GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 14:32

Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli ÇOMÜ’de konuşuldu

A
A
A
Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli ÇOMÜ’de konuşuldu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) işbirliği ile Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli konulu panel düzenlendi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) işbirliği ile Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli konulu panel düzenlendi.


Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süha Özden ve Prof. Dr. Mustafa Görün, MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ÇOMÜ’lü idareciler, akademisyenler ve öğrenciler katıldılar.


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelin açılışında konuşan MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız, MÜSİAD’ın yurtiçinde 86, yurtdışında ise 78 ülkede 208 noktası olan Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğuna dikkat çekerek, “MÜSİAD’a 60 bin işletme üye. Ülke menfaatleri için çalışan Türkiye’nin yerli ve milli işadamları derneğiyiz. Üretimin ve ihracatın önemli olduğunu, ülkemizin üreterek büyümesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.


Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ise bor madeni üzerine bir panel fikrinin MÜSİAD şubesinden geldiğini belirterek, konunun çok konuşulduğunu ve gerçekte Türkiye olarak geldiğimiz noktanın ne olduğunun daha iyi anlaşılması açısından bu panelin faydalı olacağına inandığını söyledi.


Rektör Acer, “Bor madenini Türkiye’nin önemli bir zenginliği olarak biliyoruz ancak bu konuda ülkemiz neler yaptı, neler yapıyor ve bundan sonra neler olabilir konusu önemli. Üniversite olarak MÜSİAD Çanakkale Şubesiyle bir işbirliği yaptık. Çok değerli 3 panelisti konuyla ilgili gelişmeleri paylaşmaları için üniversitemize davet ettik. Konunun anlaşılması için özellikle öğrencilerimizle bir araya getirmek istedik. Konunun önemi şuradan kaynaklanıyor. Her ülke kendi teknolojisiyle, potansiyeliyle ön plana çıkabiliyor. Bir başkasının teknolojisini ve potansiyelini kullanmaya devam ettiğimiz ölçüde hep edilgen oluyoruz hep biraz geriden geliyoruz. Bunu kırmaya çalışan bir ülkeyiz. Dolayısıyla ülkemizin sahip olduğu potansiyellerin bilinmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bu, eğer harekete geçecekse, bizim çabalarımızla olacak. Amacımız için özellikle bor madeninin ne tür potansiyel ifade ettiğini özellikle siz gençlere aktarmak istedik. Üniversitemizin iş dünyasıyla da işbirliği çok önemli. Biz üniversiteyi iş dünyasıyla kopuk ve izole olmuş olarak görmüyoruz. Hiçbir üniversitenin böyle bir lüksü yok. ÇOMÜ bu konuda kendisini epey geliştirdi. Bu değerli paneli MÜSİAD ile beraber yapıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.


Panelin moderatörü ÇOMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süha Özden, paneli sadece yer bilimleri alanından değil üniversitenin çok farklı fakültelerinden hocaların ve öğrencilerin takip ediyor oluşunun önemine dikkat çekerek, “Dünyada artık güçler savaşı var. Yakın gelecekte yapay zeka hayatımızın bir parçası olacak. Ülkeler de kendi stratejik yatırımlarını buna göre planlıyorlar. Bazıları cari açıklarını kapatmak için yüksek teknolojiye yöneliyor bazıları ise farklı alanlara yöneliyor. Ülkemizde özellikle son 10 yılda teknoloji ve Ar-Ge yatırımları ön plana çıkmaya başladı. Kamu, üniversite ve iş dünyası olmak üzere herkes yüksek teknolojinin peşinden koşuyor. Bunun sonuçlarını ne zaman alacağız bekleyip göreceğiz ama bu yola girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu noktada ülkelerin elinde bulunan kaynakların doğru kullanımı çok önemli. Bor da bu noktada bizim için önemli, bugünkü panelde bu madenin ülkemizdeki ve dünyadaki potansiyelini farklı yönleriyle masaya yatıracağız” dedi.


Panelde ilk sunumu gerçekleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Gündoğan, borun nasıl oluştuğu, dünyada ve Türkiye’deki bor bölgeleri ve bor minerallerinin dünyadaki rezerv durumları hakkında bilgiler aktardı.


