GENEL - 12 Eylül 2019 Perşembe 09:22

Akbaş köpeklerin yavrularıyla duygusal buluşması

A
A
A
Akbaş köpeklerin yavrularıyla duygusal buluşması

Yüzyıllardır Anadolu sürülerinde kurtların korkulu rüyası olan Akbaş cinsi köpekler, TİGEM’e bağlı Karacabey Tarım İşletme Müdürlüğü’nde yetiştirilerek genleri bozulmadan safkanlığını koruyor.

Yüzyıllardır Anadolu sürülerinde kurtların korkulu rüyası olan Akbaş cinsi köpekler, TİGEM’e bağlı Karacabey Tarım İşletme Müdürlüğü’nde yetiştirilerek genleri bozulmadan safkanlığını koruyor. Devlet eliyle üretimi yapılan akbaş köpeklerin eğitimi yarış atlarını aratmıyor. Kendilerine ait 70 metrelik parkurda sabah sporu yapan köpekler cüsseleri ve çeviklikleri ile dünyanın en iyi köpek ırkları arasında gösteriliyor. Hamilelik döneminde zayıflayan anneden ayrılan yavru köpeklerin haftada bir gün anne ve babalarıyla bir araya getirilmesiyle duygulu anlar yaşanıyor.


Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlı Karacabey Tarım İşletme Müdürlüğü’nde genlerin korunması ve yurtdışına kaçışını önlemek için özel olarak beslenen akbaşlar, kangallara göre 5-10 santimetre daha küçük olsa da, daha faal olma özelliğini taşıyor. Kuzey Asya’dan Türklerle birlikte gelen akbaşlar, kangallarla aynı aileden geliyor. Genelde akbaşlar sürülerde ve büyük çiftliklerde, fabrikalarda ve villalarda tercih ediliyor.


TİGEM’ bağlı Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü Köpekçilik Tesisi Hayvan Besleme Teknikeri Seydi Vakkas Karaoğlan, akbaş cinsi köpekler hakkında bilgiler verdi. Kuzey Asya’dan akbaşların geldiğini dile getiren Karaoğlan, “Ankara, Eskişehir, Afyon Kütahya’ya da bulunur ama ağırlıklı Eskişehir Sivrihisardır. Bir bölümü de Van Gölü çevresine yerleşmiştir. Bu bölgelerde halkımız akbaşların korunmasına vesile olmuştur” dedi.



Geniş alanlarda bakılmalılar


1990’lara kadar bu köpeklere resmî kuruluş olarak pek el atılmadığını dile getiren Vakkas Karaoğlan, “Bu ırkların da yurt dışına kaçışını önlemek ve ırklarına sahip çıkılması için Karacabey TİGEM’de bu köpeklere beslenmeye başlandı. Karacabey TİGEM’de 1950 yıllarındaki merinos koyunlarının görüldüğü fotoğraflarda akbaşlar görülüyor. Bugüne kadar akbaş çoban köpekleri sürülerde görev yapmışlardır” diye konuştu.


Eskişehir Sivrihasar İlçe Tarım Müdürlüğü’nün kurduğu köpek derneğine katkıda bulunduklarını belirten Karaoğlan, “5 ana, 1 baba köpek verdik. Onlar da 2008’den beri sahip çıkarak üretimlerine devam ediyorlar. Gayemiz kendi ırkımızı sahip çıkılması” ifadelerini kullandı.


Kangallar gibi dar alanlı yerlerde akbaşların da beslenmeyeceğini kaydeden Karaoğlan, “Yaşama alanları kangallarda olduğu gibi dar çerçeveli yerlerde olmamalıdır. Bizim gayemiz safkan olarak sattığımız köpeklerin safkan olarak çoğalmasına vesile olmaktır. Bunların en iyi ortamda yaşaması ve gelişmesi için koyun sürüleri içinde olmaları lazım. Bekçilik işlerinde de kullanılabilir. Bunlar da kangallar gibi nerede yetişirlerse sahibine karşı bulunduğu ortamı koruyacaktır. Biz alıcılara geniş bahçeli yerlerde beslenmesini söylüyoruz” dedi.



97 kişi sıra bekliyor


Akbaşların satışlarının yapıldığını vurgulayan Karaoğlan, “Akbaşlarda da 97 civarında sırada bekleyen insanımız var. Bizim satışlarımız yıl içinde ortalama 80 adet oluyor. Sırası gelenleri arıyoruz. Biz onlara gün veriyoruz. Aşağı yukarı 1 yılda sıra geliyor. 1 yılı beklemek isteyenlere yardımcı oluyoruz. Akbaş yavrularında da 0-6 yaş arasında fiyat 2 bin TL artı KVD’dir. 6 aylık büyükler ise 3 bin lira. Kangallarda olduğu gibi şecere sistemimiz 1992’den beri devam ediyor. Sattığımız kişilere sertifikalı veriyoruz. Birinci derece akraba kesinlikle çift olarak vermiyoruz” şeklinde konuştu.


Akbaşların sertifikalarıyla dünyanın her yerine götürüleceğini anlatan Vakkas Karaoğlan, “Köpeğin anne baba adı ve soyları yazıyor. Aşıları yazıyor. Bu köpeklerde en çok görülen hastalık kanlı ishal ve gençlik hastalıklarıdır. Bunlara yakalanmadığı sürece sağlıklı olur. Bu görülen alanın tamamında ayda bir ve kaldıkları barınakta 15 günde bir ilaçlama yapılır. Köpeklerin doğumundan ölümüne kadar aşıları zamanında yapılır. Bu sertifikalar sayesinde köpeği her yere götürülebilirsiniz” dedi.


