GENEL - 21 Kasım 2019 Perşembe 15:02

AFAD’dan gerçeği aratmayan tatbikat

A
A
A
AFAD’dan gerçeği aratmayan tatbikat

Diyarbakır Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından kurum ve kuruluşların katılımıyla tatbikat gerçekleştirildi.

Diyarbakır Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından kurum ve kuruluşların katılımıyla tatbikat gerçekleştirildi. Gerçeği aratmayan tatbikatta araçta sıkışanlara müdahale ederken, Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer (KBRN) timleri ve diğer güvenlik ekipleri, nükleer saldırı sonucu oluşan sızıntı alanında güvenlik koridoru oluşturdu.


Diyarbakır Afet ve Acil Durum Müdürlüğü kampüsünde saha ve masa başı tatbikatı yapıldı. Tatbikata Diyarbakır, Batman ve Mardin’den 188 görevli, 13 kurum, 37 araç ve 2 arama kurtarma köpeği katıldı. Tatbikat gereği, AFAD’a bağlı Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer (KBRN) timleri ve diğer güvenlik ekipleri, nükleer saldırı sonucu oluşan sızıntı alanında güvenlik koridoru oluşturdu. Daha sonra depremin ardından enkazdan yaralı kurtarma, olay yerinde gaz sızıntısı ve elektrik kaçağı tespit çalışması, depremde yığınların arasında kalan vatandaşların yakınlarının bölgeden uzaklaştırılması, güvenlik önlemlerinin alınması, personelin ve vatandaşların ihtiyaçları için geri hizmet birimlerinin faaliyete geçmesi senaryoları uygulandı. Tatbikat gereği, meydana gelen trafik kazasında araçta sıkışma olayına AFAD, polis, itfaiye, UMKE ve 112 acil sağlık ekipleri müdahale ederek yaralıları kurtardı.



