GENEL - 10 Ekim 2019 Perşembe 00:10

Gara Tren ve elektrikli otofaytonlar dünyanın 22 ülkesinin sokaklarında geziyor

A
A
A
Gara Tren ve elektrikli otofaytonlar dünyanın 22 ülkesinin sokaklarında geziyor

Denizli’de bir imalathanede üretilen elektrikli mini tren, tramvay ve faytonlar dünyanın 22 farklı ülkesine ihraç ediliyor.

Denizli’de bir imalathanede üretilen elektrikli mini tren, tramvay ve faytonlar dünyanın 22 farklı ülkesine ihraç ediliyor. Yüzde 95’i yerli üretim olan ürünler arasında en dikkat çekici olan ise ünlü Taksim Tramvayının ‘Gara Tren’ isimli minik üretimi ile at sesi efekti ve çaldığı müzikle ile kullanıcılarını adeta nostaljik bir yolculuğa çıkaran faytonlar.


Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde bulunan 2. Küçük Sanayi Sitesi’nde ki bir atölyede imalatından, montajına kadar üretilen elektrikli mini tramvay, otofayton, itfaiye, otobüs, hızlı tren iç piyasa ile birlikte dünyanın 22 ülkesine ihraç ediliyor. Mini araçların üretiminde ağırlıklı olarak kontrplaktan kullanılması ve özellikle çocuklar için zararsız olmasından dolayı Türkiye ile birlikte ihraç edilen ülkeler tarafından tercih edilmesinin nedenleri arasında.


Atölyede üretilen ve çoğunlukla alışveriş merkezleri ile lunaparklarda kullanılan tarihi lokomotif görünümlü elektrikli trenler çaldığı düdüğü ve bacasından tüten buharı ile dikkat çekiyor. Tren rengarenk vagonları ile binenleri eğlenceli bir yolcuğu çıkarıyor.



Atölyenin gözdesi faytonlar ve Gara Tren adı verilen tramvay


Tasarımı, at kişnemesi ve nal sesi ile birlikte çaldığı şarkıları ile kullanıcılarını adeta nostaljik bir yolculuğa çıkaran elektrikli otofaytonlar da dünyanın çeşitli ülkelerinde yollarda dolaşıyor. Şarkılara ve filmlere konu olan ünlü Taksim Tramvayının elektrikli mini hali ise görenleri adeta mest ediyor. Gara Tren adı ile üretilen tramvay Türkiye ile birlikte yine dünyanın 22 farklı ülkesinde nostalji merakı ve tutkunlarının gözdesi konumunda.



1 ayda bir araç yapılıyor


Atölyede üretilen ürünlerin insan sağlığı ve çevreye tamamen zararsız olduğunu ifade eden işletme sahibi Tahir Öztürk, 80’li yıllarda kurdukları işletmelerinde 2010 yılından bu yana bu araçları ürettiklerini kaydetti. Öztürk, mini araçların üretiminde kontrplak kullanıldığını ve çocuklara zarar vermeyecek şekilde olan boya kullanıldığını belirtti. Öztürk ayrıca su ve dış etkenlerden araçların etkilenmemesi için dışını laminatla kapladıklarını ve tamamen el işçiliğiyle yaparak ortalama bir ürünün 1 ayda tamamlandığını ifade etti.



“Bu ay itibari ile ihracat yaptığımız ülke sayısını 22’ye çıkardık”


Öztürk, ilk üretimlerini Denizli’ye yani iç piyasaya yaptıklarını ardından dünya piyasasına açıldıklarını kaydederek, “2010 yılından itibaren elektrikli araç imalatına başladık. İlk işimize Denizli Belediyesi sayesinde başladık. Onların açmış olduğu bir elektrikli araç ihalesi ile bu işe girdik. Daha sonrasında, bir arkadaşımla yalçın ustayla tren imalatına devam ettik. Sonra yurt dışından gelen siparişlere göre bu işe ağırlık vermeye başladık. Şu anda bu ay itibari ile 22 ülkeyi buldu yaptığımız ihracat, amacımız dünyada bir marka oluşmak ‘Gara Tren’ markasını tanıtmak ve buna da inanıyoruz birkaç yıl içerisinde bu 22 ülkeyi biz 30 ülkeye çıkarmak, çünkü geçtiğimiz 2 yıl önce 13 ülkeye yaptığımız ihracat bugün itibari ile 22 ülkeye çıktı. Yılsonundaki hedefimiz inşallah 25 ülke ve amaç tüm dünyada ürünlerimizi satmak ama tabi bunun içinde birazda devletin desteği gerekiyor” diye konuştu.



“100 ülkeye ihracat yapmak istiyoruz”


Yüzde 95 yerli üretim yaptıklarının ve öncelikli amaçlarının daha fazla ülkeye ihracat yaprak ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlamak olduğunu dile getiren Öztürk açıklamalarına şöyle devam etti:


“Yurt dışındaki pazarlara açılmamız gerekiyor. Bu da çok maliyetli bir iş bizim için, maliyet gerektiriyor. Destek olursa devletimiz 20 değil de belki 100 ülkeye bu ürünlerimizi satmak istiyoruz. Amacımız yüz ülke. Yaptığımız ürünlerde yüzde 95 yerlilik oranıyla çalışıyoruz, sadece motorunu yurt dışından getiriyoruz, diğer aksamlar tamamen kendi tesislerimizde üretiyoruz. Yaptığımız ürünlerin kalitesi kanıtlanmış, şimdiye kadar verdiğimiz ülkelerden geri dönüşlerde iyi oldu. Herhangi bir sıkıntı olduğunda, müşteri direk bizimle irtibata geçip, sorununu çözebiliyor. Onun dışında işinin uzmanı personel arkadaşlarımızla çalıştığımız için kolay kolay sıkıntı yaşamıyoruz ürünlerimizde.”


Atölyede üretilen elektrikli mini araçların test sürüşü için sanayi sitesinde gezmesi ise görenleri mest ediyor. Vatandaşlar özellikle oto fayton ve tramvayı hayran kalmış bakışlarla izliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.