EKONOMİ - 12 Mayıs 2021 Çarşamba 10:40

Diyarbakır’da Ramazan Bayramı’na özel son 3 günde 6 ton tatlı satışı yapıldı

A
A
A
Diyarbakır’da Ramazan Bayramı’na özel son 3 günde 6 ton tatlı satışı yapıldı

Diyarbakır’da tatlıcıların Ramazan Bayramı mesaisi başladı.

Diyarbakır’da tatlıcıların Ramazan Bayramı mesaisi başladı. Korona virüs nedeni ile uygulanan tam kapanmanın dışında tutulan tatlıcılar, evden çıkamayan vatandaşların şehir içi ve şehir dışından taleplerini karşılamak için bayrama özel son 3 günde 6 ton tatlı üretti.


Diyarbakır’da yarım asrı aşkın süredir tatlı sektöründe öncü olan Kadayıfçı Sıtkı Usta, Ramazan Bayramı’nda vatandaşların taleplerini karşılamak için kolları sıvadı. Tam kapanmadan muaf tutulan tatlıcılardan Kadayıfçı Sıtkı Usta, evlerinde kalan vatandaşların Türkiye’nin dört bir yanından taleplerine cevap vermek ve bayramı tatlandırmak için üç vardiyalı çalışmaya başladı. Evde kalan vatandaşların taleplerini servisle, kargoyla ve otobüsle evlerine ulaştıran Kadayıfçı Sıtkı Usta, Ramazan Bayramı için son 3 günde 6 ton tatlı üretti.



"Türkiye’nin bütün illerine otobüs ve kargo ile gönderiyoruz"


1968’den beri babasının ve kendilerinin bu mesleği yaptığını belirten Kadayıfçı Sıtkı Usta işletmecisi Ahmet Altunbay, pandemi döneminde salonlarının kapanmasına rağmen paket satışlarında Ramazan ayında düşüş yerine yükseliş olduğunu söyledi. Bayram arifesinde bugün ve yarın için verilen sipariş miktarının şu an 6 ton civarı olduğunu kaydeden Altunbay, “3 ton baklava, 3 ton kadayıf siparişimiz var. Soğuk baklavamız daha çok rağbet görüyor. 1 tona yakın soğuk baklava siparişimiz var. Bu siparişlerin yüzde 30’u şehir dışına. Türkiye’nin bütün illerine, otobüs ve kargo ile gönderiyoruz. Bugün akşam ve yarın şehir içi siparişlerimizi teslim edeceğiz inşallah. Bizim kadayıf çeşitlerimiz fıstıklı var. Cevizli var, kaymaklı fıstıklı var, peynirli var. Fiyat olarak fıstıklı çeşitleri 75 lira kadayıf, cevizli 65 lira. Baklava çeşitleri fıstıklı olan 85, soğuk 90, fıstık sarma 130, cevizli sarma 80 lira. Fiyatlar bu yıl Ramazan ayında zam yapılacaktı. Biz o zammı bilerek yapmadık" dedi.



"Ucuz malzeme kesinlikle ve kesinlikle hilelidir"


Şeker hastalarına özel hurma suyundan yaptıkları şerbet olduğunu aktaran Altunbay, sözlerine şöyle devam etti:


"Kesinlikle şeker içinde yok. Hurma suyunu alıyoruz. Onu da sulandırıyoruz. Onu şerbetle aynı kıvama getiriyoruz. Birçok şeker hastasında denedik şekeri yükselmiyor. Herkes rahat rahat tüketebilir. Kesinlikle hiçbir katkı maddesi yok. Orijinal hurma suyu ve sudan yapıyoruz. Ucuz malzeme almasınlar. Ucuz malzeme kesinlikle ve kesinlikle hilelidir. Adamlar tereyağı yerine tereyağı esansı kullanıyorlar. Fıstık yerine yer fıstığı kullanıyorlar. Antep fıstığının kilosu 150 lira. Yer fıstığının kilosu 10 lira. Benim kullandığım şeker orijinal kristal toz şeker. Onlar glikoz kullanıyorlar. Bunlar hepsi sağlığa zararlı şeyler. Kanserojen maddelerdir. Bu tatlıları birkaç kere yiyen muhakkak bir hastalık geçirecektir. Ucuz tatlı kesinlikle almayın. Ucuzsa hile vardır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.