GENEL - 23 Şubat 2019 Cumartesi 12:07

Ebediyete İntikalinin 101. Yılında Sultan II. Abdülhamid anlatıldı

A
A
A
Ebediyete İntikalinin 101. Yılında Sultan II. Abdülhamid anlatıldı

Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetleri’nin sekizincisi Prof.

Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetleri’nin sekizincisi Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın verdiği “Ebediyete İntikalinin 101. Yılında Sultan II. Abdülhamid’i Anlamak” adlı konferansla gerçekleştirildi.


Bartın Üniversitesi’nin geleneksel hale getirdiği Çeşm-i Cihan Sohbetleri’nin sekizincisi “Ebediyete İntikalinin 101. Yılında Sultan II. Abdülhamid’i Anlamak” konulu konferansla gerçekleştirildi. Bartın Üniversitesi Ağdacı Kampüsü Konferans Salonunda düzenlenen konferansı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan verdi.


“Osmanlı’da Cumhuriyet’te birbirinin devamı olan yapılanmalardır”


Konuşmasında II. Abdülhamid’i anlamanın önemine vurgu yapan Eraslan, “II. Abdülhamid’in ebediyete intikalinin 101’inci yılındayız. Günümüzde, Abdülhamid’i anlamak yerine onunla ilgili bilgileri kabul etmek üzerinden bir değerlendirme yapıyoruz. Bu bizde bir takım kamplaşmalara yol açıyor. Cumhuriyet’e bakışınız müspet ise Osmanlı’ya şaşı bakmanız; Osmanlı’ya doğru dürüst bir bakış açınız varsa Cumhuriyet’e ters bakmanız bekleniyor. Aslında son zamanlarda Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Osmanlı’da Cumhuriyet’te birbirinin devamı olan yapılanmalardır.” dedi.


Eraslan, Osmanlı’nın da Cumhuriyet’in de Türk Milletinin ortak değerleri olduğu aktararak “Bugün Osmanlı’da Cumhuriyet’te tüm yöneticilerimiz bizim ortak değerimiz. Bulundukları şartlar ve elindeki imkânlar gereği bu memlekette taş üstüne taş koymaya çalışmışlardır. Dolaysıyla Osmanlı’nın son döneminin en önemli isimi olan Abdülhamid’i sevmek hakkımız. Bu Cumhuriyet’i sevmemize engel değildir. Bu gibi tavırlar bizim için çok değerli olan enerjimizin heba olması anlamına gelmektedir. Şuna da dikkat etmek gerekmektedir: ‘Sevmekte ve yermekte aşırıya gitmememiz lazım.’ Ancak ne yazık ki biz çoğu zaman severken çok seviyoruz; yererken çok yeriyoruz. Bu da enerjimizi boşa harcamamız anlamına geldiği gibi sevmiş olsak da sevdiğimiz kişiye zarar verdiğimiz anlamına geliyor.” diye konuştu.


“II. Abdülhamid, Cumhuriyet’e giden yolun kesme taşlarını dizen kişidir”


Klasik Dönem’den bu yana devam eden modernleşme çalışmaları üzerine bilgiler de veren Eraslan, “II. Abdülhamid, Osmanlı’nın son dönemdeki en önemli adamıdır. Osmanlı modernleşmesinin yani Klasik Dönem’den bu yana 300 yıldır devam eden Osmanlı modernleşmesinin zirve ismidir. II. Abdülhamid, Cumhuriyet’e giden yolun kesme taşlarını dizen kişi olduğu için modernleşmenin zirve ismidir. Osmanlı’nın son dönemi bir beka mücadelesidir. Klasik Dönem sonrası askeri, idari ve siyasi anlamda Osmanlı çağın gerisinde kalmıştır. Geride kalınarak açılan arayı kapatabilmek adına da istikameti Batı olan bir yenileşme çabası içerisine girilmiştir. Buradaki istikamet Tanzimat’tan bu yana çok nettir. Bu süreç içerisinde de devletin en fazla modernleşen kişisi de hiç şüpheniz olmasın hanedanlardır.” şeklinde konuştu.


“Modernleşme çabaları Osmanlı’nın devamıdır”


Osmanlı hanedanlarının başarılı kişiler olduğuna da değinen Eraslan, bu dönemde yapılan yenilenme çalışmaların bir şekilde engellendiğini söyleyerek, konuşmasına şu şekilde devam etti:


“Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşundan bu tarafa yenilik adına ne yapıldıysa bunların hepsi Osmanlı Dönemi’nde ortaya çıkan, görüşülen ve tartışılan ama sonuç alıcı bir şekilde gerçekleştirilemeyen işlerdir. Klasik Döneme baktığımızda 300 yıldır devam eden ancak bir türlü hayata geçirilemeyen bir yenilik çabası var. Oldukça başarılı olan Osmanlı hanedanları benim düşünceme göre yenilik çabalarını nihayetlendirecek kararları almakta çekinmişlerdir, becerememek demek yanlış olur. II. Osman’dan bu tarafa kadar Osmanlı’da pek çok şey yapılmıştır. Ancak yapılan her yeniliği engelleyen bir yeniçeri ve ulema iş birliği vardır. III. Selim gibi şair, yazar, bestekâr, Mevlevi ayini besteleyecek kadar hassas bir padişah da bir isyanda canını kaybetmiştir.”



