GENEL - 11 Mart 2018 Pazar 15:12

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Suriye’de bu olaylar olurken ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın? Sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Suriye’de bu olaylar olurken ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın? Sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor. Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki, sen ne zaman ortaya çıkacaksın. Sürekli ben, arkadaşlarım bunları mı söyleyecek. Ama maalesef şu ana kadar olumlu bir ses ve söz yok" dedi.


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Bolu İl Teşkilatı 6. İl Olağan Kongresi’ne katıldı. Karaçayır Mahallesi’ndeki Karaçayır Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongrede Erdoğan’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Mustafa Ataş ile Ravza Kavakcı eşlik etti.


Büyük bir coşkuyla salona giren Erdoğan, "Kongremizin Bolu ile birlikte ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bolu 16 Nisan halk oylamasında yüzde 62’lik ’evet’ oranıyla, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 66’lık destekle yanımızda yer almıştı. Bolulu tüm kardeşlerime özellikle teşekkür ediyorum. Bizim Bolu’den beklentimiz daha büyük. 2019 yerel ve hükümet sistemi seçimlerinde Bolu’yu çok daha üst sıralarda görmek istiyoruz. Mavi berelileri de burada aman ha yalnız koymayın. Ana kademe 2019’a kadar kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Kadın kolları 2019’a kadar her eve girmeye, her gönüle dokunmaya, her eli sıkmaya hazır mıyız? Sevgili gençler 2019’a kadar liselerden, üniversitelere, öğrencisinden çalışanına kadar tüm gençlerimize ulaşmaya hazır mıyız? İşte özlediğimiz, görmek istediğimiz Bolu budur" diye konuştu.



"Fatih Sultan Mehmet karadan gemileri yürüttüyse onun torunları olarak biz de denizin altından Marmaray’ı inşa ettik"


Fatih Sultan Mehmet’in karadan gemileri yürüttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışarıda bunun iki misil kongreye gelen vardı. Onları selamlamadan içeriye giremezdik. Onları da selamladık. Ama ben bugün Bolu’yu gerçekten daha farklı gördüm. Fakat inanın şu anda ülkemin her yanı aynen böyle. Dün Mersin’deydim, Antalya’daydım. Biraz sonra Sakarya’da olacağım. Biliyorum ki Sakarya’da böyle. AK Parti milletimize aşık. AK Parti bu vatana aşık. Sizin aşkınız zaten bizi deli divane etti. Aşkınan yürüyen yorulur mu? Onun için yorulmadık. Onun için bu yolda gece gündüz demedik yürüdük. Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece dedik ve gidiyoruz. Biz bu aşkla Ferhat olduk, milletimiz Şirin oldu. Dağları delerek Şirin’e ulaştık. Bolu dağını kimse delemiyordu ama biz deldik. Onlar ne diyorlardı, ’burayı patates deposu mu yapsak, yoksa doğalgaz mı pompalasak.’ Biz siz ne diyorsunuz dedik. Buralardaki trafik kazalarıyla nice canlar gitti. Onları unutmuyoruz. Biz bu dağı deleriz dedik ve deldik. Ve şimdi oralardan bir ucundan girip bir ucundan geçiyor. Öbür tarafta Şirin’e ulaşıyoruz. Fakat biz ne dağları deldik. Türkiye’nin genelinde geldiğimizden bu yana açmadığımız tünel kalmadı. Yeri geldi tüneller açtık, yeri geldi denizin üzerinde köprüler yaptık. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Bayrakları başörtüsü yapan kızlarımızı kutluyorum ve tebrik ediyorum. Onunla da kalmadık. Sadece köprü bize yetmez. Tuttuk Marmaray’ı yaptık. Benim ecdadım Fatih sultan Mehmet karadan gemileri yürüttüyse onun torunları olarak biz de denizin altından Marmaray’ı inşa ederiz dedik. Ve Marmaray’ı yaptık. Şu ana kadar milyonlar denizin altından geçti. Yetmedi biz dedik ki araçların da denizin altından geçmesi için bir tünel yapalım. Ve Avrasya tünelini yaptık. Şimdi denizin altından araçlar da geçiyor. Neden işte bize bu yakışır da onun için" diye konuştu.



