GENEL - 04 Ocak 2019 Cuma 08:59

Plastik atıklarıyla ilgili korkutan uyarı

A
A
A
Plastik atıklarıyla ilgili korkutan uyarı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atık Yönetim Koordinatörü Prof.

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atık Yönetim Koordinatörü Prof. Dr. Dursun Ali Köse, 2050 yıllında denizlerdeki plastiğin tonaj miktarının balık miktarından fazla olacağının tahmin edildiğini belirterek, “Böyle giderse denize olta attığınızda balık yerine plastik poşet, naylon torba, araba lastiği çıkaracağımız söyleniyor” dedi.


Plastik poşetleri ücretli hale getiren düzenleme ile ilgili İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulunan Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atık Yönetim Koordinatörü Prof. Dr. Dursun Ali Köse, atık plastikler konusunda da dikkat çeken uyarılarda bulundu.


1 Ocak’tan itibaren geçerli olan plastik poşetlerin ücretli hale getiren düzenlemenin Türkiye’de geç kalınmış bir olgu olduğuna işaret eden Prof. Dr. Dursun Ali Köse, uygulamadaki amacın halka eziyet etmek değil var olan ekonomik kaybı en aza indirmek olduğunun altını çizdi. Plastik poşetlerin hem doğa, hem ekonomi hem de insan sağlığı için çok ciddi bir sorun oluşturduğunu dile getiren Prof. Dr. Köse, en fazla 15 dakika kullanıldıktan sonra atılan poşetle doğanın 100 yıl mücadele etmek zorunda kaldığını vurguladı. Köse, günümüzde artık yavaş yavaş Afrika sahanlarında aslanların midesinde dahil plastik poşet çıkmaya başladığını belirterek, plastik poşetlerin artık deniz memelileri gibi diğer hayvanların artık yiyecek sanarak tükettiği bir malzeme durumuna geldiğinin altını çizdi. Dünyada modern olarak tanımlanan ülkelerin 2000’li yıllardan itibaren plastik poşetleri ücretli hale getirdiklerine işaret eden Prof. Dr. Köse, ülkemizde 4-5 yıldır gündeme getirilen konunun yeni yılda uygulamaya konulacağını hatırlattı.



"Türkiye’de plastik poşet kullanan her 5 kişiden birisini tasarrufa yöneltsek, 360 bin tona yakın plastik poşet tasarrufu sağlanmış oluyoruz"


Plastik kullanımının azaltıldığında büyük bir ekonomik kazanç sağlanacağını anlatan Prof. Dr. Köse, “Poşetlerin ücretli olmasındaki amaç plastikten uzak durması. Plastik poşet bilindiği üzere polietilen denilen monomerlerin polimerleştirilmesi sonucu oluşturulan bir ürün. Plastik poşetten uzaklaşırsak başta petrol tasarrufu sağlanacak. Çin buna çok iyi örnek. Çin’de plastik poşetle yapılan tasarrufla bir yılda 37 milyon varil petrol tasarrufu sağlanmıştır. Bir varil 65 dolar. Ya da şöyle düşündüğünüzde bir varil 160 litre. Bunlar büyük devasa rakamlar. Türkiye’de plastik poşet kullanan her 5 kişiden birisini tasarrufa yöneltsek plastik poşet kullandırmazsak ülkemizde bir kişinin yıllık 540 poşet kullandığı tahmin ediliyor. Buda yaklaşık 360 bin tona yakın plastik poşet tasarrufu sağlanmış oluyor. 1 ton içinde yaklaşık 1 ila 1.5 ton petrol tüketildiği düşünülürse doğayı ve insanı katmazsak bile petrol açısından çok ciddi tasarrufla geri dönüşümünü sağlamış olacağız. Plastik poşetlerin kaynağı olan petrol tükenmek üzere. Plastik poşetleri gelişigüzel doğaya saçtığımız içinde doğayı da çok ciddi şekilde kirletmekteyiz. Geleceğimizi düşünüp, gelecek nesilleri de düşünüyorsak plastik poşetleri hayatımızdan çıkarmak zorundayız. Plastik poşet kullanımı kolaylık mı kolaylık ancak ekonomik maliyet ve doğayı düşünürsek bu kolaylıktan vazgeçmek zorundayız” diye konuştu.


