EKONOMİ - 14 Mayıs 2022 Cumartesi 13:13

Türk çiftçisi üretmekten vazgeçmiyor

A
A
A
Türk çiftçisi üretmekten vazgeçmiyor

Bursa Ticaret Borsası (TB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, Türkiye’de son bir yılda çiftçi sayısının 75 bin kişi gerileyip 493 bine düştüğünü, tarım ihracatının ise geçen yıla oranla yüzde 17,6 arttığını söyledi.

Bursa Ticaret Borsası (TB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, Türkiye’de son bir yılda çiftçi sayısının 75 bin kişi gerileyip 493 bine düştüğünü, tarım ihracatının ise geçen yıla oranla yüzde 17,6 arttığını söyledi. Türk çiftçisinin güç koşullara rağmen üretmekten vazgeçmediğine vurgu yapan Matlı, Rusya-Ukrayna savaşı ve artan gıda milliyetçiliğinin küresel gıda krizine yol açtığını söyledi.


Bursa TB ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, emeği ve alın terini toprağın bereketi ile buluşturan tüm çiftçilerin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutladı.


Korona virüs salgını ile birlikte tüm dünyanın tarım ve gıdanın stratejik önemini çok net bir şekilde anladığını belirten Başkan Özer Matlı, “Bu dönemde özellikle gıda güvenliği ve kendi kendine yetebilme kavramları ülkelerin gündemlerinde ilk sırayı aldı. Ancak gıda tedarik zincirinde yaşanan bozulmalar, artan lojistik maliyetleri ve iklim risklerine bağlı rekolte kayıpları gıda milliyetçiliğinin hızla artmasına neden oldu” dedi.


Bu durumun tüm dünyayı etkileyen bir gıda krizine yol açtığına dikkat çeken Özer Matlı, “Öyle ki Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Dünya Gıda Programı tarafından oluşturulan Gıda Krizine Karşı Küresel Ağ tarafından açıklanan 2022 Küresel Gıda Krizi raporunda, çatışmalar, aşırı hava koşulları ve Covid-19 salgınının ekonomik etkileri gibi bir dizi faktör sebebiyle geçtiğimiz yıl 53 ülke ve bölgede yaklaşık 193 milyon insan gıda krizi ya da daha kötü seviyelerde akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalmıştır” diye konuştu.



“Çiftçilerimiz üretmekten vazgeçiyor”


Ülkelerin uyguladıkları korumacı politikaların arz-talep dengesinde yol açtığı bozulmaların yanı sıra Ukrayna-Rusya arasındaki çatışmaların gıda krizi ile birlikte gıda enflasyonunu da tetiklediğini vurgulayan Başkan Özer Matlı, Türkiye gibi kur baskısı ile karşılaşan ülkelerde ortaya çıkan maliyet artışlarının çok daha derinden hissedildiğini söyledi. Çiftçilerin artan girdi maliyetleri nedeniyle büyük zorluklar yaşadığına vurgu yapan Özer Matlı, “Dünyayı saran korona virüs salgını sürecinde dahi büyük bir özveriyle çalışmaya devam eden çiftçilerimiz, maalesef her geçen gün artan maliyet yükü ile karşılaşırken; emeğinin karşılığını yeterince alamadığı için üretmekten vazgeçmeyi tercih ediyor. Öyle ki 2008 yılında 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayımız bugün maalesef 500 binin altına düşmüş durumda. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TEPAV’ın Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine dayanarak hazırladığı İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, çiftçi sayısı son bir yılda 75 bin kişi azalarak 493 bine gerilemiştir” dedi.



"Tarım, ulusal güvenlik meselesi olmalı"


Özer Matlı, yüksek girdi maliyetleri, çiftçi sayısındaki azalma ve daralan tarım alanları başta olmak üzere, sektörün karşı karşıya kaldığı pek çok soruna rağmen tarımdaki ihracat artışının dikkate değer olduğunu belirterek, tarımın ulusal güvenlik meselesi olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Başkan Özer Matlı, “Ülkemizin tarım ihracatı nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,6 artarak 2 milyar 765 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 4 aylık ihracatımız ise 11 milyar 127 milyon dolara çıktı. Bu veriler hiç kuşkusuz Türkiye’nin tarım potansiyelini gözler önüne serdiği gibi, büyük bir özveri ile üretmekten geri durmayan çiftçimizin, sanayicimizin de başarısını ortaya koymaktır. Ancak Türkiye’nin mevcut potansiyelini doğru kullanması, değişen dünya dinamiklerine hızla ayak uydurması için mutlak suretle girdi maliyetleri başta olmak üzere gıda enflasyonuna yol açan etmenlerle mücadele edilmeli” şeklinde konuştu.



Başkan Matlı’dan markalaşma vurgusu


Dünya üzerindeki hiçbir ülkenin, tarım sektörünü göz ardı ederek gelişimini tamamlayamadığını belirten Başkan Özer Matlı, Türkiye’nin tarımda önünü açacak düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Öncelikli olarak tarımda doğru bilgiye dayalı güncel veri tabanının oluşturularak, orta ve uzun vadeli stratejik politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Matlı, “Ülkemizin sahip olduğu tarımsal kaynakların güçlendirilmesi, kooperatifçilik sisteminin yaygınlaştırılarak çok daha işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca arazi bölünmesinin önüne geçilerek tarım desteklerinin büyük çaplı üretimi teşvik edecek biçimde yeniden düzenlenmesi, üretim dışı kalan 3 milyon hektarın üzerindeki tarım arazisinin yeniden üretime kazandırılması, tarımda teknoloji kullanımının teşvik edilmesi, tarım sektörüne yönelik toplumdaki mevcut olumsuz algının yıkılarak özellikle genç nüfusun yeniden tarıma özendirilmesi, katma değerli üretimi teşvik ederek ülkemizi uluslararası piyasalarda söz sahibi yapacak tarımsal markaların oluşturulması için atılacak adımlar, tarım sektörünün geleceği açısında hayati önem taşımaktadır. Bu vesileyle bir kez daha emeği ve gücüyle bereketli toprakları, ülkemizin en büyük servetine dönüştüren bütün çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyor, bolluk ve bereket içerisinde verimli bir yıl geçirmelerini diliyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.