Hepimizin bildiği üzere Cuma günü 17.28’de meydana gelen tüm Türkiye’nin ve hatta dünyanın gündemine düşen elim bir teleferik kazası sonrasında bir kişinin hayatını kaybettiği, yedi kişinin yaralandığı, 174 kişinin mahsur kaldığı tespit edilen, büyük ihmalkarlıkların sebebi olan çok büyük kazayla sarsıldık. Öncelikle vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, bu olay sebebiyle yaralanan vatandaşımıza Allah’tan şifalar diler, tüm kazazede vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Bu kaza sonrasında çok hızlı, anında müdahaleler ile karşılayan Valimiz ve AFAD başkanımız koordinasyonunda, kurtarma çalışmalarımıza katkı koyan 23 saatlik kurtarma çalışmasını cansiparane gerçekleştiren, helikopterlerimizle ağırlıksız tahliye çalışmalarını yürüten, bir kişinin bile burnu kanamadan tamamlanan, dünyanın gıptayla izlediği bu kurtarma çalışmasına her türlü desteğini bilgisini gücünü koyan birimlerimize, olayın başından itibaren takibiyle desteğiyle Cumhurbaşkanımız ve de genel başkanımıza, İç İşleri Bakanlığımızın takibi ile tamamlanan kurtarma çalışmasında emeği geçen herkese, her kesime şükranlarımızı sunarız" ifadelerine yer verdi. "Siyasi tarafı olmaksızın soruşturulması gereken, büyük bir kaza" Teleferik kazasının sıradan bir kaza olmadığını dile getiren Ali Çetin, olayın siyasi olmadığına dikkat çekti. Çetin, şu ifadelere yer verdi: "Bir kere şunu belirtmek lazım; bu kaza sıradan basit bir kaza değil, dünya gündemine düşmüş bir vefat. 7 yaralı, 174 vatandaşın 23 saat kurtarma çalışması operasyonuyla tamamlanan, çok ağır ihmal zincirlerinin olduğu, derinlemesine araştırılması soruşturulması gereken, siyasi tarafı olmaksızın soruşturulması gereken büyük bir kaza. 2017 yılında hizmete giren bu tesis, Antalya’da yedi yıldır çalışmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki, yedi yıldır çalışan bu tesisin yaklaşık altı buçuk yıldır genel müdürlüğünü, olaydan iki ay öncesine kadar 31 Mart’ta belediye başkanı seçilen Mesut Kocagöz yapmaktadır. Bunu da birisini karalamak suçlamak için değil, bir hakikati de ortaya koymak için söylüyorum. Bu olaydan sonra, muhalefetin algı yürütme, olayı farklı bir yöne çekme çalışmasını da göz ardı edemeyiz, bu olayda savcılık makamı soruşturmayı yürütür, hakim kararını verir. Bu bir siyasi olay değil, teknik bir soruşturma sonrası adli bir olaydır." "Çok sayıda ihmal var" Başkan Çetin, CHP’nin tutuklama kararlarına karşı açıklamalarını da eleştirerek şöyle devam etti: "Antalya’da, Cumhuriyet Halk Partisi ısrarla bu soruşturmayı genel başkandan genel başkan yardımcılarına, parti yöneticilerine kadar siyasi alana çekmeye, adli makamların üzerinde baskı oluşturmaya, siyasi bir malzeme gibi görerek kendilerince kullanmaya çalışmaktadır. Burada bir kaza, soruşturma, gözüken ihmal, aksaklıklar, kusurlar, hatalar, hatalılar vardır. Bunların ardından, ilk yapılan çalışmalarda 13 kişi hakkında gözaltı kararı alınmış, ifadelerine başvurulmuştur. Raporla deliller değerlendirilmiş, olayda ilk tespitlere göre beş kişinin tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir. Bu bir yargı kararıdır. İddialara göre; üç ay sürmesi gereken bakımların, 15 günde yapıldığı ağır bakımla ilgili, 159 parça değişiklik talebi firma tarafından bildirilmişken, 19 parçanın değişmesi, Antalya Büyükşehir şirketi yetkilileri tarafından yeterli görüldüğü gibi daha birçok ihmallerin olduğunu bildiren durumlar söz konusu gözükmektedir." "Belediye başkanlığı yargıyı etkilemez" Ali Çetin, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün tutuklanmasının şu an bulunduğu görevle ilişkisi olmadığını belirterek, "ANET Genel Müdür Yardımcısı ve diğerleri tutuklanınca ses çıkarmayan Cumhuriyet Halk Partisi, hâkimin kararına karşı işi, siyasi şova dökerek mağduriyet dalgası oluşturmaktadır. Her zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı bir iştir, hangi parti olursa olsun belediye başkanı olması, kimseyi yargı önünde ayrıcalıklı yapmaz. Kaldı ki, belediye başkanlığı ile ilgili bir durum söz konusu değil, yeni bıraktığı ANET genel müdürlüğü görevi ile ilgili bir durum söz konusudur. Verilen karar siyasi diyerek aslında vefat eden, yaralanan ya da uzun süre mahsur kalan vatandaşlara ve ailelerine saygısızlık yapıldığının farkında olmalıyız. Diğer yandan, tutuklananlara da oh olsun diyemeyiz. Mahkumiyet kararı verilene kadar herkes masumdur. Temennimiz, adaletin sağlanması olmalıdır" dedi.
