GENEL - 14 Ocak 2019 Pazartesi 11:11

“100 günde 200 Eğitim” Projesi Vali Ali Hamza Pehlivan’ın katıldığı ilk toplantı ile başlatıldı

A
A
A
“100 günde 200 Eğitim” Projesi Vali Ali Hamza Pehlivan’ın katıldığı ilk toplantı ile başlatıldı

Bayburt Valiliği himayesinde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bünyesinde ”Yerinde Eğitim,Yerli Üretim” anlayışıyla uygulamaya konulan “100 Günde 200 Eğitim” programının ilki Çayıryolu Köyü’nde Vali Ali Hamza Pehlivan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Bayburt Valiliği himayesinde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bünyesinde ”Yerinde Eğitim,Yerli Üretim” anlayışıyla uygulamaya konulan “100 Günde 200 Eğitim” programının ilki Çayıryolu Köyü’nde Vali Ali Hamza Pehlivan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.


Proje kapsamındaki ilk eğitim toplantısına Vali Ali Hamza Pehlivan ile birlikte İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Halil Murat Bilgiç, İl Emniyet Müdür Vekili Murat Güney, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile Çayıryolu Köyü sakinleri katıldı.


Çayıryolu Köyü’nü çeşitli vesilelerle ziyaret ettiklerini kaydeden Vali Pehlivan köy Muhtarı Salim Avşar ve köy sakinlerine gösterdikleri misafirperverlik dolayısıyla teşekkür etti.


Vali Pehlivan, tarımsal üretim, hayvancılık, kırsal kalkınma yatırımları, tarımsal desteklemeler ile teşvikler gibi birçok konuda çiftçilerimizin bilgilendirileceği "100 Günde 200 Eğitim” projesine Çayıryolu Köyü ile başladıklarını belirterek, “Sizlerin de bildiği gibi geçen yıl “90 Günde 180 Eğitim” başlığı altında çiftçilerimizin tarım ve hayvancılık konusunda bilgilendirilmesine yönelik İl Müdürlüğümüz bünyesinde bir proje yürütülmüştü. O eğitim toplantılarında hedefimiz 180 eğitimdi fakat 200’ün üzerinde eğitim gerçekleştirildi. Projenin çiftçilerimiz tarafından benimsenmesi ve son derece güzel geri dönüşler sağlanması nedeniyle bu yıl da “100 Günde 200 Eğitim” başlığı altında tarım ve hayvancılık ana başlığı altında köylerimiz ve mahallelerimizi dolaşarak çiftçilerimizi ilgili bütün konularda bilgilendirme ve bilinçlendirmeye yönelik eğitim programları gerçekleştirilecek projemizin startını bugün itibariyle verdik. Bu çalışmaya 100 gün boyunca Bayburt ilimizin her noktası adım adım gezilerek devam edilecek.” dedi.


Geçtiğimiz günlerde süt ürünleri ve sağlıklı yaşam konusunda çiftçilerin bilgilendirilmesi için “Sütten Ağzımız Yanmasın” sloganıyla Tarım Orman İl Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü işbirliğiyle yeni bir proje daha başlatıldığını açıklayan Vali Pehlivan, “O projemizde de köylerimizi ve mahallelerimizi dolaşmak suretiyle hanımlara yönelik bu eğitimler verilmeye başlandı. Bu projemizde de faydalı sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum. Alanında uzman arkadaşlarımız sizlere çeşitli konularda sunumlarını yaptılar. İnşallah bu eğitimler sizler açısından faydalı olmuştur. Geçtiğimiz yıl Tarım ve Orman Bakanlığı’mız buzağı ölümlerinin önlenmesi doğrultusunda bir kampanya başlatmıştı. Bu kampanyaya ilk sahip çıkan Bayburt ilimiz oldu. Her projede bir hedef olmalı. Bu projemizin hedefi buzağı ölümlerini ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de azaltmaktı. Bu sene aldığımız verilere göre sevindirici sonuçlar elde etmiş durumdayız. Buzağı ölümleri yüzde 17’lerden yüzde 5’e kadar düşmüş durumda. Hedefimiz tabi ki bu ölüm oranlarını sıfırlamak olmakla birlikte kayda değer bir azalış sağlamak çok önemliydi. Bu sayede toplamda 10 milyon TL’nin üzerinde bir kaynak tasarrufu sağlanmış oldu. Diğer bir ifadeyle 10 milyon TL çiftçimizin cebinde kalmış oldu. Eğer bu buzağılar ölseydi 10 milyon liralık büyük bir kayıp yaşanacaktı. Hayvancılık yapan bir çiftçinin en büyük sermayesi hayvanıdır. Bizler eğer basit gerekçelerle bu buzağıları kaybedersek bu durum çiftçilerimizin var olan kaynaklarının tükenmesi anlamına geliyor. Bizleri bu eğitimlere bu kadar detaylı bir şekilde devam etmeye iten sebeplerden birisi işte elde edilen bu başarıdır.” diye konuştu.


