- 02 Mayıs 2021 Pazar 14:28

Esnaf ve vatandaşlar sokak hayvanlarını yalnız bırakmadı

A
A
A
Esnaf ve vatandaşlar sokak hayvanlarını yalnız bırakmadı

Korona virüs tedbirleri kapsamında 81 ilde uygulanan 17 günlük tam kapanmada Diyarbakır’da sokak hayvanlarını yalnız bırakmayan esnaf ve vatandaşlar, belirlenen noktalara kaplarda yemek, su, süt ve et bıraktı.

Korona virüs tedbirleri kapsamında 81 ilde uygulanan 17 günlük tam kapanmada Diyarbakır’da sokak hayvanlarını yalnız bırakmayan esnaf ve vatandaşlar, belirlenen noktalara kaplarda yemek, su, süt ve et bıraktı.


Korona virüs tedbirleri kapsamında 17 günlük tam kapanmada Diyarbakır esnafı sokak hayvanlarını unutmadı. Bakkal işleten Yakup Önalan, vatandaşlara et, süt, mama, ellerinde ne varsa israf etmeden çöpe atmak yerine hayvanlara vermeleri çağrısını yaptı. Önalan, “Zaten pandemi dönemindeyiz, elimizden geldikçe hayvanlara yardım etmemiz gerekiyor. Elimizdeki poşetleri evimizdeki yiyecekleri ya da yemekleri çöpe atmayıp, hayvanlara kaplarda bıraksak en azından bir nebze de olsa insanlık vazifemizi yapmış oluruz. İnsanların da buna duyarlı olması gerekiyor, çevremizdeki hayvanlara yardımseverliğimizi göstermemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Hayvanların şekilleri, görünüşleri bellidir. Birbirleriyle kavga edip tartışıyorlar. Biz insanız Allahü Teala bize dil, konuşma vermiş birbirimizle konuşalım anlaşalım diye. Onlarda böyle bir şey yok, onların yapmacık olmadığını anlıyoruz. İnsanların da hayvanlar gibi yapmacık davranmamasını gönülden istiyorum" dedi.


Kemal Dursun adlı vatandaş ise pandemi döneminde lokantalar kapalı olduğu için sokak hayvanlarının aç kaldığını ve herkesin buna duyarlı olması gerektiğini kaydetti. Dursun, “Onlara yem, su, süt hatta imkanları olan evde ekmek, su, et, pilav ya da makarna yapıp hayvanlara vermelidir. Dünya bizim ortak alanımızdır, o yüzden hayvanların haklarını savunmamız gerekiyor. Toplum olarak insanlar için de aynı şeyi düşünüyorum. Fakir, gariban, evsiz kalanları hepimiz eşitiz. Birbirimizden üstünlüğümüz yok. Ben yetkililere, belediyelere çağrıda bulunmak istiyorum. Herkesten rica ediyorum, ellerini taşın altına koymalarını istiyorum. İnsanlardan ricam sokakta kalmışlara yardımcı olun. Hayattan istediğim budur, kendim için değil. Hem devlet ve insan olarak elimizden geldiğince yardımcı olmalıyız. Kimin elinden ne geliyorsa onu yapması lazım. Pandemi dönemindeyiz. Her yer kapalı, çöpte de fazla bir şey bulunmuyor. Caddelerde esnaf arkadaşlar var, onlar da ellerinden geldiği kadar veriyor. Şu an onlar kapalı olduğu için hiçbir şey bulamıyorlar, yani sokakta aç geziyorlar. Onlar da bizim gibi yavrularını besliyorlar, insanlara çağrım duyarlı olsunlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.