Kayseri Otomatik ödeme talimatlarına dikkat Avukat Ali Kızılay, bankaların sözleşme değiştirerek otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı kesinti ve işletme işlemi yapabildiğini söyleyerek, “Müzakere edilmeden sözleşmede yapılan değişiklik ‘haksız şart’ durumunu oluşturuyor” dedi. Son zamanlarda bankaların müşterilerden otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı olarak kesinti yaptığı konusunda şikayetlerin arttığını söyleyen Ali Kızılay, “Son zamanlarda otomatik ödeme talimatları ile ilgili şikayetlerle sık sık karşı karşıya geliyoruz. Özellikle müvekkillerimizin hesap özetlerini kontrol ettiklerinde otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı masraf kesintisi hatta yerine o masraf kesintileri ile birlikte faiz işletildiği gibi hususlarda şikayetler bize de gelmeye başladı. Bununla ilgili içeriklerini araştırdığımızda gerçekten de bankalar tarafından kimi zaman sözleşmelere yazılmadan müşterilere kredi kartları verilirken otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı kesinti yapılmayacağı belirtilerek kart verildiği ve daha sonrasında da tüketicinin haberi olmadan şartlar değiştirilerek masraf kesintisi olduğu ve faiz işletildiği görülmektedir. Burada Tüketici Kanunu’nun 4. maddesine göre sözleşmede tek taraflı bir değişiklik yapamaz bankalar. Vatandaşlarımızın öncelikle bunu bilmesi gerekiyor. Ayrıca sözleşmede esaslı bir değişiklik yapılacaksa bunun 1 ay önceden yazılı bir şekilde bildirilmesi gerekiyor. Aksi durumda sözleşmeye böyle bir madde eklenmiş ve bu durum müşteri ile müzakere edilmemiş ise bununla ilgili olarak yine tüketicinin belirli hakları vardır” dedi. Kızılay, vatandaşların geriye dönük 10 yıllık kesintiyi talep edebileceklerini söyleyerek, “Burada hukuken haksız şart olarak nitelendiriliyor. Bunun oluşabilmesi için satıcı tarafından belirlenen şartın müzakere edilmeden sözleşmeye eklenmiş olması gerekiyor. Yine aynı şekilde tarafların hak ve yükümlülüklerinden tüketici aleyhine bir dengesizlik oluşturulması bu durumun da iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekiyor. Bu 3 şart birlikte gerçekleşmiş ise biz burada haksız şartın varlığından bahsedebiliyoruz. Haksız şartın varlığı söz konusu ise Yüksek Yargıtay’ın şartları gereği burada tüketici aleyhine bu şartın yürütülemeyeceği belirtiliyor. Şayet böyle bir kesinti yapılmış ise zaman aşımı şartları çerçevesinde ki burada da 10 yıllık bir zaman aşımından bahsedebiliriz, 10 yıllık geriye dönük kendisinden bir haber şekilde tahsil edilen masraf ve işletilen faizi bankalar Anonim Şirket kabul edildiği için paraların da hesaba geçmesi ile birlikte paranın nemalandırıldığı yani bankanın menfaat temin ettiği kabul edildiği için avans faizi ile birlikte iadesini talep etmeleri mümkündür. Vatandaşlarımızın bununla ilgili olarak bir durumu fark ettiklerinde Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yaparak bu ücretleri talep ve tahsil etme imkanları mevcuttur” ifadelerini kullandı.