GENEL - 01 Ağustos 2020 Cumartesi 13:13

Sıcakta bunalan vatandaşların adresi ‘Kefe Yaylası’ oldu

A
A
A
Sıcakta bunalan vatandaşların adresi ‘Kefe Yaylası’ oldu

Denizli Büyükşehir Belediyesinin yenileyerek modern bir hale getirdiği Kefe Yaylası, sıcak yaz aylarında bunalanların adresi olmaya devam ediyor.

Denizli Büyükşehir Belediyesinin yenileyerek modern bir hale getirdiği Kefe Yaylası, sıcak yaz aylarında bunalanların adresi olmaya devam ediyor. Muhteşem doğası ve temiz havasıyla mest eden Kefe Yaylası, çadırları, karavan alanları ve günübirlik tesisleriyle yurdun dört bir tarafından gelen vatandaşlara hizmet veriyor.


Denizli Büyükşehir Belediyesinin yaklaşık 2 yıl önce yenileyerek hizmete aldığı Serinhisar ilçe sınırları içerisinde bulunan Kefe Yaylası, özellikle sıcak yaz aylarında bunalanların adresi olmaya devam ediyor. Yayla turizminin her geçen gün ilerlediği bölgede muhteşem doğası ve temiz havasıyla şehir hayatının stresinden kurtulmak isteyen vatandaşların uğrak noktası haline gelen Kefe Yaylası, günübirlik tesislerinin yanında çadırlarda ve karavan kamp alanlarında konaklamak isteyenlere ev sahipliği yapıyor. Denizli merkeze yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta, bin 350 metre rakımdaki Kefe Yaylası, 171 bin metrekarelik alan içerisinde hizmet veriyor. Kebap ve pide salonu, market, çay bahçesi, spor alanı, oyun alanları, 24 saat sıcak su, duş, Yörük çadırı, 300 çadır kapasiteli kamp alanı ve karavan kamp alanı bulunan yayla özellikle yaz mevsiminde kamp yapmak isteyen ya da günübirlik vakit geçirmek isteyen vatandaşların ilgi odağı oluyor. Tertemiz havasıyla şifa arayan misafirlerini de ağırlayan Kefe Yaylası, her geçen gün yayla turizminin aranan noktası haline geliyor.


“Vatandaşlarımızı yaylalarımıza davet ediyorum”


Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli’nin turizm yelpazesinin çok geniş olduğunu belirterek, bunlardan bir tanesinin de yaylalar olduğunu söyledi. Başkan Zolan, kentte yayla turizminin çıtasının her yıl yükseldiğini belirtti. Başkan Zolan, “Kefe Yaylamızda uzun ve kısa süre konaklama imkanı var. Kamp yapmak, dinlenmek, sevdikleriyle rahat ve güvenli bir şekilde birlikte vakit geçirmek isteyen vatandaşlarımızı en iyi şartlarda ağırlıyoruz. Bin 350 metre rakımda temiz hava alıp serinlemek isteyen tüm vatandaşlarımızı yaylalarımıza davet ediyorum" dedi.


“Kefe Yaylası’nı duyup da gelmeyen çok pişman olur”


Kefe Yaylası’nda konaklayan vatandaşlar sunulan imkanlar nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’a teşekkür ederek, görüşlerini paylaştı. Mehmet Mert, “Önceki yıllarda burası köhneydi. Şimdi yere altın düşürseniz bulacaksınız. Yollarımız güzel, marketimiz güzel, fırınımız güzel, her şey çok güzel. Kefe Yaylası’nı duyup da gelmeyen çok pişman olur. Çadır kurmak için çok güzel. Fiyatları da çok ucuz. Ben Türkiye’nin 3’te birini karavanımla gezdim. Çadır kampı olarak en ucuz yer Kefe Yaylası. Gelen arkadaşlarım, eşim, dostum memnun olup tekrar geleceklerini söylüyorlar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.