GENEL - 18 Kasım 2019 Pazartesi 13:43

AFAD’tan "Afet sigortası" çağrısı

A
A
A
AFAD’tan "Afet sigortası" çağrısı

AFAD, maddi varlıklara gelebilecek zararın afet sigortasıyla karşılanması ve bu sayede afet etkilerinin azaltılması amacıyla ’Afetlere Hazırlık Yılı’nın bu ayki temasını ’Afet Sigortası’ olarak belirledi.

AFAD, maddi varlıklara gelebilecek zararın afet sigortasıyla karşılanması ve bu sayede afet etkilerinin azaltılması amacıyla ’Afetlere Hazırlık Yılı’nın bu ayki temasını ’Afet Sigortası’ olarak belirledi.


Bayburt İl Afet Acil Durum İl Müdürlüğü tarafından, afetlere hazırlıkta zihinsel dönüşümü hedefleyen afetlere hazırlık yılının devam ettiği belirtilerek, #AfetlereHazırOl çağrısı yapılan proje kapsamında, 12 ay boyunca iletişim kanallarında ve sahada çok sayıda faaliyet ve etkinlik gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.



Bayburt AFAD’tan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:


“Bulunduğu coğrafyanın özelliklerinden dolayı ülkenin deprem, sel, heyelan, çığ, yangın gibi doğal ve insan kaynaklı birçok afetin yol açtığı can kayıpları bakımından dünyadaki en riskli ülkelerden biridir. Afetlerin yol açtığı can kaybının yanı sıra ekonomik kayıplar da mutlak anlamda ve önemli ölçüde artış gösterdi. Afetlerin ortaya çıkardığı fiziksel ve ekonomik etkiler, ülkelerin kısa, orta ve uzun vadeli ekonomik büyümesini etkilemekte ve özellikle çevreye olan etkileri nedeni ile sürdürülebilir kalkınma açısından çok büyük önem arz etmekte. Ülkemizde, afetlerden kaynaklanan hasarları teminat altına alan farklı sigorta sistemleri bulunmaktadır. Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından sunulan ve DASK adıyla bilinen zorunlu deprem sigortası; deprem nedeniyle oluşabilecek maddi kayıplara karşı alınabilecek en etkili önlemdir. Büyük bir kısmı deprem açısından yüksek risk taşıyan ülkemizde, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi başta olmak üzere büyük zararlara sebep olan birçok deprem yaşanmış ve yaşanmaktadır. Bu nedenle 2000 yılında faaliyete geçen Doğal Afet Sigortaları Kurumu, deprem sigortasını zorunlu hale getirmiştir. Tüm binalar için geçerli olan ve her yıl yenilenmesi gereken zorunlu deprem sigortası, herhangi bir depremin ardından konutlarda oluşabilecek birbirinden farklı zarar türlerini teminat altına almaktadır. Depremden sonra meydana gelebilecek yangın, yer kayması, infilak gibi durumlardan kaynaklanan maddi zararları poliçede belirtilen limitler ölçüsünde nakit olarak karşılamaktadır. Kendi geleceğimizi garanti altına almamızın yanı sıra, ülkemizin olası bir depremdeki tazmin hizmetlerinin de güvencesidir. Konutlar, yaptırılacak diğer özel sigortalar aracılığıyla deprem dışındaki afetlere karşı da güvence altına alınabilmektedir. Ülkemizde tarım faaliyeti gösteren çiftçilerin ise yaptıkları tarımsal emekleri güvenceye almak için poliçe bazında teminatlar altında emekleri TARSİM Tarım Sigortasıyla koruma altına alınmaktadır. TARSİM tarım alanlarında meydana gelen don, aşırı yağış gibi afetler sonucu oluşan hasarları karşılıyor. Kar amacı olmayan bir havuz sistemi olan TARSİM, çiftçilerin sigorta şirketlerine ödediği primleri ortak bir hesapta topluyor. Hasarlar, çiftçilere bu hesaptan ödeniyor. Sigortalı çiftçilerin primlerinin % 50’sini (don riskinde % 66’sını) ise devlet ödüyor. Biz AFAD olarak vatandaşlarımızı ‘canının yongasını’ korumak için afetlere karşı sigortalı olmaya davet ediyoruz. Bu şekilde vatandaşlarımız DASK ve TARSİM ile hem evlerini hem de tarım arazilerini güvence altına alabileceklerdir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.