SPOR - 16 Mayıs 2022 Pazartesi 16:04

Ömer Furkan Banaz: “Bursaspor’un 1 milyar TL’yi aşkın borcu var”

A
A
A
Ömer Furkan Banaz: “Bursaspor’un 1 milyar TL’yi aşkın borcu var”

Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz, dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz, dikkat çeken açıklamalar yaptı. Başkan Banaz, “Bursaspor’un 1 milyar TL’yi aşkın borcu var. Küme düşse de var, kalsa da var. 3-5 kişinin bir araya gelerek çözeceği bir problem değil. Şehir olarak kenetlenmeye ihtiyacımız var. Bursaspor ve Bursa şehir gerekli kararı verecektir” dedi.


Bursaspor Kulübü Başkanı Ömer Furkan Banaz, küme düşülen Bandırmaspor maçı sonrası ilk kez konuştu. Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri’nde basın toplantısı gerçekleştiren Başkan Banaz, “Bugün bu şekilde karşınıza çıktığımız için çok üzgünüz. Geldiğimiz günden beri düşmüş bir takımı ayağa kaldırmak için çok uğraştık. Üzüntümüzü anlatmaya yetecek kelime yok. Geldiğimiz ilk günden beri şikayet etmeden, yaşadıklarımızı yutkunarak sessizce atlatmaya çalıştık. Ne olursa olsun referans noktamız Bursaspor duruşu oldu. Şampiyon olmuş bir Bursaspor’u şampiyon gibi yönetmeye özen gösterdik. Maddi ve manevi tüm yükümlülüklerimizi elimden geldiğince yapmaya çalıştık. Fakat yönetici kimliği dışında taraftar olarak sizle aynı duyguları yaşadık. Takdir edersiniz ki Bursaspor’un ligde bulunduğu konum bugünlerin çok daha öncesi de reçetesi verilmiş ve bileti verilmiş bir havası söz konusuydu. Mevcut yönetimin istifasıyla boşta kalan Bursaspor’u sahiplenme ile alakalı belediye başkanımızın gayretleri oldu. Altınordu maçındaki prim verme süreci ile başlayıp, genel kurul sürecine kadar bir süreç yaşandı. Başkan Alinur Aktaş bey, şehrin ileri gelenleri ile istişareler yaptı. Gayret gösterdi. Bunların birçoğu da kamuoyu önünde gerçekleşti” cümlelerine yer verdi


Ömer Furkan Banaz, şöyle devam etti:


“Rakiplerimiz transfer yaparken, bizler gelecek vadeden üç genç kardeşimizi başka bir kulübe satıyoruz. Mevcutta başaramadığımızı, bundan sonra da başaramayacak olduğumuzu spor kamuoyuna gösteriyoruz. Teknik kadronun direktifleri doğrultusunda ilave oyuncular almak istedik. Çok kısıtlı zaman vardı. Tamer Tuna, ‘Bu takıma kesinlikle takviye yapmamız lazım’ dedi. 16 futbolcu ile birlikte kamp dönemi geçirdiler. Otelde rehin kalınması, Tamer Hoca’nın Belediye Başkanımızı araması, sıkıntılı bir durumun göstergesiydi. Transferlerin yapılması için bazı futbolcuların satılması lazım denmiş. Biraz empati yapın lütfen. Bizler bu sürece sonradan dahil oluyoruz. Bahsi geçen sporcularla ilgili adımlar atılması gerekirken, transfer tahtası hala kapalı Son gün son saatlere kadar çalıştık. Oralarda da tartışmaya açık çok konu var. Engel olan oyuncular oluyor vs. Biz çok gayret gösterdik o dönemde.”



