GENEL - 29 Kasım 2020 Pazar 12:24

Dicle Üniversitesi Adalet MYO Müdürü Dr. Ergün: "İstanbul Sözleşmesi’nde dinin şiddet aracı gösterilmesi kabul edilemez"

A
A
A
Dicle Üniversitesi Adalet MYO Müdürü Dr. Ergün: "İstanbul Sözleşmesi’nde dinin şiddet aracı gösterilmesi kabul edilemez"

Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Adalet Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Adalet Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Ömer Ergün, İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan ‘Din, töre, örf ve adetler ve sözde namusun şiddetin kaynağını oluşturmaması lazım’ gibi cümlelerin kullanılmasının sözleşmeyi kabul edilmez hale getirdiğini söyledi.


DÜ Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve DÜ Adalet MYO Müdürü Dr. Ömer Ergün, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesi’nin Avrupa Konseyine üye devletler tarafından hazırlandığını ve bir kısmı tarafından kabul edildiğini aktaran Dr. Ergün, sözleşmenin 2011’de hazırlandığını ifade etti. Dr. Ergün, Türkiye’nin sözleşmenin 2002 yılında hazırlanmaya başlanmasıyla sürece dahil olduğunu dile getirdi.



"Dinin şiddet aracı gösterilmesi kabul edilemez"


Sözleşmenin belirli maddelerinde kabul edemez buldukları bazı cümlelerin olduğuna dikkat çeken Dr. Ergün, "Sözleşmede özellikle 5 veya 6 yerde geçen kalıp bir cümle var ve bu kalıp cümlede, ‘Din, töre, örf ve adetler ve sözde namus şiddetin kaynağını oluşturmaması lazım’ ibaresi yer alıyor. Bunun anlamı sanki din kavramı şiddetin bir kaynağıymış gibi gösterilmeye çalışılmış, bu da kabul edilmez bir durumdur. Tabii bunu Müslümanlık ve İslamiyet açısından da söylemiyor, diğer dinler açısından da kabul edilebilir bir cümle değildir. Din adamları da din cümlesinin şiddetin kaynağı olarak gösterilmesini haklı olarak kabul etmiyorlar. Din kavramının böyle bir kalıp içerisinde kullanılmaması lazım. Sözleşmede kullanılan cümle ve kavramlar özensiz ve dikkatsiz bir şekilde kullanılmıştır" dedi.



"Örf ve adetlerin kökü kazınacaktır ifadeleri öç almayı çağrıştırıyor"