“II. Abdülhamid anlaşılması gereken, yalnız bir isimdir”


Eraslan, II. Abdülhamid Dönemi’nde yaşanan bazı gelişmeleri de aktararak, yenileşme çabalarının önüne konulan engellerden bahsetti. Bu dönemin milletin geleceği açısından önemli ilkleri de barındırdığını da kaydeden Eraslan, “Bir tarafta hayatta kalmak için yenileşme mecburiyeti var. Diğer tarafta ise geleneği muhafaza ettiğini zanneden kesimlerin muhalefeti var. Bu nedenle o dönemde idarecilerimiz mevcudu olduğu gibi bırakmışlardır. Onun yerine yeni müesseseler koymuşlardır. Yani medrese bir tarafta ama mektep, rüştüyle falan onun hemen yanında. Yani ikili bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Bu ikili yapının bize şimdi mirası temel değerlere bakarken iki farklı sonuç ortaya çıkarmak ve eskiyi seviyorsan yeniyi; yeniyi seviyorsan eskiyi reddetmektir. Bu süreç içerisinde II. Abdülhamid müstesna bir yere sahiptir. Bu nedenle anlaşılması gereken bir isimdir. Yalnız bir isimdir. Aynen Cumhuriyet Dönemi’nin kurucusu gibi. 1876 Ağustos’unda II. Abdülhamid tahta çıktığında iflas etmiş bir devlet ekonomisiyle karşılaştı. Hatta cülus bahşişini kendi cebinden ödeyen bir isimdir. Eğitimi toplumun geneline yayma anlayışını ve bu noktada okullaşma çabalarının zirvesi II. Abdülhamid’dir. İlk defa onun döneminde üniversite eğitim hayatımızda yer tutmaya başladı. Bunun dışında II. Abdülhamid’in tahta çıktıktan sonra devleti tanıyana kadar geçen sürede toprak kayıplarımız da oldu.” ifadelerini kullandı.


