EKONOMİ - 04 Ağustos 2022 Perşembe 11:04

Diyarbakır’da devlet desteğiyle tarımsal üretimde artış devam ediyor

A
A
A
Diyarbakır’da devlet desteğiyle tarımsal üretimde artış devam ediyor

Diyarbakır Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, kent tarımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Diyarbakır Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, kent tarımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Atalar, “Diyarbakır’ımızda sulanabilen arazimiz şu anda 1 milyon 380 bin dekar civarında. Silvan Barajı da tamamlandığında 2 milyon 350 bin dekar sulanmış olacak. Toplam olarak 4 milyon 200 bin dekar alan sulamaya açılmış olacak” dedi.


Diyarbakır tarımında devlet desteğiyle sulama alanları artarken, desteklerle basınçlı sulamayla enerjide yüzde 50, su tüketiminde de yüzde 40’lara varan bir tasarruf sağlanıyor. Tahıl üretiminde geçen yıla göre artış yaşanırken, genel ortalamada il genelinde yüzde 20-25 arasında bir kayıp bulunuyor. Diyarbakır Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, devlet destekleriyle kent tarımında iyileşmeler olduğunu, baraj projelerinin tamamlanmasıyla 4 milyondan fazla tarım arazisinin sulanacağını ve verimde artışın devam edeceğini belirtti.


Müdür Atalar, bu yıl geçen seneye oranla yüzde 30 daha fazla yağış aldıklarını açıkladı. Buna rağmen uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 20 eksiklerinin olduğunu söyleyen Atalar, “Kayapınar, Bağlar, Çınar, Bismil ve Sur’un da büyük bir kısmında kuraklık ciddi oranda hububat tarımını olumsuz etkiledi. Yaklaşık 700 bin dekarın biraz üzerinde bir alan bundan etkilendi. Bunun dışında Diyarbakır genelinde 2 milyon 800 bin dekara yakın sadece buğday ekim alanımız var. Buralardaki verimlerde anlattığımız alanın dışındaki yerlerde çok ciddi sorun yok. Genel itibariyle yüzde 20 ile 25 arasında il genelinde kaybımız gözüküyor. Buğdayda rekoltemiz bu yıl 700 bin tonun biraz daha üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Geçen sene 550 bin tondu. Arpa, buğdaya göre kısmen daha iyi oldu. Ortalamamız iyi” dedi.



“600 bin dekar civarındaki mercimek alanımız 800 bin dekara yaklaştı”


Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlık tarafından yapılan projelerle mercimek tarımını geliştirmek adına 310 ton tohumluk mercimeği çiftçiye dağıtıklarını hatırlatan Atalar, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bunun da meyvesini gördük. Yaklaşık olarak 600 bin dekar civarındaki mercimek alanımız 800 bin dekara yaklaştı. Dolayısıyla bu yıl 120 kilo ile 200 kilo arasında bölgeye verim ortalamamız oldu. Bu oldukça iyi bir rakam. Mercimek de arpayla beraber çiftçimizin yüzünü güldürdü. Diğer önemli bitkilerimizden pamuk tarımı geçen yıl 552 bin dekar alanda gerçekleşti. Bu yıl piyasadaki pamuk fiyatlarının yüksek seviyede seyretmesi nedeniyle çiftçimiz pamuğa yöneldi. Yaklaşık yüzde 38’lik bir alansal artış oldu. Şu an Çiftçilik Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) girişler tamamlamak üzere. Yaklaşık olarak 800 bin dekara yakın pamuk ekim alanına ulaştı. Bu da ciddi bir rekolte artışına sebep olacak.”



“Basınçlı sulama sistemleri için üreticilerimize 68 milyon TL hibe ödemesi gerçekleştirdik”


Son zamanlarda çiftçinin daha da modern teknikler kullanma noktasına doğru yöneldiğini ifade eden Atalar, “Basınçlı sulama sistemini pamukta tercih eder hale geldi. Bulunduğumuz yerde 5 bin dönümlük pamuk tarlası tamamen basınçlı sulama sistemiyle sulanmaktadır. Bu, enerji maliyetlerinde yüzde 50 oranında, su tüketiminde de yine aynı şekilde yüzde 40’lara varan bir tasarruf sağlamaktadır. Bu da çiftçi için çok büyük bir avantaj. Bu en az verime de yüzde 20 artış söz konusu oluyor. Biz de bakanlık olarak bu yılki üreticilerimizle beraber 2 bin 136 çiftçimizi yaklaşık olarak 294 bin dekar alanda basınçlı sulama sistemlerine kavuşturduk. Bunun için de üreticilerimize 68 milyon TL hibe ödemesi gerçekleştirerek basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.



“Diyarbakır’da pamuk gelişimiyle tekstil sektörü de önem kazanmaya başladı”


Tarım ve Orman İl Müdürü Atalar, sözlerini şöyle tamamladı:


“Diyarbakır’da pamuk bu kadar gelişme kaydederken beraberinde de tekstil sektörü de önem kazanmaya başladı. Diyarbakır’ımızda sulanabilen arazimiz şu anda 1 milyon 380 bin dekar civarında. Silvan Barajı, toplamda 8 barajdan oluşuyor. Bunların bir kısmı tamamlandı, bir kısmı devam ediyor. Kısa bir süre içerisinde bunlar da tamamlanacak. Yapımı tamamlanan Dicle Kral Kızı barajlarımız var. Onlarda 220 kilometrelik ana su hattıyla Mardin ilimize kadar suyu taşıyorlar ve onlarda o kanaldan 1 milyon 100 bin dekar alan sulamaya açılmış olacak. Bu sene Devlet Su İşleri (DSİ) 10’uncu bölgeyi açıyor. Silvan Barajı da tamamlandığında 2 milyon 350 bin dekar sulanmış olacak. Toplam olarak 4 milyon 200 bin dekar alan sulamaya açılmış olacak.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Yalova’da bisiklet yolu ağı genişliyor Yalova Belediyesi’nin Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde başlattığı yeni bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmaları, Kemer Köprü Caddesi’nden başlayıp 8. sokağa kadar devam edecek olan asfalt ve baskı işlemleri devam ediyor. Yalova Belediyesi, yeni bisiklet ve yürüyüş yolları için çalışmalarını sürdürüyor. Sağlıklı yaşamı ve kent içinde bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla başlatılan bisiklet yolu projesinde Gaziosmanpaşa Mahallesi’ndeki 8. Sokak’ta asfalt serimi devam ediyor. Toplam 770 metrelik yol güzergâhında çalışmalar, Kemer Köprü Caddesi’nden Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam edecek. Kemer Köprü Caddesi ile Şelale Sokak arasında kalan alanda ise dekoratif aydınlatmalar kullanılarak göze hitap edecek bir çalışmaya imza atılmak isteniyor. Çalışmalarla ilgili bilgi veren belediye yetkilileri, “Bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmalarımızda aşınma tabakasının serimi ile baskı işlemleri eş zamanlı olarak devam ediyor. İlk olarak Kemer Köprü Caddesi’nden başlayan çalışmalar, yaklaşık 590 m uzunluğundaki Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam ediyor. Akabinde yaklaşık 180 metre uzunluğundaki 8. Sokak’ta da çalışmalarımızı da kısa sürede tamamlayacağız. Baskı çalışmamızın tamamlanması sonrasında dekoratif boyama asfalt boyama, çizgi çalışmaları, dekoratif aydınlatma ve peyzaj çalışmalarını da tamamlayarak yolumuzu hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerine yer verdi.
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kedi haline terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihî süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal şartlardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna temas etmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.