Akbaşların kangallara göre biraz daha hareketli olduğunu söyleyen Karaoğlan, “Kangal gündüz yatar ve gelenlere bakar. Gelenler zararsız ve tanıdıksa yatmaya devam eder. Akbaşlar tanıdık olsun olmasın, havlama yaparak sahibini uyarır. Kangalların gece yaptığını akbaşlar gece gündüz yapar. Kangallar akbaşlarla eşit şartlarda bakılırsa, kangallardan 5 santimetre daha küçük olurlar. Tabii bu bakımla ilgilidir. Akbaşlar kangalların birinci derece yakın akrabası olsa da farklı ırklardır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Çomaklı, YÖKAK Başkanı Kocabıçak ile İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Atay’ı ziyaret etti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Başkent Ankara’da gerçekleşen ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin’in de yer aldığı ziyaretler kapsamında Rektör Çomaklı, ilk ziyaretini YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a gerçekleştirdi. Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin rol modeli olan ve birçok üniversitenin de örnek aldığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi hakkında Prof. Dr. Kocabıçak ile bilgi paylaşımında bulundu. Rektör Çomaklı: “Kalite Yolculuğunda Atılması Gereken Tüm Adımları Atıyoruz” Atatürk Üniversitesinin eğitim-öğretim, araştırma ve idari faaliyetlerinin kalite standartlarını yükseltmek adına yapılması gereken tüm çalışmaları dikkatle yerine getirdiklerini aktaran Çomaklı, hayatın pek çok alanında olduğu gibi yükseköğretimin farklı parametrelerinde de çeşitli değişimler yaşandığını söyledi. Araştırma, eğitim-öğretim ve idari faaliyetler başta olmak üzere, yaşanan her değişimin kalite standartlarının da yükseldiğini kaydeden Çomaklı: “Üniversite olarak alana dair yaşanan her değişime titizlikle uymaya gayret gösteriyor ve bu manada atılması gereken tüm adımları atıyoruz” dedi. Bu ve benzeri ziyaretleri sık sık gerçekleştirdiklerini, yapılan görüşmelerin de kurumsal faaliyetlerin son durumunu istişare etme açısından önemli olduğunu aktaran Rektör Çomaklı: “Aynı zamanda bir Araştırma üniversitesi de olan Üniversitemizi en ileri seviyelere taşıma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza temel değerlerimizle ve stratejik hedeflerimizle uyumlu olarak devam ediyoruz. Huzur, güven ve başarıyla tüm paydaşlarımızın kurumsal ilkeler ışığında memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygularını geliştirmeye odaklanmış bir kalite kültürü anlayışı ile çıktığımız kalite yolculuğunda bizlere destek olan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a ve tüm YÖKAK ailesine teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. Başkan Kocabıçak: “Atatürk Üniversitesi Önemli Bir İlerleme Kaydetti” YÖKAK’ın kurulduğu günden bugüne Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin belli bir noktaya gelmesine büyük katkı sağladığını, kendilerinin de göreve geldikten sonra bu misyonu yerine getirmek amacıyla yoğun gayret gösterdiklerini aktaran Başkan Kocabıçak ise misafirlerine yükseköğretimi etkileyen süreçler, Kalite Kurulunun çalışma alanları ve değerlendirme yöntemleriyle ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kocabıçak: “Üniversitelerin kalite standartlarını yükseltmek için yeni politikalar geliştirerek hayata geçiriyoruz. Sürekli iyileşme ve gelişme bilinciyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın Üniversitelerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşıyacağına inanıyorum. Atatürk Üniversitesi de yapmış olduğu atılımlar ve uygulamaya geçirdiği dönüşüm süreçleri ile önemli bir ilerleme kaydetti. Bu düşüncelerle Rektör Çomaklı’ya nazik ziyareti için teşekkür ediyor, şahsı nezdinde Atatürk Üniversitesi ailesine başarı dileklerimi iletiyorum” dedi. “Kariyer Fuarı, Öğrenci ile Sektör Arasında Köprü Görevi Görüyor” YÖKAK ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisine konuk olan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Başkan Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Kurulduğu günden itibaren İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarına dikkat çeken Rektör Çomaklı, özellikle Atatürk Üniversitesi bünyesinde üç kez düzenlenen Bölgesel Kariyer Fuarlarının öğrenciler ile sektör temsilcilerini buluşturma noktasında önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Birçok öğrencinin mezun olduktan sonra bu fuarlar aracılığıyla kurdukları bağlantılar ile iş sahibi olduğunu belirten Rektör Çomaklı, böylesine bir imkânın oluşmasına vesile olan İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’a teşekkür etti. Başkan Atay: “Atatürk Üniversitesi, Önemli Statüleri Elde Etti” Atatürk Üniversitesinin başta bulunduğu şehir olmak üzere bölgesi ve ülke yükseköğretimi açısından kıymeti ölçülmez bir değere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Atay ise Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kariyer Fuarının geniş bir kitleye ulaşmasında emeği geçen herkesi yürekten kutladığını söyledi. Bu doğrultuda Atatürk Üniversitesinin “Öğrencilerin En Memnun Olduğu Kariyer Fuarı” ünvanının da sahibi olduğunu hatırlatan Atay: “Öğrencilerin kariyer yolculuklarında onları yalnız bırakmayan ve mezuniyet sonrasında dahi yanlarında olan, hem Araştırma Üniversitesi statüsüne kavuşan hem de kalite sürecine yoğun katkı sunan Atatürk Üniversitesinin bu başarı sürecinin mimari Rektör Çomaklı’ya tüm emek ve gayretleri için teşekkür ediyor, kendisine ve üniversite ailesine çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi.
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.