POLİTİKA - 06 Haziran 2021 Pazar 12:43

AK Parti İl Başkanı Yusuf Ahlatcı;

A
A
A
AK Parti İl Başkanı Yusuf Ahlatcı;

AK Parti Çorum İl Başkanı Yusuf Ahlatcı, “er meydanı” açıklamasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a erken seçim çağrısında bulunan CHP Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap vererek, “Partisinin başında girdiği 10 seçimi de kaybeden birisi Cumhurbaşkanımızı er meydanına çağırıyor.

AK Parti Çorum İl Başkanı Yusuf Ahlatcı, “er meydanı” açıklamasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a erken seçim çağrısında bulunan CHP Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap vererek, “Partisinin başında girdiği 10 seçimi de kaybeden birisi Cumhurbaşkanımızı er meydanına çağırıyor. Cumhurbaşkanımızı er meydanına çağıranlara


2023 yılında 11. mağlubiyetini yaşatacağız” dedi.


AK Parti Çorum İl Başkanı Yuduf Ahlatcı, teşkilat çalışmaları kapsamında Ortaköy ilçesi ve Aşdağul beldesini ziyaret etti. Ortaköy ve Aşdağul Beldesi’ni partililer ve vatandaşlarla bir araya gelen Ahlatcı, yapımı devam eden yatımları inceleyerek bilgi aldı. Teşkilat toplantılarında gündeme ilişkin açıklama da bulunan Ahlatcı, muhalefet partilerini eleştirdi.


Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’ya benzeten İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i isim vermeden eleştirerek tepki gösteren Ahlatcı, “Dünyada İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’ya sen çocuk katilisin diyen bir tane lider var. Oda cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bunu dile getirirken insan biraz izan, vicdan sahibi olur” ifadelerini kullandı.


“Size dostlarınızla mutluluklar, bize bu millet yeter”


Dostlarıyla birlikte 2023 yılında iktidara geleceklerini ifade edenlerin bulunduğunu dile getiren Ahlatcı, “Dostlarıyla beraber 2023 yılında iktidara geleceklerini söyleyenler var. Ben ülkücüyüm diyor, milliyetçiyim diyor. PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile birlikte beraber hareket ediyorlar. ABD Başkanı Joe Biden, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dostlarımızla birlikte iktidardan uzaklaştıracağız” dedi. Bu millet buna müsaade eder mi? Hangi görüşten olursa olsun. Her kardeşimiz bizim için kıymetli. Yaptığımız çalışmaları onlara anlatacağız. Sorunlar olabilir hep beraber el ele vererek çözeceğiz. Sorunların çözüm mevki ABD veya başka bir ülke değildir. Milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz” şeklinde konuştu.


“Devlet vatandaşının sağlığı için ne gerekiyorsa yaptı”


Pandemi döneminde devletin toplumun sağlığını korumak adına ne gerekiyorsa yaptığını dile getiren Ahlatcı, “Korona virüs vakasının ilk görüldüğü andan itibaren ülkemizde 45 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu süreçte sağlık çalışanlarımız cansiparane mücadele verdi. Onların hakkı ödenmez. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi aşılama süreciyle birlikte inşallah korona virüste hayatımızdan çıkıp gidecek. Birileri çıktı şehir hastanelerine ne gerek var diyordu. Çorum’da eski hastanemizin durumunu biliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 850 yataklı hastane yapıldı. Pandemi döneminde eski hastane olsaydı bu süreçte ne yapardık. Ülkesini düşünme, vatanını düşünme, önceden görme sezgisi bu işte. Şimdi örnek verelim evladımız hastanede yatıyor. Acil ilaca ihtiyacı var. Anne-baba ne yapar? Herşeyinden vazgeçer çocuğunu kurtarmak için çabalar. İşte bu ülkenin her ferdi evlat, devlet ise baba. Devletimiz bu süreçte evlatlarının sağlığı için ne gerekiyorsa yaptı. Ülkenin en ücra köşesine kadar sağlık hizmetini vatandaşının ayağına görürdü. Sağlık hizmetlerinde hiçbir sorun yaşanmadı. Geçmiş yılları hatırlayalım. Emanet karnelerle hastamızı tedavi ettiriyorduk. Hastane kuyruklarında vatandaşlarımız hayatını kaybediyordu. Devletimiz bu süreçte önce vatandaşımın sağlığı dedi. Pandemi döneminde 61 milyar lira yardım dağıtıldı. Çorum’da 200 milyon lira pandemi desteği sağlandı. Allah devletimize zeval vermesin” diye konuştu.


