GENEL - 17 Nisan 2018 Salı 15:06

Türkiye’nin robotları Bursa’da yarışacak

A
A
A
Türkiye’nin robotları Bursa’da yarışacak

Elektronik, mekanik, robotik kodlama ve yazılım geliştirmealanında Türkiye genelinde önemli üniversitelerin de katıldığı birçok yarışmada Bursa adına ciddi başarılara imza atan Özel Bursa Kültür Okulları, ulusal ölçekte bir robot festivalini (ROBOLUTION’18) hayata geçiriyor.

Elektronik, mekanik, robotik kodlama ve yazılım geliştirmealanında Türkiye genelinde önemli üniversitelerin de katıldığı birçok yarışmada Bursa adına ciddi başarılara imza atan Özel Bursa Kültür Okulları, ulusal ölçekte bir robot festivalini (ROBOLUTION’18) hayata geçiriyor.


Özel Bursa Kültür Okulları yöneticileri, “Türkiye’deki robotların kalbi Kültür’de atıyor” sloganıyla 28-29 Nisan tarihlerinde Bursa Kültür Okulları Özlüce Kampüsü’nde gerçekleştirilecek olan ROBOLUTION’18 robot yarışması ve festivalinin tanıtımı için basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın toplantısına Özel Bursa Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Bulut, Özel Bursa Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yıldırım Bey Sırakaya, Ortaokul Müdürü Tuncay Tunca, Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı Barış Gökhan Güleryüz ve Bilişim Teknolojileri BKRobotics Kulübü’ndeki bazı öğrenciler katıldı.



“Fen bilimleriyle birlikte sanata ve edebiyata da önem veriyoruz”


Toplantıda konuşan Özel Bursa Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Bulut şunları söyledi:


“Sanatta, teknolojide, edebiyatta önemli bir ismi olan kişilerin okul hayatlarını, onları kimin bu alana yönlendirdiklerini bir eğitimci olarak hep merak etmişimdir. Bu merakla birlikte akademik hayatımda fen bilimleri kadar sanata ve edebiyata hep önem verdim. Bursa Kültür Okulları işte bu anlayışla Türkiye’nin gerçekten ilk sıralarında olmayı 10 küsur yıldır beceriyor. Ama bu bize yetmemeli. Sanatı, kültürü ve teknolojiyi içselleştirmemiş ve bunun güncel boyutuna gelememiş olan bir kurum sadece fen bilimlerinde ve yabancı dilde merhale kat etmekle varlığını kanıtlayamaz.”


Bursa Kültür Okulları’nın kodlama ve yazılım konusunda uzun yıllardır çeşitli yatırımlar yaptığını ifade eden Bulut, “Kodlamada ve yazılımda özgün şahsiyetlerin arandığı bu alanlarda yeni şeyler yapma, yeni isimler çıkarma hedefindeyiz. Bugünkü sunumun perde arkasında çok büyük emekler var. Yönetim Kurulu arkadaşlarımıza, Okul Müdürümüze, Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı Barış Gökhan Güleryüz’e ve ekibine teknolojinin gelecek duayenlerini bulmaya çalıştıkları için teşekkür ediyorum” diye konuştu.



“Ulusal robot yarışmalarında önemli dereceler elde ettik”


Özel Bursa Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yıldırım Bey Sırakaya da 2012 yılından bu yana Türkiye genelinde birçok robot yarışmasına katıldıklarını belirtirken şunları söyledi: “Bu işin geri planında ciddi bir emek var. Biz uzun yıllardır İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yıldız Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversite ve ODTÜ gibi üniversitelerin ulusal düzeydeki robot yarışmalarına katıldık. Çok önemli deneyimler elde ettiğimiz bu yarışmalardan oldukça ciddi derecelerle de Bursa’ya döndük. En son Mart ayında Marmara Üniversitesi’nde arazi kategorisinde ve Yıldız Teknik Üniversitesinde çizgi izleyen kategorisinde Türkiye birinciliği elde ettik. Ve çok ilginçtir ki çocuklarımız orta öğretim düzeyinde öğrenciler ama karşılaştıkları rakiplerinin yaş grupları lisans düzeyinde ve en nitelikli üniversitedeki öğrenci büyükleri. Bu başarılarının önemini bir kat daha artırıyor.”



