POLİTİKA - 18 Şubat 2019 Pazartesi 17:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu bölgede Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu bölgede Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Fırat’ın doğusundaki terör örgütü yapılanmasına verilen desteğin kesilmesini bekliyoruz.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Fırat’ın doğusundaki terör örgütü yapılanmasına verilen desteğin kesilmesini bekliyoruz. Biz bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız. Şu gerçeği kimse unutmasın, bu bölgede ancak Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisince Burdur Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Miting öncesinde Burdur belediye başkan adayları tanıtıldı. Burdur’a övgülerle sözlerine başlayan Erdoğan, uzun bir aradan sonra hasret gidermekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Burdur’u özlediğini ifade eden Erdoğan, “Burdur 31 Mart’ta AK Parti Belediyeciliği, gönül belediyeciliğine kavuşmaya hazır mısın? Biz Burdur’u gönülden sevmekle kalmadık. Burdur’u geliştirdik, kalkındırdık. Son 16 yılda Burdur’da 9 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde bin 100 derslik yaptık. 33 bin öğrenciye sahip MAKÜ’yü şehre biz kazandırdık. 3 bin 383 kapasiteli yurt binalarını açtık. Bucak’ta 500 kişi kapasiteli bin 900 kişi kapasiteli iki adet yurt açıyoruz. Devlet Hastanesi yanındaki 40 bin metrekarelik alana Burdur millet bahçesini yapacağız. Salda Gölü’nü çevre koruma bölgesi olarak ilan ediyor, kıyısına 300 bin metrekarelik alana millet bahçesi yapıyoruz" dedi.



Salep sevgisi


"Kalabalığa salep getirdiniz mi?" diye soran Erdoğan, “Bucak’tan yoksa gelip alacağım. Siz getirdiyseniz ne ala. Sizin saleplerle dünyayı salebe alıştırdım. Dünyadan kim geliyorsa külliyeye onlara salep ikram ediyoruz” dedi.


TOKİ ile Bozkurt Mahallesi’nde kentsel dönüşüm ihalesi yaptıklarını ve nisan ayında inşaata başlayacaklarını Necatibey Mahallesindeki dönüşümün de ihalesinin yapıldığını dile getiren Erdoğan, ”İmar barışından 36 bin vatandaşımız yararlandı. 31 ata yadigarı eserimizi restore ettik. Hızlı tren etüt çalışmalarını bu yıl tamamlıyoruz. Demir yolu yerli ve milli yazılımla sinyalli hala getiriyoruz. Burdur’da 14 baraj ve 1 gölet inşa ettik.7 gölet bir barajın inşaatı devam ediyor. Laf değil iş yapıyoruz iş. Sulama projeleriyle 238 bin dekar arazi suyla buluştu. 32 bin dekar arazi daha suyla buluşacak. Burdur Gölü’nü takviye etmek için Büyük Menderes nehri kaynaklarından su vereceğiz. Ülkemizin bu tabiat harikası gölündeki su çekilmesini telafi edeceğiz. Burdur ve Bucak ilçe merkezi için içme suyu projelerimiz hazır" diye konuştu.



Burdur’a yatırımlar


DSİ vasıtasıyla suyu Burdur’a getirdiklerini anımsatan Erdoğan, “Ama belediye şehre dağıtımı noktasında şebekeyi yenilemediği için vatandaşımız musluğundan akan suyu içemiyor. Bu zihniyeti tasviye edeceğinize inanıyorum. Seçim öncesi attık, tuttuk diyen, projelerini yapmayan mevut yönetimden inşallah 31 Mart’ta kurtulacaksınız. Burdurlu çiftçilerimize 1.1 katrilyon tarımsal destek verdik. Şehrimize bir de teknopark kurduk. Yatırımcılarımıza 1.5 katrilyon yatırım destek verdik. Bay Kemal sen bunları biliyor musun? Ahh laf ola beri gele. Adamın böyle bir deri yok ki akşam yalan sabah iftira işi gücü bu” ifadelerini kullandı.