Aşdağul ve Ortaköy’e yapılan yatımlar hakkında bilgi veren Ahlatcı, şunları kaydetti;


“Aşdağul’da gönlü Aşdağul beldesi için çarpan bir belediye başkanımız var. Halı sahanın yer teslimi yapıldı. Millet bahçesinin yapımı devam ediyor. Kanallarla ilgili çalışmalar sürüyor. Göçek projesi var. Yeşilırmak Havzası projesine Aşdağul’u dahil ettirdik. Proje onaylandı. Milletvekillerimize verdikleri desteklerden dolay teşekkür ediyoruz. 2 iş makinesiyle ilgili talebi de yerine getireceğiz.


Ortaköy’de değerli bir belediye başkanımız ve ilçe başkanımız var. Ortaköy’de gözümüz arkamızda değil. Verilen her oyun alın teriyle ödeyen belediye başkanımız olduğu müddetçe gözümüz arkamızda deil. İlçe teşkilatımız ve belediyemiz çok uyumlu. Kapı kapı gezerek ziyaret edilmedik ev bırakmayacağız. Ortaköy-Cemilbey ve Ortaköy-Göynücek yollarımızın ihalesi yapıldı. 200 milyon liraya mal olacak her iki yatırım ilçemize hayırlı olsun”


Toplantıya Ortaköy Belediye Başkanı Taner İspir, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Bektaş, Aşdağul Belediye Başkanı Mehmet Çelik, AK Parti Ortaköy İlçe Başkanı Osman Kara ve partililer katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa YÖK Başkanı Erol Özvar: "Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 99.8’i dolu" Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Arama Konferansı’ programına katılmak için Bursa’ya geldi. Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferans, saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı’nın okunmasıyla beraber BTÜ Rektörü Profesör Doktor Naci Çağlar’ın konuşmasıyla başladı. Çağlar, YÖK Başkanı Erol Özvar’ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, "Bugün burada üniversitemizin ‘Arama Konferansı’ için toplandık. Üniversitemizin mevcut durumunu, şehrimizin ve bölgemizin potansiyelini, ülkemizin yeni yüzyıldaki yerini ve dünyadaki trendleri dikkate alarak bu arama konferansında ‘2030 yılı ve sonrasında üniversitemizi nerede görmek istiyoruz’ sorusuna cevap arayacağız. Hepinize, katılımınızdan dolayı teşekkür ederim" dedi. “Üniversitelerimizde 4 milyonu örgün olmak üzere toplam 7 milyon öğrencimiz var” Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferansta konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, "Yükseköğretim Kurulu olarak, mümkün olan her fırsatta Yükseköğretim Sistemi’nin paydaşlarıyla bir araya gelmeye ve fikir alışverişinde bulunmaya büyük bir gayret verdiğimi söyleyebilirim. Başlıca hedefimiz olan Türk yükseköğretiminin dünya üzerinde rekabetçi, yenilikçi, sürdürülebilir ve nitelikli bir yapıya sahip olması için ortaya koyulan her türlü görüş ve önerinin çalışmalara katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Burada da fevkalade neticeler alacağımızın kanaatindeyim. Bugün ülkemiz 208 üniversitesi yaklaşık 185 bin akademisyeni ve 4 milyonu örgün eğitim olmak üzere 7 milyona ulaşan öğrencisi ile son derece büyük bir kapasiteye ulaşmıştır. Bu kapasite ile Avrupa üniversiteler alanının en önemli paydaşlarından bir tanesidir. Bu kapasiteye ulaşılmasında başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde son 20 yılda Yükseköğretim Sistemi’ne yapılan yatırımların katkısı müstesnadır. Ülkemizde yükseköğretime erişim talebi güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2023 yılında 3 buçuk milyondan fazla öğrencimiz üniversite sınavlarına başvurmuş, üniversite kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 99.8 gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu yoğun ve güçlü talebe, doğru politikalar ile cevap vermek Yükseköğretim Kurulu’nun en temel hedeflerinden biridir. YÖK olarak bir taraftan ülkemizin yükseköğretimde sahip olduğu kapasitenin ve gücün önemini vurgularken, diğer yandan yükseköğretimimizin kalitesini daha da yükseltme irademizi her platformda ifade etmeye devam ediyorum. Üniversitelerimizin uluslararası alandaki saygınlıklarını ve görünürlüklerini yükseltmek, akademisyenlerimizin projelerini artırmak AR-GE faaliyetlerini teşvik