GENEL - 08 Ekim 2009 Perşembe 11:48

"Memurlar açlıkla pençeleşiyor"

A
A
A
"Memurlar açlıkla pençeleşiyor"

Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, kamu çalışanlarının ortalama maaşının yoksulluk sınırının yarısından daha az olduğunu ifade ederek, "Profesörlerin büyük bir kısmı da yoksulluk sınırında maaş almaktadır" dedi.

Hanefi Bostan, yaptığı yazılı açıklamada kamu çalışanlarının maaş problemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Profesöründen araştırma görevlisine, öğretmeninden memuruna kadar bütün kamu çalışanlarının büyük bir geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu kaydeden Bostan, "Ülkemizde Eylül 2009 sonu itibariyle dört kişilik bir ailenin asgari geçim (yoksulluk ) sınırı 2.824,56 TL iken, kamu çalışanlarının ortalama maaşı yoksulluk sınırının yarısından daha azdır.

Profesörlerin büyük bir kısmı da yoksulluk sınırında maaş almaktadır. Özellikle büyük şehirlerde görev yapan öğretim üyeleri, öğretmenler ve memurlar büyük bir maddi sıkıntı içerisinde açlık ve yoksullukla pençeleşmektedir. YÖK ve Hükümet, Anadolu'da yeni açılan ve kalkınmada öncelikli bölgelerde bulunan üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları ile İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde görev yapan öğretim üyelerinin aynı maaş ve ücreti aldıklarını zannetmektedir. Hâlbuki arada küçümsenmeyecek ölçüde fark bulunmaktadır.

YÖK'ün ve Hükümet'in öncelikle büyük şehirlerde görev yapan öğretim üyelerinin, öğretmenlerin ve memurların maaşlarını iyileştirmeye yönelik bir icraat ortaya koyması gerekmektedir. Yine kalkınmada öncelikli bölgelerde görev yapan öğretim üyelerine ödenen tazminat, o bölgelerde çalışan memurlara da verilmelidir" diye konuştu.

Bugün en düşük memur maaşının 1023,82 TL, ortalama memur maaşının da 1321,2 TL olduğunu ifade eden Bostan, buna karşılık tek kişinin açlık sınırının 1.075,38 TL'ye, dört kişilik çekirdek bir ailenin yoksulluk sınırının ise 2.824,56 TL'ye yükseldiğini belirtti. Bostan, ülkemizde kamu çalışanları arasında en az ücret alan kesimin üniversiteler, Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan memurlar olduğunu savunarak, "Diğer kurumlarda çalışan memurların aldığı maaş ve ek ödemeleri yeterli olmasa da Üniversite, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığı memurlarına nispetle daha iyi bir durumdadır.

Birçok kurumda, çalışanlar kurum tazminatı aldığı halde, Üniversitelerde çalışan memurlar kurum tazminatı alamamaktadırlar. Yine Milli Eğitim Bakanlığında her yıl öğretmenlere Eğitim ve Öğretime başlama ödeneği verilirken bu kurumda çalışan memurlara verilmemektedir" dedi.

Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan açıklamasında, sendika olarak yaptıkları hesaplamalarla hazırladıkları 2009 Eylül ayı sonu itibarıyla asgari geçim endeksine ilişkin de bilgi verdi. Bostan, "Türkiye İstatistik Kurumu'ndan alınan Eylül 2009 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 1.419,42 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi (yoksulluk sınırı) ise 2.824,56 Lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre yüzde 0,73 oranında arttığını göstermektedir. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre yüzde 1,14 oranında artarak, 1.087 Lira 62 Kuruş olmuştur. Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı 2009 yılı Eylül ayında 1.077,5 Lira olarak tahmin edilmiştir" açıklamasında bulundu.

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Eylül 2009 verilerine göre günlük 20,27 TL şeklinde belirlendiğini anlatan Bostan, "Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 608,19 TL olmuştur. Eylül 2009 itibarı ile ortalama 1.321,2 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 46,03'ünü oluşturmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde bulunan konut gideri ise Eylül 2009 ortalama maaşının yüzde 35,5'ine denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının yüzde 81,53'ünü yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır. Diğer ihtiyaçları için ise maaşının yüzde 18,47'si ile yetinmiştir. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Eylül 2009 maaşından geriye yalnızca 244,03 TL kalmıştır.

Kasım 2002=100 olarak kabul edildiğinde açlık sınırı endeksi 228,85 olurken; yine Kasım 2002=100 olarak hesaplanan TÜFE endeksi 189,30 olarak hesaplanmıştır. Buna göre anılan dönemde açlık sınırındaki artış TÜFE'den yüzde 39,55 daha fazla olmuştur. Bu da memurun Hükümetten yüzde 40 oranında alacaklı olduğunu ortaya koymaktadır" şeklinden konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.