ASAYİŞ - 22 Nisan 2022 Cuma 18:41

3 kişinin silahla yaralandığı çatışmanın ilk duruşması görüldü

A
A
A
3 kişinin silahla yaralandığı çatışmanın ilk duruşması görüldü

Bolu’da 3 kişinin silahla yaralandığı çatışmayla ilgili davanın ilk duruşması yapıldı.

Bolu’da 3 kişinin silahla yaralandığı çatışmayla ilgili davanın ilk duruşması yapıldı. Olayda yaralı olarak kaçan sanık Ömer Faruk A., “Tedavi olmak için veterinere gittim. O kabul etmeyince pansuman malzemesi aldıktan sonra silahı Yeniçağa Gölü’ne attım” dedi.


Olay, 2021 yılı ekim ayında Tabaklar Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, aralarında husumet olan Mertcan P. ve Ömer Faruk A. karşılaştıkları caddede tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine vatandaşların yoğun olarak kullandığı caddede 2 kişi birbirlerinin üzerine defalarca silahla ateş etti. Silahlı kavgada yaralanan Mertcan P., Ömer Faruk A. ve olay sırasında arkadaşlarıyla birlikte caddede yürürken kurşunların hedefi olan Semih Uysal (21) yaralandı. İhbar üzerine olay yerine 112 Sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar ilk müdahalelerinin ardından tedavileri için İzzet Baysal Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı.


İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından yapılan çalışmalarda yakalanan Ömer Faruk A. ve Mertcan P. gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınan 2 kişi işlemlerinin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Ömer Faruk A., Mertcan P., tutuksuz sanıklar Gamze Gül K., Vardan T. ve Cuma A. ile çatışmada kurşunların hedefi olan Semih U. katıldı.



“Mertcan bence tetikçi olarak kullanılmıştır”


Duruşmada ilk olarak savunmasını yapan Ömer Faruk A., “Halil isimli arkadaşımın işyerinden çıktıktan sonra Mertcan ile karşı karşıya geldik. Bana ‘kısasa kısas’ diyerek bağırdıktan sonra bacağımdan vurdu. Bir el daha ateş etti. Sonra tabancası tutukluk yapınca kaçmaya başladı. Ben de arkasından ateş ederek peşinden gittim. Bir sitenin demirliklerinden atlarken kendisini bacağından vurarak olay yerinden ayrıldım. Olay sonrası otostop yaparak Çaydurt’a gittim ve burada tanıdığım bir veterinerden beni tedavi etmesini istedim. Kabul etmedi. Ben de eczaneye giderek pansuman malzemeleri aldım. Yine otostop yaparak Yeniçağa gölüne gelerek olayda kullandığım silahı göle attım ve yine otostop çekerek Bolu’da arkadaşım Gamze Gül Keskin’in evine gittim. O gece de polislere yakalandım. Mertcan bence tetikçi olarak kullanılmıştır. Mertcan’dan davacı ve şikayetçi değilim” dedi.


Diğer tutuklu sanık Mertcan P. ise, “Önce o bana silah çekti, ben de silahımı çekip yere doğru ateş ettim. Yaralandığını bilmiyordum. Sonra kaçmaya başladım. Ömer Faruk seri şekilde ateş ediyordu. Bölgede bulunan bir sitenin demirlerinden bahçeye atlamak isterken beni bacağımdan vurup, kanlar içerisinde bırakarak olay yerinden kaçtı. Bu arada bizim olayın yüzünden olayla alakası olmayan Semih Uysal’ın ailesinden ve kendisinden özür diliyorum. Beni affetmelerini istiyorum. Ben de Ömer Faruk’tan şikayetçi değilim” ifadelerini kullandı.