İstanbul Sözleşmesi’nde ‘sözde namus’ kelimesinin de birçok yerde kullanıldığını vurgulayan Dr. Ergün, "Namusa değer atfeden bir toplum var ve sözleşmede ‘sözde namus’ diyerek özellikle namus kavramının değersizleştirmesi durumu ortaya çıkıyor. İstanbul Sözleşmesi’nde ‘şiddete kaynak oluşturan örf ve adetler ile gelenek ve göreneklerin kökü kazınacak’ deniliyor. Şimdi kökü kazınacaktır kelimesi karşı taraftan bir öç alma gibi bir çağrışımda bulunulmaktadır. Hukukta ve kanun ile sözleşme hazırlanırken kullanılmayan bir cümledir. Bu hukuk açısından da kullanılmayan bir kavramdır. Sonuç itibarıyla bu sözleşme kadına yönelik hakların uluslararası bir ortamda kabul edilmesi anlamında değerlidir fakat içerisinde bahsettiğim özensiz olarak kullanılan bazı kavramlar ve terimler sözleşmeyi kabul edilmez hale getirmiş durumdadır" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Gazi Stadı’nda 23 Nisan coşkusu Kastamonu’da bulunan Gazi Stadı’nda yüzlerce çocuk ve ailenin katılımıyla düzenlenen programda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. Kastamonu’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Gazi Stadı’nda düzenlenen törende coşku ile kutlandı. Törene yüzlerce çocuk ve ailesi katıldı. Stadı dolduran çocuklar hazırladıkları gösterileri sergiledi. Çocuklar gösterileri ile trübünlerdeki vatandaşlardan büyük alkış aldı. Programa Katılan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Bugün birliğimizin, beraberliğimizin, millet oluşumuzun nişanesi, milli irademizin kalbi Gazi Meclisimiz 104 yaşında. Bugün; yarınımız olan her bir çocuğumuzunsevinci, umudu, gururu 104 yaşında. Bugün çocuklarımız için, hepimiz içinbir onur, bir coşku günü. En önemli gayemiz, dünyayı çocukların masumiyetiyle güzelleştirmek, hayalleriyle süslemek, umutlarıyla yeşertmek. Onlara gözyaşlarıyla ıslanmamış bir dünya bırakmak. Bu varlığa kast edenlere fırsat vermeden mazlum coğrafyalardaki yaraları sarmak, acıları dindirmek ve çocukları yeniden güldürmek. Sizler gözlerimizin aydınlığı, sevginin ve mutluluğun değerini hatırlatan en güzel hediyesiniz. Gözlerinizdeki ışık ve kalplerinizdeki umut, Kastamonumuzun, Türkiyemizin ve hepimizin en büyük ilham kaynağı. Bayramınız kutlu olsun” dedi.
İstanbul TFF Fair Play Ödülleri’nin Mart 2024 dönemi sahipleri belli oldu Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Fair Play Ödülleri’nde Mart 2024 döneminin ’en centilmen futbolcusu’ Konyaspor’dan Sokol Cikalleshi, ’en centilmen teknik direktör’ de Kasımpaşa’nın başarılı çalıştırıcı Sami Uğurlu oldu. Türkiye Futbol Federasyonu’nun Fair Play’in teşvik edilmesi, yaygınlaştırılması ve farkındalık oluşturması amacıyla düzenlediği TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nin Mart 2024 Dönemi sahipleri, TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu tarafından belirlendi. Kurul Başkanı Ali Erten ile birlikte Prof. Dr .Mustafa Sait Gönen, Prof. Dr. Burhanettin Hacıcaferoğlu, Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, Banu Yelkovan, Attila Gökçe, Ömer Üründül, Berrin Altınöz ve Metin Tekin’den oluşan TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu Mart ayı değerlendirmelerini yaptı. Kurul üyelerinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda ’En Centilmen Futbolcu’ ve ’En Centilmen Teknik Direktör’ kategorilerinde ödüle layık görülenler ve gerekçeleri şu şekilde belirlendi: En Centilmen Futbolcu: Sokol Cikalleshi (Konyaspor) Gerekçe: Trendyol Süper Lig’de 9 Mart 2024 tarihinde Konya’da oynanan Konyaspor - Adana Demirspor karşılaşmasında, Konyaspor futbolcusu Sokol Cikalleshi’nin, takımının hücumu sırasında, rakibi Gravillon’un istemeyerek eline bastığını fark ettikten sonra takımının atağına katılmayarak sakatlanan rakibinin başında beklemesi ve maç sonrasında yaptığı, "Atağa çıkarken elinin üstüne bastığımı düşünüyorum. Bundan dolayı bir çığlık duydum. Burada oyundan ziyade insan ve hümanist olmak çok daha önemli. Onun sağlığı için onunla orada durdum. Bu anı onunla paylaştım. Bu durumda gol atsam da benim için mutlu bir hissiyat değil" şeklindeki fair play değerlerini yücelten açıklamaları için bu oyuncu kurul üyeleri tarafından Mart 2024 ayının ’En Centilmen Futbolcusu’ olarak seçilmiştir. En Centilmen Teknik Direktör: Sami Uğurlu (Kasımpaşa) Gerekçe: Çok öz anlatımı ile futbolda fair play; - Rakibe ve rakibin emeğine, takım arkadaşlarına, görevlilere, seyircilere, oyunun bütün paydaşlarına saygı duymak, - Rakibin haksız dezavantajlarından faydalanmadan, şans ve fırsat eşitliğini bozmadan oyunda kalmak, skordan bağımsız olarak rakibi, oyunun eşit ve vazgeçilmez diğer paydaşı olarak görmek, - Kazanana saygı duymak, - Her koşulda ve daima doğrudan yana, dürüst ve adil olmak, gibi etik üstü değerler ve davranışlar bütünüdür. Oyunun bütün paydaşlarından, en yoğun mücadele ortamında ve baskı altında bile bu değerleri terk etmemeleri, içselleştirerek sahip çıkmaları beklenir. Bu açılardan bakıldığında, oyundan zaman çalmanın; önce rakibe, sonra tribündeki taraftara, görsel mecralardaki izleyicilere ve oyunun diğer paydaşlarına karşı saygı içermeyen olumsuz davranış örnekleri olarak değerlendirilebileceği açıktır. Bu açıdan bakılarak Kasımpaşa’nın Profesyonel Takım Antrenörü Sami Uğurlu, Trendyol Süper Lig’de 17 Mart 2024 tarihinde oynanan Kasımpaşa - Galatasaray maçı sonrasında, "Futbolcularıma ayakta kalmayı, düşmemeyi söylüyorum. Tempo futbolu güzelleştiriyor. Bunun da ödüllendirilmesi lazım. Kaybettik ama keyifliyiz. Çünkü çok iyi oynadık, biz oynadığımız futboldan keyif alıyoruz. Galatasaray’ı da tebrik ediyorum." şeklindeki oyundan süre çalmanın fair play’e aykırı olduğunu hatırlatan, rakibe, izleyicilere ve stadyumu dolduran futbolseverlere saygının da oyunun bir parçası olduğunun altını çizen açıklamasıyla Mart 2024 ayında ’En Centilmen Teknik Direktör’ kategorisinde ödül almaya layık bulunmuştur.