GENEL - 16 Temmuz 2019 Salı 13:57

Gündüz: “Halkın ortak vurgusunun başında idam geliyor"

A
A
A
Gündüz: “Halkın ortak vurgusunun başında idam geliyor"

15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, dün yapılan bütün törenlerde, etkinliklerde vatandaşların dile getirdiği birkaç ortak vurgu olduğunu, bu ortak vurguların başında ise idamın geldiğini söyledi.

15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, dün yapılan bütün törenlerde, etkinliklerde vatandaşların dile getirdiği birkaç ortak vurgu olduğunu, bu ortak vurguların başında ise idamın geldiğini söyledi.


15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, dün bütün Türkiye’de çeşitli etkinliklerle anılan 15 Temmuz şehitlerini rahmet, minnet ve şükranla andıklarını söyledi. Gazilere sağlıklı huzurlu ömür dilediğini ifade eden Gündüz, Türkiye dün sadece 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini anmakla kalmadığını, ortaya konan birlik, beraberlik ve kardeşlik vurgusunun, başta üç yıl önce darbeyi gerçekleştirmek isteyen FETÖ’cüler olmak üzere bütün dünyaya verilmiş net bir mesaj olduğunu belirtti.



"Birlik bütünlük ruhu atalarımızın göstermiş olduğu birlik ruhunu hatırlattı"


Başkan Gündüz, Türkiye olarak 15 Temmuz 2016’dan 251 şehit, 2 bin 194 gazi verdiklerini ama bu hain alçak darbe girişiminin hainlere dik duruş göstermelerine vesile olduğunu vurguladı. Başkan Gündüz, "Dün Diyarbakır’dan Trabzon’a, Iğdır’dan Edirne’ye, Van’dan, Bingöl’den İzmir’e kadar bütün il ve ilçelerde bu coşku sokağa yansımış ellerine ay yıldızlı bayrağı alan herkes etnik kökenine, inancına ve dünya görüşüne bakmaksızın sokaklara çıkarak şehit ailelerine ve gazilere desteğini açık bir şekilde ifade etti. Dün Türk’ü de Kürt’ü de Zaza’sı da Laz’ı da Çerkez’i de herkes aynı dava uğruna herkes aynı amaç uğruna 15 Temmuz şehitlerini ve gazileri anmak için bir bütün olarak sokaklardaydı. Bu birlik bütünlük ve kardeşlik ruhu adeta yıllar önce haçlı zihniyetine karşı Çanakkale de Sarıkamış’ta Galiçya’da Dumlupınar’da atalarımızın göstermiş olduğu birlik beraberlik ve kardeşlik ruhunu bizler hatırlattı. Bu birlik beraberlik ve kardeşlik ruhumuz devam ettiği müddetçe yaşadığımız bu coğrafyada hep bağımsız olarak kalacak başımız dik bir şekilde bütün dünya mazlum ve mağdurlarının da umudu halinde olan bir ülke konumumuzu inşallah hep korumuş olacağız" dedi.



"Vatandaşlarımızın mesajı, fitne tohumlarını ekmek isteyen şer odaklarınaydı"


