EKONOMİ - 12 Ocak 2021 Salı 13:34

BTSO Akademi’den bir yılda 27 bin kişi faydalandı

A
A
A
BTSO Akademi’den bir yılda 27 bin kişi faydalandı

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) iş dünyasına yönelik eğitim ve gelişim platformu olan BTSO Akademi Projesi 2020 yılını rekorla kapattı.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) iş dünyasına yönelik eğitim ve gelişim platformu olan BTSO Akademi Projesi 2020 yılını rekorla kapattı. 2020 yılında büyük bir bölümü dijital platformda olmak üzere 80’den fazla düzenlenen eğitimi 27 bine yakın kişi takip etti.


BTSO, üyelerinin iş hayatındaki başarılarına destek vermek ve profesyonel ölçülerde eğitim - gelişim hizmetleri sağlamak amacıyla hayata geçirdiği BTSO Akademi Projesi’ne ara vermeden devam ediyor. 2020 yılına hızlı bir başlangıç yapan BTSO Akademi Projesi kapsamında mart ayına kadar yüz yüze 21 eğitim düzenledi. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını dolayısıyla eğitimlere yönelik format değiştiren BTSO Akademi, yılın 9 ayında online ortamda 61 eğitim gerçekleştirdi.


BTSO Dijital Oda Projesi çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen online eğitimlere iş dünyası temsilcileri de yoğun ilgi gösterdi. Son 7 yılda 430’u aşkın eğitim programında yaklaşık 35 bin yönetici ve çalışanın faydalandığı BTSO Akademi’de 2020 yılında düzenlenen tüm eğitimleri 26 bin 872 kişi takip etti. Zoom uygulamasının yanı sıra Odanın Youtube hesaplarından yayınlanan video konferans eğitimlerinde katılımcılar konuşmacılara sorular yöneltti.


Devlet destek ve teşvikleri eğitimlerine iş dünyası büyük ilgi gösterdi


BTSO Akademi kapsamında Mart ayına kadar düzenlenen yüz yüze eğitimlerde e-ticaret, müşteri ile ilişkiler, yalın üretim ve dijitalleşme gibi farklı konu başlıkları işlendi. Pandeminin başlamasıyla birlikte de BTSO Akademi’de dijital bir düzenleme getiren BTSO, öncelikle devletin iş dünyasına sunduğu destek ve teşvikler hakkında birçok program düzenledi. Eğitimlerde kurum müdür ve yöneticileri, iş dünyasını yakından ilgilendiren kısa çalışma ödeneği, Sosyal Güvenlik Kurumu, KOSGEB ve İŞKUR destekleri, vergi düzenlemeleri ve devletin pandemi sürecindeki birçok desteği hakkında detaylar paylaştı.


Yıl boyunca düzenlenen 82 eğitim programında iş dünyası temsilcilerinin talepleri doğrultusunda farklı konu başlıkları da takvimde yer aldı. Kriz döneminde işletme yönetiminden kaygı ve stres yönetimine, stratejik planlamadan dijital dünyada marka yönetimine, banka ilişkileri ve kredi yönetiminden iş hayatında motivasyon ve iletişime kadar farklı alanlarda uzman isimler sanayicilerle buluştu.


“Eğitimler üyelerimize fırsatlar sundu”


BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, tüm dünya ekonomilerinin büyük mücadele verdiği virüs salgını sebebiyle Bursa iş dünyasının zor bir sınav verdiğini söyledi. Özellikle pandemi döneminde üyelere yönelik yeni iletişim platformları kurduklarını ifade eden Başkan Burkay, Dijital Oda Projesi kapsamında düzenlenen online eğitimlerin üyelere rehber olduğunu kaydetti. Başkan Burkay, “Bilgiye en hızlı ulaşabilen ve gündemdeki gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olanlar her zaman avantajlı. Bizler de BTSO Akademi ile yöneticilerimize ve çalışanlarımıza rehber olmaya gayret gösterdik. İş dünyasının taleplerine göre eğitimlerimizi belirledik. 2020 yılı eğitimlerimizde ağırlıklı olarak pandeminin ekonomiye ve iş hayatına etkilerini ön planda tuttuk. BTSO olarak firmalarımızın risklerden daha az etkilenmesini ve desteklerden daha fazla faydalanmasını istiyoruz. Oda olarak 2021 yılında da eğitimlerimize ara vermeden devam edeceğiz. Tüm firmalarımızı sunmuş olduğumuz hizmetlerden faydalanmaya davet ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya AK Parti İl Başkanı Ali Çetin: "Teleferik kazası adli bir olaydır" AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, Antalya’da gerçekleşen teleferik kazası hakkında yaptığı basın toplantısında, kaza sonrası verilen tutuklama kararlarının siyasi olmadığını söyledi. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, il başkanlığı binasında geçtiğimiz Cuma günü Tünektepe Teleferik ve Sosyal Tesisleri’nde yaşanan teleferik kazası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çetin, konuşmasına kaza alanında görev yapan ekiplere teşekkür ederek başladı. Başkan Çetin, "Hepimizin bildiği üzere Cuma günü 17.28’de meydana gelen tüm Türkiye’nin ve hatta dünyanın gündemine düşen elim bir teleferik kazası sonrasında bir kişinin hayatını kaybettiği, yedi kişinin yaralandığı, 174 kişinin mahsur kaldığı tespit edilen, büyük ihmalkarlıkların sebebi olan çok büyük kazayla sarsıldık. Öncelikle vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, bu olay sebebiyle yaralanan vatandaşımıza Allah’tan şifalar diler, tüm kazazede vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Bu kaza sonrasında çok hızlı, anında müdahaleler ile karşılayan Valimiz ve AFAD başkanımız koordinasyonunda, kurtarma çalışmalarımıza katkı koyan 23 saatlik kurtarma çalışmasını cansiparane gerçekleştiren, helikopterlerimizle ağırlıksız tahliye çalışmalarını yürüten, bir kişinin bile burnu kanamadan tamamlanan, dünyanın gıptayla izlediği bu kurtarma çalışmasına her türlü desteğini bilgisini gücünü koyan birimlerimize, olayın başından itibaren takibiyle desteğiyle Cumhurbaşkanımız ve de genel başkanımıza, İç İşleri Bakanlığımızın takibi ile tamamlanan kurtarma çalışmasında emeği geçen herkese, her kesime şükranlarımızı sunarız" ifadelerine yer verdi. "Siyasi tarafı olmaksızın soruşturulması gereken, büyük bir kaza" Teleferik kazasının sıradan bir kaza olmadığını dile getiren Ali Çetin, olayın siyasi olmadığına dikkat çekti. Çetin, şu ifadelere yer verdi: "Bir kere şunu belirtmek lazım; bu kaza sıradan basit bir kaza değil, dünya gündemine düşmüş bir vefat. 7 yaralı, 174 vatandaşın 23 saat kurtarma çalışması operasyonuyla tamamlanan, çok ağır ihmal zincirlerinin olduğu, derinlemesine araştırılması soruşturulması gereken, siyasi tarafı olmaksızın soruşturulması gereken büyük bir kaza. 2017 yılında hizmete giren bu tesis, Antalya’da yedi yıldır çalışmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki, yedi yıldır çalışan bu tesisin yaklaşık altı buçuk yıldır genel müdürlüğünü, olaydan iki ay öncesine kadar 31 Mart’ta belediye başkanı seçilen Mesut Kocagöz yapmaktadır. Bunu da birisini karalamak suçlamak için değil, bir hakikati de ortaya koymak için söylüyorum. Bu olaydan sonra, muhalefetin algı yürütme, olayı farklı bir yöne çekme çalışmasını da göz ardı edemeyiz, bu olayda savcılık makamı soruşturmayı yürütür, hakim kararını verir. Bu bir siyasi olay değil, teknik bir soruşturma sonrası adli bir olaydır." "Çok sayıda ihmal var" Başkan Çetin, CHP’nin tutuklama kararlarına karşı açıklamalarını da eleştirerek şöyle devam etti: "Antalya’da, Cumhuriyet Halk Partisi ısrarla bu soruşturmayı genel başkandan genel başkan yardımcılarına, parti yöneticilerine kadar siyasi alana çekmeye, adli makamların üzerinde baskı oluşturmaya, siyasi bir malzeme gibi görerek kendilerince kullanmaya çalışmaktadır. Burada bir kaza, soruşturma, gözüken ihmal, aksaklıklar, kusurlar, hatalar, hatalılar vardır. Bunların