KÜLTÜR SANAT - 01 Temmuz 2020 Çarşamba 12:39

Altay Dağlarından Bilecik’e uzanan Türk motifleri

A
A
A
Altay Dağlarından Bilecik’e uzanan Türk motifleri

Yedi Tepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.

Yedi Tepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Ertuğrul Gazi’nin yakın arkadaşlarından İsa Sofi’ye ait türbede tadilat sırasında bulunan 1200 yıllara ait motiflerin Altay Dağlarındaki Türk kültürünün Bilecik’e kadar nasıl taşındığının bir örneği olduğunu anlatarak, "Gerçekten Türk kültürünün burada orijinal bir hazinesini görmüş olduk" dedi.


Yedi Tepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof . Dr. Ahmet Taşağıl, geçtiğimiz yıllarda Arkeolog Adil Yılmaz, Bilecik Şeyh Edebali Üniversite Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurfeddin Kahraman, Bilecik Şeyh Edebali Üniversite Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü görevlisi Doç. Dr. Refik Arıkan öncülüğünde gün yüzüne çıkarılan İsa Sofi Türbesinde incelemelerde bulundular. İncelemelerde Yedi Tepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’a Tarihçi Mehmet Can Çetin ve Borcak Köyü Muhtarı Osman Çırakoğlu rehberlik etti.



"İsa Sofu Türbesi içinde Altay Dağlarındaki bir köyde yer alan müzede de gördüğüm motifler oldu"


Türbeyi gezen Yedi Tepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, türbenin içindeki motiflere hayran kaldığını anlatarak, "Bu türbeyi gördüğümde Anadolu’ya Türklerin nasıl yerleştiğini anlamanın şekliyle öğrenmiş oluk. Türkiye’nin her yerinde, Orta Asya’da, Türkistan coğrafyasında Türk kökenli halkların Müslüman olduktan sonra meydana getirdikleri yerlere ’Eren yerleri’ diyebiliriz. Bu Eren yerlerine Türkler başlarına veya sonlarına dede, ata, baba gibi isim vermektedirler. Yani Gözcü Baba gibi Eren Köy gibi Telli Baba gibi isimlerdir bunlar. Dolayısıyla bir Türk kültürünün çok önemli bir gücünü burada görüyoruz. İlk bakışta karşımıza çıkan bu bunun bütün Türklerin yerleşim yerlerinde Anadolu’nun her tarafında ki İstanbul’un içinde dahi büyük metropol olmasına rağmen görmek mümkündür. Türbenin içini girdiğim zaman ilk izlenimim Altay Dağlarındaki bir köyde yer alan müzede de gördüğüm motifler oldu. Bu şekilde büyük bir benzerlik hissettim. Özellikle hayat ağacına benzeyenler ki buda benim yorumum ve yanındaki güneş motifleri aşağı yukarı bütün Altay Dağlarında ki kültürün orijinal eski Türk kültürünün Anadolu’ya, Bilecik’e kadar nasıl taşındığını bir kere daha fark etmiş oldum. Bana bu izlenimi verdi. Ben tabi çalışma alanı olarak Orta Asya araştırma uzmanıyım. Bu alanla ilgili kültür eserleri varlıkları üzerinde incelemelerde bulunuyorum. Ama oradan buraya kadar bir köprü kurarak, daha detaylı ince ince işleyerek çalışmalar yapabilirdik. Yine Moğolistan’da ve Altay Dağlarında sıklıkla karşımıza çıkan geyikli taşlarında bir örneği burada da gördük. Buradaki motifler yani yerin altından yaşadığımız dünyaya çıkmak ve buradan da göğe yükselme şeklinde üç aşamalı bir dünya görüşünün böyle hayat felsefesinin burada bulduğunu anlıyoruz ki bu bize farklı çalışmalara götürecektir" dedi.