Bayburt’un iklim koşulları, coğrafi durumu, organik üretime elverişli olması dolayısıyla tarım ve hayvancılık faaliyetlerine son derece uygun olduğunu kaydeden Vali Pehlivan, “Bu özellikleri değerlendirmemiz gerekir. Bizlere düşen ilgili kurum ve kuruluşlarımızla çiftçilerimize rehberlik etmek, öncülük yapmak, teşviklerden yararlandırmaktır. Çiftçilerimizden de ricamız sağlanan desteklerden yararlanarak bu işleri en etkin şekilde hakkını vererek, çağın gereklerine göre yapmalarıdır. Tarım ve hayvancılık meşakkatli işlerdir. Bu kadar zahmete katlanılıyorsa o zaman azami derecede kazanç sağlanmalıdır. Elde edilen kazanç olması gereken seviyelerde olsun. Bunu yaparken de devletimiz, hükûmetimiz tarafından sağlanan teşviklerden sonuna kadar yararlanılsın istiyoruz. Mesela hayvanların kulak küpeleri için alınan ücret artık kaldırıldı. Bu bile belki küçük gibi görünebilir fakat hayvan sayısı fazla olan çiftçilerimiz için önemli bir desteklemedir. Devletimizin sağlamış olduğu birçok imkân var. Ziraat Odamız, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’müz ile güzel bir işbirliği içerisinde. Bu işbirliği sayesinde ilimizden Türkiye’ye örnek olan projeler çıkıyor. Bu da hepimizi sevindiriyor, gururlandırıyor. DOKAP projeleri kapsamında İl genelinde 50, Çayıryolu Köyü’müzde 4 adet modern standartlarda ahır kuruldu. İnşallah bu ahırlar maksimum düzeyde kullanılacak. Biz istiyoruz ki bu ahırların sayıları daha da artsın. Hükûmetimiz bu konudaki teşviklerin yüzde 50’si hibe şeklinde devam ettirilmesini kararlaştırdı. Bizler bir yandan imarla ilgili sorunları çözüp yeni alanlar oluştururken çiftçilerimizin de bu desteklerden yararlanmasını arzu ediyoruz. Bunun yanı sıra Genç Çiftçi Projemiz devam ediyor. Genç çiftçilerimize Son 3 yıl içerisinde 10.2 milyon lira tutarında hibe, toplamda ise 20 milyon lira üzerinde destek sağlandı. 340 genç çiftçimiz bu hibe desteklerinden faydalandı. Proje kapsamında 1199 büyükbaş, 2598 küçükbaş, 2596 arılı kovan ve 960 adet kanatlı desteği verildi. Geçtiğimiz aylarda 900 bin lira bütçeli bir organik arıcılık projesi daha kabul edildi. Bu proje ile 3 bin 200 kovan dağıtımı gerçekleştirildi. Buradaki gaye organik üretime yakın ve yatkın olduğunu bildiğimiz ilimizde balı, fasulyeyi ve diğer ürünleri organik olarak üretip pazarlamak. Tüm bu çalışmaların hepsi bir birini destekleyen, Bayburt ilimizde önemli kazanç sağlayacak projeler.” diye konuştu.


Vali Pehlivan, organik üretimin geleneksel üretime göre daha avantajlı olduğuna vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’müz bünyesinde ilgili bütün kurum ve kuruluşlarımızın katkılarıyla Organik Ürünler Hasat Şenliği yaptık. Amacımız ilimizdeki organik üretime dikkat çekmek ve onu teşvik etmekti. Organik vurgusu yapmamızdaki amacımız ise eğer ürününüzün sertifikası varsa diğer ürünlere nispetle getirisi daha yüksek olan ürünler olduğu için çiftçilerimizin daha fazla kazanç elde etmesine, diğer yandan insanların daha sağlıklı, daha faydalı ürünler tüketmesine imkan sağlamak. İnşallah kapsamını her geçen sene genişleterek devam ettireceğiz. Bu kapsamda İlimizde belirli noktalarda organik ürünler satış reyonları kuracağız.” dedi.


