KÜLTÜR SANAT - 28 Haziran 2020 Pazar 10:43

Sekiz yıldır kapalı olan İznik Müzesi kapılarını açıyor

A
A
A
Sekiz yıldır kapalı olan İznik Müzesi kapılarını açıyor

Bursa’nın İznik ilçesinde restorasyon sebebiyle 8 yıldır kapalı olan İznik Arkeoloji Müzesi’nde çalışmalar tamamlandı.

Bursa’nın İznik ilçesinde restorasyon sebebiyle 8 yıldır kapalı olan İznik Arkeoloji Müzesi’nde çalışmalar tamamlandı. Müze 8 yıl aradan sonra kapılarını temmuz ayının ilk haftası ziyarete açıyor. Müzede Osmanlı dönemi İznik işi çiniler ile İslam eserleri sergilenecek.


Bursa’nın tek ulusal müzesi İznik’te. Restorasyon nedeniyle 8 yıldır kapalı olan İznik Müzesi temmuz ayının ilk haftası kapılarını ziyarete açıyor. Adı Türk İslam Eserleri Müzesi olarak değiştirilen müzenin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’unda katılması bekleniyor.


Restorasyonun ardından teşhir salonlarının da hazırlandığı müzede 3 oda bir salon bulunmakta. Müze içinde Osmanlı ve Selçuklu dönemi İznik işi çok sayıda çini vitrinlerde yerini alırken, yine Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait sosyal hayatla ilgili eserler bulunuyor.


Müzede bulunan 15 bine yakın arkeoloji eserleri içinde ilçenin güneyinde tarihi Yenişehir Kapı mevkiinde bulunan vakıflara ait araziye bina yapılacak. Binanın yapımı için projelendirmenin sürdüğü öğrenildi. Yeni yapılacak olan Arkeoloji müzesinde Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri sergilenecek. Bu eserler; sütun başlıkları, lahitler, kabartmalar, ambonlar, steller, yazıtlar, çörtenler, altın, bronz, gümüş sikkeler ve yine altın süs eşyalarından oluşuyor. Müzede 15 bin 59 adet eser bulunuyor.



İznik Müzesi


Sultan I. Murat’ın annesi Nilüfer Hatun’un anısına 1388 yılında imarethane olarak inşa edildi. 14. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Osmanlı Mimarisinde ilk kez ters “T” planlı olarak yapılmış imarettir. Bina üç sıra tuğla bir sıra taş biçiminde inşa edilmiş olup zengin ve renkli bir taş ve tuğla işçiliğine sahiptir.


Yapı, kubbe ve tonozların örttüğü sütun ve payelerin taşıyıcı oldukları bir revakla başlar. Üzerinde kitabe bulunan bir kapı ile ana bölüme girilir. Ana bölüm, merkezinde bir aydınlatma feneri bulunan bir kubbe ile örtülüdür. Ana bölümden üzerileri birer kubbeyle örtülü yan mekanlara geçilir.