“3 ayrı kategoride 200’ü aşkın robot gelecek”


Bu tecrübeleri Bursa’ya da kazandırmak için ROBOLUTION’18’i düzenlediklerini ifade eden Sırakaya sözlerini şöyle tamamladı:


“Biz katıldığımız yarışmalarda bu tür organizasyonların neden Bursa’da yapılmadığını düşündük ve bu hedefle yola çıkarak ROBOLUTION’18’i düzenlemeye karar verdik. Şu ana kadar 3 ayrı kategoride 200’ü aşkın robot başvurusu aldık. Dünyada önemli başarılara imza atmış kişilere baktığımızda hep çocukken bu işlere başladıklarını görüyoruz. Düşünce dünyamızı geliştiren bizlere ufuk olan öğretmenlerimiz bu konuya yatkın olan öğrencilerimizle uzun yıllardır çalışıyor ve onların kodlama ve yazılım anlamında Türkiye’nin gelecek yıllardaki söz sahibi kişileri olması için çabalıyoruz.”



“Bu bir başlangıç”


Özel Bursa Kültür Okulları Ortaokul Müdürü Tuncay Tunca da “Marmara Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, ODTÜ, Uludağ Üniversitesi gibi Türkiye’nin çok değerli üniversiteleri başta olmak üzere Bursa ve ilçelerimizdeki birçok teknik liseden başvuru oldu. Biz yaklaşık 7-8 yıldır yaptığımız yatırımların sonucunu alıyoruz ama bu bizim için aynı zamanda bir başlangıç. Bu sadece bir yarışma değil aslında. Her yarışma bilgi ve becerilerin boca edildiği alana dönüşüyor ve bu bilgi beceriler her yarışmada artarak sürüyor ve ortaya güçlü bir bilgi birikimi yeni teknolojik bilgiler çıkıyor. Özel Bursa Kültür Okullarının akademik, sanat, edebiyat anlamında çok büyük iddiaları var ama hepsinin üstünde daha büyük bir iddiası var. O da bu ülkeye iyi insanlar yetiştirmek. Bugün bu masada oturan çocuklarımız belki ilerde ülkenin gündemini belirleyecek yazılımları üretecek çocuklar. Önceliğimiz öğrencilerimizin bu donanımlarının yanı sıra öncelikle “iyi insan” olarak yetiştirilmeleridir” diye konuştu.



“Yarışmadan ziyade herkesin bilgisini paylaştığı bir festival”


Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı Barış Gökhan Güleryüz de programla ilgili detayları paylaştı. Güleryüz, “Bir anda bir robot yarışması yapacağız diye yola çıkılacak bir serüven değil bu. Bunun için altyapısı olan bir okula ve eğitimci kadrosuna ihtiyaç var. Biz 7-8 yıldır kodlama ve yazılım üzerine eğitimler veriyoruz. 5 yıl önce ilk yarışmalara gittiğimizde sadece katılımcı ve gözlemci pozisyonundaydık. Zaman geçtikçe dereceler elde etmeye ve deneyim sahibi olmaya başladık. O anlamda bir öğrenci kitlemiz ve eğitimci kadromuz oluştu ve şu an bu yarışmayı ulusal çapta Bursa’da düzenleyebilecek bir pozisyona geldik. Bu bizim için yarışmadan ziyade herkesin hem bilgisini paylaştığı hem yeni şeyler öğreneceği bir robot festivali. 3 kategoride yarışma olacak. Özellikle çizgi izleyen kategorisi günlük hayatta sıkça duyduğumuz otonom sürücüsüz araçların temelini oluşturuyor. Dolayısıyla kategorilerimizi gelişen dünya ve teknolojik şartlara göre belirledik. Herkesi robot festivaline bekliyoruz.”



“Geleceğin teknoloji duayenleri göz doldurdu”


Konuşmaların ardından Özel Bursa Kültür Okulları Bilişim Teknolojileri BKRobotics Kulübü öğrencileri de gelecek hedeflerine ve yarışmaya dair görüşlerini aktardı. Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan öğrenciler, verdikleri cevaplarla da göz doldurdu.