Sözlerinin devamında tarım ve hayvancılık alanında hayata geçirilen kapsamlı projelerden örnekler veren Vali Pehlivan, “Arazi toplulaştırma çalışmaları devam ediyor. Tamamlandığında sulama imkanlarıyla birlikte birim alanda verimlilik ve bu sayede getiriler artacak. Sulama barajları ve sulama hatları inşa ediliyor.. Güzel şeyler oluyor. İnşallah daha da güzel şeyler olacak. Tüm bunlar elbette ki çiftçilerimizin, köylülerimizin sosyo ekonomik yaşam standartlarının artırılması için ziyadesiyle önemli konular. Bununla birlikte önce gönül birliği, sonra da elbirliği ve dayanışma diyoruz. Bizi biz yapan milli manevi değerler paydasında birlik ve beraberliğimizi geçmişte olduğu gibi muhafaza etiğimiz sürece yarınlar daha aydınlık olacaktır. Bakın bu köyümüzün hemen yanı başında havaalanı yapılıyor. Bu proje ülkemizin geldiği noktayı çok açık bir şekilde gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bir yıl içerisinde ilimizi iki kez ziyaret ettiler. Bu ziyaretler çok önemliydi, zira her ziyaretleri ya yeni yatırımlara ya da mevcut yatırımların hız kazanmasına vesile oldu. Sayın Cumhurbaşkanımıza Bayburt olarak şükranlarımızı sunuyoruz. Aynı şekilde bütün Bakanlarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bundan sonra da bu yatırımlar artarak devam edecektir.” ifadelerini kullandı.


Vali Pehlivan sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Her ne kadar ülkemiz üzerinde sanal gerekçelerle oynanmaya çalışılan oyunlar olsa da bunların üstesinden birlik ve beraberlik içerisinde geliyoruz. Ekonomik alanda da bu oyunlar oynanmaya çalışıldı fakat onu da atlattık. Yatırımlar belki bir süre kısmen yavaşlayabilir fakat kesintiye uğramayacak, devam edecek. Yeni hastane binamız bu yıl içerisinde hizmete alınacak. Polis okulumuzun yurtları tamamlandı. Şu anda spor alanları ihale aşamasına geldi. Bu ay itibariyle 750 kişiyle eğitimlere başlayacak. Üniversitemizin öğrenci sayısı 12 bin 500 rakamına ulaştı. Bütün kamu kurumlarımızın hizmet binaları yenileniyor. Eğitimden, sağlığa, tarımdan sosyal hizmetlere kadar birçok alanda birçok yatırım devam ediyor. Özel İdare yatırımlarımız bütün köylerimizde etkin şekilde sürüyor. Bu köyümüzün örneğin yıllardan beri arzulanan yeni yerleşim alanı imar planı sorununu çözüme kavuşturduk. Sizlere deposu ve muhtelif hatlar keza yenilendi. Sağlık Evinin tadilatı gerçekleştirildi.


Devletimizin amacı vatandaşlarımızın yaşam standartlarını yükseltmektir. Çünkü devlet vatandaş için var. Devlet ve vatandaş zaten bir bütün. Bu bütünlük içerisinde tarihten aldığımız, milli ve manevi değerlerimizden aldığımız güç bizleri bugünlere taşıdı. İnşallah yarınlara da güçlenerek taşıyacak. Hepinize tekrar ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Siz değerli hemşerilerimiz ile bir araya gelmek bu soğuk kış günlerinde içimizi ısıttı. Burada bizimle birlikte kurumlarımızın temsilcileri de var. Başta şahsım olmak üzere bütün kurumlarımızın kapıları sizlere sonuna kadar açıktır. Bizler siz değerli vatandaşlarımıza hizmet etmek için varız. İnşallah çok daha güzel günlerde güzel duygularla bir araya gelmek nasip olur.”


Çayıryolu Köyü Muhtarı Salim Avşar ise Vali Pehlivan’a ziyaretinden ötürü çok memnun olduklarını belirterek teşekkürlerini iletti, köyün ihtiyaç, sorun ve taleplerini dile getirdi.


Vali Pehlivan toplantıda Muhtar ve vatandaşlar tarafından dile getirilen hususlarla ilgili olarak kurum amirlerine gereğinin takip edilmesi için talimatlar verdi.