Dün yapılan bütün törenlerde, bütün etkinliklerde vatandaşların dile getirmiş olduğu birkaç ortak vurgu olduğunu aktaran Başkan Abbas Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu ortak vurguların başında bütün meydanlarda hep bir ağızdan yükselen,’ İdam isteriz, idam isteriz, idam isteriz’ sloganlarıydı. Aslında bu talep bu istek 15 Temmuz hain darbe girişiminin gerçekleştiği günden bu yana bütün vatandaşlar hemen hemen her ortamda bu talebi bu isteği kamuoyu önünde ve devlet büyüklerimizin katıldığı törenlerde programlarda açık bir şekilde ifade etmektedirler. Vatandaşın bu ortak talebine isteğine rağmen maalesef şimdiye kadar ne hükümetten ne de muhalefetten bu konuyla ilgili verilmiş bir söz atılmış bir adım olmamıştır. Bu da vatandaşımızı fazlasıyla üzmektedir. Çünkü vatandaşlarımız biliyor ve inanıyorlar ki bu hain ve alçaklara idam gelmedikçe meydanlarda bunların boynuna ipler dolanmadıkça bunlar geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu hain darbe girişimlerinde bulunacaklardır. Vatandaşlarımızın dün bütün meydanlarda dile getirdiği ortak önemli bir mesaj ise bu ülkenin üzerinde gözü olan bu ülkenin halklarını bölmek parçalamak ve aralarına fitne tohumlarını ekmek isteyen içteki ve dıştaki şer odaklarınaydı. Vatandaşlarımız bu şer odaklarına hep bir ağızdan, ‘Bizi bölemeyeceksiniz bizi parçalamayacaksınız, kardeşliğimizi bozamayacaksınız’ şeklinde haykırışlarıydı. Ortaya konulan bu birlik ve beraberlik mesajları sergilenen tavır Türkiye’yi bölmeye parçalamaya bozmaya çalışanlara adeta bir Osmanlı tokadı niteliğindeydi. Beklentimiz odur ki bu kararlılığı bu net mesajları duyan şer odakları bir daha asla bu ülkenin üzerinde ameliyat yapmaya bu ülkeyi bölmeye parçalamaya tevessül etmemeleridir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu ülkeyi bölmeye parçalamaya çalışanlar bilmelidirler ki bu ülkenin aziz insanları canları ve kanları pahasına mücadele vererek bu ülkenin bölünmesine ve parçalanmasına asla müsaade etmeyeceklerdir. Bu vesilelerle Çanakkale’den günümüze kadar bu ülke bu bayrak bu ezan ve mukaddes değerlerimiz uğruna canlarına feda eden aziz şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anarken gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
Amasya Amasya’da hastanelerin temizlik malzemesi kimyacı liselilerden Amasya’da hastanelerin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, kimyacı lise öğrencilerinin üretimiyle karşılanıyor. Şehrin sembolü elmadan esinlenip “elma’s” markasıyla ürettikleri temizlik ile hijyen malzemelerini hastanelere ve fabrikalara satan Merzifon Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl 3 milyon liranın üstünde gelir hedefliyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol yapıldı Kimya teknolojisi eğitimi alan öğrenciler ve öğretmenleri, okulda oluşturulan atölyede dezenfektan, sıvı el sabunu, çamaşır suyu ile kolonya gibi 25 farklı malzemenin üretimi yapıyorlar. Bu ürünlerden 15’i Amasya İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan protokolle ildeki hastanelere gönderiliyor. Bakanlık üretimi destekliyor Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, Amasya’daki hastanelerin temizlik ve hijyen malzemelerinin tamamının öğrenciler ile öğretmenlerin emekleriyle hazırlandığını söyledi. Okulun yılsonuna kadar 3 milyon liranın üstünde satış yapmayı hedeflediğini anlatan Mehmet Türkmen, “Okulumuzdaki imalata Milli Eğitim Bakanlığımız gereken desteği sağlıyor. Artacak kapasiteyle birlikte satışların da büyümesini planlıyoruz” dedi. Okul müdürü Sadık Turan ve kimya teknolojisi alanı şefi Fatma Nakır’dan çalışmalarla ilgili bilgi alan Türkmen, satış sonrası ürünlerden memnun kalınmasının da kaliteli bir iş çıkartıldığının kanıtı olduğunu vurguladı. “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” düşüncesiyle üretimde görev alan öğrencilerden 9. sınıf öğrencisi Hilal Bıcıl, çalışmalarının kozmetik alanında gelişeceğine inandığını anlatırken üniversite eğitimini kimya alanında sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Arkadaşı Mustafa Yusuf Töre de ürettikleri temizlik maddelerinin anneleri tarafından da beğenildiğine işaret etti.