Tüm kurumlarla eş güdümlü çalışma yapıldı


Tatbikat hakkında bilgi veren AFAD saha koordinatörü Akşit Dayı, afetlere müdahale amacıyla Türkiye Afet Planı’nın hazırlandığını söyledi. Dayı, "Daha sonra bu plan doğrultusunda tüm iller kendi tatbikatlarını yerel bazda hazırladı. Diyarbakır Afet Müdahale Planımız doğrultusunda bugün sahada ve masa başında Diyarbakır tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla beraber ortak istişare ve eş güdümlü çalışma tatbikatını gerçekleştirdik. Tatbikatımızda 7 enjeksiyon kullanıldı. Bunlarda trafik kazası, kimyasal biyolojik nükleer alanlara müdahale tatbikatı. Üst katlardan mahsur kalan kişilerin kurtarılması ve depremde yıkıntılar arasında kurtarılan kişilere müdahalesi. Onun dışında afetlerden sonra meydana gelebilecek hasar onarım ve onarım işlerini yapmak için DEDAŞ gibi kurumlarımız görevlendirildi. Afetzedelerin beslenme barınma hizmetlerinin sunmak açısından Türk Kızılayı tarafından çadırlar kuruldu ve afet zedelerin iaşeleri için yemek hazırlandı ve bunların dağıtımı yapılmıştır. Buradaki amacımız hem sahada afet alanında kurtarma faaliyetlerinin eş güdümlü şekilde tüm kurum ve kuruluşlar ve aynı zamanda diğer STK’larla birlikte yerine getirmek. Aynı zamanda da beraber hareket alanımızı eş güdümlü gerçekleştirmek amacıyla yapılmıştır bu tatbikatımız" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İstanbul’da FETÖ’ye yönelik “Kıskaç-13” operasyonu: 13 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da FETÖ’ye yönelik düzenlenen “Kıskaç-13” operasyonunda 13 eski askeri öğrencinin gözaltına alındığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İstanbul’da FETÖ’ye yönelik eş zamanlı olarak gerçekleştirilen ’Kıskaç-13’ operasyonunda örgüt mensuplarının mülakat sınavlarında aday numaralarında kodlama yaparak askeri okullara yerleştirdiği tespit edilen 13 eski askeri öğrencinin yakalandığını belirtti. Bakan Yerlikaya paylaşımında, "FETÖ’cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin duası ve destekleriyle terör örgütleri ve onların iş birlikçilerinin nefeslerini keseceğiz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünce İstanbul’da FETÖ’ye yönelik 15 farklı adrese eş zamanlı olarak düzenlenen ’Kıskaç-13’ operasyonunda şüpheli eski askeri öğrencilerin örgütün askeri yapılanmasına yönelik ankesörlü hatlardan iletişim kurdukları, haklarındaki beyanlar ve askeri okullara girişte mülakat sınavlarında aday numaraları üzerinden kodlama yapılarak askeri okullara girişte öncelik sağlandığı tespit edildi. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle" dedi.
Zonguldak Karadeniz Ereğli’de ilk çilek hasadı yapıldı Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ilk çilek hasadı yapıldı. Tarladan pazara inen çileğin üretiminin az olması nedeniyle kilogramı 150 TL’den satılmaya başladı. Kdz. Ereğli ilçesinde demir-çelik fabrikasından emekli olan İsmet Koç eşi Ayşe Koç ile tarlasında bu yılın ilk çilek hasadını yaptı. Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeniyle az üretilen çileğin bu yıl da kuraklık nedeniyle veriminin düşük olduğunu anlatan İsmet Koç, Osmanlı Çileğinin de çok azaldığını söyledi. Koç, "2024 çilek sezonu Kdz. Ereğlimize hayırlı olsun. Bu gün ilk hasadımızı topladık gördüğünüz gibi. Burası Kışla Mahallesi İnallı Sokak. Bu çilek Osmanlı Çileğinin kardeşi alo çileği. Allah nasip ederse 15-20 gün içinde de Osmanlı Çileği çıkar. Geçtiğimiz sene havalar hep yağmurlu gitti, böcekler yedi. Bu senede havalar kurak gidiyor. Hava yağarsa çilek bollaşır" dedi. “Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz” Kendilerinin maddi olarak hiçbir ihtiyaçları olmadığı halde üretmeye devam ettiklerini ve insanlara örnek olmaya çalıştıklarını belirten Koç, “Benim maddi olarak bir şeye ihtiyacım yok. Kendim demir-çelik fabrikalarından emekliyim. İnsanları teşvik etmek için üretim yapıyoruz. Şu anda biber, patlıcan, domates dikme zamanı. İnsanlar diksin ki herkes kazansın. Devlet nereye kadar verecek. Bir baba çalışıp 5 kişi yiyorsa olmaz. Sonra çıkıp ‘o pahalı, bu pahalı’ diye bağırıyoruz. Köyde kokuyor diye ineğe bakmazsın, elinde burada köpek gezdiriyorsun. Bu nasıl olacak? Tarlanız yoksa evde mantı yapın, makarna kesin, el işi yapın" dedi. “Asıl terapi tarlada çalışıp, üretmek” İsmet Koç’un eşi Ayşe Koç da 15 yaşından beri üretim yaptığını belirtti. Ayşe Koç, üreterek elde ettiği gelirlerle iki çocuğunu da üniversitede okutup iş ve meslek sahibi olmalarını sağladığını söyledi. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Ben bunu ihtiyacım olduğu için yapmıyorum. Eşim emekli, evim var, kira vermiyorum. Çocuklarımın ikisi de evli ve çalışıyorlar. Bu ürettiklerim sayesinde iki çocuğumu da okuttum, mühendis oldular, kendi işlerini ellerine aldılar. Evde akşama kadar televizyona bakıp bir şey öğrenmiyorum. Akşama kadar ‘O onu demiş, bu bunu demiş.’ Aslında bu bana bir terapi gibi geliyor. Geçenlerde bir düğüne gittim, ara verildi; 7’den 70’e herkesin elinde telefon. Kimse bir biriyle konuşmuyor, telefona bakıyorlar. Asıl terapi gerçekten bu. Ben bu çileği her sene ekiyorum. Gençler bunu her sene ekmez. Çünkü yağmur yağmadığında bu her sene kuruyor. Kuruduğu için Ekim aylarında biz bunu tekrar ekiyoruz. Kdz. Ereğli’de benim çocukluğumdan bu yana yetişen tek çilek Osmanlı Çileğiydi. Sonradan sepetler çabuk doluyor diye alo çileği ortaya çıktı. Osmanlı Çileği üretmeyi çok istiyorum. Fidesi kaç TL’de olsa alacağım ama kimse vermiyor yada bulamıyorum."