GENEL - 19 Şubat 2020 Çarşamba 14:26

Dünyadaki son gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisi konuşuldu

A
A
A
Dünyadaki son gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisi konuşuldu

Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin 12’ncisi Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof.

Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin 12’ncisi Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan ile Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ege Yazgan’ın verdiği derslerle gerçekleştirildi.


Bartın Üniversitesi’nin geleneksel hale getirdiği Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin 12’ncisi Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan ile Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ege Yazgan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.


Yoğun ilginin olduğu konferansın açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, ‘Çeşm-i Cihan Sohbetleri’ ile öğrenci ve akademisyenleri alanında yetkin kişilerle bir araya getirmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.


Rektör Uzun, “Bilimsel, sosyal ve kültürel zenginliğimiz konusunda farkındalığı arttırmayı amaçlayarak çıktığımız ‘Ceşm-i Cihan Sohbetleri’ yolculuğunun 12’nci durağındayız. Diğer tüm etkinliklerimizde olduğu gibi sevgili öğrencilerimizin en önemli bileşeni olduğu Bartın Üniversitesi ailesini ve şehrimizi alanında uzman ve çok önemli görüşlere sahip konuklarımızla bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu noktada bugün bizlerle birlikte olarak düşünce dünyamızı zenginleştiren Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanımız Prof. Dr. Sayın Göksel Aşan ile Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Danışma Kurulu Üyemiz Prof. Dr. Sayın Ege Yazgan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca tüm faaliyetlerimizde olduğu gibi 12’ncisini gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizde de bizleri yalnız bırakmayarak, onurlandıran Valimiz Sayın Sinan Güner’e, kamu kurum ve kuruluşlardan değerli yöneticilerimize, siyasi parti temsilcilerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza ve tüm paydaşlarımıza da teşekkür ediyorum” dedi.



“Son yıllarda birçok alanda başarı elde ettik”


Rektör Uzun, son yıllarda ülkemizde yapılan yatırımlar ve teknoloji temelli hamleler sayesinde birçok noktada başarılar elde edildiğinin de altını çizerek, “Artık teknolojiye boyun eğen değil, ona hükmeden, onu geliştiren bir ülke konumundayız. Elbette bunun farkında olan bazı güçler de bizi zayıflatmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Ancak dik duruşumuz sayesinde tüm bu müdahaleleri bertaraf etmeyi başardık. İnanıyorum ki ilerleyen yıllarda hem ekonomik hem de teknolojik anlamda çok daha iyi yerlere geleceğiz” şeklinde konuştu.



“İnsanlığın en büyük sınavı, bir arada yaşayabilmeyi becerebilmesidir”


Etkinlikte ilk olarak Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan “En Zor Yüzyıl” başlıklı dersi verdi.


Prof. Dr. Aşan, “İnsanların en büyük sınavı, bir arada yaşayabilmeyi becermesidir” diye başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:


“Bütün insanlığın topluca karşılaştığı zorluklar insanlığın en büyük sınavlarıdır. İnsanlığın dönüşümü de işte bu sınavların sonucunda ortaya çıkmıştır. İnsanlığın en büyük sınavı, bir arada yaşayabilmeyi becerebilmesidir. Aslında insan denilen varlığın bir arada yaşaması gerçekten zor bir iştir. İçinde bulunduğumuz dünyada bir arada yaşayan birçok canlı türü bulunmaktayken, bizim ‘Neden bu insanlarla bir arada yaşamalıyım?’ sorusuna cevap bulmamız lazım. Cevap bulmadığımız sürece bir arada yaşayabilme dürtüsünü sürdürmemiz her zaman risk altındadır. Topluluk içerisinde eğer birileri dışarı çıkarsa, içeride kalan kişilerin bulunduğu yer tehlikeli bir hal alır. İçeridekilerin yaşamlarını sürdürebilmesi için hemen hemen herkesin içeride kalmasına ihtiyaç var. İşte toplumları oluşturan bireyler belirlenen ortak değerler üzerinden yaşamlarını bu şekilde idame ettirirler. Bu değerler o grupta olmanın ne kadar önemli olduğunu ve gruptan dışarı çıkınca başına nelerin gelebileceğini içeren bir bütündür. Bu değerler bütününü o grubun içerisine eğer yedirirseniz, rasyonel düşünen gücü bir nebze engellersiniz.”