Bor yataklarının milyonlarca yıl önce volkanların etkisi altında kalan bölgelerdeki uygun kimyasal koşullara sahip göllerde biriken malzemelerin, kurak zamanlarda suların buharlaşması sonucunda oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Gündoğan, Türkiye’nin bor rezervleri konusunda dünyanın en zengin ülkesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Gündoğan, “Bor yatakları ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Balıkesir- Bigadiç, Sultançayırı ve Bursa-Kestel’de bulunmaktadır. Boraks rezervleri konusunda da dünyada lideriz ve en büyük rezervler Kırka bölgesindedir” dedi.


Bor hakkında genel bilgiler veren Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Zeynep Topsakal, Bor madeninin keşfinin 1808 yılına dayandığını ve çok eski yıllardan beri bilinen bir element olduğunu söyleyerek, “ Bor milattan önceki yıllardan beri Sümerler’de Etiler’de, Babiller ’de anti bakteriyel özelliğinden dolayı mumyalama işlemlerinde kullanılıyordu. Arap doktorlar tarafından ilaç olarak kullanıldığı biliniyor. Çin’de seramik ve camda, Roma’da da gladyatörlerin dövüştüğü arenalarda anti bakteriyel özelliğinden faydalanmak için yere toz bir şekilde serpilirmiş” dedi.


Metal ve a metal arasında bir element olan Bor rezervlerinin dünyada en çok Türkiye’de bulunduğuna dikkat çeken Topsakal, “%72’nin üzerinde bor rezervine sahip olduğumuzu vurguladı ve Türkiye’de en çok cam endüstrisinde kullanıldığının altını çizdi.


Eti Maden Strateji Geliştirme Daire Başkanı Uğur Aydoğan, Türkiye’de bor madenciliği konusunda üretimden pazarlamaya kadar tek yetkili kuruluş olan Eti Maden’in, klasik bir kamu kuruluşu olmasının dışında ne tür faaliyetler yaptığından bahsederek , “1935 yılında Atatürk’ün “Bir milletin geleceği yeraltı zenginliklerinin değerlendirilmesine bağlıdır” sözüyle Etibank adıyla kurmuş olduğu ve bugün dünya bor madeninin lideri olan bir kuruluştan bahsediyoruz. Bir özelliğimiz de 1935’ten 2004’e kadar yani Eti Maden oluncaya kadar çok önemli kilometre taşları var. Ülkemizde değer katan birçok şirketin Etibank’tan ayrıldığını biliyoruz ama Etibank onlar ayrıldıktan sonra küçülmeden büyüyerek yoluna devam etti” dedi.