81 ilde tanzim satış


Burdur’da 6 bin 537 istihdam sağladıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Edoğan, “Burdur’a 181 milyon tutarında SGK prim desteği verdik. Torosgaz’dan şikayet aldık. Milletimizi üzeni bizde üzeri. Hani patlıcan, patates bunlar da üzdüler değil mi? Bizde ne yaptık hemen çadırları tanzim satışları kurduk mu kurduk. Bunları daha da geliştiriyoruz, genişletiyoruz. Seçim sonrası eğer bu mantık devam ederse, TESKOMB ve KESK ile bunlarla oturacağız, konuşacağız, 81 vilayetin tamamında bu işi uygulamaya koyacağız. Niye milletimizi üzene biz tahammül edemeyiz. Burdur, 31 Mart’ta memleketimizi belediyelerimizi bu işi gönül işi, diye kadrolara teslim ediyor muyuz?” diye konuştu.



"Koridoru yıkacağız"


Tüm saldırıların üstesinden geldikleri ve tüm oyunları bozduklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:


“Bu kez sınırlarımıza dayandılar. Önce DAEŞ proje örgütü üzerinden üstümüze saldırdılar. Biz Fırat Kalkanı harekatıyla bu örgütü tepeleyince bir başka,örgütü öne sürdüler. PKK’nın Suriye kolu olan YPG, PYD vasıtasıyla sınırlarımız boyunca bizi kuşatmaya çalıştılar. Zeytin Dalı ile bunu zinciri de kırdık. İdlib Mutabakatıyla ülkemize yönelik yeni bir mülteci dalgasının önüne geçtik. Şuan itibariyle bu mültecilerden 310 bin Suriyeliyi güvenli bölgeye geri gönderdik. Fakat asıl çözmemiz gereken mesele Münbiç, Fırat’ın doğusu. Bu bölgeleri terörden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Fırat’ın doğusunda ve Münbiç’te üstlenen teröristlerin hedefinin Türkiye olduğu apaçık ortadadır. Biz bu bölgede terör yapılanmasına kesinlikle izin vermeyeceğimizi defalarca söyledik. Burada Burdur’dan bir kez daha Türki’ye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız, rıza göstermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız."



"Türkiye’nin eleştirilmesini haklı göremeyiz"


“Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim” diyen Erdoğan, “Geçmişte ülkemizin sınırları DEAŞ, PKK ve YPG teröristleri tarafından tehdit edilmeye başlandığında müttefiklerimizden hava savunma sistemleri istedik. Bize yeni hava savunma sistemleri verilmesi bir yana, mevcut sistemlerin çoğu da geri çekildi. Bunun üzerine alternatif hava savunma sistemleri arayışı içine girdik. Rusya ile S-400 anlaşması bu arayışın bir neticesidir. Bize ihtiyacımız olan sistemler müttefiklerimiz tarafından zamanında ve makul şartlarda verilseydi,buna ihtiyaç kalmayacaktı. Şimdi kalkmışlar bize S-400 almaktan vazgeçin diyorlar, niye vazgeçelim. Siz hala bu sistemleri bize teknoloji transferiyle ortak üretimle finans desteğiyle verme konusunda herhangi bir adım atmış değilsiniz. Üstelik biz farklı sistemleri kullanma hakkına sahibiz. NATO yetkilileri bu durumun kendileri için herhangi bir sorun teşkil etmediğini açıkça söyledik. NATO üyesi Yunanistan’ın senelerdir S-300’leri var ona bir şey söylemiyorsun, Türkiye’ye de söyleyemezsin. Türkiye’nin böyle bir gerekçeyle eleştirilmesini asla haklı göremeyiz. Üstelik biz hala müttefiklerimizin vereceği sistemlere ihtiyacımız ,bu konuda yürütülen çalışmaların olduğunu sonuçlandırılmasını söylüyoruz. Bu konuda bazı şartlarımız ve bazı beklentilerimiz var” dedi.