Basın toplantısı sonrasında öğrenciler, çizgi izleyen, mini sumo ve arazi robot kategorilerinde robotları yarıştırarak, kısa bir sunum yaptılar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kolay morarma hemofili habercisi olabilir Hemofilinin ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Hemofili kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliğidir. Kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızıntı şeklinde uzun süren kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir” dedi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Işık Odaman Al, 17 Nisan Dünya Hemofili Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Işık Odaman Al, hemofilinin kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliği olduğunu belirterek “Hemofili A ve hemofili B olarak iki tipi vardır. Hemofili A’da eksik olan, faktör VIII’dir. Tüm hemofili hastalarının yüzde 85’ini oluşturur. Hemofili B’de ise faktör IX eksikliği mevcuttur ve hastaların yüzde 15’ini oluşturur. Hemofili kalıtsal (doğumsal) bir hastalıktır. X’e bağlı çekinik olarak kalıtılır. Yani kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Öte yandan sonradan kazanılmış mutasyonlar da hemofili hastalığına neden olabilmektedir. Toplumdaki sıklığı hemofili A için 5 bin erkek çocukta 1 iken hemofili B için 30 bin erkek çocukta 1’dir” şeklinde konuştu. Sünnet sonrası uzayan kanamaya dikkat Hemofili A ve B’de klinik bulguların benzer olduğuna işaret eden Doç. Dr. Işık Odaman Al, şöyle devam etti: “Eklem ve kas içi kanamalar en sık görülen bulgulardır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Hastalık faktör düzeyinin kandaki seviyesine göre ağır (faktör düzeyi < yüzde 1), orta (yüzde 1-5) ve hafif (yüzde 5-40) olarak sınıflandırılır. Klinik bulgular ise hastanın yaşına, faktör düzeyine göre değişir. Ağır hemofilide bulgular daha ciddi olup yenidoğan döneminde ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Hastalar emeklemeye ve yürümeye başlama döneminde eklem içi kanamalar ile başvurur. Hafif hemofilide ise bulgular daha ileri yaşlarda, ağır bir travma ya da cerrahi işlem sonrası kanama şeklinde ortaya çıkar. Hastalığın tanısı şüphelenilen kişilerde kan faktör seviyesine bakılarak konulur. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızma şeklinde uzun süren kanama, sünnet sonrası beklenmedik kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir. Tanı konulmasında aile öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır. Erken tanı konulması özellikle ağır hemofili hastalarında hayat kurtarıcıdır.” Ciddi kanama olmadan koruyucu tedavi şart Doç. Dr. Işık Odaman Al, tedavinin esasını eksik olan faktörlerin yerine konulması olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Günümüzde plazma kaynaklı ve rekombinant olarak üretilen faktör konsantreleri mevcuttur. Ağır hemofili hastalarında ciddi kanamalar gelişmeden koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Koruyucu tedavi hemofilinin tipine, hastanın kilosuna, kanama sıklığına ve şiddetine ve faktör düzeyine göre bireyselleştirilir. Genellikle haftada 1 olarak başlanıp, haftada 3’e kadar arttırılır. Bu tedavide amaç hastanın kan faktör seviyesini yüzde 1’in üzerinde tutmak ve ciddi kanamaların önüne geçmektir. Diğer tedavi şekli ise ‘kanadıkça’ olarak isimlendirilen hastanın kanaması olması durumunda uygulanan faktör yerine koyma tedavisidir. Faktör konsantreleri hastalara damar içi infüzyon yolu ile uygulanmaktadır. Hemofili ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalıktır. Bu süreçte hasta ve ailesinin bilgilendirilmesi ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Hastalar hematoloji, fizik tedavi, ortopedi hekimi, fizyoterapist, psikolog gibi bir çok disiplinden profesyonel uzmanlarca takip edilmelidir. Hastalar hastalığın ismi, ağırlık derecesi, kullandığı faktör konsantresi, takip eden merkez ve hekimin bilgilerini içeren kimlik kartları taşımalıdır. Tedavide amaç hayatı tehdit eden, ani gelişen kas içi, beyin içi kanamaların önüne geçmek olduğu kadar, uzun vadede hastaların bebeklikten, erken çocukluk, okul dönemi, ergenlik ve erişkin dönemlerine