Panel, soru-cevap bölümünün ardından hediye takdimiyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, “Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte” dedi. Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, “Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza’nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs’ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye’den Çin’e giden de var, Çin’den Türkiye’ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor” diye konuştu.
Bitlis Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvan’da gerçekleştirildi Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi. Tatvan Devlet Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, hastane ve bölgede ilk olan bir operasyonu gerçekleştirdi. Özel hastanelerde yüksek maliyetlerle yapılan kapalı yöntemle tüp açma operasyonunu Tatvan Devlet Hastanesinde gerçekleştiren Op. Dr. Ceylan, büyük bir başarıya imza attı. Yaklaşık bir yıldır takipli hastası olan 34 yaşındaki 3 çocuk annesi H.E.’nin doğal yollarla yeniden gebe kalması için hastayla birlikte operasyon kararı alan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, devlet hastanelerinde nadir gerçekleştirilebilen bir yöntemle önemli bir operasyon gerçekleştirdi. Daha öncesinde tüpleri bağlanan hastasına kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştiren Ceylan, hastasının yeniden doğal yollarla gebe kalmasına imkan sağlamış oldu. Gerçekleştirilen operasyon sonrası hastasını serviste ziyaret eden Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, yapılan operasyon ve süreçle ilgili hastasını bilgilendirdi. Yapılan operasyon ve operasyonun önemiyle ilgili bilgi veren Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, bölgenin kapalı yöntemle yapılan ilk tüp açma operasyonunu başarılı şekilde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Yapılan başarılı operasyon sayesinde son doğurduğu bebeğini kaybeden annenin yeniden doğal yollarla gebe kalabileceğini anlatan Ceylan, “Hastamız bize daha önce geçirmiş olduğu sezaryen sırasında tüplerinin bağlanması sonucu doğal yollarla çocuğu olmayacağı için başvurdu. Son doğurduğu bebeği maalesef hayatını kaybetmişti. Bebeğini kaybetmesi üzerine tekrar çocuk istemiyle bize başvurdu. Önceki sezaryenının üzerinden iki yıl geçmesi gerektiğini daha öncesinde iletmiştik. Bu hastamız benim bir yıldır kontrollerine gelen takipli hastamdı. Ardından da son sezaryenının üzerinden iki yıllık süre geçince birlikte tüpleri açma operasyonu yapmaya karar verdik. Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette vardı. Tüp bebekle de gebe kalabilirdi. Biliyorsunuz ki yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalmak, gebeliğe bağlı bütün hastalık risklerini arttırmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz ameliyatta da elbette riskler vardı. Çok şükür sorunsuz ve başarılı şekilde yaptık. Biz hastamıza kapalı yöntem ile tüp açma operasyonu gerçekleştirdik. Operasyon sonrası 48 saatlik sürecin ardından hastamızı taburcu edeceğiz. Altı hafta sonra belli kontrollerini yapacağız. Hastamızı bu bir yıllık süreçte de takibe devam edeceğiz. Yine iletişim halinde olacağız kendisiyle. Yapmış olduğumuz operasyon ile hastamızın fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık” dedi. “Kapalı yöntemde cerrahi riskler azalıyor, iyileşme süreci hızlanıyor” Kaplı yöntemle yapılan tüp açma operasyonunun açık ameliyatlara nazaran daha üst bir cerrahi beceri ve tecrübe gerektirdiğini kaydeden Ceylan, şöyle konuştu: “Bu ameliyat bölgede açık yöntemle çok sık yapılabilen bir ameliyat. Ancak biz bunu daha üst bir cerrahi beceri gerektiren kapalı yöntem ile gerçekleştirdik. Bu operasyonu yapmak için sadece yeterli imkan olması yetmiyor aynı zamanda cerrahi beceri de gerekiyor. Nerdeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat ve bu ameliyat cerrahi el becerisi ve tecrübe gerektiriyor. Çünkü kapalı olarak yaptığımızda orta çaplı bir damar büyüklüğünde kesilmiş bir organı yerinden tekrar açıp uç uca dikmemiz anlamına geliyor. Kapalı yöntemin önemine gelecek olursak, tabi ki açık cerrahiye göre karnın bütün kaslarını kesmemize gerek kalmıyor. Sadece küçük üç tane delikle bu ameliyatı yapabiliyoruz. Bu yöntemde hastaların operasyon sonrası iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. Çünkü herhangi bir kesik olmuyor, ağrıya neden olabilecek bir durum olmuyor. Bizim hastamız da ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalktı ve yürüdü. Günümüzde artık en az kesi ile ameliyatları yapmaya çalışıyoruz. Bu hastamız için de fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık. Ameliyatı kapalı yöntem ile yapıp kesi olayını ortadan kaldırdık, ağrı ve cerrahi risklerini azalttık, cerrahi süresini azalttık. Bu imkanı bize verdiği için hastamıza ve devletimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca, bu beceriyi kazanmamda emeği geçen İstanbul’dan Onkolog Alpaslan Kaban Hocam başta olmak üzere tüm hocalarıma teşekkür etmek istiyorum.” “Tüplerin bağlanması yumurtalık kanseri riskini azaltıyor” Tüplerin bağlanmasının yumurtalık kanseri riskini azalttığının kanıtlanmış bir durum olduğuna işaret eden Ceylan, “Normalde tüplerin bağlanmasını, tüplerin bağlanmasıyla korunmayı çok faydalı görüyorum. Sezaryenler sırasında ya da sezaryenlerden sonra ailelerini tamamlamış çiftler tarafımıza başvurarak tüplerini bağlatarak korunmayı talep ediyorlar. Bu en konforlu olanı ve üstelik çok kolay bir ameliyat. Tüpleri bağlamak neden faydalı diye soracak olursak; tüpleri bağlamanın kanıtlanmış bir şekilde yumurtalık kanseri riskini azalttığı bir gerçek var. O yüzden eğer kadınlarımız artık çocuk sahibi olmak istemiyor ve doğal yollarla korunmak zor geliyorsa tüplerini bağlatmayı tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
İstanbul Yurtta hava durumu Yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar, genellikle güney, güneydoğu kesimlerinde kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına (40-80 km/saat) şeklinde esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde ve akşam saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu 23 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 26 Adana: Parçalı ve az bulutlu 38 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 Samsun: Parçalı ve az bulutlu 27 Trabzon: Parçalı ve az bulutlu 29 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 32