etmek ve nihayetinde ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli beşeri sermayeyi artırmak başta olmak üzere kaliteyi önceleyen bir anlayış ile YÖK olarak hareket ettiğimizi buradan paylaşmak isterim. Üniversitelerimizdeki kalite süreçlerini yakından takip etmemiz, bu süreçlerde üniversiteleri her şekilde desteklememiz bu anlayışımızın bir tezahür olarak görülmelidir" ifadelerine yer verdi. "Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler için vardır" Türk yüksek eğitiminde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma konularında son yıllarda çok önemli mesafeler katedildiğini belirten Özvar, "2016 yılında YÖK tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması programı hayata geçirilmiştir. Bu program sayesinde 25 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında bulundukları bölgelerin dinamiklerini esas alarak projeler hazırlamaları ve bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmeleri sağlanmıştır. Bu bakımdan, son yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında bu misyon ile hareket eden üniversitelerimizde önemli gelişmeler kaydedildiğini, bölgesel kalkınma üniversitelerimizin çokça görünür katkılar sağladığını görmekten sadece YÖK değil, bölge insanlarımızın da memnuniyet ile ifade etmiş olması bu alanda yapmış olduğumuz çalışmaların ne kadar isabet kaydettiğini göstermektedir. YÖK’ün gelecek vizyonunda önemli yer tutan bir diğer husus ise ‘İstihdam’ konusudur. Çeşitli vesileler ile ifade ettiğimiz üzere piyasayla, istihdamla, kültür-sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu vesile ile toplantının hazırlanmasında ve organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Sivas Maraş ve Tokat depremlerini önceden bildirmişti, İstanbul için rahatlatan tahmin Kahramanmaraş depreminin uyarısını 2 hafta öncesinden yaparak gündem olan Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, geçtiğimiz gün gerçekleşen Tokat depremini de 3 saat öncesinden haber vererek yeniden gündem oldu. İçelli’den bu kez İstanbul’u azda olsa rahatlatacak bir açıklama geldi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, 7 büyüklüğün üstünde beklenen İstanbul depremiyle ilgili yaptığı açıklamada kendi çalışmalarına göre beklenen depremin en fazla 6 ila 6.5 büyüklüğünde olabileceğini söyledi. İcelli, “İstanbul’da büyük bir deprem beklentim yok. Orada bulunan fay 180-190 kilometre uzunluğunda. Bu fay 123 yıl içerisinde 3 kez kırıldı. 2 kez 7 üzeri bir kez de 6 büyüklüğünde. 1912’de Mürefte depremi, 1999 Gölcük depremi zaten burayı rahatlatmıştı, 1963’te de 6.3’lük bir depremle Çınarcık fayı yırtılmıştı ve neticesinde Marmara genel olarak rahatladı. Burada yırtılmayan sadece 30-35 kilo metrelik bir kırığımız kaldı. Buda 6-6,5 büyüklükte deprem oluşturabilecek bir potansiyele sahip. Sismik kesitlere baktığımızda, 12 kilo metrenin altında bir sürünme olduğu zaten bariz olarak bellidir. Deprem silsilesine baktığımızda da bunu teyit edebiliyoruz” dedi. “Sulusaray depremi Kuzey Anadolu zonunu tetiklemez” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan depremlerin yine Tokat sınırları içerisinden geçen Kuzey Anadolu fay zonunu tetiklemeyeceğini belirten İçelli, “Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremlerin Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durum yok. Çünkü depremi oluşturan küçük bir fay. Böyle küçük depremler büyük fayları tetikleyemez. 7 büyüklüğün üzerinde bir deprem olsaydı bunu düşünebilirdik. Özellikle depremlerin odak mekanizma çözümlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. İki gündür biz bunu inceliyoruz. Özelikle Buğdaylı fayının üzerinde, 23 kilo metrelik bu fayın sağına ve soluna her hangi bir baskı uygulamadığını düşünüyoruz“ diye konuştu. “Beklenen büyük Tokat depremi en fazla 6.2 büyüklükte olabilir” Tokat’tan geçen Kuzey Anadolu Fayında beklenen depremle ilgili değerlendirmede bulunan İçelli, “Bölgemizde bir çok kırığımız var. Özellikle Merzifon Esençay fayı 6.5 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyele sahip. Faylar tesadüfen depremler üretmiyor. Belli bir deformasyon enerjisini biriktirip, kinetik enerjiye çevirmesi gerekiyor. 