geçişte karşılaşabileceği kronik sorunları da tespit edip çözmektir. Tekrarlayan eklem içi kanamalar kısa ve uzun vadede hastaların hayat kalitesini önemli düzeyde etkilemektedir.” Uzun dönemde sakatlığa ve psikolojik sorunlara yol açabilir Tekrarlayan kanamalarda uzun dönemde sakatlığa yol açabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Tekrarlayan kanamalar sonucu eklem içinde inflamasyon (yangı) oluşmakta ve kısa dönemde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığına; uzun dönemde ise eklem hareket yeteneğinin kaybına yani sakatlığa neden olmaktadır. Bu tür sakatlıklar ise hastalarda fiziksel aktivitede azalmaya ve osteoporoz, obezite, sosyolojik ve psikolojik sorunlara da neden olur. Fiziksel aktivite her yaş grubunda oldukça önemlidir ve desteklenmelidir. Böylece sinir ve kas gelişimi desteklenir ve eklem hareket açıklığı artar. En çok önerilen sportif aktiviteler yürüyüş ve yüzmedir. Erken çocukluk döneminde hastaların aşıları aşı takvimine uygun olarak yapılır. Ancak kas içi yerine cilt altı uygulama tercih edilmelidir. Eğer kas içi uygulama zorunlu ise koruyucu olarak uygulanan faktör tedavisi ile aynı güne denk getirilmeli ve aşı sonrası aşı uygulanan bölgeye baskı uygulanmalıdır. Okul dönemindeki hastalar için ise okul yönetimi ve öğretmenleri hastalığın tedavisi ve acil durumlar hakkında bilgilendirilmelidir. Aile ve öğretmen iş birliği içinde olmalı ve çocuk bu dönemde psikososyal olarak desteklenmelidir. Ergenlik dönemi ise tedaviye uyumun en çok bozulduğu dönemdir. Hastalar kronik sürecin vermiş olduğu bıkkınlık, kanama ataklarının eskisi kadar sık olmaması, bağımsız olma arzusu gibi nedenler ile tedavilerini aksatabilmektedir. Son yıllarda klasik faktör uygulamalarının yanı sıra uzun yarı ömürlü faktörler, faktör VIII’ e benzer etki gösteren bisipesifik antikor (Emicizumab) ve faktör dışı tedaviler geliştirilmiştir. Emicizumab henüz ülkemizde kullanım onayı almamıştır. Gen tedavisi çalışmaları ise devam etmektedir” değerlendirmesi yaptı.
Mersin Mersin’in ilk kadın muhtarları mazbatalarını alıp göreve başladı Mersin’in Mut ilçesinde iki kadın muhtar adayı ilk defa seçimleri kazanarak muhtar seçildi ve mazbatalarını alıp göreve başladı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde muhtar adayı olan Fatma Ayan (59), 120 oydan 63’ünü alarak erkek rakibini geride bırakıp Tuğrul Mahallesi’ne muhtar seçildi. Fatma Dorla ise (49) erkek muhtar adayı karşısında 244 oyun 125’ini alarak Çömelek Mahallesi’nde muhtar seçildi. Muhtar seçildiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Tuğrul Mahalle Muhtarı Fatma Ayan, “İlk defa Mut ilçemizde 2 kadın aday muhtar olarak seçildik. Atatürk’ün biz kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkından yola çıkarak biz de aday olduk. Mut’a bir kadın eli değsin istedik ve çalışmalarımız sonucunda gece gündüz çalışarak bu hedefimize ulaştık. Mahallemizi bir üst seviyeye getirmek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi. Çömelek Mahalle Muhtarı seçilen Fatma Dorla ise, “Önceki seçimde adaylığımı koymuştum. Bir kadın olarak köye kadın eli değmesini istiyordum önceki seçimde kaybettim. 6 adayın içinde ikinci sıraya yerleştim. Benim için avantaj olacağını düşündüm. İkinci sıraya gelmek benim için büyük bir başarıydı. Tekrarını denemek istedim tekrarında da 31 Mart 2024 tarihinde bir seçime girdik. Karşımdaki rakibim eski muhtardı. Bir tane aday vardı eski muhtar. 119 oy o aldı 125 oy ben aldım. Ben birinci geldim. Köyüm için en iyi hizmeti güzel bir şekilde yapacağıma eminim kendime güveniyorum. İstiyorum ki her yerde bir kadının eli değsin istiyorum. Çömelek için de benim elim inşallah uğurlu gelecek her şey güzel olacak” diye konuştu. Çömelek Mahallesi’nin eksiklerine değinen Dorla, “Yollarda şu anda gerçekten ciddi anlamda sıkıntı var. Sularımız yazın yetersiz. Ulaşımımız yok. Gögden yaylasının yolu şu anda çok berbat durumda oranın asfalt yapılması için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz inşallah. Daha çok sorunlar var ama ileriye dönük yavaş yavaş tek tek inşallah bunları çözeceğime eminim bir kadın olarak” diyerek sözlerini bitirdi.