SAĞLIK - 18 Şubat 2020 Salı 13:06

Düzce Üniversite Hastanesi yıllık 130 bin hastaya bakıyor

A
A
A
Düzce Üniversite Hastanesi yıllık 130 bin hastaya bakıyor

DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servisi günlük 350, yıllık ise ortalama 130 bin hastaya bakıyor.

DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servisi günlük 350, yıllık ise ortalama 130 bin hastaya bakıyor.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Hasan Sultanoğlu, Düzce üniversitesi Hastanesi acil servisi hakkında bilgiler paylaştı. Acil Tıp biliminin hayatı tehdit eden veya uzuv kaybına neden olabilecek durumlara müdahale edilen bir branş olduğunu ifade eden Dr. Sultanoğlu, Uluslararası Acil Tıp Federasyonunun (IFEM), bu bilimi; tüm yaş gruplarındaki hastaları etkileyen ayrıştırılmamış tüm fiziksel ve ruhsal bozuklukların oluşturduğu hastalık ya da yaralanmaların akut ve ivedi şekillerini önlenmesi, tanısı, tedavisi ve yönetimi için gereken bilgi ve beceriler bütününü kapsayan tıp pratiği olarak tanımladığına dikkat çekti.



"Asistan hoca ilişkisi bilinenin dışında"


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı hakkında bilgiler veren Hasan Sultanoğlu, “Anabilim dalımız modern tıp teknolojisi, deneyimli ve birikimli büyük bir sağlık ekibi ile şehrimize ve bölgemize hizmet edecek akademik kadroya, hemşireye ve yardımcı sağlık personeline sahip. Asistanın hocaya, öğrencinin hocaya direkt ulaşması bölüm olarak artımız. Birçok bölüm ve üniversitelerde asistan hastaneden ayrılamıyorken bizim acil servisimizde asistan kendi hayatına da, akademik hayatına da zaman ayırma fırsatı bulmaktadır. Akademik kadromuzda 1 Profesör, 1 Doçent ve 6 Dr. Öğr. Üyesi mevcut. Dr. öğretim üyelerimiz 7/24 usulüyle çalışmakta, her gün bir Dr. Öğretim Üyemiz 24 saat boyunca hastanede kalmaktadır. 24 hemşiremiz, 12 karşılama ve temizlik, 8 bilgi işlem personeli ve 8 güvenlik ile hizmet vermekteyiz” dedi.


2018 yılında modern binasına taşınan Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi bölge insanına en iyi fiziki koşullarda hizmet vermeye çalıştığını vurgulayan Dr. Sultanoğlu, “Acil servisimizde 2 kişilik resüsitasyon odası, 4 yataklı kırmızı müdahale alanı, 9 yataklı sarı alan, yeşil tedavi alanı, yeşil hasta muayene odası, sütür ve pansuman ve triaj odaları mevcut. Bilgi işlem bankomuz, polis odamız, güvenlik bekleme alanı ve hasta yakınları için geniş bekleme alanımız mevcut. Laboratuvar hizmeti olarak, hastadan alınan kanlar pnömotik cihazı aracılığıyla acil laboratuvara iletilmekte. Acil servisimizdeki cihazla kangazını hızlı çalışmaktayız. Radyolojik olarak acil servisimize ait USG cihazımız, portal röntgenimiz mevcut. Servisimizle aynı katta bulunan radyoloji ünitesi sayesinde tomografi ve MR çekimlerimiz hızlı ve efektif olmaktadır” ifadelerini kullandı.



“Mevsimsel olarak değişmekle birlikte günlük ortalama 350, yıllık 130 bin hasta başvuruyor”


Hastanenin erişkin acil servisine mevsimsel olarak değişmekle birlikte günlük ortalama 350, yıllık 130 bin hasta başvurduğunu kaydeden Sultanoğlu, “Türkiye genelinde acil servislere başvuruların yaklaşık yüzde 70-80 civarı acil hasta değil, birinci basamakta veya poliklinikte muayene olabilecek hastalar. Maalesef şartlar gereği acil servislerimizde yoğunluğun en sık sebebi yeşil alan dediğimiz hasta grupları, atılan adımlara rağmen bu yoğunluk azalmadı. Üniversiteye başvuran yeşil alan acil hastaları bir nebze de olsa ortalamanın altında. Düzce acil serviste yüzde 60 civarında yeşil alan hastamız mevcut” dedi. Acile başvurması gereken hastaların aslında yeşil alan dışında kalan sarı ve kırmızı alan hastaları olduğunu ifade eden Sultanoğlu, acil servisin bu alanında genellikle solunumsal, kardiyak, nörolojik, enfektif hasta gruplarının yanında her çeşit travma hastası, kronik hastalıkları olup kötüleşen bir çok hasta grubuyla karşılaştıklarını bildirdi.



“Hastalara müdahalemiz dünya standartlarının üstünde”


Göğüs ağrısı, solunum sıkıntısı, karın ağrısı, bilinç bozuklukları, felç, travma, üç günden fazla süren yüksek ateşli durumlar ve durdurulamayan kanamalarda acil servise başvurması gerektiğinin altını çizen Öğretim Üyesi Hasan Sultanoğlu, “Maalesef acil servisler olması gereken durumda değil, mevsimsel hastalıklar diye adlandırdığımız kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonları, yaz aylarında ishallerden dolayı acil servis başvuruları artmakta. Bu durumlardan önce önlem alınması, sonrasında gerekli beslenme ve sıvı desteği aldıktan sonra hastalık devam ederse öncelikle aile hekimlerine, sonraki adımda polikliniklere başvurmasını önermekteyiz. Ülkemizde çalışan doktor ve hemşire sayıları yetersiz, acil servislerde bu tür hastalara ayrılan geniş zamandan dolayı gerçekten acil olan hastalara müdahale gecikebilir, tanı ve tedavide zaman kaybedilebiliyor. Buna rağmen gerçek hastalara müdahalemiz dünya standartlarının üstünde” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.