GENEL - 05 Mart 2021 Cuma 11:35

Bu rüya üzerine Osmanlı Devletinin temelleri atılmıştı

A
A
A
Bu rüya üzerine Osmanlı Devletinin temelleri atılmıştı

Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu simgeleyen ve Osmangazi’ye Şeyh Edebali tarafından emanet edilen kılıcın yer aldığı rüya sahnesi müzedeki yerini aldı.

Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu simgeleyen ve Osmangazi’ye Şeyh Edebali tarafından emanet edilen kılıcın yer aldığı rüya sahnesi müzedeki yerini aldı.


Gerçekleştirilen çalışma hakkında bilgi veren Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi Sorumlusu Mesut Ünver, Osmangazi’nin kutlu devlet rüya sahnesinin canlandırmaya çalıştıklarını söyledi. Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesindeki rüya sahnesinin bulunduğu alanın üç boyutlu hale getirdiğini anlatan Ünver, "Böyle bir eserin müzemize kazandırılmasında emeği olan başta Belediye Başkanımız Semih Şahin, Osmangazi’ye emanet edilen kılıcı işleyen Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Üyesi Sezer Sargıl ve emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu ve bundan sonraki benzer çalışmalar ile değerlerimizi yaşatmaya devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.


"Şehrimiz ve değerlerimize yakışır çalışmalar yapmaya devam edeceğiz’’


"Belediye Başkanı Semih Şahin ise hazırlanan eserin çocuklarımız ve müzeye gelen ziyaretçilerde daha etkili ve anlamlı izler bırakacağını belirterek, "Bana göre bütün Yaşayan Şehir Müzelerinin hepsinde bütün öykülerin senaryosu ve üç boyutlu halinin olması lazım. Fotoğraflar da bilgi verici ancak. Adı o zaman yaşayan şehir müzesi olmuyor. Üç boyutlu görsellerin yer aldığı bir müzenin daha etkili ve yaşayan bir şehir müzesi olduğuna inanıyorum. Ayrıca bu tür çalışmalar çocuklar için de çok daha önemli ve anlamlı hale geliyor. Örneğin müzeyi ziyaret eden bir çocuk fotoğraf ve yazıdan daha çok bu tür görselleri takip ediyor ve onun hakkında bilgi arıyor. Bu eserin de bu anlamda hem çocuklarımız hem de müzemizi ziyaret edecek misafirlerimizde daha iyi ve güzel etkiler bırakacağına inanıyorum. Bu tür eserleri ne kadar arttırırsak hem çocuklarımızın eğitimine hem de şehrimizin tanıtımına daha çok faydalı olacağımızı düşünüyorum. Bu tür çalışmaları hemen her türlü değerimize ve çalışmamıza yansıtmaya çalışacağız. Çünkü bunlar uygarlık tarihinin en önemli bilgi ve değeri. Biz de bu konuda elimizden geleni yapacağı’’ ifadelerini kullandı.