“Eski yönetim garanti paraları bile ödememiş"


Eski yönetimin sezon başındaki tahtayı açmasıyla ilgili de serzenişte bulunan Ömer Furkan Banaz, “Sürecin başında tahtayı açmışlar ama nasıl açmışlar? 260 bin Euro borcu var Seleznov’a. 130 bin Euro’luk ödeme gerçekleştiriliyor. Muhattap ödemeyi alıyor ama kalanı nasıl ödeyeceksin diyor! Ona da şu tarihte öderiz deniyor. Ama yönetim, içerdeki topçuların garanti paralarını dahi ödeyemiyor. Ama uzun vadedeki oyuncuların paraları ödenmeye çalışıyor. Eğer 130 bin Euro ödenmezse Bursaspor bir daha ödeme yapar deniyor. Hep bu anlaşmalar yapılmış. Yapacağınız şeylerin taahhüt veriliyor. 130 bin Euro yine önümüze çıkıyor. Sonra üstüne 30 bin Euro da veriliyor ve tahta açılıyor. Sonra da bazı oyuncularla alakalı işlemler yapılıyor ve biz de parasal anlamda sorumluluğu karşılıyoruz. Biz acaba bu durumdan kurtulabilir miyiz diye karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.



“Futbolcu ve teknik heyetin 98 milyon TL’lik külfeti var"


“Takımın maliyetleri ile ilgili de bir şeyler paylaşmak istiyorum” diyen Başkan Banaz, “Bursaspor Kulübü, futbolcu ve teknik ekiple ilgili 98 milyon TL’lik bir külfetin altına giriyor. Bu rakamla başta takımlar şampiyon oluyor. Biz küme düşüyoruz Garanti ödemeler de var. Sezon başında ödenmesi gereken rakam 40 milyon 365 bin TL. 60 milyon TL de maaş var. 5 milyon da maç başı var. Bu rakam 100 milyonu da geçti. O dönemdeki mevcut yönetim ne ödüyor? 20 milyon TL ödüyor. Biz ne ödüyoruz? 19 milyon 770 bin TL de biz ödüyoruz. Sürecin başında ödemesi gereken 40 milyonun 20’sini ödüyorlar. Biz de yaklaşık 20 milyon TL ödeme yapıyoruz. Bu kısa süre zarfında benim ve yönetimim 40 milyon 550 bin TL katkı sağladık. Bu para tamamen hibe olacak. Evrak, çek, senet değil bunlar. Bu konuştuğumuz tabloların ötesinde de karşımıza neler çıkacak hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu.



“Tim Matavz ve Ofosu’nun maliyeti 46 milyon TL”


Tim Matavz ve Reagy Ofosu ile alakalı önemli açıklamalar yapan Banaz, “Tim Matavz diye bir durum var! Yaklaşık 30 milyon TL’lik bir sözleşme bedeli var. Devre arasında da arkadaş, ödemeler yapılmayınca gidiyor zaten. 900 bin Euro’nun 200 bin Euro’su garanti peşinat. 700 bin Euro’su maaş. 200 bin Euro’luk peşinatın 59 bin 500 Euro’luk ödeme yapılmış. Siz bunları ödemeyecekseniz neden sözleşme imzalıyorsunuz. Ben mali müşavir olarak anlamıyorum. Her futbolcuda benzer bir durum var. Anlaşılır tarafı yok. Bu ligde kim ne kadar maaş alıyor? Arkadaşlar Süper Lig’le yarışıyor her halde? Onun bile ötesi sözleşmeler var. Akıl alır gibi değil. Ofosu mesala Tamer Tuna’nın kendine göre yakındığı, Mustafa Er’in de yakındığı bir isim. Ona da 2 yıllık sözleşme yapılmış. 15 milyon 700 bin TL’lik sözleşme imzalanmış. Ya arkadaş, ben ve yönetim kurulum sezon sonunun nasıl getiririz, nasıl merhem oluruzu düşündük. 40-45 milyon TL’lik bir para bulup ‘nefes almamız lazım’ dedik. Biz üstümüze düşeni yapalım gerisi ya nasip dedik. Bu sadece iki topçunun maliyeti 46 milyon TL civarında. Biz tüm gayretlerimizle 40 milyon TL bulabildik. Düşünün artık gerisini” değerlendirmesini yaptı.