1000 yıllık ‘Dünya Üretim Grafiği’ paylaşıldı


1000’inci yıldan 2017 yıla kadar ülkelerin Dünya üzerindeki üretim paylarına ait grafiği de paylaşan Aşan, “1000’li yıllarda Dünya’ya baktığımızda üretimin yaklaşık yüzde 40’ını Çinliler, yüzde 30’unu ise Hindistan üretiyor. Bu göstergeler hemen hemen şunu gösteriyor: Dünyada üretilen toplam zenginliğin yüzde 75’ini Asya üretiyor. Bu dönemde nüfus olarak bir fazlalık da yok. Asya, nüfusundan daha büyük zenginliği üretiyor. 1600’lere geldiğinizde ise Asya dışındaki dünyada üretimin arttığını görebilirsiniz. Asya dışı dünyada bildiğimiz keşiflerin başlaması bu artışı etkileyen en önemli faktördür. Asya’da bu keşiflerin olmamasının nedeni ise refah içerisinde bir hayat sürmelerinden kaynaklanmaktadır. Avrupa’nın zenginleşmesiyle birlikte artan refahın bölüşülmesi problemi ortaya çıktı. Bu problem toplumdaki değer sistemini değiştirerek, nesilden nesile süren sistem ‘özgürlük’ denilen kavramı ve beraberinde okul denilen kavramı ortaya çıkarıyor. Eğer bu durum özgürlükle birlikte eğitimi de beraberinde getirmeseydi, sonuçları çok ciddi olurdu. 1960’lara geldiğimizde ise Dünya’da üretilen zenginliğin yarısı Asya’dan Avrupa’ya geçmiş oldu. İçinde bulunduğumuz döneme kadar bu zenginlik kaymaya devam etti. Önümüzdeki yıllarda ise bu durum tekrardan Asya’ya doğru kayacağı ön görülmektedir. Ancak üretim ile birlikte finansın da kayması gerekmektedir. Üretim kayar finans kaymaz ise Dünya’nın çok büyük bir gerilimi yaşayacağı anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.



“Doğu ve Batı çatışması, iktisadi zenginliğin paylaşımı çatışmasıdır”


“2020’ye Başlarken Türkiye ve Dünya Ekonomisi” başlıklı dersi veren Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ege Yazgan ise doğu ve batı ekseninde yaşanan gelişmelerle birlikte teknolojik değişimleri aktararak, “Doğu ve Batı dünyaları arasındaki çatışma, iktisadi zenginliğin yeniden paylaşımının savaşıdır. Ancak biz iktisadi büyüme ile birlikte ortaya koyduğumuz teknolojiyle de savaşır duruma geldik. Teknolojiyle olan savaşı kazanıp kazanamayacağımızı hep beraber önümüzdeki dönemlerde göreceğiz. İyi bir haber olarak şunu öngörüyorum: Bunu biz yaptığımıza göre çözümünü de yine biz bulabiliriz. Yani karşımızda bizim dışımızda kontrol edemeyeceğimiz bir sorun görülmemektedir” dedi.