"Sefer görev emriyle önce ben yola çıkarım"


Salonda erkeğiyle kadınıyla katılımcıların büyük bir çoğunluğunun askeri kıyafet ve mavi bere taktığını gören Erdoğan, "Bizi Afrin’e götür" sloganlarına da şu yanıtı verdi:


"Her gün ben komuta kademesiyle, Genelkurmay Başkanımla ’ihtiyaç var mı’ diyorum. Verdiği cevap, ’Sayın Cumhurbaşkanım olsa bunu size söylerim, ordumuz Evelallah şu anda yolunda kaim, daim devam ediyor cevabını alıyorum. Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım ardından da beraber yürürüz. "



"Ülkemizi hedef alan şer odaklarının hedefi AK Parti olmuştur"


Vesayetçilerden, darbecilere, terör örgütlerinden, dış güçlere kadar Türkiye’yi hedef alan şer odaklarının hepsinin hedefinin Ak Parti olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:


"AK Parti milletimizle yol yürümüş bir partidir. Türkiye’yi yolundan, rotasından, rayından çıkartmak isteyen hedeflerinden uzaklaştırmak isteyen herkes önce bizim üzerimize yürümüştür. Partimizi kapatmaya gayret ettiler. Ne oldu olmadı. Çünkü onlar bir şeyi bilmiyordu. Onlar zannediyordu ki ’Biz hesabı yaptık, tezgâhı kurduk, hemen AK Parti’yi kapattık bitti’ diyorlardı. Anayasayı değiştirme gücüne sahip bir partiyi kapatmaya çalıştılar. Ama hesap tutmadı. Çünkü hesapların üzerinde bir hesap vardı. Kaderin üzerinde bir kader vardı. Ve Allah bu hesapları da bozdu. En büyük hesap Allah’ın hesabıdır. Karşılaştığımız onca kumpasın maruz kaldığımız onca provokasyonun, uğradığımız haksızlığın ve hatta yer yer hukuksuzluğun üzerinden milletimizin desteği sayesinde geldik. Ülkemize ve milletimize olan borcumuzu da çalışarak, hizmet ederek, yatırım yaparak, proje üreterek, eser inşa ederek ödemenin gayreti içinde olduk. Bu anlayışıyla geçtiğimiz 15 yılda Bolu’ya da 11 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde öğretimde 800’e yakın dersliği, yükseköğretim yurtlarını hizmete soktuk. Bu yıl merkezde 2 bin 800 kişilik, önümüzdeki yıl Gerede’de 300 kişilik yeni yurtları hizmete alacağız. İnşa ettiğimiz 13 spor tesisiyle, gençlerimizin rahat ve düzenli şekilde spor yapabilmesini sağladık. Sağlıkta 16 tesisi tamamladık. Halen 13 tesisin inşası sürüyor. Toplu konutta 5 bin 441 konutta şehrin çehresini değiştirdik. Bolu’nun bölünmüş yol uzunluğunu 300 kilometreye çıkardık. 155 bin dekar alanı sulayacak tekke barajı ile birlikte üç barajın inşaatı da sürüyor. Dedeler ve Hasanlar Barajlarının inşasına da yakında başlıyoruz. Bolu gerçekten hayranlık verici tabiat güzelliklerine, ormanlara ve milli parkalar sahip şehrimiz. Allah’ın bu nimeti karşısında ne kadar hamd etsek azdır. Yedigöller, Abant ve Gölcük Tabiat Parkları başta olmak üzere Bolu’nun sahip olduğu güzellikleri tüm ülkenin hizmetine sunmak için çalışıyoruz. Hem İstanbul’a, hem Ankara’ya mevcut yakınlığı, Bolu’nun imkânlarının değerlendirilmesini de kolaylaştırılıyor. Artık bu güzelliklerin günü birlik turizmin ötesine taşımamız gerekiyor. Yılın 365 ve haftanın 7 gününe yayılmış bir turizm hareketliliği için üzerimize düşeni yapmalıyız. Halen haftada 2 günlük konaklama ortalaması ile 1 milyona yaklaşan turisti ağırlayan Bolu’nun her adımında yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Biz bir yandan ülkemizin 81 vilayetini işte bu şekilde eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla donatırken diğer yanda da istiklalimize ve istikbalimize yönelik tehditlerle mücadele ettik. Afrin mücadelesinde bu günkü rakam 3 bin 300 teröristi etkisiz hale getirdik. Mücadele devam ediyor. Kararlılıkla devam ediyor. Biz de kimini söyleyebildiğimiz kimini söyleyemediğimiz pek çok şey yaşadık. Önümüze hangi engellerin çıkarıldığını, ayağımıza hangi tuzakların kurulduğunu anlatmaya kalksak Bolu dağını aşar. Milletimiz dirayetiyle hep hakkın yanında, haklının yanında yer almıştır. 15 yıllık iktidarımızı başka şeylere değil milletimizle birlikte hakkın ve haklının şanında saf tutmamıza borçluyuz."



"Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe kimi zaman topyekûn saldırıya geçtiler"


Terör örgütlerinin nöbetleşe ve topyekûn saldırıya geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 4-5 yıl hepimiz için gerçekten çok zor ve yoğun geçti. Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe kimi zaman topyekûn saldırıya geçtiler. Gabar’da, Tendürek’te, Besler deresinde geçtiler. Kandil’den idare ettiler. Dedik ki ’inlerine gireceğiz.’ Ne oldu girdik. Kaçacak delik arar hale geldiler. İşte birileri Penisilvanya’ya kaçtı. Kimileri onun oradaki devasa çiftliğinde kimileri Avrupa’nın değişik ülkelerine tokaçtı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Yurt dışından üleşimize yönelik tacizlerde zirveye çıktı. Sokakların terörize edilmesinden, mahallelerin çukurlarla kesilip emsali görülmeyen engellerle karşılaştık. Devletin tüm kritik kurumlarına yerleştirilmiş tüm FETÖ ardı ardına geçtikleri darbe teşebbüsleri bizi gerçekten haf salımızı aşan durumlarla bıraktı. Kimileri hayırla, ibadetle meşgul olduğu görülürken diğer yandan böylesi ihanetin içine düşebileceğine asla ihtimal vermedik. Rabbimizin sizin hayır bildiklerinizde şer emri mucizesi burada da kendini gösterdi. Türkiye 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde daha tehlikeli hale gelmeden bertaraf ettik. Düşünün 251 şehit verdik, 2 bin 193 gazımız oldu. Gazilerimize inşallah şifalar lütfetsin" diye konuştu.



"Terör koridoru oluşturmak isteyenler maskelerini indirip niyetlerini ifşa ettiler"


Suriye ve Irak sınırları boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenlerin yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:


"Ülkemizi ve milletimizi esir etmek, ezanımızı susturmak, bayrağımızı indirmek için bu saldırılarımızı boşa çıkartır çıkartmaz hemen bir başka tehdit başımıza musallat edildi. Suriye ve Irak sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenler maskelerini indirip niyetlerini ifşa ettiler. Bunun üzerine hemen kararlı bir şekilde harekete geçtik. Kimsenin ummadığı, ihtimal vermediği operasyonları başlattık. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede uygulanmaya çalışılan plan bizim işbirliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. Müttefikimiz hatta dostumuz dediğimiz güçlere bakışımızı bize söylenen sözlere değil sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. İçinde bulunduğumuz NATO’nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO’dan bize bir görev olduğunda yeri geldi Balkanlarda olduk, yeri geldi Somali’de olduk, yeri geldi Afganistan’da olduk. Biz bütün buralarda olurken şu anda Suriye’de bu olaylar olurken ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın. 911 kilometre bizim sınırımız var. Sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor. Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki, sen ne zaman ortaya çıkacaksın. Sürekli ben, arkadaşlarım bunları mı söyleyecek. Ama maalesef şu ana kadar olumlu bir ses ve söz yok. Aynı şekilde diğer bir takım hususlarda çıkarlarımızın çatıştığı kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durumlar çerçevesinde ortak hareket etmenin yollarını aradık. Elbette bu çabaların içinde çok ciddi sıkıntılar ve engellerle karşılaştık. Ama milletimizin 15 Temmuz’da koyduğu iade öyle güçlüydü ki kimsenin bu kıyam karşısında direnme şansı kalmadı. Önce Fırat Kalkanı harekâtıyla terör koridorunun bağrına adeta bir hançer sapladık. 3 bin DEAŞ’lıyı oralardan derbest ettik. Kuzey Irak’ta oradaki oyunu da bozduk. Şimdi de Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Harekatı’nı yürütüyoruz. Bölgede teröristlerden arındırdığımız alanın büyüklüğü bin kilometre kareye yaklaşıyor. Tabii ki bu mücadele bedelsiz olmuyor. Terörle mücadelede, 15 Temmuz’da, sınır harekâtlarımızda bedel ödedik. Biz bin yıldır bu toprakları kanlarımızla sulayarak vatanımız haline getirdik. Tüm şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, milletimize sabır ve gazilerimize şifalar diliyorum. Bugünkü özgürlüğümüzü ecdadın dün yaptığı fedakarlıklara borçluyuz. Bugünde biz bu fedakarlığı yapacağız ki bizden sonrakilere güvenli, güçlü, huzurlu, müreffeh bir Türkiye bırakalım. Rabbim istiklali ve istikbali için gerektiğinde canını ortaya koyan milletten Allah razı olsun."