Etkinlik karşılıklı soru ve cevapların alınmasının ardından, Bartın Belediye Başkan Vekili Erol Demirkoparanoğlu ve Bartın Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sedat Yazıcı’nın Eraslan’a teşekkür belgesini vermesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Altay’da Özgür’e büyük gurur Altay’ın 36 yaşındaki sol bek oyuncusu Özgür Özkaya, Altay Sosyal Dayanışma Spor Kulübü Derneği tarafından camianın sembol isimlerinden Erdoğan Tözge anısına verilen “Erdoğan Tözge Hizmet Ödülü”nün sahibi oldu. Altay Sosyal Dayanışma Spor Kulübü Derneği tarafından bu yıl 7. kez düzenlenen ve camianın sembol isimlerinden Erdoğan Tözge anısına verilen “Erdoğan Tözge Hizmet Ödülü”, siyah-beyazlı takımda 2018-19 sezonundan bu yana forma giyen kaptan Özgür Özkaya’ya verildi. Alsancak’taki Altay Vakfı’nda gerçekleşen törene pek çok eski yönetici ve futbolcu katılırken Özkaya’ya ise ödülünü derneğin eski başkanlarından Aybars Akoğlu takdim etti. Akoğlu, tecrübeli futbolcunun en zor zamanlarda takıma ağabeylik yapması nedeniyle bu ödüle layık görüldüğünü ifade etti. Daha sonra açıklamalarda bulunan Özgür Özkaya, Altay formasını giymekten gurur duyduğunu dile getirerek, “Bana bu gururu yaşattığınız için çok teşekkürler. Altay forması altında çıktığım her maçta tüylerim diken diken oluyor. Bu kulüpte oynamaktan çok mutluyum. Kaptan Aytekin, Büyük Mustafa ve Orhan Üstündağ’ın taktığı kaptanlık pazubandını takmaktan gurur duyuyorum. Erdoğan Tözge Altay’a Hizmet Ödülü’nü almak benim için çok anlamlı. Erdoğan Tözge’nin söylediği gibi ’Büyükler Ölmez’. Bana bu ödülü layık görenlere teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
Artvin Artvin’de kayma ve çatlamaların meydana geldiği viyadük sürücüleri tedirgin ediyor Artvin-Erzurum karayolu üzerinde Yusufeli Barajı kapsamında yapılan Şilenkar Viyadüğünde kayma ve çatlamalar meydana geldi. Sürücüleri tedirgin eden kayma ve çatlaklar için inceleme başlatıldı. Artvin’in Yusufeli ilçesinde Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen Yusufeli Barajı ve HES projesi kapsamında ilçenin yeni yerleşimine ulaşım sağlayacak yollar geçtiğimiz yıllarda hizmete açıldı. Artvin-Erzurum karayolunun 75. kilometresinde bulunan 530 metre uzunluğundaki Şilenkar Viyadüğü de baraj kapsamında yapılarak bir süre önce hizmete açıldı. Aynı zamanda Karadeniz’i Doğu Anadolu’ya bağlayan güzergahlardan biri olan viyadük üzerinde bulunan şeritler kaymadan kaynaklı kıvrımlı hale gelirken, yer yer gözle görülür açılmalar da oluştu. Baraj gölü sonrası yaşanan kaymadan kaynaklı olduğu belirtilen çatlamalar için Karayolları Bölge Müdürlüğü teknik ekipleri inceleme başlattı. “Dağın viyadüğe baskı yaptığı söyleniyor” Bölge halkından Serhat İnce konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İşhan köyünde bulunan ve 530 metre uzunluğuna sahip Şilenkar Viyadüğü barajdan sonra yapılan bir viyadük. Yusufeli girişinde bulunan ve çökmelerin meydana geldiği tünelle aynı kaderi yaşıyor. Burada da su dolduktan sonra köprünün üzerine doğru dağın baskı yaptığı söyleniyor. Konudan yetkililerin bilgisi var. Fakat bizi yine de tedirgin ediyor. Çünkü halen daha kullanmaktayız. Bu yol Doğu’yu Karadeniz’e bağlayan yol. Bu bölge özelikle yazın oldukça yoğun oluyor. Köprünün üzerinde olan şeritte hafif bir kaymalar oldu buda viyadükte kaymaların yaşandığını gösteriyor" dedi.
Ankara Bakan Uraloğlu: “Trabzon Hafif Raylı Sistem Projesi’ni hayata geçirecek protokolü de imzaladık” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Dün Trabzon Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bir araya gelerek, Trabzon Hafif Raylı Sistem Projesi’ni hayata geçirecek protokolü de imzaladık. Biz bir söz verdik mi yaparız” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu koordinasyonunda gerçekleştirilen Trabzon Tanıtım Günleri etkinliklerine katıldı. Başkent Millet Bahçesi’nde düzenlenen etkinlikte Trabzonlu vatandaşlara müjde veren Uraloğlu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bir araya gelerek Trabzon Hafif Raylı Sistem Projesi’nin imzalarını attıklarını duyurdu. “Ülkemizin ihtiyaç duyduğu her alanda iş için aş için Türkiye’nin dört bir yanına kök saldık” Trabzon Tanıtım Günleri gibi etkinliklerin sıla hasretinde kavrulan yüreklerin avunduğu güzide organizasyonlar olduğunu belirten Uraloğlu, “Bizler Trabzonlular olarak ülkemizin ihtiyaç duyduğu her alanda iş için aş için Türkiye’nin dört bir yanına kök saldık. İşçi olduk, doktor olduk, memur olduk, asker olduk, esnaf olduk, sanayici olduk, iş insanı olduk, siyasetçi olduk. Ama her gittiğimiz yerde kurduğumuz hemşehri ve yardımlaşma cemiyetleri ile kültürümüzü yaşattık, Trabzon’u, Trabzonluluk kimliğimizi tanıttık. Tarihimizi, kültürümüzü, şehrimizin eşsiz doğa güzelliklerini ve ürettiklerini tanıtmak için çok iyi fırsatlardır. Ancak en önemli özelliklerinden biri ise insanın doğduğu yer ile doyduğu yer arasında bir kardeşlik köprüsü kurmasıdır” şeklinde konuştu. Trabzon’un Türkiye ekonomisine katkısından bahseden Uraloğlu, “Bugün Trabzon, eski Trabzon değil. Trabzon’umuz Türkiye’nin en yaşanabilir kentler listesinde 10. sırada. 2023 yılında yaklaşık 1 milyar 58 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek Doğu Karadeniz illeri arasında en fazla ihracat yapan şehir oldu” ifadelerini kullandı. “Trabzon Hafif Raylı Sistem Projesi’ni hayata geçirecek protokolü de imzaladık” Trabzon’a yeni bir müjde veren Uraloğlu, “Dün Trabzon Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bir araya gelerek, Trabzon Hafif Raylı Sistem Projesi’ni hayata geçirecek protokolü de imzaladık. Biz bir söz verdik mi yaparız. Trabzon’umuza Akçaabat’tan Yomra merkeze ulaşan; Şehir Hastanesi, Akyazı Stadyumu, Meydan, Üniversite, Otogar ve Havalimanı gibi birçok önemli durağı içeren 31,9 kilometre uzunluğunda 56 istasyon içeren kent içi raylı sistemi kazandıracağız. Trabzon Havalimanımızın genişletme çalışmalarına da başladık. Bu çalışmalar elbette kısa vadeli çözümdür. Yeni havalimanı projesini de yatırım programına aldık. 3 bin 240 metre uzunluğunda ve 45 metre genişliğinde pist inşa ederek geniş gövdeli uçakların da inebileceği bir havalimanına kavuşacağız. 70 bin metrekarelik terminal binasında yılda 15 milyon yolcuyu ağırlayabileceğiz. Tamamlandığında Trabzon’a uzun yıllar hizmet edecek çok kıymetli bir eser olacak” ddei.