Osman Gazi’nin rüyası


Osman Gazi ziyaretlerinin birinde Şeyh Edebalı’nın kızı Bâlâ Hatun’u bahçede gezerken görür ve çok beğenir. Osman Gazi Bâlâ Hatun’u babasından ister, fakat fakir olan Şeyh Edebalı, kızının aşiret reisinin eşliğine layık olamayacağını düşünerek bu teklifi reddeder. Aradan üç yıl kadar geçmiştir. Osman Gazi bir gece yanında yetmiş yiğitle İnegöl kalesini basmak için yola çıkar. Rumların Ermeni Beli bitiminde pusu kurduklarını haber almasına rağmen yoluna devam eder. Dehşet verici bir çarpışma sonrası Osman Gazi’nin kardeşi Sarıbatı’nın oğlu Bay-Hoca şehit düşer. Bu ölüm sonucu üzüntü içinde geri dönen Osman Gazi yorgunluktan uyuyakalır. Rüyasında kendisini Şeyh Edebalı’nın evinde misafir olarak görür. Şeyh’in göğsünden bir ay doğmuş yükselip kendi göğsüne girmiştir. Osman Gazi’nin göbeğinden çıkan bir ağaç hızlıca dallanıp budaklanarak büyür. Bu öyle büyük ve ulu bir ağaçtır ki Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının semalarını kaplar. Toros, Kafkas, Balkan Dağları bu ağacın gölgesinde kalır. Nil ve Tuna nehirleri onun altından akar. Uçsuz bucaksız topraklarda şehirler, kasabalar, kubbeler, piramitler, minareler ve üzerlerinde bulunan hilaller parlar. Ağacın bir dalından çıkan kılıç şeklindeki mücevher İstanbul’a doğru uzanarak birkaç defa orayı işaret eder. Heyecanla uyanan Osman Gazi, doğruca Şeyh Edebalı’nın yanına gider ve rüyasını anlatır. Edebalı rüyayı “Ey Osman! Müjdeler olsun ki, Allah, sana ve soyuna saltanat verdi. Dünya oğullarının himayesi altında ola. Kızım da sana helal oldu” şeklinde yorumlar. Osman Gazi ile Bâlâ Hatun’un nikahları kıyılır ve 1258 Söğüt doğumlu Osman Gazi Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk sultanı olur.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Vali Köşger: "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte huzur ve asayişi sağlamaya yönelik çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" dedi. Köşger, polis sorumluluk bölgesi trafik düzenleme uygulamaları, asayiş çalışmaları ve ilçelerin genel durumu ile ilgili emniyet müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı. İl Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan ve polisler tarafından karşılanan Vali Köşger, şeref defterini imzalamasının ardından Müdür Arıkan ile görüştü. Görüşmenin ardından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında, trafikteki sorunların analizi, güvenlik önlemleri, trafik akışının iyileştirilmesi için alınan tedbirler ile ilçelerde gerçekleştirilen asayiş uygulamaları ele alındı. "Trafik, kentin yaşam damarlarından biri" Toplantı sonrasında değerlendirmelerde bulunan Vali Köşger, trafiğin kentin yaşam damarlarından biri olduğunu belirterek "Güvenli ve düzenli bir trafik, hem vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını sürdürebilmesi hem de şehirlerimizin gelişimine katkı sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle trafik düzenlemeleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarımızı ve bunun yanında ilimizin mevcut güven ortamının devamlılığını sağlamak için yapılması gerekenleri değerlendirdik" şeklinde konuştu. Vatandaşın can güvenliğinin her zaman öncelikleri olduğunu da ifade eden Vali Köşger, şöyle devam etti: "İlimizin huzur ve asayişini sağlamaya yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Adana’mızda da suç ve suçluyla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bu konuda emeği geçen, ilimizin huzur ve güvenliğinin teminatı İl Emniyet Müdürlüğümüz personeline teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Ankara’daki Türkiye finaline Samsun’dan 15 proje sergilecenk Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bu yıl 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasının Bölge Sergisi ve Ödül Töreni, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde düzenlendi. Programda Türkiye finaline gidecek 15 proje de sergilendi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Bu Benim Eserim” adıyla başlatılan yarışma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılından itibaren TÜBİTAK tarafından düzenleniyor. Türkiye genelinde 12 bölge merkezinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen yarışmada Samsun Bölgesi; Amasya, Çorum, Giresun, Kastamonu, Ordu, Samsun, Sinop ve Tokat illerini kapsıyor. Bu yıl Samsun Bölgesinden 10 farklı alanda 2 bin 339; Türkiye genelinde ise 16 bin 712 proje başvurusu yapıldı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Bölge Sergisi aşamasına geçmeye hak kazanan 104 proje OMÜ Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Yalçın Taşmektepligil Spor Salonunda 3 gün boyunca sergilendi. Sergi, çok sayıda öğrenci ve öğretmen tarafından ziyaret edildi. Seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgeyi temsil edecek Projelerin şu ana kadar tamamlanmış bulunan ön inceleme, ön değerlendirme ve bölge değerlendirmesi aşamalarında 25 farklı üniversiteden 117 akademisyen görev aldı. Bölge Sergisi sonucunda jüri üyeleri tarafından finalist olarak seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgemizi temsil edecek. Prof. Dr. Topcu: “Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız” Programın açılışında konuşan TÜBİTAK Proje Yarışmaları Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Yıldıray Topcu, “Sizleri yetiştiren öğretmenleriniz; şu an salonda bulunan, sergide sizleri ziyaret eden abileriniz, ablalarınız, hocalarınız hep bu uzun ve çetin yolun yolcuları. Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız. Bu yolculuk bazen sizleri, bizleri bir yarışın eşiğine getiriyor. Tıpkı bugünkü gibi ama bu yarış diğerlerinden çok farklı, çünkü bu yarışın bir kaybedeni yok. Bu nedenle buradan birazdan açıklanacak olan derecelerden birini alsanız da almasanız da öğretmenlerinizin, bizlerin, ailelerinizin size verdiği derece birincilik olacak. Değerli öğretmenlerimiz, kıymetli velilerimiz; sizleri öğrencilerimizle birlikte hayranlıkla izledik, izliyoruz. Ne güzel evlatlar yetiştirmişsiniz. Çalışmalarınızı onlarla birlikte sürdürmek, onlara özümsetmek, bilimsel araştırma yöntemlerinin temellerini kavratmak onları özgüven sahibi, azimle çalışan, merak eden, sorgulayan, değerlerine sahip çıkan gençler haline getirmiş, buna hep birlikte şahit olduk ve sizleri yürekten tebrik ediyoruz” dedi. Rektör Yardımcısı Eren: “Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görüyoruz” Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Eren, “Öğrencilerin sunumlarındaki profesyonellik ve heyecan gerçekten beni etkiledi. Ben de her yıl bu yarışmalarda jüri üyesi ve danışman olarak bulunuyorum. Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görmenin mutluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Öğrencilerimizi özveriyle yetiştiren velilerimiz de büyük bir teşekkürü hak ediyor. Öğretmen arkadaşlarımız da bu işin içerisinde olmazsa hayata yeni başlayan gençlerin yol yürümede sendeleyeceklerin farkındayız. Bu bağlamda proje kültürünü geliştiren öğretmen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Son teşekkürü ise öğrencileri heveslendirme ve cesaretlendirdikleri için Milli Eğitim Müdürlüğü idarecilerine; yol göstericiliği ve teşvikiyle de TÜBİTAK’a yapmamız gerekiyor” diye konuştu. “Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibiyiz” Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibi olduklarını söyleyen Rektör Yardımcısı Eren, “Bu başarılı öğrencilerin bir kısmını üniversitede farklı bölümlerimizde görmek isteriz. Üniversitemiz yaklaşık yarım asırlık bir üniversite hem bilimsel araştırmalar noktasında hem eğitim ve sağlık alanında bölgenin tek Türkiye’nin ise sayılı üniversiteleri arasında. Bu toplantıyı ilgilendiren kısım araştırma geliştirme ve projeler noktasında önde gelen üniversiteler arasındayız. 53 bin 600 öğrencimiz ve 2 bin 318 akademisyenimizle biz büyük bir aileyiz. Ülkenin ve bölgenin gelişmesine katkı sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Atatürk Kongre Merkezinde düzenlenen etkinliğe ayrıca Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar, Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, Samsun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kenan Arslan, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yaşar Dolapçı, ilçe milli eğitim müdürleri, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Program ödül törenin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Eskişehir Üniversiteli gençlerden farkındalık eğitimi Tepebaşı Belediyesi tarafından verilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Eğitimi’ni tamamlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardaki öğrencilere verdiği eğitim tamamlandı. Tepebaşı Belediyesi, kentteki çocuklar ve gençler için sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Semineri’ne katılan Osmangazi Üniversitesi Atık Yönetimi Kulübü öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardan olan Şehir Koleji ve Özel Çağdaş Okulları’ndaki öğrencilere de eğitim vererek konuyla ilgili farkındalık çalışması yaptı. Tepebaşı Belediyesi, Osmangazi Üniversitesi ve Eko-Okul programı iş birliğinde gerçekleştirilen eğitim, 15 okulda bin 650 öğrenciye verildi. Eğitim veren öğrencilere ise önümüzdeki günlerde sertifika töreni düzenlenecek. Sürdürülebilir kalkınma konusunda farkındalık oluşturmayı ve toplulukları harekete geçirmeyi hedefleyen eğitim, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını öğrenme ve uygulama konusunda öğrencilere güçlü bir temel oluşturuyor. Pratik çalışmalarla birlikte öğrencilerin somut çözüm üretme potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçlayan faaliyetler, küresel amaçların temel prensiplerinin ve hedeflerinin anlaşılması ile etkili bir şekilde başkalarına aktarılması konusunda güçlü bir alt yapı sunuyor. Konuyla ilgili destekleyici görsellerin kullanıldığı eğitimde, katılımcı öğrencilerin soruları da yanıtlandı.
Adıyaman ’Yüzen adaları kurtarma projesi desteklenecek Adıyaman Üniversitesi tarafından Yüzen Adaları Kurtarmak amacıyla hazırlanan proje desteklenmeye değer görüldü. Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi Çat Barajı’nda bulunan Yüzen Adaları yaşatmaya yönelik Adıyaman Üniversitesi tarafından hazırlanan proje, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmeye değer görüldü. Çat Barajı’ndaki doğa şaheseri Yüzen Adaların yok olmasını önlemek ve yeniden canlandırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan proje ile ilk aşamada 300 metrekare alanda bulunan ada korumaya alınacak. Proje kapsamında Yüzen Adaların 1950’li yıllarda sahip olduğu su seviyesine ulaştırılması ve 30 dekarlık alana kadar genişletilmesi planlanmakta. Proje ile ilgili açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akca, Yüzen Adaların ihyası ile Adıyaman’ın ulusal ve uluslararası turizm potansiyelinin geliştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Prof. Dr. Akca, “Yüzen Adaların korunması ve yeniden eski görkemine kavuşturulması, iklim değişikliğinin etkisinin azaltılmasına da ciddi katkılar sağlayacak. Bu adaların, iklim değişikliğine yol açan atmosferdeki karbondioksiti organik karbonlar sayesinde tuttuğu ve bunun sonucunda atmosferin korunduğu belirlendi. Üniversite projeden elde edeceği deneyim ile diğer ülkeler için de referans bilgi üretmiş olacak. Projemiz estetikten ziyade iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak, Türkiye’de benzeri olmayan örnek bir proje özelliği taşımaktadır” dedi. Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş ise, “Üniversitemiz akademisyenleri tarafından Çelikhan ilçemizdeki Çat Barajı üzerinde yer alan Yüzen Adaları korumak ve mevcut durumundan kurtarmak amacıyla hazırlanan projemizin bakanlık nezdinde kabul görmesi bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. İlimizin önemli turizm değerlerinden biri olan Yüzen Adaların yeniden hayata döndürülerek turizme kazandırılması elzemdir. Projemiz alanın turizme kazandırılmasının yanında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması konusunda da önemli bir görev üstlenecektir. Bu önemli projede emeği geçen hocalarımıza ve desteklerini bizlerden esirgemeyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.