Dilek ve temennilerin ardından toplu hatıra fotoğrafı çekildi ve toplantı sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Vali Coşkun, üniversiteli gençlere kamu sektörünü anlattı Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Sektör Günleri’ adlı etkinliğin kamu sektörünü tanıtan oturumuna konuk oldu. PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından karşılanan Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun daha sonra programın düzenlendiği Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluştu. Etkinlik, İİBF Öğretim Üyesi Maliye Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Akçay’ın kamu sektörü üzerine yaptığı sunum ile başladı. Maliyeci perspektifinden kamu sektörünün yapılanmasını anlatmak üzere bütçe yapısı itibariyle 5018 sayılı Kanun hakkında bilgiler veren bir sunum gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Akçay, sunumunda ayrıca kaymakamlık sınavları, İçişleri Bakanlığı ve bakanlığın birimleri hakkında bilgiler de verdi. Öğrencilere kamu sektörü hakkında bilgiler veren Vali Ömer Faruk Coşkun, konuşmasında kendi kariyerinden de örnekler verdi. Vali Çoşkun, “Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu Kaymakam Adaylığı sınavına girerek ve o sınavın sonucunda kaymakam adayı olarak ilk defa mesleğe atandım. Mülki İdare Amirliği mesleği olarak adlandırılıyor. Kaymakamlık mesleği bu meslek sınıfının içerisinde kaymakam adaylarımızdan başlayarak kaymakamlarımız, vali yardımcılarımız, mülkiye müfettişlerimiz ve valilerimiz bulunmakta. Bu dediğimiz pozisyonların hepsi Mülkiye İdare Amirliği mesleği sınıfını oluşturmakta ama bizim mesleğimizin esası kaymakamlıktır. Bunun da başlangıcı az önce ifade edildiği gibi İçişleri Bakanlığımızın açmış olduğu sınavlardan sonra başarı göstererek kaymakamlık adaylığına atanması ve yaklaşık 3 yıllık bir süre içerisinde değişik aşamaları olan bir adaylık sürecinden sonra tekrar bakanlığımızın yapmış olduğu yeterlilik sınavında başarı gösterdikten sonra ilçelerimize atama yapılmaktadır. Ülkemizin değişik bölgelerinde sınıflarla adlandırılan ilçelerimiz var. Bu ilçelerde kaymakam olarak görev yapan arkadaşlarımız kendi kıdemlerine ve ilçelerin sınıflarına göre ataması gerçekleştirilmektedir. Belirli süre buralarda görev yaptıktan sonra başka bir ilçeye atanabilmekte veya yine kaymakamlıkla Mülki İdare Mesleği sınıfı içerisinde eş değer görev olarak kabul edilen Vali Yardımcılığı pozisyonuna atanabilmekte veya yine Bakanlığımızın merkez teşkilatında değişik pozisyonlar var mülki idare sınıfından olup orda daire başkanlığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı gibi pozisyonlar var. Buralara da atama yapılabilmekte. Kısaca söyleyecek olursak, kaymakam adaylığı olarak başlanan bir süreç, bu süreçte yaklaşık 3 yıllık bir zaman aşımı tabi ki geçen süre ve geçirilen aşamalar içerisinde durumlar söz konusu. Bu bir vilayetimizde, valiliğimizde bir stajla başlıyor. Sonrasında bu kaymakamlık adaylığı sürecinde bir yurt dışı ayağı var. Daha çok dil öğrenmek ve bilgi görgüsünü arttırmak üzere yurt dışına gidiliyor. Yine belli bir aşamasında mülki müfettişlerimizin refakatinde görev yapılıyor. Yabancı dil kursu olabiliyor, başka kurslar oluyor. Bunlar tamamlandıktan sonra en sonunda kaymakamlık kursu dediğimiz bir kurs var. Bu kursa devam ediyorsunuz, akabinde yeterlilik sınavı var. Bu yeterlilik sınavından sonra da asil kaymakam olarak ilçelere atanılıyor. Biz kendi üzerimizden yola çıkacak olursak, yaklaşık 10 yıl kaymakamlık yaptım. Yine bizim meslek sınıfının başka bölümü olan Mülkiye Müfettişliğine atandım. Mülkiye Müfettişliği, İçişleri Bakanlığı’nın teftiş kurulunun bir üyesidir. Diğer Bakanlıklarda olduğu gibi kariyer olarak başlanan bir pozisyon değildir. Daha çok 6 yıl ve üzerinde kaymakam olarak görev yapmış olan meslektaşlarımızdan bu pozisyonlara atama yapılmaktadır. Mülkiye Müfettişlerimiz de daha çok valilikler, kaymakamlıklar, emniyet müdürlükleri, nüfus