"Topraklarımız 780 bin kilometre kare. Biz buraya 18 milyon kilometre kareden geldi"


Türkiye’nin sınır içi ve dışındaki operasyonlarının amacının ortak olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye’nin gerek sınırları içinde ve ötesinde yaptığı operasyonların amacı ortadadır. Haklıya hakkını, haine de cezasını vermekten ibarettir. Bu ülkenin ve bu milletin canından aziz bildiği değerlere karşı yapılan saldırılar karşısında susup oturmak bize yakışır mı? Birliğimizi beraberliğimizi, vatanımızı savunmak bizim namus borcudur. Asıl bunu yapmazsak milletimizden aldığımız emanete sahip çıkmazsak ne milletimizin karşısına başımız dik çıkamayız. Türkiye yıllarca ne ben kimseye dokunayım, ne de kimse bana dokunsun diyen idare-i maslahatçılardan çok çekti. Ülkesine âşık işadamları çıktı. Fabrika kurdu, uçak yaptı, silah yaptı. Kimileri çıktı eserler verdi, gayret ortaya koydu. Sonra başka birileri çıktı silindirle ezercesine bunları yaptı. Kimi menfaat için, kimi ihanet için taammüden yaptı. Bu ihanete karşı çıkması gereken siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz sırf kendi ikballeri ve beklentileri için hep seyirci kaldı. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda 2. Dünya Savaşı’nda beraber yola çıktığımız ülkelerin fersah fersah önümüzde olduğunu görüyoruz. Bizim topraklarımız 780 bin kilometre kare. Biz buraya 18 milyon kilometre kareden geldik. Devamlı kaybettik, devamlı verdik. Kimse o kaybedenlere nasıl bu toprakları kaybettik diye sordu mu? Dik duracağız. Biz iktidara geldiğimizde attığımız her adımda bize olmaz, yapamazsınız, başarmamızsınız, haddinizi aşmayın dediler. IMF ile masaya oturduk, ’Paranı al ama bizi yönetmeye kalkma. Türkiye’yi yönetecek olan benim’ dedi. 2013’te 23.5 milyar dolar borcumuzu tamamen bitirdik, sonra IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi. Bugün borç alan yarın da emir alır. Bunlar zaten o mantıkla çalışıyor. Merkez Bankamızın döviz rezervi şimdi 129 milyar dolar civarında dolaşıyoruz. Şimdi hamdolsun 160 milyar dolar ihracatımız var. Sadece bu değil ki, artık savunma sanayinde yüzde 60-65 yerli üretim yapıyoruz. Artık bizi kapılarında silahlı, silahsız İHA almak için müracaat ettiğimizde süründürenler, şimdi artık biz kendimiz üretiyoruz. Hepsini de biz kendimiz üretir hale geldik. Hani olmaz diyorlardı, bak oldu işte. Yanlış komşular, bizi mülk sahibi yaptılar. Daha neler olacak neler. Olmaz dedikleri ne varsa hayata geçirdik. Başaramazsınız dedikleri ne kadar mücadele varsa hepsinin de içine adeta gözü kapalı daldık. Haddinizi aşmayın diyenlere hadlerini bildire bildire bugünlere geldik. Türkiye Marmaray projesine başladığında pek çokları dudak bükmüştü. ’Yapamazlar, edemezler’ dediler. Ne oldu yaptık" şeklinde devam etti.



