- 31 Aralık 2018 Pazartesi 11:37

Vali Pehlivan 2018 yılını değerlendirdi

A
A
A
Vali Pehlivan 2018 yılını değerlendirdi

Vali Ali Hamza Pehlivan 2018 yılı yatırımları hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Vali Ali Hamza Pehlivan 2018 yılı yatırımları hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.


Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıda 2018 yılı içerisinde Bakanlıklardan sağlanan kaynaklar, İl Özel İdare bütçesi, yatırımcı bölge kuruluşları, DOKAP ve KUDAKA’dan temin edilen proje destekleri ile ilimiz genelinde ulaşım, altyapı, eğitim, sağlık, tarım, kültür, spor, güvenlik gibi birçok alanda toplam 166 ana projenin devam etmekte olduğunu bildiren Vali Pehlivan, yatırımların toplam bedelinin 3 milyar TL’ye ulaştığını söyledi.


Bu bağlamda 2018 yılında tamamlanan projeleri anlatan Vali Pehlivan İl Özel İdaresi kaynaklarıyla 2018 yılı içerisinde 559 noktada çalışma gerçekleştirildiğini ifade ederek, bahse konu yatırımların 25 milyon 643 bin 161 lira toplam bedele sahip olduğunu söyledi.


2018 yılı içerisinde Köylerin Altyapısının Desteklenmesi (KÖYDES) programı kapsamında il genelindeki köylerin köy içi asfalt/parke, İçme suyu ishale hattı, kanalizasyon şebeke hattı gibi alt yapı ve üst yapı çalışmaları için toplam 13 Milyon 200 Bin TL ödenek kullanıldığını belirten Vali Pehlivan açıklamalarına şu şekilde devam etti: “İlimizde 2018 yılı içerisinde devam eden ve tamamlanan yatırımları son durumları itibariyle başlıklar halinde sıralayacak olursak; Bayburt İli Arpalı Beldesi sınırları içerisinde kurulması planlanan 17’nci Komando Tugay Komutan Yardımcılığı yeni kışla alanı toplam 3 bin 114 dönüm üzerine inşa ediliyor. Hâlihazırda Hazine’ce tahsis edilen alan: bin 580 dönüm. Bu alanın kamulaştırılan kısmı 27,5 dönüm şeklinde. Toplam olarak bin 607 dönüm alanda çalışmalar devam ediyor. Kışla için tahsis edilmesi gereken alan 704,8 dönüm olmakta birlikte kamulaştırılması gereken alan da 815,8 dönüm. Toplam: bin 520 dönüm daha çalışmaların gerçekleştirildiği alana eklenecek. Çalışmaların bir an önce tamamlanması için Bakanlar Kurulu kararıyla Nisan ayında Acele Kamulaştırma Kararı alınmış olup, bu çalışmalar için 6 milyon 582 bin 797 lira Özel İdare hesaplarına aktarılmıştır. Komando kışlamızın İmar Planı Çalışması ve Kamulaştırma Çalışmaları Bayburt Valiliği İl Özel İdaresi Tarafından yapılmaktadır. Ayrıca 2018 yılı içerisinde Mevcut Kışla alanı içerisinde yapımına başlanan prefabrik komando tabur binası tamamlanmıştır. 2020 yılına kadar 16 ay boyunca 300 kişi bedelli askerlik görevini ilimizde ifa edecektir.”


Vali Pehlivan şu açıklamalarda bulundu:


“Bayburt Gümüşhane Havalimanı’nın altyapı ihalesi 16 Ocak 2018 tarihinde 175 Milyon TL bedelle gerçekleştirildi ve temeli 13 Haziran’da atıldı. İllerimizin sosyo ekonomik gelişimine çok önemli katkılar sunacak olan projenin planlandığı gibi 2020 yılında tamamlanması yönünde çalışmalar devam etmektedir. Doğa Koruma ve Milli Parklar bünyesinde yürütülmekte olan Yakupabdal Tabiat Parkı Yönetim Planı hazırlanarak onaylandı. 2017 yılında peyzaj uygulama projeleri yaptırılmış olup, 2018 yılında inşaat projesi 6 milyon 549 bin TL bedelle ihale edilerek inşaat çalışmalarına bu yıl içerisinde başlandı. Proje çalışmaları yüzde 40 seviyelerinde devam etmektedir. Projenin 2020 yılında tamamlanması öngörülmektedir. Kop Dağı Müdafaası Tarihi Alanı Milli Parkı Uzun devreli gelişme planı 2018 yılı içerisinde onaylandı. 2018 yılında bu kapsamda alanda Panoromik Müze, Savaş Simülasyon Merkezi, Şehitliklerin Tespiti ve İhyası, Anıtın İhyası, Muharebe İzleme Merkezlerinin yapımı, Kır Lokantası ve Mescit projelerinin hazırlanması 640 bin 504 lira bedelle ihale edilmiş olup projeler tamamlanmış durumdadır. Gelecek yıl sağlanan ödenekler nispetinde proje uygulamaya konulacaktır. Bayburt Üniversitesi bir gurur tablosu olarak büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. 2008 yılında kurulan üniversitemizin öğrenci sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Geldiğimiz noktada yaklaşık 13 bin öğrenci Bayburt üniversitemizde eğitimini sürdürüyor. Artan öğrenci sayısının yanı sıra öğretim elemanı sayısında da önemli ilerlemeler kaydedilmiş vaziyette. Üniversitemiz bu anlamda sadece nicelik olarak değil ortaya koyduğu nitelikli proje ve faaliyetlerle de ilimize değer katıyor. Bu anlamda Bayburt Valiliği olarak elimizden gelen her türlü desteği sağlamakla birlikte üniversitemizin ilgili kurum ve kuruluşlarımız, esnafımız, çiftçimiz ve sanayicilerimizle gerçekleştirdiği iş birliğinin geliştirilmesi ve artırılmasını da çok önemli buluyoruz. Nitekim ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, bizzat Sayın Rektörümüzle kurduğumuz koordinasyon çerçevesinde bir çok konuda ortak düşünceler ortaya koyma ve hayata geçirme imkanımız oldu. Bunlardan birisi Organik Tarım alanında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’müz bünyesinde Organik Tarım ve Hayvancılık konusunda çalışmalar yürütürken üniversitemizin de bu konuyu tema olarak seçmiş olması ve ilgili birimler arasında işbirliği sağlanması güzel meyveler vermeye başladı. Bundan sonrada vermeye devam edecek. Benzer şekilde Kamu-Üniversite-Sanayi (KÜSİ) işbirliği konusunda her ne kadar ilimizde sanayi yatırımları mütevazi düzeylerde de olsa bunun modernizasyonu ve gelişmesi konusunda ilgili akademisyenlerimizin dükkan dükkan gezdiklerine tanık olduk. Baberti Külliyesi’nde oluşturulan yeni yaşam alanları, derslikler, spor salonları, kütüphane, fakülte binaları ve öğrenci yurtlarıyla üniversitemiz tam anlamıyla bir eğitim merkezi haline dönüşüyor. Tüm bu çalışmalar yapılan yatırımlarla birlikte üniversitemizin gelişimini daha da hızlandıracaktır. Dolayısıyla ilimizde bu gelişimden doğrudan doğruya pozitif olarak faydalanacaktır. Sağlık alanında yaklaşık 20 Milyon TL proje bedelli içerisinde Bayburt 1 No’lu Aile Sağlığı Merkezi, Halk Sağlığı Laboratuvarı, Sağlıklı Hayat Merkezi ve Bayburt İl Sağlık Müdürlüğü, 112 Komuta Kontrol Merkezi ve 3 No’lu Aile Sağlığı Merkezi şeklinde 5 birimin yer aldığı 2 projemiz tamamlanmış olup hizmet vermeye başlamıştır. 2017 yılı Eylül ayında başlayan yaklaşık 80 Milyon TL maliyetli 200 yataklı Yeni Devlet Hastanemizin yapımı devam etmektedir. İnşaatı yaklaşık yüzde 60 seviyelerine ulaşmıştır. 