“İkisinden de şikayetçiyim”


Olay günü kurşunun ciğerine isabet etmesi sonucu yaralanan Semih Uysal, “Arkadaşlarımla kafeden çıktığım zaman caddede olan çatışma sonucunda ağır bir şekilde yaralandım. İki şahıs çatışırken arkadaşlarıma tedbir amaçlı kaçın dediğimde en arkada olduğum için kurşunu ben yedim. Kurşunu yediğimi fark etmemiştim. Daha sonra ayakkabılarımda kan lekesi gördüm. Oradakilere ‘ben yaralandım’ dedim. Ağır bir şekilde yaralandığımı hissettim. Zaten nefes alamadım, kemiklerim sızlıyordu. Sonrasında ambulans geldi. Ambulansın gelmesine 5 dakika kala nefes alamıyordum. Ambulans geç gelseydi hayatta olmazdım. Doktorlar da aynı şeyi söyledi. Ambulansın hızlı gelmesi ve benim gayret göstermem beni hayatta tuttu. Hastanede kaldığım sürede çok operasyon geçirdim. Kurşun da hala içimde. İkisinden de şikayetçiyim” diye konuştu.


Savunmaların ardından mahkeme heyeti tutuklu sanıkları tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Nisan 2022 tarihine erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Avukat olmak istiyordu, 17 yaşında kara toprağa girdi: Cinayet anı kamerada İzmir’in Konak ilçesinde kavga ettiği arkadaşının bıçak darbesiyle kalbinden yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesi veren 17 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti. Cinayet anı kameraya yansırken, oğlunun mezarı başında konuşan acılı anne ise, olayın sebebinin uyuşturucu olduğunu söyledi ve suçlu veya suçluların en ağır cezayı almasını istediğini haykırdı. Olay 14 Nisan saat 17.00 sıralarında, Çahabey Mahallesi’nde bulunan Ömür Cebeci Parkı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 3 kişilik arkadaş grubuyla parkta bulunan Kenan Efe Aytekin (17) ile yakın arkadaşı olduğu öğrenilen Ö.B.O. (17) buluştu. İki arkadaş burada buluştuktan kısa süre sonra kavga etmeye başladı. Her iki tarafın da bıçak kullandığı kavgada, Kenan Efe Aytekin kalbinden, Ö.B.O. ise sırtından ve karnından bıçaklandı. Kenan Efe Aytekin arkadaşlarının kullandığı otomobille Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılırken, Ö.B.O. da Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Acil serviste tedavi altına alınan Kenan Efe Aytekin, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Aytekin’in cansız bedeni İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, hastanedeki tedavisi tamamlanan Ö.B.O., tedavisinin tamamlanmasının ardından gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Cinayet anı kamerada Öte yandan meydana gelen olay çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Görüntüde, parka gelen Ö.B.O. ile Kenan Efe Aytekin’in kavga ettiği, daha sonra Aytekin’in yola yığıldığı, yaralı olan Ö.B.O.’nun da karnını tuttuğu anlar yer aldı. Arkadaş grubunun aynı otomobile binerek hastaneye doğru gittiği anlar da kamera görüntülerinde yer aldı. Otopsi işlemleri tamamlanan Kenan Efe Aytekin’in cenazesi ailesine teslim edildikten sonra Aşağı Narlıdere Mezarlığına defnedildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. ’Biz yapmadık abla’ dediler Oğlunu kaybettiğinin haberini aldığı anları anlatan Gülçin Ergier (42), hastanede Kenan Efe’nin arkadaşlarını gördüğünü ve kendisine ’Biz yapmadık abla’ dediklerini daha sonra da o çocukların oradan uzaklaştığını söyledi. Ergier, "Ben evdeydim O, saat 3 gibi evden çıktı. Saat 4’e doğru oğlumla telefonda konuştum. Son konuşmamız oldu. Okul arkadaşlarıyla Balçova’ya gidip mangal yapacaklarını söyledi. Daha sonra planın iptal olduğunu söyledi. Sonra annem beni aradı ve Kenan Efe’nin kavga ettiğini, hastaneye kaldırıldığını söyledi. Hastaneye gittiğimde üstleri kan olmuş