“Bursaspor’un 1 milyar TL’yi aşkın borcu var”


Ömer Furkan Banaz, gelecek planlarına yönelik de şunları söyledi:


“Bugün düştüğümüz yerden kalkmayı başarmamız lazım. Bursaspor küme düştü. Hiçbirimiz hazmedemiyoruz. Ben rüyada gibiyim. Sanki hala ertesi gün maç olacakmış gibi hissediyorum. Son 4 maçta 10 puan topladık. İpleri elimize almıştık. 2 maçı kazansak ligde kalacaktık ama anlattıklarım burada kalacaktı. Bursaspor’un 1 milyar TL’yi aşkın borcu var. Küme düşse de var, kalsa da var. 3-5 kişinin bir araya gelerek çözeceği bir problem değil. Şehir olarak kenetlenmeye ihtiyacımız var. Bursaspor ve Bursa şehir gerekli kararı verecektir. Buna inanıyorum. Nam, makam, menfaat ve çıkarları doğrultusunda Bursaspor’u basamak olarak kullananların karşısında olacağız. Önümüzdeki süreçte Bursaspor’un maddi yükümlüklerini karşılayacak ve Bursaspor camiasından onay alan oluşumun önünü açacağız. Enkaz bir tablo var. Tüm Bursa bunun sorumlusudur. Tüm şehrimizi Bursaspor’umuzun yanında olmaya davet ediyorum.”



“Bursaspor’u sahipsiz bırakmayız”


“Bursaspor’u sahipsiz bırakmak gibi bir düşüncemiz yok” diyerek sözlerine devam eden Başkan Banaz, “Ama bizlerin tek başına başarabileceği bir husus değil. Sıkıntılı bir süreç var. Biz bu atmosferi öteleyip takımı ligde tutmak istedik. Şehrin artık bir karar vermesi lazım. Spor yasası ile ilgili yeni bir düzenleme oldu. Ağır sorumluluklar var. Bu tablo ile o yasaya uymamızın mümkünatı yok. Bursa şehir son kez bir hamle yapması gerekiyor. Eğer Bursaspor’u yaşatmak istiyorsak Transfer tahtası ile ilgili şunları söyleyebilirim 140 milyon TL ile bir durumla karşı karşıya kalırız. Ofosu ve Matavz da bu sürece yetişirse 45 milyon TL de üstüne koyun. 185 milyon TL’lik bir durum önümüzde. Transfer tahtasının açılıp açılmaması Bursa’nın kararı olacak. Biz 40 milyon TL bulabildik. Düşünün bu rakam neredeyse 5 katı. Uzun soluklu değerlendirmeler yapmamız lazım. Mali ve idare açıdan 5 ya da 10 yıllık bir planlamaya ihtiyacı var Bursaspor’un. Bu süreci hızlandıracak olan nedir? Yasal düzenleme Bu düzenleme 2010’da olsaydı Bursaspor bu hale gelmezdi” dedi.



“Emin Adanur’a hala 33 milyon TL borç var!”


Eski yönetimle alakalı serzenişini sürdüren Başkan Ömer Furkan Banaz, “Bursaspor’un Emin Adanur’a hala borcu var. Muhasebe evrakları onu söylüyor. Ben 33 milyon TL olarak hatırlıyorum. Çekler alındıktan sonraki tutar bu Üç futbolcu paralarını kurtarmak için satılıyor. Bari kiralık olarak tutun. Şampiyonluk primi de var. Trabzonspor’dan 3 milyon TL daha gelecek. Ona da Emin bey temlik koydu” dedi. Mustafa Er ve yabancı oyuncularla ilgili de konuşan Banaz, “Mustafa Er’le sezon sonuna kadar anlaşmamız vardı. Son maçına Menemenspor’a karşı çıkacak. O konuyu da sonra değerlendireceğiz. Sözleşmesi devam eden 7 yabancı oyuncumuz var. Buradaki öncelik Bursaspor’un menfaatleri. En iyi düzeyde feshiler yapacağız. Rakamsal olarak ne üretebiliriz henüz bilmiyoruz. Hukuki açmazların olduğu konular da var. Zaten yabancı oyuncuları oynatamıyorsunuz. Fesihle ilgili de ellerinde kağıtları alacaklardır. Zaten sezon başında da ellerine aldılar” ifadelerini kullandı.