müdürlükleri ve içişlerini bilgilendiren İçişleri Bakanlığı’na bağlı yerlerin denetimini gerçekleştirmekte. Buralarla ilgili inceleme soruşturma gibi durumlar söz konusu olduğunda bunları icra etmekte. Mülkiye Müfettişiyken diğer bölümlere tekrar geçiş yapılabilmektedir. Türkiye’de yönetim sistemi, merkezi yönetim, sizlerin de derslerde daha çok gördüğünüz gibi ve merkezi yönetim yerel yönetimler olarak ana planda ayrılmakta. Merkezi yönetim ve taşra yönetimi var, taşra yönetimi idaresi var. Valilerimiz ve kaymakamlarımızdan daha çok merkezi yönetimin taşra idaresini temsil etmekte bu da yetki genişliği isimli esasla gerçekleşmekte. Anayasanın 126. maddesinde yetki genişliği esasına dayanan düzenleme var. Buradan yola çıkarak yine 5442 sayılı 1942 tarihli İl İdaresi Kanunu’muz var. Daha çok mesleğimizin temelini teşkil eden yetki görevleriyle ilgili ana düzenlemeleri ele alıyor. 5442 bizim hepimizin kanunu, bunun yanında ikinci mevzuatlar var tabi ki daha çok mülki idare sınıfından atanmakta. Ama istisnai görev olduğu için valilerimiz de atanabilmekte” dedi. Etkinlik, öğrencilerin kamu sektörü kariyer basamakları, Mülki İdare Amirliği hakkında yönelttiği soruların Vali Coşkun tarafından cevaplanması ile devam etti. Öğrencilerin yoğun katılım sağladığı etkinlik, Vali Ömer Faruk Coşkun’a İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Coşkun tarafından teşekkür plaketi takdim edilmesi ve hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Ankara Palandöken: “Konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemeli” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi. Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te turizm sektöründen önemli katkılar beklerken potansiyel olarak turizm gelirimiz de artıyor. Ancak yerli turistin yurtdışına çıkarak döviz bırakmasının önüne geçilmeli. Bayram tatilinde 6,8 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti. Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak son dönemde otel fiyatları yükseldi. Yerli turistin bu ücretlerle yurt içinde seyahat edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir taraftan döviz girdimiz artsın, turist kazanalım derken diğer taraftan da yerli turisti kaybetmeyelim. Bildiğiniz gibi birçok ülke ile 3-5 günlük tatillerde vize sorunu kalktı. Bu bir taraftan sevindirici ancak diğer taraftan da ülkemizden dövizin çıkması ve turizm gelirimizin azalması anlamına geliyor. Turizm Bakanlığımız tarafından iç turizmde yerli turiste teşvik mekanizmaları ile promosyonların tanınması ve bu sıkıntının giderilmesi lazım. İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapmasının şartları kolaylaştırılmalı” diye konuştu. “2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti” Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu dönemde yerli turistin yurt dışına kaçmaması için formül bulunması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Coğrafi konumu, doğal turizm kaynakları, köklü tarihsel geçmişi ve geniş mutfağı ile ülkemiz adeta bir turizm cenneti. Turizm açısından son yılların rekoru olarak nitelendirilen 2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti. Turizm geliri ise 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizmdeki başarımız ülke ekonomisi açısından sevindirici ancak Türkiye turizm açısından çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Dört mevsimi bir arada yaşayan ve eşsiz coğrafi özelliğe sahip ülkemizin turizmdeki payını artırmalıyız. Bununla birlikte yerli turistimiz de yabancı ülkelere kaptırılmamalıyız. 