POLİTİKA - 08 Mayıs 2022 Pazar 23:55

Sosyolog Adem Palabıyık: "Diyarbakır anneleri 980 gündür Anneler Günü’nü kutlayamıyor”

A
A
A
Sosyolog Adem Palabıyık: "Diyarbakır anneleri 980 gündür Anneler Günü’nü kutlayamıyor”

Sosyolog Doç.

Sosyolog Doç. Dr. Adem Palabıyık, “Diyarbakır anneleri, 980 gündür Anneler Gününü kutlayamıyor. Vebali, müsebbibi olan HDPKK’nın üzerindedir” dedi.


Doç. Dr. Adem Palabıyık, Diyarbakır annelerinin evlat özlemlerinde neredeyse bin güne yaklaştığını ve bunun sebebinin HDPKK olduğunu ifade etti. Palabıyık, “Yine bir Anneler Gününü de, Diyarbakır anneleri evlatlarının özlemiyle geçirdi. Yıllar önce evlatlarının kaçırılması ile büyük özlemin başladığını biliyoruz. Anneler bu sebepten üç yılı aşkındır eylem yapıyorlar. Ve evlatlarının kaçırıldığı HDP il binası önünden cesurca PKK’ya ve HDP’ye meydan okuyorlar. Ama HDP de PKK de o kadar seslendirilen isyana rağmen hem gözlerini hem de kulaklarını kapatmış vaziyetteler. Onlar anneliğin ne demek olduğunu bilmiyorlar. Çadırda bekleyen annelerin sabrını ve direncini de bilmiyorlar. Annelik çok naif ve güçlü bir duygudur. Siyasetin ve her türlü negatif tutumun üstündedir. HDP ve PKK bir gün mutlaka kaybedecektir. PKK’nın kandıracağı genç kalmadığı için bütün gücüyle saldırdığını biliyoruz ama bu saldırıların hiçbir karşılığı olmayacak, çünkü devletimiz bu konuda her türlü tedbiri en yüksek düzeyde almıştır. Bugün Diyarbakır’dan artık PKK’nın kandırdığı çocuklara dair haberler gelmiyorsa bunda Diyarbakır annelerinin de payı büyüktür. Anneler, küçücük bir çadırdan bütün terör dünyasına meydan okudular ve kazanıyorlar. Evlatları gelen annelerin sevincine inşallah bekleyen anneler de ortak olacaktır. Ama bilinmelidir ki, Diyarbakır anneleri 980 gündür Anneler Gününü kutlayamıyor. Bunun günahı da vebali de, müsebbibi olan HDPKK’nın üzerindedir. Annelerin vebali, HDPKK’yı yerle bir edecektir” dedi.



"Bir anne şöyle demişti, ’artık evlatlarımıza sarılmak istiyoruz’. Gözyaşlarımı tutamadım"


Açıklamalarına bu annelerin direnişi ile devam eden Sosyolog Palabıyık, şunları kaydetti:


“Annelik hem kültürümüzde hem de dinimizde oldukça kutsal ve değerli bir kavramdır ve annelik, geleneğin en önemli parçasıdır. Annelik kavramı kadında içkindir ve tecrübe ile öğrenir. HDPKK’nın bu duyguyu anlamasının imkanı yoktur. Çünkü HDP’de anneliğin kadrini ve kıymetini bilen bir kadın da mevcut değildir. Kadınlık ile annelik çok farklı iki olgudur, HDP’li hiçbir kadın vekil, Diyarbakır annelerinin hislerini anlayamaz ve acılarını paylaşamaz. Çünkü nöbetteki annelerin evlatlarının dağa kaçırılmasına bizzat ortak olmuşlardır. HDP’li Semra Güzel’in de, bu kaçırma eylemlerinde baş aktör olduğu elde edilen görüntülerle netleşmiştir. Yine de her şeye rağmen, Diyarbakır annelerinin eylemi, dünyadaki en güçlü ve büyük sivil direniştir. Görüştüğüm bir anne ‘artık evladıma sarılmak istiyorum. HDPKK bizi görmüyor mu, bunların hiç mi vicdanı merhameti yok? Neden sessiz kalıyorlar?’ Bu ifadeler bir evlat olarak gözlerimi yaşartmıştı, onların acılarını paylaşmak ise çok yüce bir duyguydu”.