“Türkiye ekonomisi büyüme eğilimine girdi”


Yazgan, Türkiye ekonomisinin dününü ve bugününü anlatarak, “İktisadi olarak zor bir dönemden geçtik. Bu duruma benzer durumları 2008 yılındaki Dünya krizinde yaşadık. O zaman 4 çeyrek üst üste büyümemiz negatif yönde oldu. 2001, 1999 ve 1994’de de buna benzer durumlarla Türkiye karşı karşıya kaldı. Son dönemde yaşadığımız durum 2008 yılından da 2001 yılından da çok daha hafif bir durum aslında. Ancak günümüze dönecek olursak, bu son çeyrekte gelen pozitif büyüme ile birlikte negatif yönelim değişmiş oldu. 2019 yılının son çeyreğinde henüz ne olduğunu bilmesek bile tahminlerimiz pozitif yönelimin devam edecek olmasıdır. Elimizdeki verilere göre biz 2019 yılını yüzde 6 civarında büyüme ile tamamlayacağız. Bu da negatif yönelimden hızlı bir şekilde çıktığımızın bir göstergesi olacaktır. Bu daha önceki ülkemizdeki yaşanan durumlara benzer bir şekli ortaya koymaktadır. Bu şekilde olması da bizim için ve ekonomik denge için olumlu bir durumdur” diye konuştu.


