- 08 Temmuz 2020 Çarşamba 12:17

(Özel) 81 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendi

A
A
A
(Özel) 81 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendi

Denizli’de 81 yaşındaki Selver Yolcu, çocukları ve torunlarının desteği ile yaklaşık 4 ayda Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendi.

Denizli’de 81 yaşındaki Selver Yolcu, çocukları ve torunlarının desteği ile yaklaşık 4 ayda Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendi. Gençlerin okumaktan vazgeçmemesini isteyen Yolcu, “Yaşa başa bakmıyor, Allah verecek oldu mu bir taraftan veriyor. Hiç aklıma gelmezdi öğrenebileceğim ama öğreniyormuşuz, çalışacağız, gayret edeceğiz” dedi.


Denizli’nin Pamukkale ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde yaşayan 81 yaşındaki Selver Yolcu, yaşının ilerlemesine rağmen Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendi. Bu başarısının arkasında ailesinin ona destek olması ve çevresindekilerin teşvik etmesi olduğunu dile getiren Selver nine, inanarak başardığını söyledi. Başarı hikayesini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Selver nine, öğrenememekten korktuğunu ancak kolayca öğrendiğini belirtti.


Öğrenme yaşının bir önemi olmadığını söyleyen Yolcu, “80 yaşından sonra öğrendim okumayı ve bir sene oldu hemen hemen öğreneli, çok dedim daha önceden öğrenseydim. Ama çalıştım öğrenemem dediğim şeyi kolayca öğrendim. Oğlum, torunum, kızım onlar hep bildiğinden oğlum sen yaparsın anne, öğrenirsin anne, çalış anne Allah yaşını vermiyor ve kaç yaşında olursan ol sen gayret ettikten sonra Allah yardım eder, bu öğrenilir dedi. Ben inanamıyordum, Allah çalışana veriyormuş. Tabii çok gayret ettim, düşünüyorum içimden ve kafamı ona takıyordum. Takmasam ve boşlasaydım orada kalırdım” dedi.



“Hiç aklıma gelmezdi öğrenebileceğim ama öğreniyormuşuz”


Selver Yolcu, “Çok iyi oluyor hiç kimseyi aramıyorsun, Allah’la baş başa oluyorsun Kur’an’ı okuyunca. Birde bazı yerlerinde anlıyorsun ne dediğini, mesela cennete diyor, cehenneme diyor, buralardan kelimelerden seziyorsun ne olduğunu da ve açıklamasını bilsen onu da okusa insan daha güzel olacak. Biz o kadarını bilemiyoruz. Açıklamalı Kur’an-ı (Türkçe meal Kur’an-ı Kerim) okusak biliriz, oralarını da anlatırlar da biz oralara kafamızı bazılarını yoruyoruz ama ne dediğini tam olarak anlayamıyoruz. Güzel oluyor, insan kafasını dinlendiriyor, kafasını dağıtıyor. Düşünüyorsun güzel güzel duygu açıyor içinde. İyi oluyor ve yaşa başa bakmıyor. Allah verecek oldu mu bir taraftan veriyor. Hiç aklıma gelmezdi öğrenebileceğim ama öğreniyormuşuz. Çalışacağız, gayret edeceğiz Allah’ım her gençlerimizi böyle okutsun, içleri açılsın, kötü yollardan ayırsın. İyi oluyor kötü değil, okumanın zararı yok. Şimdiki gençlerde okullar güzel, açık, istediğin yaşta küçükken alıyorlar ve bunlar insana vergi. Bu şekilde okutuyorlar. Ben yaştakilerde var, bizi de okutuyorlar, çocukları da okutuyorlar, fırsat var. Önceden böyle bir şey yoktu ve şimdi okusalar çok iyi olur. Gençlerimiz okusa hiç kötü olmaz, herkes birer bir şey okusa iyi olur” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamında bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası.” diye konuştu. (AZ-