"2023’de 150 milyon kapasiteli havalimanını açıyoruz"


Yıllık kapasitesi 90 milyon olacak olan havalimanı hakkında bilgi veren Erdoğan, "Şimdi dünyanın en büyük bilemedin ilk üç içerisindeki havalimanını açıyoruz. Yıllık kapasitesi 90 milyon, 2023’te bu 150 milyona çıkacak. Bununla da kalkmıyoruz. Kanal İstanbul’u açıyoruz. Onun da ihalesi yapılıyor. Dünyaya en ileri teknolojide bir kanal yapıyoruz. Bunu da sizler de göreceksiniz, bizler de görecek ve yaşayacağız. Yapacağız, bize bu yakışır. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak böyle olur, lafla olmaz. Öyle terör estirerek, terörize ederek, bu şekilde parlamentoya girerek bir yere varamazsınız. Onlarla kol kola girerek bir yere varamazsınız. Bunlar için önce bu millete aşık olacaksınız. Bu vatana aşık olacaksınız. Ve sizin bu aşkınız Allah’ın izniyle bu yatırımların da neticeye ulaşmasını sağlayacaktır. Dün bize dudak bükerek bakan birileri bugün Türkiye’nin bu işlerin nasıl yapıldığına şaşıyorlar. Ziyaretimize gelen liderler şaşkınlıklarını ifade ediyorlar. Bakıyorsunuz bir başkası, ’10 sene önce geldiğimde İstanbul başkaydı, bugün bir başka’ diyor. Dert, dert, dertli olmak. Bolu’nun 20 yıl öncesinde böyle miydi? Daha da başka olacak. Daha çok şaşıracaklar. Kendilerini dev aynasında görenler 2023 hedeflerinde herhalde dudakları uçuklayacaktır" şeklinde konuştu.



"Elde ettiğimiz her başarı bizimle birlikte dostlarımızın da yüzünü güldürüyor"


Özellikle savunma sanayindeki gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin teknolojik alandaki başarısının dost ülkelerin de yüzünü güldürdüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:


"Son dönemde yaşayacağımız hadise bir gerçeği adeta yüzümüze şamar gibi çarpıyor. Eğer bölgenizde ve dünyada söz sahip olmak istiyorsanız hiçbir konuda kimseye muhtaç olmayacaksınız. Nasıl olsa filanca yerde bunun hazırı var, öyleyse uğraşmaya gerek yok demek bizi hürriyetimizden mahrum edecek noktaya götürür. Elin oğlu en kritik anda musluğu keser. Hele hele savunma sanayi gibi kritik alanlarda bu durumun maliyeti çok ağırdır. Bir anda telsizler sustu. Buna susturma harekatı derler. Susunca askerimiz telsiz muhaberatını yapamadı. O bize Aselsan’ı kazandırdı. Biz geldik bu sefer bu kendi tesislerimizi kurduk. İnsansız hava araçları konusu da böyle oldu. Türkiye olarak bu araçların en iyisini yapan ülkelere gittik. Talip olduk, yok dediler vermediler. En son birisini ikna ettik. Her biri 30 milyon dolar. Şimdi biz onun çok çok altında bunu üretiyoruz. Tamir bakım, parça falan da vermiyor. En kritik anda vermiyor. Şimdi bunlar artık yapılıyor. Bu işi yapanlar o genç mühendislerimiz şimdi arazide. Askerimizle yan yana, el ele birlikte. İsrail gelir de senin askerinle zor günde yan yana durur mu? İşte onun için kendine yeteceksin. Şimdi kendimize yetiyoruz. Aynı yöntemi diğer savunma sanayi ürünlerinde de kullanıyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı üretimleri uzun zaman da olsa Allah’ın izniyle yapacağız. Sabırlıyız, her konuda. Tasarımdan araştırma geliştirmesine, yazılımdan donanımına, testinden fiilen kullanımına kadar bu işleri de başaracağız. Biliyorsunuz bu konudaki kararlılık dağları bile aştırır. Bunu da yapacağız. Elde ettiğimiz her başarı bizimle birlikte dostlarımızın da yüzünü güldürüyor. Bu tür ürünlere sahip ülkeler öylesine tekel oluşturmuş ki hem maddi hem de siyasi olarak adeta kök söktürüyor. Biz de kullanım aşamasına getirdiğimiz her ürünü dostlarımızla paylaşıyoruz. Bugün geldiğimiz yer her şeyden önce milletimizin başarısının ifadesidir. Yanı sizin ifadenizdir. İnşallah 2019 seçimleriyle birlikte hem yeni yönetim sistemimizle, hem de tazeleyeceğimiz mücadele azmiyle ülkemizin önünde bambaşka dönem açacağız. Bolu’ya da çok büyük görev düşüyor. AK Parti olarak ak kadrolar olarak yeni dönemde de ülkemizi yönetme sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmek için gece gündüz çalışmak zorundayız. Ben sizlere güveniyorum."


