GENEL - 23 Mayıs 2020 Cumartesi 15:19

Terörün pençesinden evlatlarını kurtarmak için oturma eyleminde olan aileler, bayrama buruk giriyor

A
A
A
Terörün pençesinden evlatlarını kurtarmak için oturma eyleminde olan aileler, bayrama buruk giriyor

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 264 gün HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eyleminde olan aileler, sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı oturma eylemlerine ara verirken, aileler, Ramazan Bayramına buruk giriyor.

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 264 gün HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eyleminde olan aileler, sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı oturma eylemlerine ara verirken, aileler, Ramazan Bayramına buruk giriyor.


Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’dan itibaren farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan aileler, eylemlerinin 264’üncü gününde İçişleri Bakanlığının 81 ilde, 4 günlük sokağa çıkma kısıtlaması genelgesi doğrultusunda eylemlerine ara verdi. Aileler, her biri 11, 12 bayramdır evlatlarını görmediklerini, evlat hasretiyle bayramlara buruk girdiklerini ifade etti.


2014 yılında Arnavutköy’de ’Bana iş buldular, işe gidiyorum’ diyerek evden çıkıp dönmeyen oğlu Tuncay için evlat nöbetinde olan Şevket Bingöl, çocuğuyla 12 bayramdır bayramlaşamadığını söyledi. Bingöl, “12 bayram değil, 24 bayramda geçse ben çocuğumu burada bekleyeceğim, çocuğumu HDP’den almadan da gitmeyeceğim. Tuncay oğlum, eğer beni duyuyorsan, bak halimizi görüyorsun. Bayramda herkes çoluk çocuğunun içindedir. Ben burada seni bekliyorum. Nerede polis, asker görürsen kaç teslim ol” dedi.



“Ben ve benim gibi annelerin bayramı yok”


8 yıl önce 17 yaşında Bursa’dan kaçırılarak dağa götürülen kızı Şeyma Ceylan Tekin için oturma eyleminde olan Türkan Mutlu, bayramı, seyranı unuttuklarını dile getirdi. Mutlu, “Yarın bayram, biz bayramı, seyranı unutmuşuz. Bende bir anne olarak, ‘Sözün bittiği yerdeyim.’ Ben ve benim gibi annelerin bayramı yok. Senede üç günüm bana çok acı veriyor. Biri anneler günü, iki bayram günü, biri de öğretmenler günü. Çünkü benim kızım öğretmen olacaktı” diye konuştu.


2015 yılında Adana’da kaybolan 21 yaşındaki oğlu Engin Küçükdağ için evlat nöbetinde olan Kamile Küçükdağ ise, 11 bayramdır evladının gittiğini kaydetti. Küçükdağ, “Benim bayramım, seyranım yok. Benim çocuklarımın bayramı yok. Akşam babası telefon açtı. Dedi, ‘herkes alışverişe gidiyor, herkesin çocuğu, eşi yanındadır. Herkes mutlu, huzurludur. Ben niye mutlu değilim’ dedi. Anneler günü geliyor, anneler günümüz yok. Bir akrabamızın düğünü oluyor, düğüne gidemiyoruz. Bizim ne günahımız var. Yeter artık. HDP, bizim çocukları bıraksın. Çocuklarımızı dağda taşların içinde mahkum etmiş. Bizi de kapısının önünde mahkum etmiş” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü dolayısıyla, ESOGÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Hastane poliklinikler girişinde gerçekleştirilen etkinlikte hormonların önemi vurgulanarak obezite ile kanser ilişkisinin önemine dikkat çekildi. Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı’ndan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: “Obezite yüksek enerji alımına bağlı olarak vücutta aşırı yağ birikimi ile gelişen, pek çok bileşeni olan bir hastalıktır. Obezite ‘Beden Kitle İndeksi’ ile ifade edilir. Kişinin beden kitle indeksi 19-24.9 kilogram/metrekare ise normal kilo, 25-29.9 kilogram/metrekare ise aşırı kilo, 30 kilogram/metrekareden yüksek ise obezite, 40 kilogram/metrekareden yüksek ise ciddi obezite veya beraberinde pek çok hastalığa da sebep olabileceğinden morbid obezite söz konusudur. Obez hastaları değerlendiren uzmanlar öncelikle obeziteye neden olan genetik, hormonal veya metabolik bir hastalığın olup olmadığını değerlendirirler. Obeziteye neden olan böyle bir patoloji varsa öncelikle buna yönelik tedavi planlanır. Obeziteye neden olabilecek bir hastalık tespit edilmez ise sağlıklı beslenme ve egzersizin yanı sıra kilo azaltıcı tıbbi tedavi önerilerinde bulunulur. Türkiye’de 12 yıl arayla yapılan Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Epidemiyoloji Çalışması-I ve II’nin sonuçları obezite sıklığının aradan geçen 12 yıl içinde kadınlarda yüzde 34 ve erkeklerde yüzde 107 oranında arttığını göstermiştir. Obezite günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra ikinci en önemli nedenidir. Obezite tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon (HT), hiperlipidemi (HL), serebrovasküler hastalık, çeşitli kanserler, obstrüktif uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, gastroözofageyal reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, infertilite, osteoartroz ve depresyon gibi sağlık sorununa neden olarak sağlık harcamalarını artırmakta ve yaşam beklentisini kısaltmaktadır. Obezitenin kanser gelişimiyle olan ilişkisi, bedenimizde obeziteye neden olan mekanizmaların bazılarının kanser gelişimine de yatkınlık sağlamasıyla açıklanmaktadır. Obeziteyle ilişkili özellikle menopoz sonrası ortaya çıkan meme kanseri, ayrıca kolorektal, pankreas, mide kardiya tümörleri; yemek borusu, endometrium ve over kanserlerinin ilişkili olabileceğine ait kanıtlar vardır. Türkiye’de T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün Kanser Daire Başkanlığı tarafından 2022’de yayınlanan son kanser istatistiklerine göre, ülkemizde yıllık yeni tanı alan kanser hastası sayısı artmaktadır. Sonuç olarak toplumumuzda artan obezite sıklığı ve kanser sıklığına dikkat çekmek ve obezitenin kansere neden olan etkenler içinde tıpkı sigara gibi önlenebilir bir etken olduğunu vurgulamak için 24 Nisan Avrupa Hormon Günü’nde biz de böyle bir etkinlik düzenlemiş bulunuyoruz.”