ASAYİŞ - 28 Haziran 2020 Pazar 15:24

Önce ağaca, sonra demirli tekneye çarpan araç sulara gömüldü

A
A
A
Önce ağaca, sonra demirli tekneye çarpan araç sulara gömüldü

Bartın-İnkumu yolu mevkiinde meydana gelen kazada otomobil önce ağaca, ardından da ırmakta bulunan tekneye çarparak sulara gömüldü.

Bartın-İnkumu yolu mevkiinde meydana gelen kazada otomobil önce ağaca, ardından da ırmakta bulunan tekneye çarparak sulara gömüldü.


Kaza, gece saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, 30 yaşındaki N.Y. yönetimindeki 35 PE 544 plakalı otomobil, İnkumu yolu üzerinde seyrettiği sırada kavşakta direksiyon hakimiyetini kaybedince önce yol kenarında bulunan ağaca, ardından ırmağa demirli gezi teknesine çarparak ırmağa uçtu. suya gömülen araçtaki sürücü N.Y. ile yanında bulunan R.G. sulara gömülen otomobilden kendi imkanları ile çıkmayı başararak olay yerinden ayrıldı. Sabah saatlerinde gezi teknesinin bir bölümünün sulara gömüldüğünü gören vatandaşlar durumu jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri sulara gömülü halde bulunan otomobili fark etti. Bunun üzerine olay yerine çağrılan Sahil Güvenlik Karadeniz Grup Komutanlığına bağlı dalgıç timinin suya gömülü halde bulunan otomobile bağladığı halatlar yardımı ile araç sudan çıkartıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Hububatta ’küllenme, kök boğazı ve sarı pas’ alarmı SAMSUN (İHA) – Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, buğday ve arpa alanlarında sarı pas, külleme ve kök boğaz hastalığı belirtilerinin başladığını gözlemlediklerini söyledi. İl genelinde hububat ekiliş alanlarında il/ilçe tarım ve orman müdürlüğü teknik personelleri tarafından yürütülen tarla kontrollerinde, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi ve ilk üst gübre kullanılması sonucunda hızlı bir şekilde büyüyen buğday ve arpa alanlarında sarı pas, külleme ve kök boğaz hastalığı belirtilerinin başladığını gözlemlediklerini belirten Müdür İbrahim Sağlam, önemli uyarılarda bulundu. “Sarı pas, Ülkemizde buğdayın en önemli pas hastalığıdır” Buğday tarlalarında görülen sarı pas hastalığı hakkında bilgilendirmede bulunan Sağlam, “Buğdayda pasların en erken görülen çeşidi olan sarı pas, ülkemizde buğdayın en önemli pas hastalığıdır. Hastalığın şiddetli geçtiği zamanlarda yaprak üzerindeki pas sıraları karışır yaprağın tamamını kaplar ve yaprağı öldürür. Buğday tarlalarında ilkbahardaki yüksek nem veya yağış hastalığın oluşmasını tetikler. Hastalığın oluşması ve gelişmesi için optimum 10-15 derece sıcaklık en uygun ortamdır. Pas hastalığının artışı ile birlikte besin maddesi ve su kullanımı artar bunun yanı sıra bitkinin fotosentez alanı daralır ve sonuçta dane meydana getirecek besin maddesi miktarı azalır. Pasların bitkide normal kök gelişimini ve besin maddesi alımını belirli oranda engelledikleri belirlenmiştir. Ayrıca pas enfeksiyonu bitkilerin normalden daha erken olgunluğa erişmelerine neden olduğundan dane doldurma süresinin de kısalmasına neden olur ve zarar artmaktadır. Çiçeklenme ve daha önceki dönemler zararın en fazla olacağı dönemlerdir. Çeşit seçerken; pasa dayanıklı buğday çeşitleri ile üretim yapılmalı, ara konukçu bitkiler imha edilmelidir. Kimyasal mücadelede; buğdayda alt yapraklarda ilk belirtiler görüldüğünde ve hava şartları uygun olduğunda hastalığa karşı aşağıda belirtilen ruhsatlı bitki koruma ürünleriyle uygulama yapılması gerekmektedir” dedi. Pas haricinde görülen diğer hastalıklara da değinen İbrahim Sağlam, “Külleme hastalığı yaprak, sap ve başaklarda kolaylıkla teşhis edilebilir. Beyaz, pamuksu hifler hastalığa yakalanmış organ üzerinde çıplak gözle görülebilir. Özellikle hastalığa yakalanmış yapraklarda zamanından önce sararma tipiktir. Orta yapraklarda yüzde 60 oranında hastalık belirtisi görülüyor ise, geç kalınmadan ilaçlama yapılmalıdır. Ancak hastalık erken dönemlerde de görülebilir ve böyle durumlarda hastalık ilerlemeden ilaçlama yapılmalıdır. Erkenci çeşitlerde hastalığa daha hassas olup; yağışlar ve sıcaklık gibi iklim faktörleri hassas çeşitler üzerinde epidemi oluşturabilmektedir. Hastalık belirtileri görülmeye başladığında tarlada fazla bir yoğunluk kazanmadan ilaçlamaya başlanmalıdır. İlaçlar önerilen dozlarda yaprakların alt ve üst yüzeylerinin kaplanmasını sağlayacak şekilde uygulanmalıdır. Hastalığı yoğunluk ve devam etme durumuna göre, 15 gün sonra ikinci bir ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamalar havaların rüzgarsız ve sakin olduğu, arıların doğada en az bulunduğu akşam üzeri veya sabah erken saatlerinde yapılması önem arz etmektedir. Biyolojik etkinliğin bozulmaması için çoklu karışım yapılmamalıdır. Çiftçilerimizin hububat ekiliş alanlarını kontrol ederek bu hastalık belirtilerini görmeleri durumunda il/ ilçe tarım müdürlüğümüze başvurarak kullanılacak bitki koruma ürünleri hakkında bilgi alması ve mücadele yapılması konusunda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekiyor” diye konuştu.