SAĞLIK - 04 Ocak 2020 Cumartesi 13:26

Bolu, “İnme 112 Mobil Uygulama”da pilot il oldu

A
A
A
Bolu, “İnme 112 Mobil Uygulama”da pilot il oldu

Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İnme 112 Mobil Uygulaması”nda pilot il seçilen Bolu’da, inme riski olan hastalar mobil uygulama üzerinden anında teşhis konularak hastanede tedavi ediliyor.

Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İnme 112 Mobil Uygulaması”nda pilot il seçilen Bolu’da, inme riski olan hastalar mobil uygulama üzerinden anında teşhis konularak hastanede tedavi ediliyor.


Bolu, Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İnme 112 Mobil Uygulaması”nda pilot il olarak seçildi. İnme vakalarına hızlı bir şekilde teşhis konulması ve doğru hastaneye yönlendirilerek felçli kalmaktan kurtarılması için hazırlanan uygulama, Bolu’da bulunan 21 istasyonda görev yapan 112 Acil Sağlık ekiplerindeki sağlık personelinin cep telefonlarına indirilerek kullanılmaya başlandı.


112 Çağrı Merkezi’ne düşen vakalara giden sağlık ekipleri, inme geçirdiğinden şüphelendikleri anda cep telefonlarındaki “İnme 112” uygulamasını açarak uygulamadaki hastaya yönelik klinik soruları yanıtlıyor. Sağlık ekiplerinin uygulamadaki soruları cevaplamasının ardından inme riski olduğu değerlendirilen hasta, , İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunan inme merkezine götürülüyor. Hasta bilgilerinin cep telefonundaki uygulama üzerinden görevli doktora SMS yoluyla gitmesiyle birlikte, hasta henüz hastaneye gitmeden doktor gerekli ön çalışmayı yaparak tedavi için hazırlanıyor.


Sistemin Bolu’da pilot olarak başlatıldığını belirten Bolu İl Sağlık Müdürü Muhammed Emin Demirkol, “İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanemizde “İnme Merkezi” açıldı. İnme merkezi açılmasıyla birlikte inmenin de çok kritik bir tedavi sürecinin bu sisteme entegrasyonu gündeme geldi. Sistem pilot olarak burada inme mobil uygulama olarak Bolu’da başlattılar” dedi.


“İnmede dakikalar çok önemli”


İnme vakalarında dakikaların bile çok önemli olduğunu ifade eden Demirkol, sistemin çalışma yöntemiyle ilgili de bilgiler vererek, “Bir vaka bilgisi geldiğinde ekiplerimiz vakaya gidiyorlar. Gittiklerinde IOS ve Android’lerde mobil uygulamayı açarak klinik sorularla karşılaşıyorlar. Hasta kolunu kaldırabiliyor mu? Hastanın ağzında ve konuşmasında anormallik var mı? Bilinci nasıl? Gibi klinik sorular var. Arkadaşlarımız bu soruları aşama aşama cevapladıklarında hastaya şüpheli inme tanısı konuluyor. Hem tecrübeleriyle hem de buradaki klinik yaklaşımla beraber hastanın inme şüphesi ortaya çıktığında hemen İzzet Baysal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde inme ünitesine yönlendiriyor. Aynı anda da hastanın bilgilerini sisteme giriyoruz. Hasta bilgileri SMS yoluyla inme merkezindeki görevli doktorumuzun telefonuna düşüyor. Doktor oradaki linke tıkladığında hastanın bütün kişisel ve klinik bilgilerini görüyor. Buradaki ekibimiz de o bilgilerle inme vakasını atlamamış oluyor hem de inme vakasını sorumlu nöroloğumuza atmış oluyorlar. Doktor hasta gelmeden önce bilgilerini görmüş oluyor. Çünkü inmede dakikalar çok önemli. Hastanın hemen şüphelenilip doğru adrese götürülmesi, başka inme merkezinin olmadığı bir hastane yerine oraya götürülmesi, görüntülemelerini yapılıp anjiyoya oluşan pıhtının temizlenmesi ve hızlıca tedaviye başlanması hastanın bundan sonraki hayatına felçli olarak devam etmemesi açısından çok önemli” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.