1939 yılındaki Erzincan depremi vardır. 42-43 depremleri o bölgeyi zaten rahatlatmıştı. Yıllık 2.5 santimetrelik yamulma hızını hesap ettiğimizde şuanda odada ki potansiyel enerji 6-6.2 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyeldedir” ifadelerini kullandı. “Sulusaray’da 5 büyüklükte yeni depremler beklenebilir” İçelli 2 gündür depremlerle sallanan Tokat’ın Sulusaray ilçesindeki fayda 5 büyüklükte yeni depremler beklenebileceğinin altını çizerek şunları söyledi. “Tokat Sulusaray’da halen 5 büyüklüğünde depremler bekliyoruz. Panik yapmaya gerek yok. Özellikle Tokat buradaki depremleri çok fazla hissediyor. 5.6’lık depremlerde 4.5’lik artçılar gelmeni normaldir. 5 büyüklükte depremlerde oluşabilir ama daha büyük bir deprem beklemiyoruz.”
Yozgat Yozgat’ta depremin izleri gün ışıyınca ortaya çıktı Tokat’ın Sulusaray ilçesinde dün meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından Yozgat’ta sabahın erken saatlerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, depremde 147 ev, 14 ahır ve 8 camide hasar oluştuğunu söyledi. Tokat’ın Sulusaray ilçesinde dün saat 18.11’de meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem, Yozgat merkez ve ilçelerinde de hissedildi. Özellikle Kadışehri ilçesinde ve köylerinde hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar büyük panik yaşarken, depremin izleri gün ışıyınca ortaya çıktı. Bölgede çok sayıda yapı hasar görürken, cami minarelerinin yıkıldığı ve ahırlarda hasar oluştuğu görüldü. Ekipler Kadışehri, Aydıncık ve Çekerek ilçelerinde hasar tespit çalışmalarına hızla devam ederken, bölgelere yardım ulaştırılması için koordinasyon sağlanıyor. Yozgat’ın Kadışehri ilçesi Yelten köyünde kimi vatandaşlar AFAD tarafından verilen çadırlarda kalırken, kimi vatandaşlar da traktör römorklarını çadıra dönüştürerek geceyi geçirdi. Yozgat Valiliği öncülüğünde depremden etkilenenlere 200 çadır ve bin battaniye dağıtılarak, vatandaşların yemek ihtiyacı karşılandı. “200 çadır, bin battaniye dağıttık” Depremde herhangi bir can kaybı ve yaralanmanın yaşanmadığını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, şu ana kadar 147 ev, 8 cami ve 14 ahırda zarar oluştuğu yönünde ihbar geldiğini belirtti. Vali Özkan, “Arkadaşlarımız sahada günün ışımasıyla birlikte tekrardan görev aldılar ve hasar tespit çalışmaları bir yandan binalarda, bir yandan tarımsal hasar tespit çalışmaları, bir yandan da bina içlerindeki mal zararına dönük hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor. Çok şükür çok ciddi denilebilecek bir sorunumuz, bir problemimiz yok. Gerek evinde oluşan hasardan gerekse endişeden dolayı evine giremeyen insanlarımız vardı. Bu surette de derhal çadır dağıtımını AFAD ve Kızılay üzerinden gerçekleştirdik. Gece sabaha kadar kurulumların çoğunu bitirdik. Bunların yanı sıra battaniye dağıtımlarımızı yaptık. Şu ana kadar 140 çadırın kurulumunu yaptık. Tabii sabah gidince orta çadırlar da isteyen oldu. Onlarla beraber 200’e yaklaştı çadır sayımız. Bine yakın da battaniye dağıtımımız oldu. Gelen talepleri de karşılıyoruz. Hiçbir problemimiz yok” dedi. Depremden etkilenen Yelten köyü sakinlerinden Bekir Taşkın, “Evimizin arka tarafı komple çökmüş, eşyaları annem ve babam dışarı çıkarmış. O eşyaları başka yere taşıyacağız” dedi. “Evden çıkmakta zorlandım” İzzet Balta ise hasarın çok olduğunu, evden çıkmakta zorlandığını söyleyerek, “Evimizin duvarları komple döküldü, ahırımız zarar gördü. Geceyi çadırda geçirdik. Rabbim devletimizin yokluğunu vermesin” şeklinde konuştu. “Rabbim kimseye bu durumu yaşatmasın” Sefer Sağlamer ise, “Rabbim kimsenin başına vermesin bu durumu, çok kötü sallandık. Ben Ankara’dan buraya misafirliğe gelmiştim, şiddetli deprem oldu. Köylerde hasar çok oldu. İki gündür geceyi dışarıda çadırlarda geçiriyoruz. Rabbim devletimizden razı olsun” ifadelerini kullandı.