“Bir anne şunu söyledi: Evladımın kokusunu özledim. En büyük gün evladımın geldiği gündür”


Diyarbakır anneleri ile yaptığı görüşmelerde anneler için en güzel günün evlatlarının geldiği gün olacağını ifade ettiklerini sözlerine ekleyen Palabıyık, “Diyarbakır anneleri görüşmelerde en mutlu günlerinin evlatlarının geldiği gün olacaklarını ifade ettiler. Evlatları gelen aileler ile paylaştıkları mutluluğun da görülmeye değer olduklarını belirttiler. Bir anne şunları söyledi; Evladımın kokusunu özledim. Elbiselerini sürekli yanımda tutuyorum. Artık evladımın kokusunu sarılarak almak istiyorum. O benim evladımdı, nasıl kıydılar, nasıl kanına girdiler, nasıl kandırdılar? Defalarca HDP binasına gittim ama her defasında beni içeri almadılar. Sonra gelip görüşmediler bile. Bana sürekli yalan söylediler. Bir anneye yalan söylenir mi, hele ki konu evlat ise? Rabbim, benim yüreğimdeki acıyı onlara yaşatsın’. Bu sözler duygu doluydu. Anneliğin ne kadar kıymetli bir şey olduğunu daha net anlamaya başlamıştık. Diyarbakır anneleri gibi diğer illerde direnen anneler de aynı duyguları besliyordu. Ama ne PKK ne de HDP onların sesini duymuyordu. Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası yüreklerinin umutla dolduğunu ifade eden anneler, evlatlarının gelmesini sabırla beklemeye devam ediyorlar. Rabbim yardımcıları olsun” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Işıkhan: "SGK’ya en çok borçlu 5 belediyenin 5’i de CHP belediyesi" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tokat’ta yaptığı açıklamada 2023 yılında Türkiye ekonomisin yüzde 4,5 büyüme ile AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke olduğunu söyledi. Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Tokat’a gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Belediye Nikah Salonu Kültür Sarayı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı Buluşmaları” toplantısına katıldı. “Son 5 yılda yaşadığımız afete rağmen vatandaşımızın yanındayız” Burada konuşan Bakan Işıkhan, “Biliyorsunuz bu hafta 2023 yılı işgücü verileri açıklandı. 2023 yılında işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 9,4 seviyesine geriledi. Toplam işsizlik oranı ve genç işsizlik oranı son 10 yılın en düşük seviyesine geldi. İşsiz sayısı 2023 yılında, bir önceki yıla göre 318 bin kişi azaldı. Hem kadın hem genç hem de toplam istihdam oranı ve iş gücüne katılım oranı son 21 yılın en yüksek düzeyine yükseldi. Ayrıca; 2023 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüme ile AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu. Dolar bazında milli gelir, Türkiye tarihinde ilk kez 1 trilyon doları aştı. Kişi başına milli gelir de, 13 bin 110 dolarla, tarihin en yüksek düzeyini gördü. Bu veriler gösteriyor ki; pandemiye rağmen, bölgemizdeki savaşlara rağmen, geçtiğimiz yıl yaşadığımız asrın felaketine rağmen, doğru yoldayız. Son 5 yılda yaşadığımız bunca afete ve felakete rağmen, vatandaşlarımızı asla mağdur etmeden hizmetlerimize kesintisiz devam edebiliyoruz. Artık bu güçte bir devletiz. Dolayısıyla; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşallah sizlerin desteğiyle başaracağız. Bu yüzyılı; emeğin, üretimin, çalışmanın yüzyılı yapacağız. Şurası çok önemli; ülkemizin gücü büyük ölçüde yerel yönetimlerimizin gücünden geliyor. Kalkınma yerelden başlar hakikatine istinaden yerelde ne kadar güçlü olursak genel icra atlarımızın de o derece güçlü olacağına inanıyoruz. Çünkü şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki; gelişim, ilerleme ve kalkınma yerelden başlar” dedi. "SGK’ya en çok borçlu 5 belediyenin 5’i de CHP belediyesi" SGK’ya en fazla borcu olan 5 belediyenin 5’inin de CHP Belediyesi olduğunu hatırlatan Bakan Işıkhan, “Her geçen gün CHP’li belediyelerin borçları giderek artıyor. Hatta Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin borç durumu o kadar vahim hale geldi ki, toplam borcu son 5 yılda 20 katına çıkmış. Ankara büyükşehir iflasa sürükleniyor. Biz bu gerçeği ortaya koyunca, 30 büyükşehir belediyesinin borcunu açıklamamız yönünde bir talep geldi. Ben de şimdi, büyükşehir borçları ile ilgili bilgileri vermek istiyorum. Aziz milletimiz, görsün, takdir etsin. Ankara, İzmir, İstanbul, Adana Büyükşehir Belediyelerinin borcu tüm büyükşehirleri aşmış. Türkiye’de 30 Büyükşehir Belediyesi var. Bu 30 belediyenin toplam borcu 20 milyar lira. 30 Büyükşehir’den 11’i CHP’li ve bu 11 CHP’li belediyenin toplam borcu 15 Milyar lira. Yani; 30 Büyükşehir’den yalnızca 11’i CHP’li olmasına rağmen, 30 Büyükşehir Belediyesinin toplam borcunun yüzde 75’i tek başına CHP’ye ait. Ankara için durum daha da vahim. 30 Büyükşehir’in toplam borcunun yüzde 25’i tek başına Ankara Büyükşehir Belediyesine ait. Sadece Ankara Büyükşehir Belediyesinin borcu 4,5 milyar lira ve CHP’li olmayan 19 büyükşehir belediyesinin tamamının borcu toplamına eşit düzeyde. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de yaşayan vatandaşlarımızın dikkatini çekmek istiyorum. Ortada borcunu 20 kata kadar artıran bu belediyelerin yaptıkları elle tutulur bir hizmet de yok, yatırım da yok. Peki bu kadar parayı nereye harcıyorlar? Bu çok haklı ve yerinde bir soru. Bu kritik sorunun cevabını da ben aziz milletimizin takdirine bırakıyorum” diye konuştu.
Ordu Karadeniz’de balıkçılar erken paydos etti Karadeniz’de balıkçılar, balık boylarının istenilen seviyede olmaması nedeniyle erken paydos yaptı. Balıkçılar, sürdürülebilen avcılığın devamı için paydos ederek, gelecek sezon için hazırlıklara başladıklarını söylediler. 1 Eylül 2023 tarihinde ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılan Karadenizli balıkçılar, sezon bitmeden avlanmayı bıraktı. Balıkçılar, denizde avcılığın azalması, mevcut balıkların boylarının da istenilen seviyede olmaması nedeniyle 15 Nisan tarihinde başlayacak olan av yasağı öncesi teknelerini limanlara çekerek, tekne ve ağ bakımları için çalışmalara başladı. Balıkçılar, palamut ve istavritten bekledikleri kadar av yapamadıklarını belirttiler. “Sezonu bir ay erken bıraktık” Balıkçı teknesi reisi Birol Karadeniz, artan maliyetler ve azalan avcılık nedeniyle sezonu erken bıraktıklarını söyledi. Karadeniz, “Balıklar da incelmişti ve tutmak istemedik. Bu nedenle sezonu bir ay erken bıraktık. Şimdi ağlarımızdaki tamirat işlerini yapıyoruz. Hem bu sayede Ramazan ayında vakit geçiriyoruz. Allah izin verirse bayramdan sonra bütün bakımlarımıza tam olarak başlarız” diye konuştu. “Gelecek sezona hazırlanıyoruz” Hacı Memiş isimli balıkçı da sezonu erken bıraktıklarını, şimdi ise tekne ve ağ bakımlarına başladıklarını kaydederek, “Bu sene palamut olmadı, istavrit az oldu. Biz de riske girmedik ve sezonu erken bıraktık. Şu an palamut ağlarının onarımını yaparak, gelecek sezon için hazırlık yapıyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul CHP Parti Meclis Üyesi Turgay Özcan ifade verdi CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturmada CHP Parti Meclis Üyesi Turgay Özcan’da ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılıkta ifade verdi. Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma çerçevesinde aralarında CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, CHP eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in de aralarında bulunduğu 12 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti. Turgay Özcan ifade verdi Soruşturma çerçevesinde, CHP Parti Meclis Üyesi Turgay Özcan da ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılıkta ifade verdi. İfadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özcan, "Ben o dönem Cumhuriyet Halk Partisi Küçükçekmece İlçe Başkanıydım. Serkan Çebi de benim 30 yıllık arkadaşımdır. Biz büyük bir gururla İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir il binası kazandırdık. O il binası kampanyası çerçevesinde de partililerimizden, etrafımızdaki insanlardan bağışlar gelmişti. Serkan da ilave para koyarak, parayı teslim ettik. Karşılığında koskocaman bir il binası var. Orayı kullanıyoruz. Burada Cumhuriyet Halk Partililerin ve onların dostlarının alın terleriyle kazandırdıkları paralardır. Paraların hepsi kayıtlı. Zaten kayıtlı olmasa ondan haberdar olamazlar. 15 buçuk milyon lirayı teslim ettim diyen biri var. Bir de aldım diyen birisi var. Kayıt altında. Ama böyle yasal çerçevesi açısından bu işleri yapan herkes neyi ne kadar yasal çerçeve büründüreceğini bilen insanlar değil, profesyonel insanlar değil. Biz siyasetçiyiz. Toplumumuza hizmet etmek için partimize bir bina kazandırdık. Onu da herhangi bir yerden haram paralarla değil, her partilinin alın teriyle kazandığı helal paralarla elde ettik. Bundan onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Orada Cumhuriyet Halk Partililer var. Çok doğaldır, binayı alan Cumhuriyet Halk Partisi kurumsal kimliğidir. Onun da temsilcileri oradadır. Biz onları tanıyoruz, bizim arkadaşlarımız" ifadelerini kullandı. Özcan daha sonra adliyeden ayrıldı.
İstanbul Sosyal medya fenomeni Talu çifti kuaförlerini de dolandırdı Yakın çevrelerini 150 milyon lira dolandırdığı iddia edilen sosyal medyada fenomeni Kıvanç ve eşi Beril Talu’nun, kuaförünü de 7 bin dolar dolandırdığı ortaya çıktı. Dosya, yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. "Var Böyle Tipler" isimli sosyal medya kanalıyla tanınan Kıvanç Talu ve eşi Beril Talu, yakın çevrelerini yaklaşık 150 milyon lira dolandırdığı iddiasıyla 5 Ocak 2024 günü tutuklanmıştı. Nişantaşı’nda kuaför salonu bulunan Ali K.,’de çift hakkında şikayette bulundu. Talu çiftiyle Nişantaşı’ndaki iş yerinde tanıştığını ifade eden Ali K., 24 Ekim 2022 günü yeğeninin evinde misafirlikte olduğu esnada sosyal medya platformundan Kıvanç Talu’nun kendisine mesaj attığını, kendisine ‘Bir proje var’ diyerek teklifte bulunduğunu söyledi. Kıvanç Talu’nun kuaför Ali K.’ye, Bağdat Çaddesi’nde bir dükkan açmak istediği ve birlikte çalışmak için teklifte bulunduğu iddia edildi. Ali K., kuaför dükkanı bahanesiyle kandırıldığını söyleyerek Talu çiftine 31 Ekim 2023 günü elden 7 bin dolar (224 bin Türk lirası) verdiğini ileri sürdü. Müşteki Ali K.’nın kuaför dükkanına ortak etme vaadiyle kendisini dolandıran Kıvanç Talu ve eşi Beril Talu hakkındaki şikayeti sonrası yeni bir soruşturma açıldı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, şikayetin yapıldığı yer itibariyle dosyayı yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.