GENEL - 12 Mayıs 2020 Salı 16:38

Turizmin gözdesi Amasra’da Korona virüs vak’asına hiç rastlanmadı

A
A
A
Turizmin gözdesi Amasra’da Korona virüs vak’asına hiç rastlanmadı

Bartın’ın tarihi ve turistik Amasra İlçesinde 11 Mart’ta başlayan korona virüs (Covid-19) salgını sürecinde hiçbir vak’a görülmedi.

Bartın’ın tarihi ve turistik Amasra İlçesinde 11 Mart’ta başlayan korona virüs (Covid-19) salgını sürecinde hiçbir vak’a görülmedi.


Bartın’ın tarihi ve turistik ilçesi Amasra’da Korona virüs (Covid-19) salgınında şu ana kadar herhangi bir vak’aya rastlanılmadı. Sahillerin, müzelerin kapatılmasının yanı sıra özellikle balık restoranları ile meşhur ilçede restoranlarda masaya izin verilmemesi salgının görülmemesinde büyük etken olurken, vatandaşlar da yetkililerin çağrılarına titizlikle uydu. İlçenin giriş ve çıkışlarının da kısıtlandığı süreçte vatandaşlara da 10 bin maske dağıtıldı.


Sürecin başladığı andan itibaren hem Cumhurbaşkanlığı genelgeleri, hem il, ilçe hıfzıssıhha meclisi kararları gereği tedbirlerini acilen aldıklarını belirten Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bunun yanı sıra kentimizde dezenfeksiyon çalışmalarını dört dörtlük devam ettirdik. Kamu kurumlarından kamusal alanlara kadar. Yanı sıra bir imece kampanyasıyla kentimizde hiçbir insanın aç yatmayacağı ve dışarı çıkmaya ihtiyaç duymayacağı bir düzeni de sağladık. Yine Vefa Sosyal Destek Grubu aracılığıyla kentteki 65 yaş üstü, kronik rahatsızlığı bulunan engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını dört dörtlük gördük. Denetimlerimizle, maske dağıtımlarımızla bu süreci çok iyi yönettik. Asıl teşekkürü de Amasra halkı hak ediyor. Bu süreçteki bilinçli davranışlarıyla sıfır teyit edilmiş vak’ayla bu süreci devam ettiriyoruz. Bu açıdan mutluyuz. Amasra’da hemşehrilerimiz sağ olsunlar çağrıya uydular. Sosyal mesafeye, izolasyona, hijyen kurallarına dikkat ettiler. Belediye olarak bizde üzerimize düşeni yaptık ve bizim açımızdan bu gurur duyulacak tablo ortaya çıktı” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.