GENEL - 17 Ocak 2020 Cuma 09:56

(Özel) 34 yıldır ceviz ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor

A
A
A
(Özel) 34 yıldır ceviz ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor

Bitlis’in Ahlat ilçesinde ahşap oyma ustası Osman Gülsar, 34 yıldır ceviz ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor.

Bitlis’in Ahlat ilçesinde ahşap oyma ustası Osman Gülsar, 34 yıldır ceviz ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor.


Marangoz olan dedesinin yanında ahşap oymacılığa merak saldığını belirten Osman Gülsar, hobi olarak başladığı ahşap oymacılığını zamanla sanata dönüştürdüğünü söyledi. İlçedeki kazılarda ortaya çıkan Selçuklu ve Osmanlı eserlerinde bulunan motifleri, Selçuklu Meydan Mezarlığı’ndaki taşlar ve kümbetlerde bulunan figür ve motifleri ceviz ağacına işleyen Gülsar, 34 yıldır ortaya eşsiz güzellikte sanat eserleri çıkarıyor. İlk zamanlarda hobi olarak başladığı ahşap oymacılığını zamanla sanata dönüştürdüğünü anlatan Gülsar, makine kullanmadan tamamen el işçiliğiyle ceviz ağaçlarından eserler yaptığını söyledi.



“Dedem marangozluk yaparken ben de minyatür oymacılığa başladım”


Eserlerinde Selçuklu ve Osmanlı motiflerinin yanı sıra Kur’an’dan ayetler ve padişah tuğralarını ağırlıklı olarak kullandığını ifade eden Gülsar, “34 yıldır bu işi yapıyorum. Hobi olarak başlamıştım. Son 10 yıldır daha profesyonel olarak ve ticari boyutta yapmaya başladım. Bu işi ceviz ağacından yapıyoruz. Bölgemizde ceviz ağacı yoğunluğu olduğu için ceviz ağacı işliyoruz. Tabii her bölgenin kendine özgü ağaçları olduğu için her bölgede ayrı çalışılıyor, ama biz genelde uzun ömürlü olduğu için ceviz ağacı tercih ediyoruz. Burada çalışırken Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eski Ahlat şehri kazılarında çıkan motifleri işliyoruz. Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda sonsuz bir motifin olduğunu burada herkese söylemek istiyorum. Çok güzel değişik motiflerin olduğunu izah etmek istiyorum. Tabii biz de onlardan faydalanmaya çalışıyoruz. Bir de ilçemizde bulunan kümbetlerin iç tasarımından ve dışarıda bulunan motiflerden kullanıyoruz. Ben bu işe dedemin marangozluğundan faydalanarak başladım. Dedem marangozluk yaparken ben de minyatür oymacılığa başladım. Normal oymacılığın haricinde daha değişik bir çalışma sitili bu. Genelde yaptığım eserlerde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait motifler ve ayetlerimizi genelde işlemeye çalışıyorum. Özellikle İslamiyet’i ilk kabul eden kabile olan Kufe Kabilesi’nin yazı şeklini işlemeyi çok seviyorum” dedi.



“Bu sanatı gençlere öğretmeye çalışıyoruz”


Ahlat Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünün açmış olduğu kurslarda bu sanatı gençlere öğretmeye çalıştığını dile getiren Gülsar, “Bu mesleği ileriki zamanlara götürmemiz için kesinlikle gençlerimizi yetiştirmemiz gerekiyor. Eğitim alınmış olsa bile, üniversitesini bitirilmiş olsa bile bir insanın bence kolunda bir altın bileziğinin olması gerekir. Altın bilezikte o insanın öğreneceği sanattır. Sanat insanlar için çok önemlidir. Edep verir, haya verir. Her şeyden çok çok önemlisi sabır verir. Ben kendim çok sabırsız bir insandım. Bu atölyede sabır ganimet oldu bende” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Prof. Dr. Alaeddinoğlu: “Van’daki çığların temel nedeni sulu kar" Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’da art arda meydana gelen çığ olaylarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, “Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu” dedi. Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu. Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı” İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti. Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu. “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli” Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.