"Burası koruma altına alınarak, restorasyon ve konservasyonun yapılması lazım"


Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, İsa Sofu Türbesi’nin derhal koruma altına alınması gerektiğinin belirterek, "Burası koruma altına alınarak, restorasyon ve konservasyonun yapılması lazım. Daha sonra bu alanda restorasyon yapılabilir. Ama özellikle buradaki motiflerin tek olmadığının da ben kanaatindeyim. Bunun başka örnekleri de olmalı bu civarda. Bütün çevrede yüzey araştırmaları, saha araştırmaları yaparak bunları desteklemek lazım. Belki bizim tarihimizin kültürümüzün çok farklı alanlara gitmesine sebep olacaktır bu motifler hepimizi heyecanlandırmaktadır. Gerçekten de Türk kültürünün burada orijinal bir hazinesini görmüş olduk. Daha önce sosyal medyadan ve yazılı medyadan okumuş olduğum ve görmüş olduğum fotoğraflardan çok daha anlamlısını burada hissettim. Burada yapılan çalışmaların devam etmesi lazım, devletimizin kurumlarının ilgili kurumlarının hem yerel anlamda hem ülkemizin kurumlarının bu işlere temas ederek derhal gerekli çalışmaların gerçekleştirmesini istiyorum" dedi.



Motifler yapılan tadilatta tesadüf eseri bulunmuştu


Öte yandan 2017 yılında Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’nin silah arkadaşı olan İsa Sofu Hazretleri’nin Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı Borcak Köyünde bulunan türbesinde yapılan tadilatta, sıvaların altında 1200’lü yıllara ait yazılar ve desenler ortaya çıkmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Afrika çöl tozları çocukları daha fazla etkiliyor’ Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir” dedi. Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, Afrika çöl tozları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. “Astım hastaları dikkat etmeli” Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Erişkinlerde özellikle solunum yetmezliği olanlarda, astım, KOAH, bronşiektazi ve solunum yolları rahatsızlığı olanlarda problemler daha belirgin şekilde ortaya çıkar. Ayrıca çocuk yaş grubu da en fazla etkilenen grubunu oluşturmaktadır” diye konuştu. “Solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir” Çöl tozlarının, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının havada fazla miktarda bulunması, mukozal yüzeyler ile teması gözde, burunda ve solunum yollarında direk tahriş edici etkisiyle rahatsızlık verebilir. Özellikle alerjik bünyeye sahip kişilerde ve KOAH, astım gibi solunum yolu hastalıkları bulunan kişilerde bu tahriş edici etkisi daha yoğun olarak karşımıza çıkabilir. Toz miktarının arttığı durumlarda normal sağlıklı bireylerin de solunum yolları etkilenmektedir. Bu tahriş edici etkisinden başka, toz partiküllerine bakteri ve virüsler bağlı kalarak solunum yolu enfeksiyonlarına da neden olabilir. Böyle durumlarda solunum yolu enfeksiyonlarının artmasının bir nedeni de artan toz miktarının güneş ışığını ve ultraviyoleyi engelleyerek yine havada mikroorganizmaların uzun süre kalmalarına neden olmalarıdır” şeklinde konuştu. “Zorda kalmadıkça dışarı çıkmayın” Prof. Dr. Köksal, “Tüm bu olumsuz şartlarda akciğer sağlığımızı koruyabilmek için özellikle kronik solunum yolu ve astımı olan hastalarımızın, toz yoğunluğunun fazla olduğu dönemlerde zorunlu kalmadıkça dışarı çıkmamaları, ev havalandırmalarını bu dönemlerde yapmamalarını ve maruziyet olduğu dönemlerde mutlaka maske takmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Çözüm merkezi, Kayseri’nin en torpilli numarasıdır” Kocasinan Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Çözüm Merkezi ile vatandaşların talepleri çözüme kavuşturuyor. Çözüm Merkezi’ni en torpilli numara olarak niteleyen Başkan Çolakbayrakdar, “Özellikle başımızın tacı olan vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için merkezimizle sonuç odaklı çözüm üretiyoruz” dedi. Çözüm Merkezinin tüm belediyecilik hizmetlerini tek bir çatı altında aktaran bir birim olduğunun altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “ 25 Ağustos 2016 yılında hayata geçirdiğimiz Çözüm Merkezi, torpilli telefon numarasıdır. Çünkü vatandaş benden bir talepte bulunduğu zaman bende 0(352) 222 70 00’nolu numarayı arayıp, söylüyorum. Bundan dolayı torpilli hat diyoruz. Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve herkesin belediyeyle olan taleplerini bu hat üzerinden yönetebileceği bir telefon numarasıdır. Bir telefonla belediyenin tüm birimlerine ulaşabileceğiniz ve hizmeti vatandaşın ayağına götüren bir iletişim hattıdır. Biz diyoruz ki; ‘Kocasinan Belediyesi’ne ve ‘Başkana’ her turlu ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda bu uygulama ilçe sakinlerimizle belediyeyi birlikte yönetme tarzıdır. Vatandaşlarımızın beklentilerini isteklerini ve taleplerini yerine getirebiliyorsak, vatandaşlarımızı mutlu edebiliyorsak yönetim tarzı olarak doğru bir yönetim sergiliyoruz demektir. Bu anlayışı da sahaya yansıtma noktasında atmış olduğumuz önemli adımlardan bir tanesidir” ifadelerini kullandı. “ÇÖZÜM MERKEZİYLE TALEPLERE ANINDA YANIT VERİYORUZ” Çözüm Merkezi ile daha hızlı iletişim ve operasyon refleksi daha yüksek belediyecilik yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Vatandaşımız, bizim baş tacımızdır. Vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için Çözüm Merkezi ile sonuç odaklı çözüm üretiyoruz. Özellikle pandemi süreci gibi hiç evinden çıkamayan vatandaşımızın yanında olduk. Yani Kocasinan Belediyesi hiç düşünmediğiniz zaman ansızın yanınızda oluyor. Sadece talep değil, zaman zaman vatandaşımızın memnuniyetini ve teşekkürlerini alıyoruz. Ayrıca Çözüm Merkezinin yazılımı tamamen belediye personelimiz tarafından yapılmış olan bir sistemdir. Her türlü iletişim kanalından bizlere ulaşılıyor. İlçe sakinlerimiz, isteklerini yüz yüze iletebilmenin yanı sıra her türlü iletişim kanalı; sosyal medya, Kocasinan Belediyesi’nin web sitesi, mobil uygulamalı cep telefonu ve Watsapp hattı 0(352) 222 70 00’ nolu telefon numarasından her şekilde belediyeye anında ulaşabiliyor. Kocasinan Belediyesi hem 7/24 saat çalışan bir belediye hem de 7/24 saat ulaşılan bir belediyedir” diye konuştu.
Zonguldak ZBEÜ Hemşirelik Bölümü öğrencileri üniformalarını giydi ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Hemşirelik Bölümü birinci sınıf öğrencileri için bu yıl ilki düzenlenen 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Törenine katıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Töreni gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademisyeneler, öğrenciler ve aileler katıldı. Törenin açılışında konuşan Hemşirelik Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurten Taşdemir, üniforma giyme törenin bu yıl ilkini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Ardından kürsüye çıkan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Koçak, ilk üniformalarını giyen öğrencilere mesleğe önemli bir adım attıklarını dile getirerek, “Bugün giyeceğiniz üniformalarınızı meslek hayatınız boyunca gururla üzerinizde taşımanızı, üniversitemizi ve ailenizi gururlandırmanızı aynı zamanda meslek hayatına çok iyi hazırlanmanızı temenni ediyorum. Sizler gerek ülkemizde gerekse dünyada bütün sağlık sistemlerine kolaylıkla uyum sağlayabilecek kabiliyette olup bununla beraber günümüzün modern sağlık sistemlerinin farkında olarak bilimin ışığında yetişecek nesillersiniz. Her birinizin kariyerlerinde çok güzel yerlere gelmenizi, ülkemize ve geleceğimize sağlık alanında katkı sağlayan bireyler olacağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Yolunuz açık, hemşirelik mesleğine atacağınız ilk adımınız hayırlı ve uğurlu olsun” diye konuştu. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, üniversitenin sağlık alanında sunduğu nitelikli eğitimle geleceğin sağlık profesyonellerini donanımlı bir şekilde yetiştirdiklerini belirtti. Pandemi dönemiyle hemşirelik mesleğinin önemine bir kez daha şahit olunduğuna dikkat çeken Özölçer, hemşire adaylarına mesleklerini özveriyle yapmaları hususunda tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin meslek hayatlarına ilk adımlarını atmalarının heyecan verici bir dönem olduğunu vurgulayan Özölçer, tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Konuşmaların ardından hemşirelik bölümü öğrencilerine Rektör Özölçer ve Senato Üyeleri tarafından üniformaları giydirildi. Toplu fotoğraf çekiminin akabinde tören sona erdi.