GENEL - 29 Mayıs 2020 Cuma 16:04

Bartın Üniversitesi’nin 2 projesi TÜBİTAK ARDEB Covid-19 kapsamında kabul edildi

A
A
A
Bartın Üniversitesi’nin 2 projesi TÜBİTAK ARDEB Covid-19 kapsamında kabul edildi

Bartın Üniversitesi’nin 2 projesi, TÜBİTAK tarafından düzenlenen ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun görüldü.

Bartın Üniversitesi’nin 2 projesi, TÜBİTAK tarafından düzenlenen ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun görüldü.


Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını kapsamında TÜBİTAK tarafından salgınının mevcut ve öngörülen sorun ve etkilerinin sosyal ve beşeri bilimler perspektifinden incelenmesi, araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesine yönelik olarak açılan proje çağrısının bilimsel değerlendirme süreci tamamlandı. ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı çerçevesinde açılan “Covid-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” başlıklı çağrı kapsamında Bartın Üniversitesi’nin 2 projesi desteklenmeye hak kazandı.


ARDEB Covid-19 Özel Proje Çağrısı değerlendirme sonuçlarına göre Bartın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Alper Aytekin’in “Covid-19 Pandemi Nedeniyle Yerel Yönetimlerde Dijital Dönüşümden Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri: Bartın İli Örneği” adlı projesi ile Eğitim Fakültesi Ölçme Değerlendirme Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Beyza Dünya Aksu’nun “Uzaktan Eğitimde Eğiticilerin Ölçme ve Değerlendirme Süreçlerinin Çevrimiçi Eğitim Portalı ile Desteklenmesi” adlı projesi kabul edildi.



“Dijital dönüşüm sürecinde çözüm önerileri sunulacak”


Proje hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Aytekin “Dijital dönüşüm süreci, bir organizasyonu teknolojik, örgütsel, kültürel ve sosyal olarak etkilemektedir. Dolayısıyla, bu sürecin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda projenin hedefleri arasında Covid-19 ile dijital dönüşüm arasındaki ilişkinin incelenmesi, Covid-19 ile hızlanan dijital dönüşümde ortaya çıkan siber güvenlik faktörünün incelenmesi, Covid-19 ile birlikte gelen sosyal mesafenin etkilerinden olan uzaktan çalışma ve mekân bağımlılığının incelenmesi, Covid-19 ile geleneksel iş süreçlerinin dijital ortama aktarılmasıyla birlikte dijital yaşama uyum sorunlarının incelenmesi, Covid-19 ile kamu hizmetlerinde ortaya çıkan risklerin ve fırsatların ortaya çıkarılarak incelenmesi gibi önemli konular bulunmaktadır. Çalışmalarımız sonunda belirlenen sorunlar için çözüm önerilerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır” dedi.



“Eğiticilerin ölçme ve değerlendirme süreçleri desteklenecek”


Dr. Öğr. Üyesi Aksu Dünya ise uzaktan eğitimde eğiticilerin ölçme ve değerlendirme süreçlerinin desteklenmesinin hedeflendiği projesinden bahsederek “Ölçme ve değerlendirme yaklaşımların hem salgın döneminde, hem de salgın sonrasında uygulanabilmesi için, yükseköğretimde ders veren eğiticilerin ihtiyaçlarına karşılık gelen çevrimiçi öğrenme kaynakları yoluyla desteklemelerine ihtiyaç vardır. Proje kapsamında, uzaktan eğitimde yürütülen ölçme ve değerlendirme faaliyetlerine ilişkin ihtiyaç analizi yapılarak, ilgili akademik personelin, deneyim ve önceliklerinin anlaşılması hedeflenecektir. İhtiyaç analizi bulgularının da ışığıyla, ilgili bütün paydaşların erişimine açık bir e-öğrenme platformu oluşturulacaktır. Portalın interaktif olarak kullanıcılara, alanlarına uygun ihtiyaçlarına yönelik tavsiyelerde bulunması ve kullanıcı bazlı tasarımın oluşturulması sağlanacaktır. Portalın kullanım istatistikleri sürekli izlenip, içeriği aralıklarla güncellenecek ve böylece portal yükseköğretim kurumlarına referans olacak nitelikte işlev görecektir” ifadelerini kullandı. “Uzaktan Eğitimde Eğiticilerin Ölçme ve Değerlendirme Süreçlerinin Çevrimiçi Eğitim Portalı ile Desteklenmesi” adlı projede Eğitim Fakültesi öğretim elemanları Dr. Öğretim Üyesi Evrim Güler ile Dr. Öğretim Üyesi Sema Sulak da araştırmacı olarak yer alıyor.



“Salgına karşı önemli bir bilimsel mücadele veriliyor”


Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan salgına karşı Türkiye’de önemli bir mücadele verildiğinin altını çizen Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise “Ülkemizde, Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda Koronavirüs pandemisinin önlenmesine yönelik ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Yükseköğretim Kurulumuz (YÖK) ile birlikte TÜBİTAK’ın da destekleri ve koordinasyonunda üniversitelerimiz çalışmalar yürütmektedir. Akademik ile idari insan kaynağımız ve paydaşlarımızla birlikte güç birliği yaparak, bu mücadeleye katkı sunmaktayız. Bu düşüncelerle içinde bulunduğumuz bu zor günlerde gösterilen özverili mücadele dolayısıyla bizleri sürece dair motive eden Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank ile YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın M. A. Yekta Saraç’a ve proje üretme konusunda bizleri teşvik eden TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Hasan Mandal’a da teşekkürü bir borç bilirim” diye konuştu.