ve sima olarak tanıdığım arkadaşlarını gördüm ve bana ’Biz yapmadık abla’ deyip durdular. Orada oğlumu kaybettiğimin haberini alıp çığlık atınca, o arkadaşlarının orada olmadığını fark ettim" dedi. "Uyuşturucu satanların kökü kurusun" Olayın asıl sebebinin uyuşturucu olduğunu söyleyen Gülçin Ergier, "O gün arkadaşlarıyla Karataş’ta bir evde oturmuşlar; sonra da parka gitmişler. Evde kullanılan uyuşturucu maddeler varmış. Uyuşturucu kullanan arkadaşları, oğlumun da arkadaşı olan Ö.B.O.’yu parka çağırmışlar ve orada kavgaya tutuşmuşlar. Olay da orada olmuş. Oğlumla Ö.B.O. yakın arkadaşlardı, yedikleri içtikleri bir giderdi. Ben görüşmelerini istemiyordum ve her defasında Kenan Efe’yi uyarıyordum. Olayın sebebinin uyuşturucu olduğunu biliyorum. Bu gençleri uyuşturucuya sevk eden, bunları satan insanların kökünün kurumasını istiyorum ki hiç bir annenin yüreği benim gibi yanmasın" diye konuştu. "Oğlum avukat olacaktı" Kenan Efe’nin hayalinin avukatlık olduğunu söyleyen acılı anne Gülçin Ergier, "Benim evladım 17 yaşındaydı ve hukuk okumak istiyordu. Avukat olacaktı. Bu vatana, millete avukat olacaktı. O suçla mücadele edecekken, şimdi suçlular onu bu hale getirdi. Tek isteğim, kim bu olayda suçluysa Allah uykularını kaçırsın. Bir de gören, şahit olan kimse gelip bir ifade de olsa, ufacık bir bilgi de olsa versinler ve olay aydınlığa kavuşsun" açıklamasında bulundu.
Gaziantep “Antep işi nakışı” insanlığın ortak mirası olma yolunda Gönülden geçen duyguların ilmek ilmek işlendiği “Antep İşi Nakışı” 2025 yılında yapılacak 20’inci Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirilmek üzere Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nde (UNESCO) aday gösterildi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde daha önce “Antep İşi Nakışı’nın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmesi için hazırlanan dosyanın yazım çalıştayı sonrası Türkiye, UNESCO’nun yolunu tuttu. Bu kapsamda 2025 yılında yapılacak komite toplantısında Kültür ve Turizm Bakanlığınca UNESCO’ya sunulan Antep İşi Nakışı’nın tüm dünyaya tanıtılması ve ecdat yadigarı bu kadim kültürel mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması amaçlanıyor. GASMEK’lerde bugüne kadar bini aşkın kursiyere Antep işi nakışı üzerine eğitimler verildi Teli çekilebilen kumaşlar üzerine model işlenen ve kenarı motiflerle süslenerek hazırlanan, gelinlerin çeyizlerini süsleyen Antep İşi Nakışı’nın bilinirliliğinin artırılması için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı GASMEK’lerde eğitimler veriliyor. Bu çerçevede 2015’ten bu yana kursiyerlere elde Antep İşi tekniklerine uygun desen araştırıp hazırlayabilme, araç-gereci işlemeye hazırlayabilme ve iğne tekniklerini uygulayabilme bilgi ve becerisi kazandırılıyor. Bugüne kadar toplamda 1010 kursiyere ücretsiz eğitim verildi. Mesleğin gerektirdiği yeterlikleri kazanan bireylere, el sanatları teknolojisi, turistik ve hediyelik eşya, desen üretimi yapan işletmelerde, çeyiz, el nakışı üretimi yapan atölyelerde ve moda evleri gibi alanlarda istihdamın yolu açıldı. “Bizim amacımız, tekrar bu sanatımızın gün yüzüne çıkmasını kolaylaştırmak” Helvacıkara - Kıymık Geleneksel El Sanatları Merkezi birim sorumlusu Yelda Kına Antep İşi Nakışı kültürünün tarihine ve kullanım amaçlarına değinerek, “Bizim kültürümüzde önemi çok eski tarihlere dayanıyor. Yaklaşık 400 yıl öncesinde bile Antep İşi Nakışı’nın işlendiğini gösteren örnekler günümüze ulaşmıştır. Çok eski tarihlerde günlük yaşamlarda kullanılan özellikle süsleme amaçlı genç kızların çeyizlerinde, giyim eşyalarında kullanılan bir tekniktir. Fakat günümüzde bu olabildiğince