GENEL - 10 Temmuz 2019 Çarşamba 08:39

15 Temmuz şehitlerinin hatıraları bu müzede yaşatılıyor

A
A
A
15 Temmuz şehitlerinin hatıraları bu müzede yaşatılıyor

Çorum Belediyesi, 15 Temmuz’da yaşanan ihanetin ve bu ihanet karşısında gösterilen kahramanlığın gelecek kuşaklara aktarılması ve milli ruhun diri tutulması amacıyla 15 Temmuz Şehitler Müzesi kurdu.

Çorum Belediyesi, 15 Temmuz’da yaşanan ihanetin ve bu ihanet karşısında gösterilen kahramanlığın gelecek kuşaklara aktarılması ve milli ruhun diri tutulması amacıyla 15 Temmuz Şehitler Müzesi kurdu.


Kültür Park içerisinde geçtiğimiz yıl 15 Temmuz şehitleri anısına yapılan müzede Çorumlu şehitlerin hatıraları yaşatılıyor. Çorumlu şehitler Abdullah Tayyip Olçok, Ali Alıtkan, Akif Kapaklı, Ali Karslı, Emin Güner, Erol Olçok, Mehmet Kocakaya, Mustafa Avcu, Mustafa Karasakal, Mustafa Solak, Osman Arslan ve Yakup Kozan’ın bal mumu heykelleri ve özel eşyaları ile fotoğraflar sergilendiği müzede ayrıca 15 Temmuz’un sembol isimlerinden şehit Astsubay Ömer Halisdemir için de özel bir bölüm bulunuyor.


Ayrıca müzede bulunan sergi salonunda, darbe gecesi yaşanan olayları en iyi şekilde anlatan fotoğraflar yer alırken, sinema salonunda ise bu ihanet gecesine ait görüntülerden oluşan belgeselleri tüm ziyaretçilere izlettiriliyor.


Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Malazgirt’ten bugüne kadar Anadolu toprakları şehit kanlarıyla sulandığını söyledi.


Çanakkale’den Yemen’e, Galiçya’ya kadar gerek Türk halkı, gerekse Çorum’un çok sayıda şehit verdiğini ve kahramanlık örnekleri gösterdiğinin altını çizen Başkan Halil İbrahim Aşgın, “2. Abdulhamid Han’a darbe girişiminde bulunan darbecilere sopasıyla engel olan 7-8 Hasan Paşa da Çorumludur. Onların torunları 15 Temmuz’da adeta yeni bir Çanakkale destanı yazmışlardır. Ülkemiz genelinde 250 civarında şehidimiz, 2 bini aşkın gazimiz olmuştur. Aslında topyekun bir millet gazi olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın o hain darbe girişimine maruz kaldığımızda milletimizi tüm meydanlara çağırdığında Türkiye’de tüm meydanlar dolmuş, Çorum meydanı da dolmuştur. Bir kez daha hak demiştir. Hukuk demiştir. Bağımsız Türkiye, ezan dinmesin, bayrak inmesin vatan bölünmesin demiştir herkes” dedi.


15 Temmuz şehitlerinden 12’sinin Çorumlu olduğunu hatırlatan Başkan Aşgın, “Biz geçmişteki tüm şehitlerimizle gurur duyduğumuz gibi 12 şehidimizle de gurur duyuyoruz. 15 Temmuz’un bu yıl üçüncü yıldönümü. Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz Şehitler Müzesi faaliyete geçti. Burada 12 şehidimiz için özel odalar oluşturuldu. Ailelerinden özel eşyaları alındı. Buraya hemen hemen her hafta uğruyorum. Her hafta aynı manevi hazzı yaşıyorum. Şehitlerimizin manevi ruhunun burada olduğunu düşünüyorum. 12 şehidimizin yanı sıra 15 Temmuz’un sembol kahramanı olan o gün ölümü öldüren şehit Ömer Halis Demir içinde bir oda ayırdık. Gerek Ömer Halis Demir, gerek Erol Olçok ve diğer tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum” diye konuştu.