2019 yılı içerisinde hastanemizin tamamlanması planlanmaktadır. Demirözü ilçemizin Sentetik Zeminli Çim Sahasına soyunma odası ve 500 kişilik tribün yapımı ve çevre düzenlemesi çalışmalarına baharda başlanacak. Kop Dağı Kayak Tesisimizdeki liftin halat ve mekanik sistemleri yenilendi, günübirlik tesisimizde yenileme ve bakım onarımla kafeterya hizmeti sunulmaya başlandı yine kop kayak tesisimize 2 araç kapasiteli snowtrak garajı yapıldı. Tabiki spor faaliyetlerinden bahsetmişken Bayburtsporumuzu unutmamak gerekir. Zor bir süreçten geçerek bugünlere ulaşıldı. Sezon başlangıcında Bayburt Grup sponsorluk desteğini sonlandıracağı zaman kendilerine şimdiye kadar sundukları katkılar dolayısıyla teşekkür ederek yeniden bir yapılanma süreci içerisine girdik. Yönetimi, teknik kadrosu ve oyuncularıyla kısa sürede Bayburt İl Özel İdare Spor Kulübümüz bünyesinde bir takım oluşturduk. Gelinen süreç itibariyle takım çok iyi bir başarı trendi yakaladı, bütün Bayburtlulara yansıyan bir sinerji oluşturdu. Şehrimizdeki futbol tutkusu ve şampiyonluk özlemi de buna ilave olunca Türkiye Profesyonel Futbol Ligleri’nin tek namağlup unvanlı takımı olarak 39 puanla lider olarak yoluna devam ediyor. Beklentimiz, hedefimiz bu serüvenin şampiyonlukla taçlandırılmasıdır. Bu toplantımız vesilesiyle de ben daha önce de yaptığımız çağrıları yinelemek istiyorum. Bu takım Bayburt’un ve bütün Bayburtluların takımıdır. Bugüne kadar destek sağlayan herkese teşekkür ediyor, İlimizde ya da dışarıda yaşayan Bayburtlu hemşerilerimizi takımımıza destek olmaya davet ediyorum. Katkının büyüğü küçüğü olmaz. Parasal destek sağlamak, kombine satın almak veya bilet alarak maça gitmek yoluyla herkes imkanı nispetinde Bayburtspor’a sahip çıkmalı. İlin Valisi olarak ben de başından beri gerekli desteği sağlama gayreti içerisindeyim. Hemşerilerimizin imkanları ölçüsünde destek sağlaması hem takımımıza destek anlamında hem de ilimizi temsil eden bir markasına sahip çıkmanın göstergesi olarak hepimizi ziyadesiyle memnun edecektir. Sezonun ilk yarısını namağlup lider olarak tamamlayan takımımızı, teknik heyetten, yönetime, futbolcu kardeşlerimizden taraftarlara kadar emeği geçen herkesi kutluyor, ikinci yarıda şampiyonluk yolunda üstün başarılar diliyorum. Tabi bu noktada Bayburt Kalesi’nden bahsetmişken hikayelerinde “Parasarın Bayburt Hisarı” şeklinde çok açık bir ifadeyle Bayburt ilimizi işaret eden Dede Korkut’tan da bahsetmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi geçtiğimiz günlerde Dede Korkut, UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi’ne dahil edildi. Bu karar, Dede Korkut’a, adına 1995 yılından beri uluslararası niteliği olan kültür sanat şenlikleri düzenleyerek sahip çıkan ilimiz açısından son derece önemli bir gelişme oldu. Bu kararla birlikte geçmişte yapılan faaliyetlerin kapsamını daha da genişleterek ve bu faaliyetleri yılın bütününe yayarak Dede Korkut’u gelecek nesillere taşıma konusunda çalışmalarımız olacak. Hepimizin bildiği gibi ilimizde 1995 yılından bugüne Dede Korkut adına düzenlenen kültür ve sanat şölenleri var. Karar doğrultusundan şenliklerin ulusal ve uluslararası boyutu daha da genişleyecektir. Çünkü Dede Korkut Türk Dünyası’nın ortak değeri olmakla birlikte UNESCO’nun bu kararıyla insanlığın ortak değeri olarak kabul edilmiş ve tescillenmiştir. Bu dosyada Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan birlikte çalıştı. Bundan sonraki etkinliklerde de bu üç ülke ve etrafında Türk Dünyası devletleri ile dünyanın diğer ülkelerine de yayılacak şekilde faaliyetler yapılması uygun olacaktır. Dede Korkut adına Bayburt Üniversitemiz bünyesinde bir araştırma merkezi var. Bu çalışmaları bir adım daha öteye taşımak adına yeni araştırma projeleri gerçekleştirilmesi, Dede Korkut hikayelerinin yayınlarının çoğaltılması ve görsel anlamda da mekanlar oluşturulması gerekiyor. Bu konuda hayata geçirilecek faaliyetlerle ilgili olarak başta Kültür Turizm Bakanlığımız olmak üzere işin uzmanı profesyonel kili ve kurumlardan destek almayı, çalışma grupları oluşturmayı da planlıyoruz. Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz KUDAKA Yönetim Kurulu Toplantısı’nda Dede Korkut Obası projesini güdümlü proje şeklinde kurul olarak kabul ettik. İnşallah önümüzdeki yıl Dede Korkut Obası’nı kurmaya başlayacağız. Bu oba içerisinde Dede Korkut destanlarını andıracak yapılar, çadırlar, ata sporlarının icra edilebileceği alanlar yer alacak. Bu projeleri düzenlenecek etkinliklerle desteklemek suretiyle Bayburt ile özdeşleşmiş olan Dede Korkut destanlarını, hikayelerinde yer alan Bamsı Beyrek gibi kahramanları tanıtma gayreti içerisinde olacağız. 2019 yılında bunun somut adımlarını inşallah hep beraber göreceğiz. Yaklaşık 11 Milyon TL yatırım bedelli Polis Eğitim Merkezimizin 750 Öğrencilik Yurt İnşaatı 2018 yılı içerisinde tamamlandı. Binamızın gerekli tefrişat işlemleri de tamamlanmış olup, 2019 yılı Ocak ayı içerisinde eğitim merkezimiz için 750 öğrenci planlaması yapılmıştır. Yeni yapılan yurt binamızın da içerisinde yer aldığı Polis Eğitim Merkezi Kampüs alanını içine alan çevre güvenlik duvarı da 2018 yılı içerisinde tamamlanmıştır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, "Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ankara’nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Burada konuşan Akşener, her dönemde zorbalığa ve zorbalara karşı durduklarını belirterek, “Milletimizin istikbaline kastedenler mücadele etmek için her türlü fedakarlığı yapanlar olduk. Bir yerde haksızlık gördüğümüz vakit kim olduğuna bakmaksızın hakkı savunanlar, haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. 2019 yılında Ankara büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, istifayı bastığı CHP’den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardı. 2020 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında bir tek biz vardık. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası haberini aldığımda Saraçhane’ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine hepsinin teker teker hainlik ettiği de biz olduk, İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı. “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” Seçimlere hür girme kararı aldıklarından beri Antalya’daki ve İstanbul’daki meclis üyelerinin CHP’den liste garantisiyle istifa ettirildiğini ifade eden Akşener, “Pazarlıkların en çirkini burada Ankara’da oldu. Hatta ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. Biz bunları zaten biliyorduk. Bunu alenen televizyonda itiraf etmesine, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce görmek isteyipte maalesef göremediğimiz bu cesarete de ayrıca şaşırdım. Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” açıklamasında bulundu. “Bana abla demeyin, istemiyorum” "İşi düşen hemen abla edebiyatına başlıyor” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık CHP yöneticilerinin yüzüne ‘abla, abla’ deyip sonra yoldaş medyalarında bana ve partime küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP’ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde ‘bunlar AKP’li, faşist ve sağcı’ diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP’ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. Bana abla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir.”
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."