2023’te ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57.7 milyon oldu. Çünkü yüksek döviz kuruna rağmen vatandaşın yurtdışı tatili yurtiçinde her şey dahil konseptli bir tatilden daha uyguna gelmeye başladı. Buna bir de çeşitli kampanyalar ve kapıda vize vb. gibi uygulamalar eklenince yerli turistin parası yurtdışına kaçıyor” diye konuştu. “Turizmi yılın 12 ayı canlı tutmalıyız” Turizm gelirimizi yabancı ülkelere kaptırmamak için formüller bulunması gerektiğini belirten Palandöken, “Öncelikle turizmi mevsimsellikten kurtararak yılın 12 ayı canlı tutmalıyız. Esnaf ve sanatkârlarımızın turizm gelirinden elde ettiği payı arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Özellikle son zamanlarda trend haline gelen sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültür turizmi gibi turizm alanlarından daha çok fayda sağlamalıyız. Turist sayısındaki artışı ülkemizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımında fırsata çevirmek için yeni konseptler belirlemeliyiz. Yabancı turistler yalnızca otellerle sınırlı kalmamalı, gittikleri şehirlerin özelliklerini, yöresel ürünlerini tanımalı ve Türk insanının misafirperverliğini hissetmeli. Havaalanı, otogar ve otel gibi kalabalık noktalarda doğal güzelliklerimizin, yöresel ürünlerimizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımını içeren broşürlerin dağıtımı zorunlu olmalı” şeklinde konuştu.
Bursa Gümüş balığının ihracat serüveni başladı İznik Gölü’nde gümüş balığı sezonu hızlandı. Yunanistan, Ukrayna ve Amerika’ya ihracatı yapılan ve bu ülkelerde işlendikten sonra cips olarak paketi 4 dolardan satışa çıkarılan gümüş balıkçılığı bu yıl bereketli başladı. İznik Gölü’nde son 25 yıldır yapılan gümüş balıkçılığında bu sezon sıcakların başlaması ile birlikte balıkçılar ağlarını İznik Gölü’ne bırakmaya başladı. 12 ay boyunca tutulması serbest olan ancak sıcak havaların başlaması ile tam anlamı ile sezonu açılan Gümüş balıkçılığı İznik Gölü’nde Orhangazi ve İznik’teki Su Ürünleri Kooperatiflerine bağlı balıkçılar tarafından yapılıyor. 5 kooperatif sezonu bereketli açtı Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifine bağlı su ürünleri kooperatifine bağlı balıkçıların İznik Gölü’ndeki Gümüş Balığı mesaileri de başlamış oldu. Sezonda toplam bin ton balığın tutulması hedeflenen bölgede bu yıl ki sezon da bereketli başlamış oldu. Orhangazi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zelkif Bektaş, gümüş balıkçılığı sezonunun tüm Orhangazi ve bölgeye hayırlı olmasını dileyerek, "Gümüş balığı ihraç ettiğimiz bir balık türü. Epey döviz getiren bir balık. Bu sene de bereketli, hamdolsun. Güzel bir başlangıç, inşallah sonu da iyi olacak" dedi. Zelkif Bektaş, şu anda İznik Gölü çevresinde faaliyet gösteren 5 ayrı kooperatifin yıllık bin ton gümüş balığı tutacağını belirterek, bu kooperatiflerin, Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti. İznik yakasındaki kooperatiflerin Orhangazi kooperatiflerine oranla daha yüksek kapasiteli olduğunu da belirten Zelkif Bektaş, "Bu yıl çok bereketli bir sezon. İnşallah böyle devam eder" ifadelerini kullandı Zelkif Bektaş balığın Türkiye’de paketlenerek öncelikli olarak Yunanistan’a ihraç edildiğini hatırlatarak, "Ukrayna hatta Amerika’ya gönderen firmalar var. Bu balıklar oralarda cips haline getirilip paketlenip satışa sunuluyor. Oralarda cipsin paketinin 4 dolara satıldığını öğrendik. Geçen yıl balığın kilogram fiyatını 11-12 TL’ye veriyorduk. Maalesef beklediğimiz fiyat bu yıl yok. Bu yıl 13 TL’ye satabiliyoruz. Bu sezon 5 kooperatifin İznik Gölü’nden ortalama bin ton gümüş balığı avlayarak ihracata göndereceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. "Kendimiz cipse dönüştürebiliriz ama tesis lazım" Zelkif Bektaş, gümüş balığının Türkiye’de de işlenip paketlenebileceğini anlatarak, "Bunun için bizdeki tesis yetersiz kalıyor. Bunda devlet büyüklerimizden tek istediğimiz İznik Gölü bölgesinde 600-700 tonluk bir soğuk hava depo yapması. O durumda biz bunları burada paketleriz. Böylece katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Daha önceleri çok söz verildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi soğuk hava deposu yapılması için sözler verilmişti. İnşallah şimdi gelen yeni başkanlardan bunu bekliyoruz. Aynı projelerin devamı olarak İznik Gölü’nde böyle bir soğuk hava deposu yapılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."