15 Temmuz’da Türk milletinin büyüklüğünü tüm dünyaya gösterdiğini vurgulayan Başkan Aşgın, "O gün, savaş uçakları karşısında, helikopterler karşısında, atılan bombalar karşısında birçok imkan karşısında imanın yeniden kazandığının göstergesi oldu. Büyük bir millet olduğumuzu tüm yeryüzüne tüm dünyaya göstermiş olduk. Öyle büyük bir millet ki uçak geliyor terlikle uçağa kafa tutan bir millet. Bu milletin vergileriyle, helal paralarıyla alınan tanklar bu milletin üzerine o hain FETÖ örgütü tarafından yürütüldüğünde o tankların üzerine yatıyor. Böyle büyük bir milletin parçası, böyle büyük bir milletin mensubu olduğumuz için ne kadar övünsek ne kadar gururlansak azdır” ifadelerini kullandı.


Müzenin 2 kattan ve bin 600 metrekare kapalı alandan oluştuğunu anlatan Aşgın, "Alt katta 15 Temmuz o kahramanlık destanının yazıldığı saatlerde haber ajanslarının çektiği fotoğraflar var. Müzemizin girişinde ziyaretçilerimizi bu fotoğraflar karşılıyor. Ve o fotoğraflara bakıyoruz gerçekten imkan karşısında imanın zaferinin ne demek olduğunu tüm ziyaretçilerimiz o fotoğraflardan anlıyorlar. İkinci katta 13 odamız var. Bunlardan 12’i tanesi Çorumlu şehitlerimize ait. Bir tanesi de 15 Temmuz’un simgesi haline gelen ve ölümü öldüren Ömer Halis Demir’e ait. Özel eşyalarını görüyorlar. Burada yetkin bir personelimiz var. Bu personelimiz gelen ziyaretçiler tek tek şehitlerimizin hayat hikayelerini anlatıyorlar. Vatan için, bayrak için, Kur’an için yaşamışsanız ölümün ne kadar güzelleşeceğini misafirlerimize anlatıyorlar. Şuan an itibariyle her yaştan 9 bin 883 ziyaretçimiz oldu. Okullarımız akın akın geliyorlar. Herkesi müzemize davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
Amasya Amasya’da hastanelerin temizlik malzemesi kimyacı liselilerden Amasya’da hastanelerin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, kimyacı lise öğrencilerinin üretimiyle karşılanıyor. Şehrin sembolü elmadan esinlenip “elma’s” markasıyla ürettikleri temizlik ile hijyen malzemelerini hastanelere ve fabrikalara satan Merzifon Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl 3 milyon liranın üstünde gelir hedefliyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol yapıldı Kimya teknolojisi eğitimi alan öğrenciler ve öğretmenleri, okulda oluşturulan atölyede dezenfektan, sıvı el sabunu, çamaşır suyu ile kolonya gibi 25 farklı malzemenin üretimi yapıyorlar. Bu ürünlerden 15’i Amasya İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan protokolle ildeki hastanelere gönderiliyor. Bakanlık üretimi destekliyor Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, Amasya’daki hastanelerin temizlik ve hijyen malzemelerinin tamamının öğrenciler ile öğretmenlerin emekleriyle hazırlandığını söyledi. Okulun yılsonuna kadar 3 milyon liranın üstünde satış yapmayı hedeflediğini anlatan Mehmet Türkmen, “Okulumuzdaki imalata Milli Eğitim Bakanlığımız gereken desteği sağlıyor. Artacak kapasiteyle birlikte satışların da büyümesini planlıyoruz” dedi. Okul müdürü Sadık Turan ve kimya teknolojisi alanı şefi Fatma Nakır’dan çalışmalarla ilgili bilgi alan Türkmen, satış sonrası ürünlerden memnun kalınmasının da kaliteli bir iş çıkartıldığının kanıtı olduğunu vurguladı. “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” düşüncesiyle üretimde görev alan öğrencilerden 9. sınıf öğrencisi Hilal Bıcıl, çalışmalarının kozmetik alanında gelişeceğine inandığını anlatırken üniversite eğitimini kimya alanında sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Arkadaşı Mustafa Yusuf Töre de ürettikleri temizlik maddelerinin anneleri tarafından da beğenildiğine işaret etti.