kısıtlı imkanlarla kısıtlı alanlarda kullanılmaktadır. Eski önemini artık kaybetmeye başladı. Zaten bizim amacımız da UNESCO’ya bunu dahil ederek, tekrar bu sanatımızın gün yüzüne çıkmasını kolaylaştırmaktır” diye konuştu. Antep İşi Nakışı’nın tekniklerini anlatan Kına açıklamasının devamında, “Antep İşi Nakışı çeşitli iğne teknikleriyle 101 farklı nakış tekniğiyle iplik çekilerek, sarma yapılarak ve doldurularak işlenebilen bir nakış çeşididir. Kullanılan malzemeler doğal malzemelerdir. İpekli iplikler, pamuklu kumaşlar bahsettiğimiz 101 teknik üzerine kullanılmaktadır. Bizde gerek kurslarımızda gerek Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki çeşitli faaliyetlerle biz bunları yaşatarak, özellikle gençlerin günlük kullanımlarına uygun hale getirerek günümüzde bunların devamlılığını sağlamaya çalışıyoruz. Bunun içinde çeşitli takı, terlik, çanta vb. günlük kullanım ürünlerinde bunları kullanarak günlük hayata adapte etmeye çalışıyoruz. Gençlerde merak ediyorlar, benimsiyorlar ve kendileri kullanmak için çaba sarf ediyorlar. Çünkü özellikle kursiyer başvurularımızda gençlerin daha çok olduğunu görüyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.
Bursa Bursaspor Divan Kurulu Başkanı Galip Sakder: “Hata lüksümüz yok” Bursaspor Divan Kurulu Başkanı Galip Sakder, 25 Nisan Perşembe günü yapılacak olan Divan Kurulu Toplantısı’nı işaret ederek, “Hata lüksümüz yok. Seçilecek başkan ve ekibini geçmişin sorumluluğu ile tek başına bırakma rehavetine girme şansımız yok” dedi. Sakder ayrıca toplantıya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in de katılacağını belirtti. Bursaspor Divan Kurulu Başkanı Galip Sakder, şu açıklamayı yaptı: "Büyük Bursaspor Camiası’, başarının etrafında bir araya gelenlerin oluşturduğu alelade bir topluluk değil; ‘şampiyonluğa giden süreçteki gibi’ en zor günlerinde ‘Şehrin Bütünleşmesi’ ile imkansız denilenleri, gerçek başarı hikâyelerine dönüştürmüş güçlü iradenin ta kendisidir. Bugün de geçmişte olduğu gibi, çıkış yolumuzu kent birlikteliğiyle açacağımız yeni süreci yönetecek ‘Lider bir Başkan ve Ekip’ yönetiminin göreve gelmesine ihtiyaç duyulan belki de bugüne kadarki en önemli seçimin arifesindeyiz. 25 Nisan Perşembe günü saat 18.00’de, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde, bağımsız Denetim Kurulumuz tarafından Kulübümüzün mevcut durumunun etraflıca anlatılacağı, Kulübün geleceğine dair istişare hüviyetinde bir Divan Toplantısı gerçekleştireceğiz. Daha önce defaten destek vererek Bursaspor’un yanında olacağını vurgulayan, aynı zamanda Divan Kurulu Üyemiz de olan Bursa Büyükşehir Başkanımız Sn. Mustafa Bozbey’in de kendisine yapılacak bilgilendirmeler sonrası bu toplantıdaki paylaşımlarını oldukça önemsiyoruz. Hata lüksümüz yok. Seçilecek başkan ve ekibini geçmişin sorumluluğu ile tek başına bırakma rehavetine girme şansımız yok. Her üyemizin göreve talip olması nasıl ki en tabi hakkı ise; iş bilen liyakat sahibi bir aday çıkması halinde bu yönetim etrafında katkı sağlamanın da göreve talip olmak kadar önemli olduğunun farkında olmalıyız. Üyelerimiz ilk defa bu seçim sürecinde noterde aday göstermek yerine Kulüp’te imza verecekler. Aday adayları ise noter masrafı ödemek yerine bu tutarı Kulübümüze bağış yaparak dekont / makbuzunu başvuru dosyasına ekleyecekler.” Aday adaylarından ricamız, gerçekleştireceğimiz toplantıda net olarak ortaya konacak mevcut tabloyu görerek kendi çözüm yollarını ‘nasıl’ları ile birlikte tarttıktan sonra başvuruda bulunmaları; Basın mensuplarımızdan ricamız, adayım diye isim duyurmaya çalışana, kulaktan dolma ifadelere değil aday adaylarına proje - ekip ve gerçekçi çözümlerine göre yer vermeleri; Üyelerimizden ricamız ise borç yönetimi - plan - program - ekip değerlendirmesi ile aday göstermek üzere gelmeleri olacak. Başta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer Belediye Başkanlarımızı da hayırlı olsun ziyaretlerimizde kendilerini bu toplantıya davet edeceğiz. Yine; Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, Ticaret Borsamız, Organize Sanayi Bölgelerimiz ile Bursaspor için mücadele veren sivil toplum kuruluşlarımızın başkanlarını davet edeceğiz Geçmiş dönemlerde sorumluluk üstlenen Bursaspor Kulübü Başkanlarımız ve yöneticilerimizi de bu birliktelik toplantısında yanımızda görmek istiyoruz. Biz de Divan Kurulu bünyesinde tüm bu paydaşlarımız ile birlikte oluşturacağımız ‘Risk Yönetimi Komitesi’nde, Kulübün geleceğini ilgilendiren şirketleşme ve diğer önemli gündemleri de hemen seçim sonrası, aktif katılımlı bir süreç ve ortak akılla olgunlaştırdığımız strateji raporlarımızla seçilecek yönetimin yanında yer alacağız.”
Gaziantep Tekstil sektörünün Brüksel çıkarması Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci ve beraberindeki heyet, Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlenen Dünya Döngüsel Ekonomi Forumu (WCEF) 2024 etkinliğine katıldı. Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı ve Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci ve beraberindeki heyet, 15-18 Nisan 2024 arasında Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlenen Dünya Döngüsel Ekonomi Forumu (WCEF) 2024 etkinliğine katıldı. Kileci başkanlığındaki Türk heyeti “Döngüsel Vizyonları Eyleme Dönüştürmek” temasıyla dünyanın dört bir yanından 1.000’i aşkın kişinin katıldığı etkinlikte iş insanları, politika yapıcılar ve uzmanlar ile temaslarda bulundu. Finlandiya İnovasyon Fonu Sitra tarafından düzenlenen ve Döngüsel Ekonomi Vakfı (Circle Economy Foundation), Uluslararası Kaynak Paneli (International Resource Panel) ortaklığı ile uluslararası pek çok kuruluşun iş birliğindeki WCEF2024 forumunun ilk iki gününde 4 ana oturum ve 16 paralel oturum gerçekleştirildi. Ana oturumlarda, küresel katılımcı kitlesi için tematik konular ele alınırken, paralel oturumlarda döngüsel ekonominin ilham verici, pratik ve ölçeklenebilir örnekleri üzerinde duruldu. Foruma dair görüşlerini belirten Başkan Kileci, “Tekstil sektörü üretim bakımından zor günler geçiriyor. Rakamlar da bunları gösteriyor bizlere. Bizim yeni bir çıkış kapısı bulmamız lazım. Eskiyle yeniyi birleştireceğimiz bu çıkış kapısında katıldığımız bu forum büyük önem arz ediyor. Gerçekleştirdiğimiz toplantılar neticesinde bir kez daha anladık ki döngüsel ekonomi sadece geri dönüşümden ibaret değil. Kaynak kullanımlarının azaltılması, döngüsel yeni işlerin oluşturulması ve bunun için ihtiyaç duyulan yeşil yeteneklerin yetiştirilmesi hepimizin malumudur. Biz de GATHİB olarak bu cumartesi günü Gaziantep Üniversitesi ile pilot bir proje başlatıyoruz. Üniversitemizin farklı branşlarından akademisyenlerle 4 hafta boyunca Avrupa Yeşil Mutabakatına ilişkin hususları konuşacağız. Onların yetiştireceği genç dimağlar, yeşil yetenekler sektörümüzün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacaktır. Daha sonra bu pilot uygulamayı Türkiye geneline yayabileceğiz” dedi. Program çerçevesinde Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Daimî Temsilcisi Büyükelçi Sn. Faruk Kaymakçı ve TİM Brüksel Temsilcisi Sn. Mehmet Tan ile de görüşmeler gerçekleştiren Kileci ve beraberindeki heyet, Türkiye ve AB ilişkileri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na dair güncel konular hakkında istişarelerde bulunuldu.