EKONOMİ - 15 Nisan 2021 Perşembe 16:25

Ramazan’da her bütçeye uygun ’hurma’

A
A
A
Ramazan’da her bütçeye uygun ’hurma’

Ramazan sofralarının vazgeçilmez besini hurmanın satışlarında da hareketlilik yaşanıyor.

Ramazan sofralarının vazgeçilmez besini hurmanın satışlarında da hareketlilik yaşanıyor.


Birçok kuru meyve gibi hurma da sıklıkla tüketilmeye başlansa da Ramazan aylarında daha fazla rağbet görüyor. Besleyici özelliği oldukça yüksek olan hurma, barındırdığı vitamin ve mineralleri yanı sıra yüksek oranda lif içermesi nedeniyle de tokluk hissini artırıp bağırsakların da düzenli çalışmasına destek oluyor. Orucun hurma ile açılması da tatlı isteğinin baskılanmasına ve iştah kontrolünün sağlanmasına yardımcı oluyor.


Ramazan ayı ile birlikte de hurma satışlarında da büyük bir artış yaşanıyor. İftar sofralarının vazgeçilmez besini hurma, Çankırı’da 15 ile 94 lira arasında tezgahları süslüyor.


Hurma satışlarından memnun olduklarını belirten esnaf Ertuğrul Yılmaz, “Bu Ramazanda İran hurmaları ucuz. Geçen seneye göre fiyatlarda bir değişiklik yok. Hac mevsimi gerçekleşmediği için o da piyasaya olumlu yönde etki yaptı. Yükselmedi fiyatlar. Paket hurmalar 500 gram civarında, onların fiyatı 10 lira. Açık satılan hurmalar ise 15 liradan başlıyor. Hurmaların kilosu en ucuzu 15 liradan başlıyor 94 liraya kadar devam ediyor” dedi.


Yılmaz, “Ramazan ayında insanların canı çok şey çekiyor ama fazla vakit olmadığı için kuruyemiş fazla tüketilmiyor. Çiğ badem, çiğ fındık ve ceviz, tatlı yapıldığı için Antep fıstığı tozu bu tarz veya hoşaf yapıldığı için kuru üzüm, kuru kayısı, incir, erik bu tarz ürünler Ramazan’a yönelik daha hızlı tüketiliyor. İnşallah Ramazan hürmetine bu korona virüsü üzerimizden alır. İnsanların artık dayanacak çok fazla gücü kalmadı. Piyasa inşallah rahatlar” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.