Fileler veya tek kullanımlık olmayan pazar çantalarını kullanılır hale getirmek için modaya uygun yeniden tasarlanması çağrısında bulunan Prof. Dr. Köse, “Kişinin özelliklerine ve karakterine uygun olmalı. İnsanların tercih edeceği ürünler ortaya koyarsanız bu tercih edilir hale gelecek. Nasıl bayanların bir elbisesi varsa, nasıl takısı varsa erkeklerin kol saati varsa takıya benzer bu kişinin zevklerini yansıtan Pazar çantaları ürettiğinizde insanlar bunları yük olarak değil de sanki bir aksesuar olarak gördüklerinde başarı sağlarız. Hitit Üniversitesi olarak sıfır atık projesi kapsamında tüm atıkları özellikle tehlikeli atıkları doğaya değil, geri dönüşüm tesislerine göndererek dönüşümünü sağlarken, değerli atıkları da ekonomiye kazandırıyoruz ” ifadelerini kullandı.



“Anne karnındaki çocukların midelerinde plastik kalıntılarının ortaya çıktığı söyleniyor”


Plastikteki en büyük tehlike hakkında da açıklamalarda bulunan Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atık Yönetim Koordinatörü Prof. Dr. Dursun Ali Köse, “2000’li yıllarda deniz memelilerinin balina ve yunusların midelerinde görülmeye başladı. Çünkü suyun içerisinde poşetleri yiyecek mi yoksa plastik mi diye ayırt edemiyorlardı. Plastik poşetler yaklaşık 150 bin deniz memelisinin ölümüne neden oluyordu. Afrika’da aslanların midesinde çıkmaya başladı. Son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucu yazılan makalelerde anne karnındaki çocukların midelerinde plastik kalıntılarının ortaya çıktığı söyleniyor. Annenin tükettiği ürünlerdeki plastik kordon yoluyla çocuğa geçiyor. Plastik artık gündelik hayatımızda faydadan çok zarar sağlamakta. İnsan sağlığı ve çevre açısından plastik son derece zararlıdır. Balıklar ne kadar çoktu değil mi. Denizlerde milyarlarca balık vardı. 2050 yıllında denizlerdeki plastiğin tonaj miktarının balık miktarından olacağı tahmin ediliyor. Böyle giderse denize olta attığınızda balık yerine plastik poşet, naylon torba, araba lastiği çıkaracağımız söyleniyor. Yarım saatlik bir sürede dünyada yaklaşık 35 bin ton plastik poşet üretiliyormuş. Çok ciddi rakamlar. Biz bunları 15 dakikalık kullanım için yapıyoruz. Doğaya atıldığında plastiğin türüne göre 100 ila bin yılda ancak bertaraf ediliyor. Bertaraf olduğunda yok olmuyor. Bu seferde onları tüketen hayvanların sindirim sistemine karışıp insanlara geçerek ciddi metobolizmal hastalıkların çıkmasına neden olmaktadır" açıklamasında bulundu.


Dünyada plastik poşetin 1 liraya satışa sunulduğunu, Türkiye’deki oranın ise 25 kuruş olduğunu anlatan Köse, “İnsanların bir şeyden vazgeçirmek istiyorsanız fiyatını artıracaksınız. Toplumda bir antipatiye bir reaksiyona sebebiyet verecektir uzun vadede kararlı duran bir yaptırım gücü sayesinde insanlar plastik torbalardan uzaklaşacaktır. Ülkemizde 2016 yılında tüketilen plastik torbanın miktarı 360 bin tonun üzerinde. Dünyada bugün ilk uygulayanlar öncelikle vergi getirmiş. Bu yanlış bir uygulama. Burada kullananın yanı sıra üreten de cezalandırılıyor. Bundan vazgeçmek için kesinlikle ücretlendirilmeli” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamın da bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası" diye konuştu.