“FK gibi bir gündemimiz olmadı”


Bursaspor camiasının en çok merak ettiği ‘FK’ konusuyla alakalı ise Başkan Ömer Furkan, “FK gibi bir gündemimiz olmadı. Bizim tek derdimiz bu takımı kümede tutmaktı. Kamuoyunun bu işe sahiplenmesi lazım. Benim vereceğim bir karar yok zaten. Bizim kesinlikle böyle bir gündemimiz yok. Bu yasal düzenleme ışığında bir kez daha Bursa camiası bir araya gelmesi lazım. Biz de destek istiyoruz. ‘Siz bu işi beceremiyorsunuz. Benim böyle böyle planlarım var.’ diyen biri çıkar, kamuoyu da bu ismi sahiplenirse biz de destekleriz.” Ömer Furkan Banaz son olarak teknik direktörlere verilen paralardan da bahsederek, “Sezon başında Mustafa Er her hangi bir para almadan gidiyor. Fatih Tekke ile 3 milyon TL’lik anlaşma yapılıyor. 1 milyon TL ödeme yapılıyor ve gönderiliyor. Sonrasında 1 milyon 900 bin TL’lik sözleşme yapılıyor. 900 bin TL’si ödenmiş. 923 bin TL borcumuz var o isme. Tamer Tuna ile bu yıl için 6 milyon TL’lik sözleşme yapılıyor. Tamer Tuna’ya da 1 milyon 250 bin TL ödemişler. 1 milyon 342 bin TL’lik ödemeyi de biz yaptık. Mevcutta da Mustafa Er ve ekibine 500 bin TL ödeme yaptık. Toplamda 6 milyon TL’yi buluyor” açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 786 Milyon Euro hibe desteği sağlanacak DÜZCE(İHA) –Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Düzce’de çiftçilere hibe desteği imkanları anlatıldı. Düzce Valiliği Toplantı Salonu’nda ki toplantıya Vali Selçuk Aslan, TKDK Ankara İl Koordinatörü Dr. Mehmet Ali Çakal ve Tarım Orman İl Müdürü Esra Uzun, İl protokolü, sivil toplum örgütleri temsilcileri, üreticiler ve girişimcilerin katıldığı bu toplantıda bölgedeki çiftçilere ve yatırımcılara yeni hibe imkanları hakkında bilgi verildi. IPARD III, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak fonundan finanse edilen bir program olduğu ve 81 ilde uygulanacağı ve toplamda 786 milyon Avro hibe desteği sağlanacağı bildirildi. Vali Selçuk Aslan, toplantıda yaptığı konuşmada "IPARD III programı ile ilimizde kırsal kalkınma ve tarım sektöründe ek bir destek başlatmış oluyoruz. Düzce’nin bu programdan iyi fayda sağlayacak iller arasında yer alacağına inanıyorum" dedi. Dr. Mehmet Ali Çakal, programın yalnızca tarımsal üretimi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve yenilenebilir enerji kullanımını da teşvik ettiğini belirtti. Çakal, "Yeni irtibat ofisimiz aracılığıyla, Düzce’den gelen projelerin değerlendirilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu. İl Müdürü Esra Uzun ise, Düzce’nin tarımsal potansiyeline vurgu yaparak, IPARD III’ün kırsal altyapı modernizasyonuna büyük katkı sağlayacağını ifade ederek "Bu desteklerle, ilimizdeki kırsal altyapımız daha modern hale gelecektir" dedi. Toplantı TKDK uzmanlarının IPARD III programının içeriği hakkında bilgi vermesinin ve soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. IPARD III Programıyla; Tarım işletmelerinin rekabet gücünün artırılması, Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Gıda güvenliği, hijyen, çevre koruması ve hayvan refahı standartlarına uyum sağlanması, Yeni pazar fırsatları ve teknolojiye dayalı inovasyonun teşviki, AB standartlarına uyum, çevre dostu yatırımlar ve istihdamın artırılması ve Kırsal alanlarda ekonomik faaliyet düzeyinin yükseltilmesi ve kırsal nüfusun desteklenmesi gibi konularda projeler beklenmektedir.
İstanbul KAMİAD ‘Şehir Toplantıları Etkinliği’ni İstanbul’da gerçekleştirdi Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği paydaşları İstanbul’da düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) paydaşları, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Toplantıya KAMİAD Genel Başkanı Ali Adıgüzel, İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ve bir çok müteahhit katıldı. Etkinlik, dünyadaki 5 büyük yapı fuarından biri olan ’46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle yapıldı. Başkan Adıgüzel toplantıda yaptığı konuşmada 6 Şubat’ta meydana gelen depremde inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğuna değindi. Adıgüzel, kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da yer verdi. Başkan Adıgüzel, toplantıda yaptığı konuşma sonrasında ise katılımcıları dinleyerek sorularını da yanıtladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ile gerçekleşen toplantıda konuşan KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, “KAMİAD ailesi olarak şehir toplantılarımızın ilkini 6 Şubat depreminin yıl dönümü vesilesiyle 16-17 Şubat tarihleri arasında orada gerçekleştirdik. Toplantılarımızın ikincini ise ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ‘46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle İstanbul’da yapmaktayız” dedi. “Kamu müteahhitliği, istisna bir meslek gurubudur” Kamu müteahhitliğinin, altyapı ve yapı projelerinde devletin doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığı bir yapılanma türü olduğunu kaydeden KAMİAD Başkanı Adıgüzel, “Kamu müteahhitliği, büyük ölçekli projelerin finansmanını sağlamak, teknik becerileri ve deneyimi kullanmak, kalite standartlarını sağlamak ve toplumun genel refahına katkıda bulunmak gibi önemli avantajlar sunan istisna bir meslek gurubudur. Ancak mesleki alanda uzun yıllardan beri karşılaştığımız ve çözüm aradığımız sıkıntılarımızın olduğu da su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu. "Fiyat farkı hesabı reel piyasa artışlarını karşılamıyor" Kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Adıgüzel, “Kamuya ait binaların yapım işinin asgari bir yıldan fazla sürmesi ve buna karşın anahtar teslimi götürü bedel işlerin yüksek enflasyon karşısında yapılamayışı, sözleşmelerde verilen fiyat farkı hesabının reel piyasa artışlarının karşılamaması. Kamu kurumları ile imzalanan sözleşmelerde her ne kadar yüklenici bir işin tarafı kabul edilse de ihale kanununun yükleniciyi koruyan hükümlerinin neredeyse hiç olmayışı ve tarafların eşitlik ilkesinin olmayışı sebebiyle hep alttan alan kurumun kamu müteahhitleri olmasıdır. Üçüncü en önemli problem, ihale kanunu uyarınca en düşük teklife işin verilmesi ve ülkemizde yüklenici bolluğu yüzünden yaşanan aşırı rekabet ortamı nedeniyle, işlerin çok düşük fiyatlarla ihale edilmesidir. Dördüncüsü yüklenici hak edişlerinde yaşanan ödeme gecikmeleri, altyapı eksiklikleri ve kamu ihale süreçlerindeki karmaşıklık. Beşinci en temel sorun ise kamu kurumlarının eksik proje ve şartnamelerle işleri ihale etmesi ve yapım süreçleri içinde bu eksikliklerin giderilmesi nedeniyle geciken süre ve olumsuz şartların yüklenicinin aleyhine işlemesidir” ifadelerini kullandı. “Kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması bizler için kaynağı olmuştur” İnşaat sektörünün 6 Şubat’ta meydana gelen depremde ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Adıgüzel, “Ülkemizde 6 Şubat depremi, inşaat sektörünün ne kadar önemli bir iş kolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Depremin yıkıcı etkisi ne kadar büyük olsa da; kamu müteahhitleri tarafından yapılan binaların çok az oranda hasar görmesi, afet bölgesinde özellikle Toplu Konut İdaresi tarafından yapılmış konutların nerdeyse hasarsız olarak ayakta kalması, elbette doğru yapılan uygulamaların bir sonucudur. Bölgede kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu binalarda ağırlanması, yaşadığımız büyük acıyı dindirmese de bizler için bir nebze gurur kaynağı olmuştur” diye konuştu. “Sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz” Adıgüzel konuşmasının devamında ise, “Biz KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 ve 4735 sayılı yasanın bazı eksikliklerin giderilmesini, sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz. Özellikle son yıllarda yüksek enflasyon ile birlikte iş yapamaz bir hale gelen yüklenicilerin ve devlet ihalelerinin uygulamadaki sorunlarını içeren sektörel raporlarımızı başta Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunmuş bulunmaktayız. Sonuç olarak; bizler bu çalışmaları yaparken siz meslektaşlarımızdan bize destek vermenizi, bir araya gelmenin ne kadar büyük bir güç oluşturduğunu görmenizi istiyoruz” diye konuştu.