Erdoğan’a kongrede günün anısına çeşitli hediyeler verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”
Mersin Mehmet Ali bebeğin umudu yeşerdi: 60 milyon TL toplandı Mersin Erdemli’de 21 aylık Mehmet Ali bebeğe, 13 günlükken hastalığına teşhis konularak valilik onaylı başlatılan kampanya kapsamında belirlenen 60 milyon TL toplandı. Ailenin umutları toplanan para ile yeşerirken, kısa süre içerisinde tedavi için yurt dışına gidecekleri belirtildi. Erdemli ilçesinde yaşayan baba Abdurrahman (29) anne Sümeyye Gölgeli’nin (26) ikinci çocukları 21 aylık Mehmet Ali bebeğe 13 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Teşhisin ardından ailenin başvurusu üzerine Mersin Valiliği onaylı kampanya başlatıldı. Erdemli Belediyesi ve Kaymakamlık başta olmak üzere ilçe halkı ve tüm kurumların desteğiyle yürütülen kampanya 19 ayın sonunda tedavi masrafı olan 1 milyon 820 bin dolar (60 milyon TL) toplandı. Müjdeli haberi alan Aile çocukları ile birlikte Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’yı ziyaret ederek müjdeli haberi verdi. Kampanyanın tamamlanmasından dolay çok mutlu olduğunu belirten Sümeyye Gölgeli, “Bizim kampanyamız Eylül 29’da başladı ve bugün itibariyle yüzde 100’e ulaştı. Mersin Valiliğinden onaylı kampanyaydı zaten. 1 milyon 820 bin doları çok şükür bugün itibariyle hem belediyemizin hem kaymakamlığımızın hem de Erdemli halkının destekleriyle topladık. Allah kısmet ederse Mehmet Ali bundan sonraki süreçte Dubai yolcusu diyoruz. Buradan herkese de çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle belediyemize, kaymakamımıza, Erdemli halkına, Erdemli insanına, Erdemlisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara da “ Henüz 13 günlükken SMA Tip -1 teşhisi konulan Mehmet Ali bebeğimiz için Mersin Valiliğimizce düzenlenen onaylı kampanyamız, bugün itibariyle sonuca ulaşmıştır. Vatandaşlarımızla bu müjdeli haberi paylaşmak istiyoruz. Devlet, millet omuz omuza Erdemlililerimiz yediden yetmişe bu kampanyaya destek verdi. Destek veren bütün hemşerilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Mehmet Ali bebeğimizin yakında sağlıklı bir şekilde bu koridorlarda koştuğunu da göreceğiz. İnşallah hep birlikte şahit olacağız” ifadelerini kullandı. Ailenin vize işlemlerinin ardından Dubai’ye giderek Mehmet Ali bebeğin tedavisine başlayacağı kaydedildi.