SAĞLIK - 03 Ekim 2019 Perşembe 12:13

Uzmanından anne sütü ile beslenme önerisi

A
A
A
Uzmanından anne sütü ile beslenme önerisi

Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz.

Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Hakan Onur, 1-7 Ekim emzirme haftası nedeniyle anne sütü ve emzirmenin önemi hakkında bilgi verdi.


Anne sütü ile ilgili açıklamalarda bulunan Uz. Dr. Onur, anne sütünün içinde bulunan salgısal Ig A mukozayı kaplayarak çocuğu tifo, şigella, kolera ve bazı viral enfeksiyonlara karşı koruduğunu söyledi. Anne sütüyle beslenmenin sağlığa olumlu etkilerinin sadece verildiği süreye kısıtlı olmadığını vurgulayan Uz. Dr. Onur, “Anne sütüyle beslenen süt çocuğunun ileri yaşama eriştiğinde büyümesinin daha normal olduğu kanıtlanmıştır. Anne sütü ile beslenen çocuklarda obezite, koroner kalp hastalığı riskinin azaldığını gösteren çalışmalar vardır. Anne sütüyle beslenen çocukların davranış fonksiyonlarının, zeka düzeylerinin biberonla beslenen çocuklara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Anne sütü ile beslenen çocuklarda çene ve ağız gelişimine ait bozukluklar, diş çürükleri daha seyrek izlenir. Orta kulak iltihabı gelişme riski düşüktür. Anne sütüyle beslenen çocuklarda alerjik hastalık gelişim riski de düşüktür. Yaşamın ilk aylarında inek sütü ve endüstriyel formül mamalarla beslenen çocuklarda diyabet gelişme riskinin yüksek olduğu gösterilmiştir. Anne sütü sadece en ideal besleyici değil süt çocuğunu en ekonomik olarak besleme yoludur. Bebeğin doğumdan sonra hemen emzirilmesi ve emzirilmeye devam edilmesi aile ekonomisine ve ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır. Ülkemizde anne sütü yerine en çok inek sütü kullanılmaktadır. İnek sütü anne sütünden çok farklıdır ayrıca hazırlanırken bakterilerle çok çabuk bulaşırlar. İnek sütüyle beslenen çocuklarda sık görülen ishal atakları bebeğin hayatını tehdit ettiği gibi hastane ilaç giderleri ile aile bütçesini olumsuz etkiler. Sonuç olarak ilk 4-6 ay tek başına daha sonra en az ilk yıl uygun gıdalarla birlikte anne sütü ile beslenmenin çocuk sağlığına katkıları ve diğer üstünlükleri göz ardı edilmemeli başarılı emzirme için gerekenlerin uygulanması en önemli sorumluluklarımızdan birisi olmalıdır” dedi.



“Bebek memeyi emerse süt artar”