"Ağır darbe vuracağız"


Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:


“Yav siz kalkacaksınız, 22 bin,23 bin tır teröristlere Irak kanalıyla teröristlere silah getireceksin, araç getireceksin. Ben senden paramla isteyeceğim, bana vermeyeceksin. Onlara ise parasız vereceksin, bu nasıl ittifak, bu nasıl ortaklık, bu nasıl NATO’da beraber olmak.Bunlar eğer karşılanmazsa bizde adımlarımızı atarız dedik ve attık. Bu meselenin Suriye’de atılması üzerinde mutabık kaldığımız adımlarla ilişkilendirilmesini asla kabul edemeyiz. Söz verildiği gibi Münbic’in terör örgütlerinden biran önce temizlenmesini ve yönetiminin yerel halka bırakılmasını bekliyoruz. Fırat’ın doğusundaki terör örgütü yapılanmasına verilen desteğin kesilmesini bekliyoruz. Amacımız bu bölgede güvenliği sağlamak ve alt yapıyı çalıştırmak kaydıyla geri dönüşleri biran önce başlatmaktır. Bu mücadelede yanımızda olan dostlarımıza gönlümüzle kapımızda sonuna kadar açıktır. Biz bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız. Mesele Suriye meselesi değil, Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir. İstiklalimiz ve istikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi görmez.”



"Türkiye’yi yanına alan kazanır"


Terör örgütlerinin esas kendi güvenliklerini tehlikeye attığını işaret eden Erdoğan, “Belki yarın, belki yarından da yakın ülkemize yönelik hayasız akınları durdurmak için harekete geçmekte kararlıyız. Kendi güvenlikleri için binlerce kilometre uzaklıktan operasyon yapmaya gelenler kendilerini hak sahibi görüyor, benim 911 km sınırım var her an tehdit altındayım, ben müdahale etmeyeceğim. Yav var mı böyle 25 kuruşa simit? Türkiye’nin sınırları dibindeki güvenlik kaygılarını anlayışla karşılamak zorundalar. Terör örgütlerine destek verenler,asıl kendi güvenliklerini tehlikeye atmış olurlar. Biz kendi güvenliğimiz gibi müttefikimizin güvenlikleri için asla geri durmayacağız. Tek isteğimiz bizim bu haklı mücadelemize saygı duyulması ve destek verilmesidir. Şu gerçeği kimse unutmasın, bu bölgede ancak Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Trendyol 1. Lig: Altay: 0 - Manisa FK: 2 Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında Altay, konuk ettiği Manisa FK’ya 2-0 mağlup oldu. Maçtan dakikalar 12. dakikada sol kanattan savunma arkasına sarkan Rroca, pasını penaltı noktasına doğru gönderdi. Uygun durumdaki Burak meşin yuvarlağı boş ağlara yolladı. 0-1 15. dakikada sağ kanattan ceza sahasına giren Diallo’nun ortasında kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Rroca, meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu. 0-2 59. dakikada Özgür Özkaya’nın ceza yayının gerisinden vuruşunda top üstten dışarı çıktı. 89. dakikada Mary’den pasıyla kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Burak Ozan’dan sıyrılıp şutunu çekti, Özgür son anda çizgi önünden kafayla topu çıkardı. Hakemler: Feridun Daldaş, Oğuz Kağan Çalışır, Selim Şenöz Altay: Ozan Evrim Özenç, Yusuf Tekin (Nurettin Küçükdeniz dk. 77), Sefa Özdemir, Kuban Altunbudak (Ege Parmaksız dk. 88), Özgür Özkaya, Ceyhun Gülselam, Salih Sarıkaya, Enes Yetkin (Eren Erdoğan dk. 46), Mehmet Gündüz (Murat Berkan Demir dk. 77), Enes Öğrüce, Deniz Kadah (Mehmet Onur Yıldız dk. 77) Yedekler: Mustafa Çalışkan, Tugay Gündem, Salih Oktay, Murat Uluç, Hikmet Çolak Teknik Direktör: Cüneyt Biçer Manisa FK: Erhan Erentürk, Daniel Graovac, Alberk Koç, Sinan Osmanoğlu, Sertan Tashkin (Bedirhan Altunbaş dk. 81), Eduart Rroca, Demba Diallo (Kerim Frei dk. 56), Burak Altıparmak, Bekir Karadeniz, Sandro Lima (John Mary dk. 73 Sandro Lima), Jetmir Topalli Yedekler: Eren Karaş, Andrej Djokanovic, Bartu Göçmen, Muhammet Ensar Akgün, Kazım Can Kahya, Mohamed Ofkir, Alp Ada Abay Teknik Direktör: Levent Devrim Goller: Burak Altıparmak (dk. 12), Eduart Rroca (dk. 15) (Manisa FK) Kırmızı kart: Eduart Rroca (dk. 83) (Manisa FK) Sarı kartlar: Nurettin Küçükdeniz (Altay)
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."