“Üniversitemizin salgın sürecine dair çalışmaları aralıksız devam ediyor”


Rektör Uzun, Bartın Üniversitesi’nde salgınla mücadele kapsamında yapılan çalışmalara değinerek “Üniversitemizde Koronavirüs pandemisinin önlenmesine yönelik önemli bir mücadele vermektedir. Sadece bir alanda değil. Eğitim-öğretim, bilimsel çalışmalar, sosyal sorumluluk alanlarında üzerimize düşeni en iyi şekilde yapma gayretindeyiz. İçerisinde akademik ve idari insan kaynağı, öğrencilerimiz ve mezunlarımızın da olduğu Bartın Üniversitesi ailesinin tüm bileşenleri bu mücadelenin bir parçası olarak, sürece dâhil olmaktadır. Bilimsel anlamda gerçekleştirdiğimiz çalışmaların ilkinde paydaş üniversitelerimizin de iş birliğinde Kovid-19 tanı kitinde kullanılan enzimlerin yerli olarak üretilmesi sağlanmıştı. Diğer bir projemizde ise öğretim elemanlarımız Kovid-19 için üretilecek ilaçların klinik deneylerinde kullanılacak enzimi yerli olarak üretmeye başladılar. Üniversitemizde 3 boyutlu yazıcıyla üretilen ‘çoklayıcı’ ile bir adet solunum cihazı aynı anda iki hastanın tedavisinde kullanılması sağlandı ve Zonguldak’taki hastanelerimize teslim edildi. TÜBİTAK tarafından düzenlenen ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında kabul edilen projelerimizle de salgının mevcut etkilerinin sosyal ve beşeri bilimler perspektifinden araştırılması ve çözüm önerilerinin sunulması sağlanacaktır. Bu doğrultuda projeleri kabul edilen değerli hocalarımız Doç. Dr. Alper Aytekin’i, Dr. Öğr. Üyesi Beyza Dünya Aksu’yu ve emeği geçen tüm bileşenlerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu.



“Çalışmalarımızda bölgemizin kalkınmasını da önceliyoruz”


Ülkemizin kalkınmasına yönelik çalışmalarla geleceğe değer katma çabasında olduklarını da kaydeden Rektör Uzun, “Yaptığımız tüm çalışmalarda bölgemizden başlayarak ülkemizin gelişimine değer katmayı amaçlıyoruz. Üniversitemizin ‘Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları’ ihtisaslaşma alanı kapsamında yetkinliklerimizi güncel gelişmelerle birlikte en etkin şekilde kullanmayı amaçlıyoruz. ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında kabul edilen projelerimizde bunun yansımaları olarak ortaya çıktı. Projelerimizden ilki konusu itibariyle ihtisaslaşma alanımızı da kapsayan alanlarından olan ‘dijitalleşme’ ile ‘akıllı kentleşme’ye dönüşümü içermekte ve yerel yönetimlerde yaşanacak dijital dönüşümün kentleri de akıllı hale getireceğine vurgu yapmaktadır. 11. Kalkınma Planı (2019) hedeflerinden olan açık veri politikaları bağlamında ve bölgesel kalkınma odağında hazırlanan diğer projemiz ise veriye dayalı AR-GE ve eğitim öğretime yönelik karar alma süreçlerine katkı sunacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Bingöl Bingöl’de asayiş şube müdürlüğü nisan ayı faaliyetlerini açıkladı Bingöl’de İl Emniyet Müdürlüğü, asayiş şube ekiplerinin nisan ayı içerisinde yaptığı faaliyetlerini açıkladı. Açıklamada kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 şahsın tutuklandığı belirtildi. Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Son 1 yıl içerisinde silahlı yaralama, silahlı tehdit, oto kurşunlama, yağma, 6136 sayılı kanuna muhalefet, mala zarar verme, genel güvenliği kasten güvenliği tehlikeye sokma olaylarına karışan ayrıca birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit, kasten yaralama suçlarından 8 ay 22 gün kesinleşmiş hapis cezası ile ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından aranan şüpheli şahıs ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait 17 (on yedi) adet fişek ile birlikte yakalanarak adli makamlarca tutuklanmıştır. 9 Nisan 2024 günü ilimiz şehit Mustafa Gündoğdu Mahallesi insaf sokak üzerinde meydana gelen silahla yaralama ve ilimiz Yenimahalle gümüş sokak üzerinde meydana gelen kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme, 6136 sayılı kanuna muhalefet olaylarının faili olan şüpheli şahıslar yakalanarak adli tahkikata başlanmıştır. Yine hakkında toplam 22 yıl 5 ay kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı olan 1 şahıs yakalanmış, adli işlemlerinin akabinde tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir” denildi.