Yaşamın ilk 4-6 ayında bebeklerin sadece emzirilmelerinin hemen bütün farklı kültürlerde en üstün beslenme şekli olarak benimsendiğini kaydeden Uz. Dr. Onur, “Ancak bu en doğal ve basit beslenme şekli sağlık personeli tarafından yeterince önemsenmemekte, çocuğun sağlığını sadece yaşamın ilk birkaç ayında değil ama ömür boyu olumlu etkileyecek olan emzirmenin başlatılması ve sürdürülmesinde hala çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Ülkemizde ortalama anne sütü alım süresi 10 ay olmasına rağmen yaşamın ilk 3 ayında sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin oranı yüzde 13,8’dir. Çoğu bebek gereksiz yere erken besin almaktadır. Doğumdan sonra anne ve bebeğin ayrılmaları, emzirmenin başlama, sıklık ve süresinin kurallarla kısıtlanması, süt inmesi beklenirken bebeğe şekerli su veya inek sütü verilmesi gibi yapılan rutin uygulamaların, süt yapımını azaltan, bebeğin memeyi kavramasını önleyen, anne memesine olan iştahını azaltan, enfeksiyon ve alerji riskini artıran uygulamalar olduğu fark edilmiştir. Süt yapımını artıran hormon bebeğin emmeye başlamasıyla birlikte salgılanarak kana karışır ve süt yapımını sağlar. Bebek ne kadar fazla süt emerse bir sonraki emzirmede o kadar fazla süt yapılmış olur. Hiçbir şey süt yapımını bebeğin memeyi emmesi kadar artıramaz. Emzirmenin etkili bir şekilde başlaması ve sürdürülmesi için en ideal ve doğal olan doğumdan hemen sonra bebeğin çıplak olarak annenin çıplak göğsüne konması yoluyla tensel temasın ve ağzını açıp memeyi arayarak emmeye hazır olduğunu belli eder etmez ilk emzirmenin sağlanması, değilse bebeğin en geç 1 saat içinde anne memesine verilerek aynı şekilde emzirilmesinin teşvik edilmesi, bebeğe tıbbi bir zorunluluk olmadıkça emzirme öncesi başka hiçbir besin verilmemesinin ve ilk olarak kolostrumu emmesinin sağlanması, bebeğin canı her istedikçe gece ve gündüz sık olarak istediği sürece emzirilmesi, bebekle annenin aynı odada kalmalarının sağlanması, emzirilen bebeğe yaşamının ilk 4-6 ayında başka hiçbir ek besin verilmemesidir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekildi Muğla Gençlik Merkezi tarafından bağımlılıklarla mücadele konulu farkındalık etkinliği düzenlendi. Etkinlik Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda gerçekleştirildi. Etkinlik çerçevesinde Yeşilay ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik Merkezi ekibi tarafından kurulan stantta vatandaşların tütün kullanımının zararları konusunda bilgilendirme yapıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Kötekli Gençlik Merkezi’nde gençlik lideri olarak görev yapan Ayşe Karanlık” Aslında bağlılıklarla mücadele çerçevesinde biz Gençlik Merkezi olarak gençlerin serbest zamanlarını bağımlılıklardan uzak, kötü alışkanlıklardan ve zararlı alışkanlıklardan uzak kalmaları hedefinde etkinlikler yapıyoruz. Sosyal, kültürel, eğitsel faaliyetler yapıyoruz ve bunun yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri, vicdani sorumluluk projeleri de yapıyoruz. Bu da aslında o tür etkinliklerden biri. Etkinliğimizin adı ‘Senin için Duruyorum’ Çünkü bu tütün kullanımı son zamanlarda çok küçük yaşlara indi. Artık ilkokul seviyesindeki çocuklarda görüyoruz. Bizim de gönüllü gençlerimiz bu konuya dikkat çekmek amacıyla 7’den 70’e örnek olsun diye slogan çalışması yaptık. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüz bünyesinde ve Yeşilay’a bağlı YEDAM bünyesindeki psikologlarımıza danıştık. Onların da onayıyla bu şekilde ‘Flash - mob’ farkındalık etkinliği hazırladık. Etkinliğimizi Yeşilay Muğla Cemiyeti’de destek veriyor. Yeşilay’ın standında da Yeşilay ile ilgili broşürler ve bileklikler dağıtılıyor. Bağımlılıkla mücadele etkinliklerimizde bize destek verdiği için Yeşilay Muğla Cemiyeti’ne çok teşekkür ediyorum. Diğer kaynaklarımızı da bize sunduğu için Gençlik ve Spor Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz ”dedi.
Bursa Geleceklerine dair hayallerini resimle anlattılar Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen ‘Kendi Geleceğim’ temalı resim yarışmasında dereceye giren öğrenciler ödüllerini aldı. Nilüfer Belediyesi’nin, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte 1997 yılından bu yana düzenlediğii okullar arası resim yarışması sonuçlandı. Bu yıl ‘Kendi Geleceğim’ temasıyla düzenlenen resim yarışmasına 9 okuldan 70 öğrenci katıldı. Dereceye girenlere Konak Kültürevi’nde düzenlenen törende ödülleri verildi. Törene Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Altınok, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, okul idarecileri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Törende konuşan Başkan Şadi Özdemir, organizasyonun önemine dikkat çekti. 27 yıldır düzenlenen etkinliğin binlerce öğrenciyi resim sanatıyla buluşturduğunu ifade eden Başkan Özdemir, “Böylesine güzel bir etkinlikte sizinle birlikte olmak, pırıl pırıl öğrencilerimizle bir arada olmak geleceğe dair umut veriyor. Nilüfer, kültürün ve sanatın kenti olduğunu bugün bir kez daha kanıtlıyor. 1997 yılından bu yana bu resim yarışmasının düzenleniyor olması da bunun en somut göstergesi. Öğrencilerin bu yarışmaya gösterdiği ilgi de ayrıca sevindirici. Bu yıl 27’inci kez düzenlediğimiz bu yarışmaya bu yıl 9 okuldan 70 öğrenci katıldı. Son 11 yılda da toplam bin 156 öğrenci resim çalışmasıyla yer almış ki bu çok önemli bir rakam. Bu kadar öğrenciye resmi yaptırmış olmak bile bizim için değerli bir kazanım” dedi. Amaçlarının öğrencileri yarıştırmak olmadığını yeteneklerin keşfetmek olduğuna değinen Şadi Özdemir, “İstiyoruz ki öğrenciler hayallerini resimle ifade edebilsin. Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği içinde ortaokul öğrencilerine yönelik düzenlediğimiz resim yarışmasında bu yıl temayı “Kendi Geleceğim” olarak belirledik. Öğrencilerimizin bu temaya ilişkin hayallerini resimlere nasıl yansıttığını birazdan hep beraber görme imkanımız olacak. Yarışmaya ilgi gösteren öğrencilerimize, onları teşvik eden öğretmenlerimize ve okul yönetimlerine de ayrı ayrı teşekkür ederim. Hayatınızın bir yerinde hep sanat olsun. Bu konuda biz de hep yanınızda olacağız” diye konuştu. Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Altınok da yıllardır sürdürülebilir bir organizasyonun parçası olmaktan mutlu olduklarını ifade ederek, “27 yıldır süren önemli bir projeye imza atıyoruz. Bundan sonrada uzun yıllar devam eder ve ülke geneline örnek olur. Sanatla uğraşmak insanı olgunlaştırır, paylaşımcı yapar. Her öğrenci mutlaka bir enstrüman çalmalı, bir spor dalında kendini yetiştirebilmeli. İnşallah bu konuda ortak bir çalışmaya da imza atabiliriz” diye konuştu. Konuşmaların ardından dereceye girenlere ödüllerini Başkan Şadi Özdemir, Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer ve Nilüfer Belediye Meclisi üyeleri tarafından verildi. Yarışmada birinci Özlüce Sınav Koleji’nden Sena Ceren Selçuk, ikinci Nilüfer Şehitler Okulu’ndan Lara Atay, üçüncü de Dilek Özer Ortaokulu’ndan Azra Ataş oldu. Mansiyon ödüllerine ise Özel Çakır Ortaokulu’ndan Zeynep Erdem, Halil İnalcık Bilsem Ortaokulu’ndan Ada Cihanlı, Dilek Özer Ortaokulu’ndan İrem Güneş layık görüldü. Yarışmaya katılan öğrencilerin resimleri 24 Nisan’a kadar Konak Kültürevi’nde sergilenecek.