ardından, ilk yapılan çalışmalarda 13 kişi hakkında gözaltı kararı alınmış, ifadelerine başvurulmuştur. Raporla deliller değerlendirilmiş, olayda ilk tespitlere göre beş kişinin tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir. Bu bir yargı kararıdır. İddialara göre; üç ay sürmesi gereken bakımların, 15 günde yapıldığı ağır bakımla ilgili, 159 parça değişiklik talebi firma tarafından bildirilmişken, 19 parçanın değişmesi, Antalya Büyükşehir şirketi yetkilileri tarafından yeterli görüldüğü gibi daha birçok ihmallerin olduğunu bildiren durumlar söz konusu gözükmektedir." "Belediye başkanlığı yargıyı etkilemez" Ali Çetin, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün tutuklanmasının şu an bulunduğu görevle ilişkisi olmadığını belirterek, "ANET Genel Müdür Yardımcısı ve diğerleri tutuklanınca ses çıkarmayan Cumhuriyet Halk Partisi, hâkimin kararına karşı işi, siyasi şova dökerek mağduriyet dalgası oluşturmaktadır. Her zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı bir iştir, hangi parti olursa olsun belediye başkanı olması, kimseyi yargı önünde ayrıcalıklı yapmaz. Kaldı ki, belediye başkanlığı ile ilgili bir durum söz konusu değil, yeni bıraktığı ANET genel müdürlüğü görevi ile ilgili bir durum söz konusudur. Verilen karar siyasi diyerek aslında vefat eden, yaralanan ya da uzun süre mahsur kalan vatandaşlara ve ailelerine saygısızlık yapıldığının farkında olmalıyız. Diğer yandan, tutuklananlara da oh olsun diyemeyiz. Mahkumiyet kararı verilene kadar herkes masumdur. Temennimiz, adaletin sağlanması olmalıdır" dedi.
Kayseri Otomatik ödeme talimatlarına dikkat Avukat Ali Kızılay, bankaların sözleşme değiştirerek otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı kesinti ve işletme işlemi yapabildiğini söyleyerek, “Müzakere edilmeden sözleşmede yapılan değişiklik ‘haksız şart’ durumunu oluşturuyor” dedi. Son zamanlarda bankaların müşterilerden otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı olarak kesinti yaptığı konusunda şikayetlerin arttığını söyleyen Ali Kızılay, “Son zamanlarda otomatik ödeme talimatları ile ilgili şikayetlerle sık sık karşı karşıya geliyoruz. Özellikle müvekkillerimizin hesap özetlerini kontrol ettiklerinde otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı masraf kesintisi hatta yerine o masraf kesintileri ile birlikte faiz işletildiği gibi hususlarda şikayetler bize de gelmeye başladı. Bununla ilgili içeriklerini araştırdığımızda gerçekten de bankalar tarafından kimi zaman sözleşmelere yazılmadan müşterilere kredi kartları verilirken otomatik ödeme talimatlarından kaynaklı kesinti yapılmayacağı belirtilerek kart verildiği ve daha sonrasında da tüketicinin haberi olmadan şartlar değiştirilerek masraf kesintisi olduğu ve faiz işletildiği görülmektedir. Burada Tüketici Kanunu’nun 4. maddesine göre sözleşmede tek taraflı bir değişiklik yapamaz bankalar. Vatandaşlarımızın öncelikle bunu bilmesi gerekiyor. Ayrıca sözleşmede esaslı bir değişiklik yapılacaksa bunun 1 ay önceden yazılı bir şekilde bildirilmesi gerekiyor. Aksi durumda sözleşmeye böyle bir madde eklenmiş ve bu durum müşteri ile müzakere edilmemiş ise bununla ilgili olarak yine tüketicinin belirli hakları vardır” dedi. Kızılay, vatandaşların geriye dönük 10 yıllık kesintiyi talep edebileceklerini söyleyerek, “Burada hukuken haksız şart olarak nitelendiriliyor. Bunun oluşabilmesi için satıcı tarafından belirlenen şartın müzakere edilmeden sözleşmeye eklenmiş olması gerekiyor. Yine aynı şekilde tarafların hak ve yükümlülüklerinden tüketici aleyhine bir dengesizlik oluşturulması bu durumun da iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekiyor. Bu 3 şart birlikte gerçekleşmiş ise biz burada haksız şartın varlığından bahsedebiliyoruz. Haksız şartın varlığı söz konusu ise Yüksek Yargıtay’ın şartları gereği burada tüketici aleyhine bu şartın yürütülemeyeceği belirtiliyor. Şayet böyle bir kesinti yapılmış ise zaman aşımı şartları çerçevesinde ki burada da 10 yıllık bir zaman aşımından bahsedebiliriz, 10 yıllık geriye dönük kendisinden bir haber şekilde tahsil edilen masraf ve işletilen faizi bankalar Anonim Şirket kabul edildiği için paraların da hesaba geçmesi ile birlikte paranın nemalandırıldığı yani bankanın menfaat temin ettiği kabul edildiği için avans faizi ile birlikte iadesini talep etmeleri mümkündür. Vatandaşlarımızın bununla ilgili olarak bir durumu fark ettiklerinde Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yaparak bu ücretleri talep ve tahsil etme imkanları mevcuttur” ifadelerini kullandı.