Nilüfer Hatun İmareti, Cumhuriyet döneminde değişik gereksinmeler için depo olarak kullanılmış ve 1960 yılında restore edilerek aynı yıl müze olarak ziyarete açılmıştır. Müzede İznik ve çevresinde toplanan prehistorik dönemden Osmanlı dönemine kadar olan çeşitli buluntular ile Ilıpınar, Roma Tiyatrosu, İznik Çini Fırınları kazılarında çıkarılan eserler yer almaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Venedik Bienali’nde Türkiye güncel sanatı ilgi görüyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, 20 Nisan-24 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 60. Uluslararası Sanat Sergisi’nin ön izlemesi 17, 18 ve 19 Nisan’da gerçekleşti. Bu yılki teması “Foreigners Everywhere / Yabancılar Her Yerde” olan bienale çok sayıda seçkin isim katıldı. Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu, İKSV koordinasyonunda, Dışişleri Bakanlığı himayesinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Türkiye Pavyonu, 21 destekçinin katkılarıyla Venedik Bienali’nin iki ana sergi alanından biri olan Arsenale’de 2014-2034 yılları arasında tahsis edilen mekânda yer alıyor. Adriano Pedrosa küratörlüğünde 20 Nisan-24 Kasım 2024 arasında (17, 18 ve 19 Nisan’da ön izleme) gerçekleştirilen Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’nin teması “Foreigners Everywhere / Yabancılar Her Yerde” olarak açıklandı. 2022-2024 Danışma Kurulu’nda Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Nilüfer Ergin Doğruer, sanatçı İnci Eviner, küratör ve Fiorucci Art Trust Direktörü Milovan Farronato ve Sanat Dünyamız dergisi editörü, sanat yazarı Fisun Yalçınkaya yer alıyor. Seçkin isimler katıldı Dünyaca ünlü bu sanat etkinliğini takip eden pek çok seçkin isim bulunuyor. Kain Yapı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Kain, “ Venedik Bienali’nde, Türkiye Pavyonu’nda Türkiye’deki güncel sanatın önde gelen isimlerinin muhteşem eserlerinin sergilendiğini görmek büyük gurur” dedi. Kain, “Dünyanın en önemli koleksiyonerleri ve sanatın gerçek anlamını bilenlerle birlikte burada bulunmak çok heyecan verici. Ayrıca ülkemizin de sanata ve sanatçılara yatırımının gün geçtikçe arttığını görmek de çok güzel. Benim için sanat, hayatımda önemli bir yer kaplıyor. Bu sebeple burada olduğum için çok mutluyum” diye ekledi.
İstanbul "Kitap okuma alışkanlığını arttırmamız gerekiyor" Yazar Selcan Gür, Moderatör Mehmet Cemil eşliğinde yeni kitabı Plaza Sufisi’ni okuyucularına sundu. Söyleşi gerçekleştiren ikili kitap hakkında dinleyicilere bilgiler verdi. Yazar Gür ayrıca kitap okuma alışkanlığını edinmemiz gerektiğine dikkat çekti. Yazar Selcan Gür’ün, kişisel gelişim, felsefe, psikoloji ve tasavvuf ile harmanlanan “Plaza Sufisi” adlı kitabını bir söyleşi ile dinleyicilerine tanıttı. Ayrıca Gür günümüzde sosyal medya kullanımının artmasıyla kitap okuma oranlarının düştüğünü belirtti. Kitap okumanın insanı rahatlattığını ve düzgün düşünmeye teşvik ettiğini belirten Gür insanın kendini tanıması ve bulması için kitap okumanın önemli olduğunu belirtti. “Haz ve tüketim peşinde koşmak yerine anlamlı bir hayat yaşamayı seçmeliyiz” Kitabı 3 yılda tamamladığını belirten Yazar Selcan Gür, “Bu kitabı yazma sürecim yaklaşık 3 yıl sürdü. Pandemi döneminde tasavvuf ile ilgili kitaplar okumaya başlamıştım. Pandemi döneminde hepimiz hayatımızı sorguladık. Hayatımızın ne kadar değerli olduğunu sorguladık. Günümüzde insanların bir mutsuzluk ve anlam krizi var. Depresyon oranları giderek artıyor. Yapılan araştırmalara göre geçmiş dönemde depresyona girme yaşı 29’lardayken şimdi 15 yaşlara kadar düştü. Depresyon oranları da tüm toplumlarda artmaya başladı. Bunun sebebi hem bir anlam krizi ve mutluluğu sürekli hazlar ve tüketim peşinde koşarak elde etme yanılgımız. Ben bu kitapta plaza ve sufi terimlerine yer vermemin amacı plaza günümüz insanını temsil ediyor. Metropollerde yaşayan betonlar arasına sıkışmış plaza insanını. Sufi de bildiğiniz gibi tasavvuf öğretisini temsil ediyor. Tasavvuf öğretisi günümüz insanına ne vadedebilir. Kitabımda Pozitif psikoloji ile tasavvuf öğretisinin buluştuğu yerler nelerdir, mutluluğu yanlış mı tarif ediyoruz, haz ve tüketim peşinde koşmak yerine anlamlı bir hayat yaşamayı önceliklersek bu bize neler kazandırır bu soruların cevaplarını aradık” dedi. “Kitap okumayı arttırmamız gerekiyor” Kitap okuma alışkanlığının artması gerektiğini belirten Yazar Gür, “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sosyal medyada çok fazla zaman geçirmek haset duygumuzu tetikliyor. Haset duygumuz tetiklenince depresyona girme eğilimimiz artıyor. Günümüzde çoğumuz sosyal medyada ve ekran karşısında videolar izleyerek vakit geçirdiğimiz için bu bizi olumsuz yönde etkiliyor, bencilliğimiz artıyor, gereksiz tüketime yönleniyoruz. Bu anlamda kitaplara daha çok ihtiyacımız var. Yine araştırmalar gösteriyor ki sosyal medya ile aramıza mesafe koyduğumuzda en azından zaman zaman ara verdiğimizde tekrardan olumlu duygularımız uyanıyor. Kendimizi bulmak ve iyi hissetmek konusunda bu çok etkili bir yöntem. Bu yüzden kitap okuma alışkanlığını edinmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.