Etkinlik, Bartın Valisi Sinan Güner ve Rektör Uzun tarafından katılımcılara teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından son bulurken, öğrenciler konuşmacılarla hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Kız çocuğuna cinsel istismar iddiasında kuaföre 47 yıl 15 aya kadar hapis talebi Zonguldak’ta 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan kadın kuaförü H.E. hakkında 47 yıl 15 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddialara göre, kadın kuaföründe stajyer olarak çalışan 14 yaşındaki kız çocuğu, işletme sahibi olan H.E. tarafından cinsel istismara uğradığını öne sürdü, ayrıca mesajlar da gönderdiğini belirterek ailesine durumu bildirdi. Aile durumu polise anlatarak şüpheli H.E.’den şikayetçi oldu. Pedagog eşliğinde kız çocuğunun da ifadesine başvuruldu. H.E. ekiplerce yakalanarak gözaltına alındı. 47 yıl 15 aya kadar ceza talep ediliyor Zonguldak Adliyesi’ne sevk edilen H.E. nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. H.E.’nin işyerinde beceri eğitim aldığı öğrenilen diğer iki çıraklık öğrencisinin de tek taraflı olarak işyeriyle sözleşmesini feshetti. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Tutuklu sanık H.E. hakkında, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa karşı cinsel taciz suçlarından toplamda 47 yıl 15 aya kadar hapis cezası talep edildi. Kendisinden uzak durması için bıçak çekmiş İddianamede H.E.’nin mağdur kız çocuğuna “Seni istiyorum, çok güzelsin” dediği, mesajlar gönderdiği ve zamanla dokunmaya başladığı yer aldı. Herkesi dükkândan çıkartan H.E.’nin kendisini çıkartmadığını, kıyafetlerini çıkartmaya çalıştığını ancak buna izin vermediğini anlatan mağdur Ö.T., kendisinden uzak durması için bıçak çektiğini anlattı. Mağdur çocuk; H.E.’nin bir süre önce de kendisini işyerine kilitlediğini kapıyı ise yedek anahtarla açıp kurtulduğunu ve yaşananları öğretmenine anlattığını aktardı. Suçlamaları reddedip "iftira" dedi Suçlamaları kabul etmeyen H.E. ise Ö.T.’nin işyerinde çıkardığı huzursuzluklardan dolayı uyardığını ve böyle devam ederse işten çıkartacağını söylemesi üzerine kendisine bu şekilde iftira attığını öne sürdü. Tanıklardan B.S., mağdur Ö.T.’nin yaşadıklarını anlatması üzerine polise giderek şikayetçi olması gerektiği iddianamede yer aldı. Öte yandan işyerinin güvenlik kamerasının olay tarihinde tadilat sebebiyle olmadığı, işyerinin çevresinde işyerini gösteren güvenlik kamera sistemine rastlanılmadığı da iddianamede yer aldı. H.E.’nin telefon incelemesinde suç veya suç unsuruna rastlanılmadığı, WhatsApp uygulamasının daha önce kullanıldığı ancak inceleme sırasında telefonda yüklü olmadığı da kaydedildi. Sanık önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Taste Of The World Dünya Lezzetleri CarrefourSA’da buluştu Dünya’nın farklı ülkelerinden lezzetler, Chamber Corner iş birliğinde CarrefourSA’da buluştu. CarrefourSA ev sahipliğinde gerçekleşen Taste Of The World etkinliğinde, Türkiye’de faaliyet gösteren 11 ikili Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Ofisleri geleneksel lezzetleri ile yer aldı. Sabancı Topluluğu ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markalarından CarrefourSA, Türk ve Dünya mutfağının farklı lezzetlerini Fulya CarrefourSA Hiper mağazasında bir araya getirdi. Markanın ev sahipliğinde bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ‘Taste of the World’ etkinliğine Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İtalya, İsveç, İsviçre, Yeni Zelanda Ticaret Ofisleri ve ikili Ticaret Odaları katıldı. Türkiye ile birlikte 12 ülkenin geleneksel lezzetlerinin tadıldığı etkinlikte misafirler ülkelerin şefleri tarafından hazırlanan özel lezzetleri deneyimledi. “Ülkeler arası ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlıyoruz” Türkiye’nin bir gastronomi ülkesi olduğunu ve ilk kez böyle bir etkinliğin gerçekleştirildiğini ifade eden Kartallıoğlu, “Bu buluşmaya ev sahipliği yapmak bizler için de oldukça değerli. 59 ilde 11 bine yakın çalışanımızla birlikte hizmet verdiğimiz 1000’den fazla mağazamızda "Yeni Nesil Market" vizyonumuz doğrultusunda 40 binden fazla yerli ve global markaların ürünlerini müşterilerimizle buluşturuyoruz. Bugün burada yer alan 11 ülkenin de farklı kategorilerindeki ürünleri mağazalarımızda, raflardaki yerini alıyor. Bu buluşmayla ülkelerin yemek kültürünü paylaşmalarını ve öğrenmelerini amaçlarken, aynı zamanda ülkeler arası ticari ilişkileri de güçlendiriyoruz. Uluslararası ilişkilerde gastrodiplomasinin önemi çok büyük. Bu etkinlikte yemek kültürümüzü ve lezzetlerimizi paylaşırken; ülkelerin ulusal ürünlerini CarrefourSA çatısı altında sunmalarına da destek veriyoruz” dedi. Açılışta ikili ticaret odaları ve ofisleri adına konuşan Türk-Fransız Ticaret Derneği Başkanı Franck Mereyde, etkinlikteki her standın eşsiz bir kültürü ve nesilden nesile aktarılan bir geleneği temsil ettiğine dikkat çekti. Değerli ev sahipliği için markaya ve katkılarından dolayı ülke şeflerine teşekkür eden Mereyde, “Değişik kültürlerden zengin lezzetlerin konuklarla buluştuğu bu gece, üye firmalarımıza uluslararası iş ve pazar geliştirme fırsatlarını da beraberinde sunmaktadır. Kültürel zenginliklerimizi beraber kutlayalım, ticari iş birliklerimizi güçlendirelim” şeklinde konuştu. Lezzet Arası şefleri Türk lezzetlerini tanıttı Yapılan açıklamaya göre, Türkiye dahil 12 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen bu etkinlikte, ülkeler kendi mutfaklarının öne çıkan lezzetlerini sergilemek için hazırladıkları stantlarda kruvasan, sosisli sandviç, cacık, peynir çeşitleri, çikolatalar, cipsler, makaronlar ve daha birçok seçenek ile davetlilere güzel bir gastronomi deneyimi yaşattılar. Türkiye ise Lezzet Arası şeflerinin özel olarak hazırladıkları yaprak sarma, içli köfte ve perde pilavı yemekleriyle Türk lezzetlerini tanıttı.